Daha önce 2023 yılında 500 milyon dolarlık gelire ulaşmayı hedefleyen ihracatçılar artık odaklarını değiştirdi. Önümüzdeki beş yıllık süreçte kilogram başına ihracat gelirinin 3,5 dolara taşınması ve dünya ticaretinden ise yüzde 1,5 pay alınması planlanıyor.
SİBEL ATİK
satik@ekonomist.com.tr
Türkiye ihracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, dünya ticaretinden alınan payın bu yıl ise yüzde 0,9 olacağını söylüyor. İhracatta 2023 yılı için belirlenen 500 milyar dolar hedefi olacak gibi görünmüyor. Büyük hedeflere rağmen geçen yıl yüzde 5,7 azalışla 147 milyar dolarlık ihracat gerçekleşirken, bu yılki hedef yüzde 9,5 yükselişle 155 milyar dolara ulaşmak.
Dünya ticaretinden alınan payın bu yıl yüzde 0,9’a çıkacağını kaydeden Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, 2018’de ise yüzde 1 paya ulaşılacağını belirtiyor. 2023 yılında dünya ticaretinden Türkiye’nin yüzde 1,5 pay almasının hedeflendiğini belirten Büyükekşi, ana hedefin dünya ticaretinden alınan payın artırılması olduğunu söylüyor. Neticede rakamların dünya ticaretinin seyrine bağlı olduğunu anlatan Büyükekşi, “Artık rakama değil, aldığımız paya odaklanıyoruz” diyor.
2016’da yüzde 5,7’lik düşüşün ardından bu yıla yükselişle giren ihracatta bu artışın kaynağı ne oldu?
Geçen yıl 104 milyon ton ihracat yaptık, bu bir rekor. Dünya ticaretinden aldığımız payı yüzde 0,89’a çıkardık. 2016’daki 147 milyar doların ardından hedef bu yıl 155 milyar doları geçmek. Çünkü dünyada büyüme tahminleri bu yıl pozitif. Dünya Bankası bu yıl Türkiye’nin büyüme tahminini yüzde 3,5’e çıkardı. Dünya ticaretindeki iyileşme bizim ihracatımıza da olumlu yansıyor. Yine geçen yıl Rusya ve Irak gibi bölge ülkelerle sorunlarımız vardı. Bu yıl ise 900 ile 1 milyar dolar civarında bir artışı Rusya ve Irak’tan bekliyoruz. Yüzde 10 civarında Avrupa Birliği’ne ihracat artışı bekliyoruz, bu da 7 milyar dolar civarında. Ortadoğu’da petrol ve emtia fiyatlarındaki düzelmeden dolayı yüzde 10 artış bekliyoruz, yani 3,5 milyar dolar civarında. Bunlar dış etkiler.
İç etkiler de var mı?
Hükümetimizin özellikle bu yıl ihracatçılara sunduğu destekler önemli. Başta yeşil pasaport, AR-GE ve tasarım merkezine yönelik destekler, ihracat desteklerinin 1 milyar TL’den 3 milyar TL’ye çıkarılması önemli. Kredi Garanti Fonu’na 250 milyar TL’lik bütçe ayrılması, Eximbank’ın sermayesinin 3,7 milyar TL’den 10 milyar TL’ye çıkarılması ve ayrıca alıcı kredilerinde Türkiye’den mal almaları karşılığında faiz desteği, e-ticaret sitelerinde toplu üyelikle yüzde 80 verilen destek ve fuar teşvikleri bu hareketlilikte önemli paya sahip. Tüm bunlar neticesinde 2017’yi ihracatta atılım yılı olarak ilan ettik.
2023 hedefleri açıklandı ve revize edildi. Sözünü ettiğiniz desteklerle ihracat ne olacak? Üzerinde çalıştığınız ve daha gerçekçi olan yeni bir hedef rakam var mı?
2023 için bildiğiniz gibi 500 milyar dolar gibi bir hedef ortaya koymuştuk. 2009’da bu çalışmayı yaparken, 2008 verisinden yola çıkıldı. O dönem dünya ticareti 18,2 trilyon dolardı. Üç senaryoya göre dünya ticaretinin ne olacağı hesaplandı. 25, 34,5 ve 50 trilyon dolar rakamları ortaya çıktı. Biz de son beş yıllık büyüme hızına göre 34,5 milyar dolar baz senaryosunu dikkate aldık ve dünya ticaretinden yüzde 1,5 pay almayı hedefledik. Bu da 500 milyar dolar ediyor. Ama gel gör ki sekiz yıl geçmesine rağmen dünya ticareti 16 trilyon dolarda kaldı. O nedenle biz de artık dünya dış ticaretinden aldığımız paya odaklandık. O dönem yüzde 0,7 olan dünya dış ticaretteki payımızı şu an yüzde 0,89’a çıkardık. Hedefimiz bu yıl yüzde 0,9’a yükseltmek. 2018’de ise bu payı yüzde 1’e çıkarmak istiyoruz.
İddialı değil, gerçekçi vizyonla mı ilerliyorsunuz?
Yine iddialıyız ve 500 milyar dolar ihracat hedefi olmaz demiyoruz, olabilir. Ama dünya dış ticaretinin de 35 trilyon dolar olması gerekir. Bu olursa hedefe ulaşmak da mümkün olabilir.
İhracatta değerle birlikte katma değer aynı oranda artmıyor. Katma değer artışı nasıl olacak?
İhracatı artırabilmenin önemli biryolu yeni yatırımlardır. Burada da yüksek teknolojiye dayalı ve katma değeri yüksek ürünler üretebiliyor olmak esas. O nedenle her sektörün ihracat birim kilogram fiyatı son derece önemli. Ne kadar çok firma ihracatta kilogram başına değeri artırabilirse ihracatta da o kadar başarılı olacağız.
TİM bu konuda ne yapıyor?
Katma değeri artırmak için bizler inovasyona, tasarıma, markanın ve AR-GE’nin önemine vurgu yapıyoruz. Yedi farklı sektörde AR-GE yarışması yapıyoruz. 22 sektörde tasarım yarışması yapıyoruz. Altı yıldır inovasyon haftası düzenliyoruz. Geçen yıl tasa-rım haftasına başladık. Bu yıl ilk olarak Marka Türkiye diye bir konferans gerçekleştirdik ve bunu her yıla yayacağız. İnovasyon, tasarım, marka ve AR-GE’ye yönelik girişimlerimiz sürecek. Amaç yüksek katma değerli üretimde şirketlerde farkındalık yaratmak. Şirketlere bu konuda bir motivasyon sağlamak.
Bu çalışmaların sonuçlarını ölçümlediğinizde nasıl bir sonuç ortaya çıkıyor?
Doing Business’ın açıkladığı inovasyon endeksinde Türkiye 16 sıra yükseldi. Tabii bunlar bugünden yarına olabilecek bir şey değil. Kilogram başına 1,3 dolar olan değeri yaklaşık üç katına çıkarmak istiyoruz. Yani kilogram başına 3,5-4 dolar civarında bir ihracat geliri için bu projelere ağırlık veriyoruz.
Bu ne zaman olur?
Beş yıl sonra göreceğiz. Burada önemli olan ortalama fiyatlara bakıldığında özellikle çelik sektörü 60 cent, çimento toprak ürünleri 20 centlerde. Yani kilogram başına değeri çok düşük olan sektörler var. Bunlar ortalamayı çok aşağıya çekiyor. Ne zamanki bizim diğer sektörlerde rakamlarımız artar ve toplamdaki ağırlığı yükselir, firmalar daha yüksek fiyatlarda mal satarlarsa, o zaman bu hedef de gerçekleşmiş olur.
Siyasi anlamda gerilen AB ilişkilerine, en büyük ticari partner olarak düşünüldüğünde ihracatçıların bakış açısı nedir?
Yeni pazar arayışlarımız hep var. Fakat ihracatın yaklaşık yarısını yaptığımız AB bizim en önemli pazarımız. Biz ihracatçılar olarak AB ile ticari ilişkilerin pozitif şekilde sürdürülmesini arzu ediyoruz. Zaten bu konuda da hükümetin yaptığı çalışmalar var. Ekonomi Bakanı liderliğinde Gümrük Birliği’nin yenilenmesi konusunda bir girişim var. Geçen yıl bu kabul edildi. Bu yıl sonuna doğru görüşmeler başlayacak. Şunu da söylemek gerekiyor tabii, AB ile olan ilişkimiz tek taraflı değil. Türkiye neticede 80 milyonluk bir ülke. Almanya’ya 14 milyar dolar ihracat yaparken 22 milyar dolarlık ithalat yapıyoruz. İtalya’ya 6 milyar dolarlık ihracat yaparken, onlar bize 10 milyar dolarlık mal satıyor.
SİBEL ATİK
satik@ekonomist.com.tr
Türkiye ihracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, dünya ticaretinden alınan payın bu yıl ise yüzde 0,9 olacağını söylüyor. İhracatta 2023 yılı için belirlenen 500 milyar dolar hedefi olacak gibi görünmüyor. Büyük hedeflere rağmen geçen yıl yüzde 5,7 azalışla 147 milyar dolarlık ihracat gerçekleşirken, bu yılki hedef yüzde 9,5 yükselişle 155 milyar dolara ulaşmak.
Dünya ticaretinden alınan payın bu yıl yüzde 0,9’a çıkacağını kaydeden Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, 2018’de ise yüzde 1 paya ulaşılacağını belirtiyor. 2023 yılında dünya ticaretinden Türkiye’nin yüzde 1,5 pay almasının hedeflendiğini belirten Büyükekşi, ana hedefin dünya ticaretinden alınan payın artırılması olduğunu söylüyor. Neticede rakamların dünya ticaretinin seyrine bağlı olduğunu anlatan Büyükekşi, “Artık rakama değil, aldığımız paya odaklanıyoruz” diyor.
2016’da yüzde 5,7’lik düşüşün ardından bu yıla yükselişle giren ihracatta bu artışın kaynağı ne oldu?
Geçen yıl 104 milyon ton ihracat yaptık, bu bir rekor. Dünya ticaretinden aldığımız payı yüzde 0,89’a çıkardık. 2016’daki 147 milyar doların ardından hedef bu yıl 155 milyar doları geçmek. Çünkü dünyada büyüme tahminleri bu yıl pozitif. Dünya Bankası bu yıl Türkiye’nin büyüme tahminini yüzde 3,5’e çıkardı. Dünya ticaretindeki iyileşme bizim ihracatımıza da olumlu yansıyor. Yine geçen yıl Rusya ve Irak gibi bölge ülkelerle sorunlarımız vardı. Bu yıl ise 900 ile 1 milyar dolar civarında bir artışı Rusya ve Irak’tan bekliyoruz. Yüzde 10 civarında Avrupa Birliği’ne ihracat artışı bekliyoruz, bu da 7 milyar dolar civarında. Ortadoğu’da petrol ve emtia fiyatlarındaki düzelmeden dolayı yüzde 10 artış bekliyoruz, yani 3,5 milyar dolar civarında. Bunlar dış etkiler.
İç etkiler de var mı?
Hükümetimizin özellikle bu yıl ihracatçılara sunduğu destekler önemli. Başta yeşil pasaport, AR-GE ve tasarım merkezine yönelik destekler, ihracat desteklerinin 1 milyar TL’den 3 milyar TL’ye çıkarılması önemli. Kredi Garanti Fonu’na 250 milyar TL’lik bütçe ayrılması, Eximbank’ın sermayesinin 3,7 milyar TL’den 10 milyar TL’ye çıkarılması ve ayrıca alıcı kredilerinde Türkiye’den mal almaları karşılığında faiz desteği, e-ticaret sitelerinde toplu üyelikle yüzde 80 verilen destek ve fuar teşvikleri bu hareketlilikte önemli paya sahip. Tüm bunlar neticesinde 2017’yi ihracatta atılım yılı olarak ilan ettik.
2023 hedefleri açıklandı ve revize edildi. Sözünü ettiğiniz desteklerle ihracat ne olacak? Üzerinde çalıştığınız ve daha gerçekçi olan yeni bir hedef rakam var mı?
2023 için bildiğiniz gibi 500 milyar dolar gibi bir hedef ortaya koymuştuk. 2009’da bu çalışmayı yaparken, 2008 verisinden yola çıkıldı. O dönem dünya ticareti 18,2 trilyon dolardı. Üç senaryoya göre dünya ticaretinin ne olacağı hesaplandı. 25, 34,5 ve 50 trilyon dolar rakamları ortaya çıktı. Biz de son beş yıllık büyüme hızına göre 34,5 milyar dolar baz senaryosunu dikkate aldık ve dünya ticaretinden yüzde 1,5 pay almayı hedefledik. Bu da 500 milyar dolar ediyor. Ama gel gör ki sekiz yıl geçmesine rağmen dünya ticareti 16 trilyon dolarda kaldı. O nedenle biz de artık dünya dış ticaretinden aldığımız paya odaklandık. O dönem yüzde 0,7 olan dünya dış ticaretteki payımızı şu an yüzde 0,89’a çıkardık. Hedefimiz bu yıl yüzde 0,9’a yükseltmek. 2018’de ise bu payı yüzde 1’e çıkarmak istiyoruz.
İddialı değil, gerçekçi vizyonla mı ilerliyorsunuz?
Yine iddialıyız ve 500 milyar dolar ihracat hedefi olmaz demiyoruz, olabilir. Ama dünya dış ticaretinin de 35 trilyon dolar olması gerekir. Bu olursa hedefe ulaşmak da mümkün olabilir.
İhracatta değerle birlikte katma değer aynı oranda artmıyor. Katma değer artışı nasıl olacak?
İhracatı artırabilmenin önemli biryolu yeni yatırımlardır. Burada da yüksek teknolojiye dayalı ve katma değeri yüksek ürünler üretebiliyor olmak esas. O nedenle her sektörün ihracat birim kilogram fiyatı son derece önemli. Ne kadar çok firma ihracatta kilogram başına değeri artırabilirse ihracatta da o kadar başarılı olacağız.
TİM bu konuda ne yapıyor?
Katma değeri artırmak için bizler inovasyona, tasarıma, markanın ve AR-GE’nin önemine vurgu yapıyoruz. Yedi farklı sektörde AR-GE yarışması yapıyoruz. 22 sektörde tasarım yarışması yapıyoruz. Altı yıldır inovasyon haftası düzenliyoruz. Geçen yıl tasa-rım haftasına başladık. Bu yıl ilk olarak Marka Türkiye diye bir konferans gerçekleştirdik ve bunu her yıla yayacağız. İnovasyon, tasarım, marka ve AR-GE’ye yönelik girişimlerimiz sürecek. Amaç yüksek katma değerli üretimde şirketlerde farkındalık yaratmak. Şirketlere bu konuda bir motivasyon sağlamak.
Bu çalışmaların sonuçlarını ölçümlediğinizde nasıl bir sonuç ortaya çıkıyor?
Doing Business’ın açıkladığı inovasyon endeksinde Türkiye 16 sıra yükseldi. Tabii bunlar bugünden yarına olabilecek bir şey değil. Kilogram başına 1,3 dolar olan değeri yaklaşık üç katına çıkarmak istiyoruz. Yani kilogram başına 3,5-4 dolar civarında bir ihracat geliri için bu projelere ağırlık veriyoruz.
Bu ne zaman olur?
Beş yıl sonra göreceğiz. Burada önemli olan ortalama fiyatlara bakıldığında özellikle çelik sektörü 60 cent, çimento toprak ürünleri 20 centlerde. Yani kilogram başına değeri çok düşük olan sektörler var. Bunlar ortalamayı çok aşağıya çekiyor. Ne zamanki bizim diğer sektörlerde rakamlarımız artar ve toplamdaki ağırlığı yükselir, firmalar daha yüksek fiyatlarda mal satarlarsa, o zaman bu hedef de gerçekleşmiş olur.
Siyasi anlamda gerilen AB ilişkilerine, en büyük ticari partner olarak düşünüldüğünde ihracatçıların bakış açısı nedir?
Yeni pazar arayışlarımız hep var. Fakat ihracatın yaklaşık yarısını yaptığımız AB bizim en önemli pazarımız. Biz ihracatçılar olarak AB ile ticari ilişkilerin pozitif şekilde sürdürülmesini arzu ediyoruz. Zaten bu konuda da hükümetin yaptığı çalışmalar var. Ekonomi Bakanı liderliğinde Gümrük Birliği’nin yenilenmesi konusunda bir girişim var. Geçen yıl bu kabul edildi. Bu yıl sonuna doğru görüşmeler başlayacak. Şunu da söylemek gerekiyor tabii, AB ile olan ilişkimiz tek taraflı değil. Türkiye neticede 80 milyonluk bir ülke. Almanya’ya 14 milyar dolar ihracat yaparken 22 milyar dolarlık ithalat yapıyoruz. İtalya’ya 6 milyar dolarlık ihracat yaparken, onlar bize 10 milyar dolarlık mal satıyor.