GS1 Türkiye, üretim ve ticaret yapısının güçlendirici uygulamalarıyla yüzde 85’i KOBİ olan 40 bin üyesinin dijitalleşmesi ve uluslararası standartları kullanarak ticarette dünyaya açılmasında önemli bir görev üstleniyor. 117 ülkenin üye olduğu küresel GS1 ağı içinde “dünya ticaretine giriş kapısı” olarak üreticilere uluslararası rekabet gücü kazandırıyor.
Mevcut standartların uluslararası alanda sağladığı faydalar ve Türkiye’yi bekleyen yasal düzenlemelere ilişkin olarak GS1 Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar 16 Şubat’ta TOBB Levent Hizmet Binası’nda düzenlenen basın toplantısında değerlendirmelerde bulundu.
Bugün herhangi bir mağazadaki ürünlerin yüzde 99’unda GS1 barkodlarının bulunduğunu, bu barkodların dünyada her gün 10 milyar kez tarandığını, yani günde 10 milyar kez kasalarda “bip” sesi duyulduğunu dile getiren GS1 Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, bu sesin GS1 sistemi sayesinde olduğunu belirtti.
“Kasada duyduğunuz bip sesi, sistem akışındaki ürün adı, ürün markası, içerik bilgisi, alerjen bilgisi, fotoğraf, son kullanma tarihi, helal bilgisi, fiyat bilgisi vb. sağlıyor” diyen Ender Yorgancılar; “GS1 (GlobalStandartlar1)çatısı altında 1988 yılından bu yana üyelerimize barkod numaralandırma, ürün verisi paylaşımı ve ürün izlenebilirlik hizmetleri veriyoruz. Ürün verilerinin hızlı akışıyla üretici, dağıtıcı, satıcı ve tüketici arasında bir köprü oluşturuyoruz. Bugün barkodlar tarandığı anda, ürün verilerinin aktarılması, satın alınan ürünün stoktan düşmesi, stoğu azalan ürünün sistemde kayıtlı minimum sipariş miktarına göre otomatik sipariş edilmesi gibi çok sayıda hizmetin altyapısını sağlıyor. Üretici-dağıtıcı-satıcı sistemlerinde GS1 barkod numarası üzerinden veri alışverişi yapıldığında, stok, sipariş, sevkiyat süreçlerinin yönetimi etkin bir şekilde yapılırken, ürünün dünyanın herhangi bir noktasında kime ait olduğundan başlayarak, ürün hakkında kapsamlı bilgiye ulaşılması ve paylaşılması da mümkün oluyor. GS1 uygulamaları perakendeden elektronik ticarette tüketici korumasından kamu hizmetlerine kadar hemen her yerde fayda sağlayan prosedürler içeriyor. Bugün, teknoloji sürekli olarak geliştiği için GS1 uygulamaları da güncelleniyor. Bu çerçevede sektör oyuncularının hem dijitalleşmeleri hem de global alanda ticaret hacmine sahip olabilmeleri adına GS1 çatısına altına davet ediyoruz” diye konuştu.
Temel Amaç Sektörlerin Dijitalleşmesi
Ender Yorgancılar en temel amaçlarının tüm sektörlerde dijital dönüşümün hızlanması olduğunun altını çizerek; “Günümüzde maliyet hesabı, stok yönetimi, lojistik, pazarlama ve daha milyarlarca işlem GS1 barkodları ve barkodların taşıdığı GS1 tekil ürün numaraları olmadan mümkün olamazdı” dedi.
Yeni ihtiyaçlar doğrultusunda GS1 hizmetlerinin sürekli evrimleştiğini aktaran Ender Yorgancılar; “Üreticiden son kullanıcıya dek tedarik zinciri üzerindeki ürünleri, üretim bantlarını, lojistik birimleri, lokasyonları, demirbaşları hatta konşimento belgelerini bile tekil olarak ayırt etmek ve ürünün hareketi boyunca ürün hakkında doğru ve kaliteli veriye ulaşılmasını sağlamak adına 10 farklı hizmet sunuyoruz. Tüm bu hizmetlerimiz IT altyapısına dayalı olarak, kendi geliştirdiğimiz yerli yazılımlar kullanılarak uluslararası standartlarda derlenmiş veri, küresel kayıt sistemi, küresel veri sözlüğü ve küresel veri modellerimiz üzerinden sağlıyoruz” diye konuştu.
2027’de KareKod’a Geçiliyor
Ender Yorgancılar, şu hususlara dikkat çekti: “Bugün için en önemli gündem konularımızı başında karekoda geçiş ve bu geçiş aşamasında doğru ürün verisinin paylaşılması geliyor. Bugün hemen her ürün üzerinde gördüğünüz barkodu okuttuğunuzda karşınıza firma bilgileri ile ürüne ait marka adı, etiket açıklaması, ürün kategorisi, hedef pazar ve ağırlık/hacim bilgileri geliyor. Ancak tüketiciler, ürün hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak istiyor. Bu doğrultuda ilk adım olarak geçen sene Ürün Verisi Yakalama Hizmeti başlattık. Ürün Verisi Yakalama hizmetiyle ürünün bileşenleri, içerik bilgisi, saklama koşulları, kullanım talimatları, besin değerleri, yani ürün üzerindeki tüm bilgi; doğru, anlaşılır ve güncel olarak tüketicinin karşısına çıkıyor. Böylece 2027 yılında barkoddan herkesin QRkod ya da karekod olarak bildiği iki boyutlu barkoda geçme hedefinin önemli bir temelini attık. 2027’de QRkod dönüşümü başladığında, ambalaj üzerindeki bilginin yanı sıra ürünün üretim bilgileri, lot bilgisi, gerekirse seri numarası, hammadde bilgileri, karbon emisyon ölçümü yapılmışsa ölçüme ilişkin doğrulama bağlantısı, kampanya bilgileri gibi pek çok bilgiyi tek bir kodun içine gömebileceğiz. QRkod’a dönüşüm, esasen tüketici güveni, gıda arzı yönetimi ve döngüsel ekonomi çerçevesindeki talepleri karşılamak ve bu talepleri karşılarken ticarette kesintisiz ve güvenilir bilgi akışını sağlayarak sektörün dijital dönüşümünü 50 sene daha güçlendirmeyi hedefliyor.”
Üretim ve Satış Hacminde Büyüme, Kurallı Piyasa Oluşumu
Türkiye’de GS1 barkodlarının işlevsel açıdan faydasının en çok ilaç takibinde ve özellikle Covid aşıları döneminde görüldüğünün altını çizen Yorgancılar, değerlendirmelerini şöyle tamamladı: “İlaç takibinde olduğu üzere GS1 uygulamaları, hemen her sektörde tam olarak işlevsellik kazanabilirse tedarik zincirindeki verimliliğin artmasıyla satış ve üretim hacimleri artabilir, yasadışı faaliyetlerin yaygınlığını azalarak, vergi kaçakçılığı nedeniyle gelir kaybı önlenebilir ve meşru işletmeler korunur, daha yüksek ithalat ve ihracat hacimleri sayesinde sınır kapılarında ve limanlarda toplanan vergiler artar, yönetmeliklere uyulmaması dolayısıyla hazinenin toplayacağı para cezaları artabilir, daha verimli kamu alım süreçleri yürütülerek maliyet tasarrufu sağlanıp kamu harcamalarının optimize edilir. Genel olarak GS1 gibi uyumlu bir sistemin yaygınlaşamaması, küresel pazarlarda faaliyet gösteren işletmeler için artan ticaret karmaşıklığı, yüksek maliyetler ve daha büyük risklerle sonuçlanabilir.”
Perakende, tekstil, ilaç, kozmetik, hızlı tüketim malları, elektrikli ev aletleri gibi birçok sektöre farklı hizmetler sunarak bu sektörlerin dijitalleşmesini amaçlayan GS1 Türkiye, hem ihraç edilen ürünlerin hedef pazarlarda takibine imkân tanıyor, hem de yurtdışından ithal edilen ürünlerin iç pazardaki takibini sağlıyor.