Enstitünün yürüttüğü "Balon ve Aslan Balıklarının Yayılım Alanlarının ve Olası Mücadele Yöntemlerinin Araştırılması (BAYOMA) Projesi" kapsamında istilacı balıklar üzerinde çalışmalar sürdürülüyor.
Akdeniz'de popülasyonu her geçen gün artan ve diğer balıklar için tehlike oluşturan aslan balığının tüketilebilmesi için bilinçlendirme çalışmaları yapıldı.
Hazırlanan videolar ve broşürlerle aslan balığının nasıl temizleneceği ve nasıl tüketileceğine ilişkin çalışma gerçekleştirildi. Balıkçılara verilen eğitimlerin ardından aslan balıkları, tezgahlarda kilosu 20 liradan yerini almaya başladı.
"BALIK ÖLDÜKTEN SONRA ZEHİR ETKİSİNİ KAYBEDİYOR"
Enstitü Müdürü Serkan Erkan, AA muhabirine, büyük ödüller konularak adına yarışmalar düzenlenen aslan balığının yabancı ülkelerde çok tüketildiğini söyledi.
Aslan balığının tüketilmesini önerdiklerini vurgulayan Erkan, "Artık tezgahlarda aslan balığının kontrollü satılmasını ve bilinçli tüketilmesini öneriyoruz. İlk defa Muğla'nın Fethiye ve Antalya'nın Kaş ilçelerinde birkaç tezgahta satılmaya başlandı. Bölgede tüm tezgahlarda bu balığın satışına başlanırsa denizlerde de doğal mücadeleye yön verilmiş olur. Oldukça lezzetli bir balık." diye konuştu.
Enstitünün Balıkçılık Teknolojisi Yüksek Mühendisi Merve Karakuş da balığın kuyruklarındaki desenlerin küpe ve kolye olarak takı sektöründe kullanıldığını ifade etti.
Türkiye'de aslan balığının, doğru tanınmadığı için korkutucu geldiğini anlatan Karakuş, "Zehrini, dikenlerinin altındaki bezlerde taşıyor. Balık öldükten bir süre sonra zehir etkisini kaybediyor." dedi.
Karakuş, balığın sırt, göğüs ve karın yüzgeçlerinde 17-18 zehirli diken bulunduğuna dikkati çekerek, aslan balığının Türkiye'de ilk kez 2014'te görülmeye başladığını söyledi.
"NASIL TEMİZLENECEĞİNİ BİLMEK ÖNEMLİ"
Balığın, Akdeniz bölgesinin tamamında yayılım gösterdiğini, İzmir Aliağa'ya kadar ulaştığını belirten Karakuş, "Nasıl temizleneceğini bilmek çok önemli. Bölgedeki balıkçılarla yaptığımız görüşmelerde balığın zehirli yüzgeçleri ve nasıl temizlenmesi gerektiği anlatıldı. Bütün dikenleri dikkatlice kesmek gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Diğer istilacı tür olan balon balıklarının etinde zehir bulunduğunu, asla tüketilmemesi gerektiğini vurgulayan Karakuş, bilinçli olmak gerektiğini dile getirdi.
Karakuş, avcıların veya yüzenlerin eline, ayağına aslan balığının dikeni battığında panik yapmamalarını, batan yeri ağrısı geçene kadar en az yarım saat 40-45 derecelik suda bekletmelerini önerdi.
"ZEHRİ ISIYA DAYANIKLI DEĞİL"
Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu da aslan balığının dünyanın her tarafında tüketildiğini söyledi.
Balığın zehrinin ısıya dayanıklı olmadığını ifade eden Gökoğlu, "Vatandaşlar tezgahlardan alıp gelişigüzel temizlemeye kalkarsa zehirlenme vakası olabilir. Onun için özel kişiler tarafından temizlenmeli. Etinde zehir yok ancak dikenleri zehirli. Eğer vatandaş kendisi temizleyecekse dikkatli şekilde tüm dikenlerini kesmeli." dedi.
Akdeniz'de popülasyonu her geçen gün artan ve diğer balıklar için tehlike oluşturan aslan balığının tüketilebilmesi için bilinçlendirme çalışmaları yapıldı.
Hazırlanan videolar ve broşürlerle aslan balığının nasıl temizleneceği ve nasıl tüketileceğine ilişkin çalışma gerçekleştirildi. Balıkçılara verilen eğitimlerin ardından aslan balıkları, tezgahlarda kilosu 20 liradan yerini almaya başladı.
"BALIK ÖLDÜKTEN SONRA ZEHİR ETKİSİNİ KAYBEDİYOR"
Enstitü Müdürü Serkan Erkan, AA muhabirine, büyük ödüller konularak adına yarışmalar düzenlenen aslan balığının yabancı ülkelerde çok tüketildiğini söyledi.
Aslan balığının tüketilmesini önerdiklerini vurgulayan Erkan, "Artık tezgahlarda aslan balığının kontrollü satılmasını ve bilinçli tüketilmesini öneriyoruz. İlk defa Muğla'nın Fethiye ve Antalya'nın Kaş ilçelerinde birkaç tezgahta satılmaya başlandı. Bölgede tüm tezgahlarda bu balığın satışına başlanırsa denizlerde de doğal mücadeleye yön verilmiş olur. Oldukça lezzetli bir balık." diye konuştu.
Enstitünün Balıkçılık Teknolojisi Yüksek Mühendisi Merve Karakuş da balığın kuyruklarındaki desenlerin küpe ve kolye olarak takı sektöründe kullanıldığını ifade etti.
Türkiye'de aslan balığının, doğru tanınmadığı için korkutucu geldiğini anlatan Karakuş, "Zehrini, dikenlerinin altındaki bezlerde taşıyor. Balık öldükten bir süre sonra zehir etkisini kaybediyor." dedi.
Karakuş, balığın sırt, göğüs ve karın yüzgeçlerinde 17-18 zehirli diken bulunduğuna dikkati çekerek, aslan balığının Türkiye'de ilk kez 2014'te görülmeye başladığını söyledi.
"NASIL TEMİZLENECEĞİNİ BİLMEK ÖNEMLİ"
Balığın, Akdeniz bölgesinin tamamında yayılım gösterdiğini, İzmir Aliağa'ya kadar ulaştığını belirten Karakuş, "Nasıl temizleneceğini bilmek çok önemli. Bölgedeki balıkçılarla yaptığımız görüşmelerde balığın zehirli yüzgeçleri ve nasıl temizlenmesi gerektiği anlatıldı. Bütün dikenleri dikkatlice kesmek gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Diğer istilacı tür olan balon balıklarının etinde zehir bulunduğunu, asla tüketilmemesi gerektiğini vurgulayan Karakuş, bilinçli olmak gerektiğini dile getirdi.
Karakuş, avcıların veya yüzenlerin eline, ayağına aslan balığının dikeni battığında panik yapmamalarını, batan yeri ağrısı geçene kadar en az yarım saat 40-45 derecelik suda bekletmelerini önerdi.
"ZEHRİ ISIYA DAYANIKLI DEĞİL"
Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu da aslan balığının dünyanın her tarafında tüketildiğini söyledi.
Balığın zehrinin ısıya dayanıklı olmadığını ifade eden Gökoğlu, "Vatandaşlar tezgahlardan alıp gelişigüzel temizlemeye kalkarsa zehirlenme vakası olabilir. Onun için özel kişiler tarafından temizlenmeli. Etinde zehir yok ancak dikenleri zehirli. Eğer vatandaş kendisi temizleyecekse dikkatli şekilde tüm dikenlerini kesmeli." dedi.
