İran'daki bankacılık işlemlerinin uluslararası takibe alınması ile birlikte Türk ihracatçılar, İran'dan birer birer çıkmaya başladı. Son bir yılda ihracat yüzde 32 geriledi. İhracatçılar İran ile ticarette kan kaybının 2019'da da devam edeceğini söylüyor.
ARAM EKİN DURAN
eduran@ekonomist.com.tr
ABD'nin 7 Ağustos 2018'de yeniden yürürlüğe koyduğu İran'a yönelik ambargolar, komşu İran ile ticarete ağır darbe vurdu. İran'a ihracat yapan tüm sektörler kan kaybı yaşarken, İran'a ihracat son 5 yılda yüzde 47'den fazla geriledi.
Son 1 yıllık gerileme ise yüzde 32 oldu. Ekonomist'e konuşan iş dünyası temsilcilerine göre, Türkiye-ABD yakınlaşması ile birlikte komşu ülke İran ile ticarette kan kaybı devam edecek ve hatta tamamen durma noktasına gelecek.
ABD Başkanı Donald Trump, kendisinden önceki Obama yönetiminin 2015 yılında İngiltere, Almanya, Fransa, Rusya ve Çin ile birlikte imzaladığı nükleer anlaşmadan 8 Mayıs 2018'de çekildiğini açıklamış, 7 Ağustos'ta ise İran'a yönelik ilk yaptırım paketini yürürlüğe koymuştu.
İran yaptırımlarının ikinci ve son paketi de Kasım 2018'de resmen yürürlüğe girdi. Böylelikle İran'a başta bankacılık ve finans olmak üzere pek çok sektörde ağır yaptırımlar geldi.
ENERJİ TİCARETİ MUAF
Tüm bu ambargolardan en çok etkilenen ülkelerden biri ise Türkiye oldu. ABD'nin onayı ile İran'dan yaptığı petrol ve doğalgaz ithalatında süreli olarak muafiyet getirilen 8 ülkeden biri olan Türkiye, buna karşın karşılıklı ticarette ağır yara almaya başladı.
2016 yılında 5 milyar dolar olan Türkiye'nin İran'a olan ihracatı, 2017'de 3,3 milyar dolara, 2018'de ise 2,2 milyar dolara geriledi. İran'ın Türkiye'ye ihracatı ise yüklü miktarda petrol ve doğal-gaz satışına rağmen son 1 yılda 1 milyar dolar gerileyerek 6,5 milyar dolara düştü.
Böylelikle 2012'de 22 milyar dolara kadar çıkarak rekor kıran Türkiye-İran ticaret hacmi, 2018 itibariyle 8,8 milyar dolara kadar geriledi. Oysa henüz birkaç yıl önce Erdoğan ve Ruhani, iki ülke arasındaki ticaretin 30 milyar dolara çıkarılacağını açıklamıştı.
“TİCARET DURMA NOKTASINDA"
Dış Ekonomik İlişkileri Kurulu (DEİK) Türk-İran İş Konseyi Başkanı Ümit Kiler, bugün yalnızca Türkiye'nin petrol ve doğalgaz ithalatına tanınmış bir muafiyet olduğunu, şirketlerin ticaretinin ise çok zorlaştığını kaydediyor.
Bu sıkıntıların en büyüğünün ihracat karşılığında elde edilen paranın transferinde yaşanan sıkıntılar olduğunu vurgulayan Kiler, "Tüm sektörler aynı sıkıntıyı yaşıyor ve bu nedenle İran'a olan ihracatımız her geçen gün azalıyor" diyor.
Finansman ve tahsilat tarafında yaşanan sorunlar nedeniyle 2019 yılında da İran'a ihracatın düşmeye devam edeceğini ifade eden Kiler, "Karşılıklı ticaret tamamen durma noktasına doğru gidiyor. Yakın gelecekte ambargo sürecinin yumuşamasını ve ABD ile İran arasındaki gerilimin düşmesini umuyoruz" diye konuşuyor.
ALTINDA TRAJİK DÜŞÜŞ VAR
Birkaç yıl öncesine kadar İran'a ihracatta ilk sırada yer alan mücevher sektörü, bugün İran pazarında yaşam mücadelesi veriyor. Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Kamar, "Türkiye'nin İran'a olan mücevher ihracatında trajik bir şekilde düşüş var" diyor.
Ticaret Bakanlığı ile birlikte İran'da dahili ihracat rejimini kullanarak sıkıntıları nasıl bertaraf edecekleri üzerine çalıştıklarını dile getiren Kamar, "Dahili ihracat rejimini kullanarak bu tür ülkelerden altın getirip işleyip aynı şekilde ihraç etmek istiyoruz" diyor.
İran'a ihracatta yüzde 25 düşüş olan tekstil sektöründe de sorunlar büyük. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, Türkiye'nin İran'ın en büyük tekstil ve hammaddeleri tedarikçisi olduğunu söylüyor.
İran'ın 2018 yılında yaşadığı ekonomik - siyasi krizler sonucunda ülkeden döviz çıkışını engellemek üzere aldığı tedbirlerin Türkiye ihracatına darbe vurduğunu belirten Öksüz, şöyle konuşuyor: "İran'ın ithalatını yasakladığı yaklaşık bin 400 ürün kaleminin yaklaşık 100'ünü tekstil ve hammaddeleri sektörümüze ait ürün grupları, 200'ünü ise hazırgiyim ürün grupları oluşturuyor.
Dolayısı ile İran tarafının yaşadığı ekonomik kriz de ihracatımızı, ihracatçılarımızın alacaklarını temin etmeleri noktasında olusuzluklar doğuruyor."
"AB PAZARINI RİSKE ATAMAYIZ"
İran'a ihracatta lider sektörlerden biri olan kimya sektörü de diğer pek çok sektör gibi İran pazarında kan kaybediyor.
Geçen yıl İran'a ihracatı yüzde 8,3 azalışla 470 milyon dolara düşen kimya sektörünün İran pazarında daha da kan kaybedeceğini dile getiren İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Üyesi Murat Akyüz, "Bu daha başlangıç.
İran'daki partnerlerimizle hiçbir sorunumuz yok ama ambargolar nedeni ile Türk şirketler İran pazarını bir bir terk ediyor" diye konuşuyor.
İran ile ticaret yapan şirketlerin bankacılık ve svvift işlemlerinin takip edildiğini ve İran ile ticaret yaptığı belirlenen şirketlerin ABD ve AB pazarlarına ihracatının önüne engeller konduğunu vurgulayan Akyüz, "Türk şirketlerin en büyük ihracat pazarları Avrupa'da.
AB pazarına girişimizi zorlaştıracak bir duruma girmeyi hiçbir şirket istemiyor. Bu yüzden Türk şirketler artık İran'a ihracat yapmaktan kaçınıyor" değerlendirmesinde bulunuyor.
Geçtiğimiz günlerde kapatılan Tahran'daki Türk Ticaret Merkezi'nin büyük umutlarla açıldığını hatırlatan Murat Akyüz, "Ambargo başlayınca her şey tersine döndü.
Kimya ihracatında da özellikle ambalaj sektöründe olan yüksek ihracatımız ciddi oranda geriledi. Bugün kimya ürünleri savunma sanayi kaynaklı tehlikeler de bahane gösterilerek engellenmeye çalışılıyor" şeklinde konuşuyor.
İSMAİL GÜLLE TÜRKİYE İHRACATÇILAR MECLİSİ (TİM) BAŞKANI
"TTM VERİMSİZ KALDI, KAPATTIK"
Türk şirketleri ABD ambargolarının etkisi ile İran pazarından çekilmeye başlarken, yurt dışında ilk kez İran'ın başkenti Tahranda açılan “Türk Ticaret Merkezi” de faaliyetlerine son verdi. Merkez, Temmuz 2017'de iki ülkenin ekonomi bakanları tarafından resmi törenle açılmıştı.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, İran'a açılan ilk Türk Ticaret Merkezi'nin kapatılmasına ilişkin olarak, “Türk Ticaret Merkezlerinde, ilk projemiz olan İran çok verimli olmadı. Burayı kapatma kararı alındı” diyor.
TİM olarak yurtdışında açılan ilk ‘Türk Ticaret Merkezi'nin başarılı olması için ellerinden geleni yaptıklarını vurgulayan Gülle, şunları söylüyor: “İran kapandı diye Türk Ticaret Merkezlerini bakış negatifliğine düşürmek haksızlık olur. Bir salkımdan bir üzümü çıkartır geri kalanını yemeye devam edersiniz, bir üzüm yüzünden tüm salkımı kaldırıp atmazsınız.”
ARAM EKİN DURAN
eduran@ekonomist.com.tr
ABD'nin 7 Ağustos 2018'de yeniden yürürlüğe koyduğu İran'a yönelik ambargolar, komşu İran ile ticarete ağır darbe vurdu. İran'a ihracat yapan tüm sektörler kan kaybı yaşarken, İran'a ihracat son 5 yılda yüzde 47'den fazla geriledi.
ABD Başkanı Donald Trump, kendisinden önceki Obama yönetiminin 2015 yılında İngiltere, Almanya, Fransa, Rusya ve Çin ile birlikte imzaladığı nükleer anlaşmadan 8 Mayıs 2018'de çekildiğini açıklamış, 7 Ağustos'ta ise İran'a yönelik ilk yaptırım paketini yürürlüğe koymuştu.
İran yaptırımlarının ikinci ve son paketi de Kasım 2018'de resmen yürürlüğe girdi. Böylelikle İran'a başta bankacılık ve finans olmak üzere pek çok sektörde ağır yaptırımlar geldi.
ENERJİ TİCARETİ MUAF
Tüm bu ambargolardan en çok etkilenen ülkelerden biri ise Türkiye oldu. ABD'nin onayı ile İran'dan yaptığı petrol ve doğalgaz ithalatında süreli olarak muafiyet getirilen 8 ülkeden biri olan Türkiye, buna karşın karşılıklı ticarette ağır yara almaya başladı.
2016 yılında 5 milyar dolar olan Türkiye'nin İran'a olan ihracatı, 2017'de 3,3 milyar dolara, 2018'de ise 2,2 milyar dolara geriledi. İran'ın Türkiye'ye ihracatı ise yüklü miktarda petrol ve doğal-gaz satışına rağmen son 1 yılda 1 milyar dolar gerileyerek 6,5 milyar dolara düştü.
Böylelikle 2012'de 22 milyar dolara kadar çıkarak rekor kıran Türkiye-İran ticaret hacmi, 2018 itibariyle 8,8 milyar dolara kadar geriledi. Oysa henüz birkaç yıl önce Erdoğan ve Ruhani, iki ülke arasındaki ticaretin 30 milyar dolara çıkarılacağını açıklamıştı.
“TİCARET DURMA NOKTASINDA"
Dış Ekonomik İlişkileri Kurulu (DEİK) Türk-İran İş Konseyi Başkanı Ümit Kiler, bugün yalnızca Türkiye'nin petrol ve doğalgaz ithalatına tanınmış bir muafiyet olduğunu, şirketlerin ticaretinin ise çok zorlaştığını kaydediyor.
Bu sıkıntıların en büyüğünün ihracat karşılığında elde edilen paranın transferinde yaşanan sıkıntılar olduğunu vurgulayan Kiler, "Tüm sektörler aynı sıkıntıyı yaşıyor ve bu nedenle İran'a olan ihracatımız her geçen gün azalıyor" diyor.
Finansman ve tahsilat tarafında yaşanan sorunlar nedeniyle 2019 yılında da İran'a ihracatın düşmeye devam edeceğini ifade eden Kiler, "Karşılıklı ticaret tamamen durma noktasına doğru gidiyor. Yakın gelecekte ambargo sürecinin yumuşamasını ve ABD ile İran arasındaki gerilimin düşmesini umuyoruz" diye konuşuyor.
ALTINDA TRAJİK DÜŞÜŞ VAR
Birkaç yıl öncesine kadar İran'a ihracatta ilk sırada yer alan mücevher sektörü, bugün İran pazarında yaşam mücadelesi veriyor. Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Kamar, "Türkiye'nin İran'a olan mücevher ihracatında trajik bir şekilde düşüş var" diyor.
Ticaret Bakanlığı ile birlikte İran'da dahili ihracat rejimini kullanarak sıkıntıları nasıl bertaraf edecekleri üzerine çalıştıklarını dile getiren Kamar, "Dahili ihracat rejimini kullanarak bu tür ülkelerden altın getirip işleyip aynı şekilde ihraç etmek istiyoruz" diyor.
İran'a ihracatta yüzde 25 düşüş olan tekstil sektöründe de sorunlar büyük. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, Türkiye'nin İran'ın en büyük tekstil ve hammaddeleri tedarikçisi olduğunu söylüyor.
İran'ın 2018 yılında yaşadığı ekonomik - siyasi krizler sonucunda ülkeden döviz çıkışını engellemek üzere aldığı tedbirlerin Türkiye ihracatına darbe vurduğunu belirten Öksüz, şöyle konuşuyor: "İran'ın ithalatını yasakladığı yaklaşık bin 400 ürün kaleminin yaklaşık 100'ünü tekstil ve hammaddeleri sektörümüze ait ürün grupları, 200'ünü ise hazırgiyim ürün grupları oluşturuyor.
Dolayısı ile İran tarafının yaşadığı ekonomik kriz de ihracatımızı, ihracatçılarımızın alacaklarını temin etmeleri noktasında olusuzluklar doğuruyor."
"AB PAZARINI RİSKE ATAMAYIZ"
İran'a ihracatta lider sektörlerden biri olan kimya sektörü de diğer pek çok sektör gibi İran pazarında kan kaybediyor.
Geçen yıl İran'a ihracatı yüzde 8,3 azalışla 470 milyon dolara düşen kimya sektörünün İran pazarında daha da kan kaybedeceğini dile getiren İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Üyesi Murat Akyüz, "Bu daha başlangıç.
İran'daki partnerlerimizle hiçbir sorunumuz yok ama ambargolar nedeni ile Türk şirketler İran pazarını bir bir terk ediyor" diye konuşuyor.
İran ile ticaret yapan şirketlerin bankacılık ve svvift işlemlerinin takip edildiğini ve İran ile ticaret yaptığı belirlenen şirketlerin ABD ve AB pazarlarına ihracatının önüne engeller konduğunu vurgulayan Akyüz, "Türk şirketlerin en büyük ihracat pazarları Avrupa'da.
AB pazarına girişimizi zorlaştıracak bir duruma girmeyi hiçbir şirket istemiyor. Bu yüzden Türk şirketler artık İran'a ihracat yapmaktan kaçınıyor" değerlendirmesinde bulunuyor.
Geçtiğimiz günlerde kapatılan Tahran'daki Türk Ticaret Merkezi'nin büyük umutlarla açıldığını hatırlatan Murat Akyüz, "Ambargo başlayınca her şey tersine döndü.
Kimya ihracatında da özellikle ambalaj sektöründe olan yüksek ihracatımız ciddi oranda geriledi. Bugün kimya ürünleri savunma sanayi kaynaklı tehlikeler de bahane gösterilerek engellenmeye çalışılıyor" şeklinde konuşuyor.
İSMAİL GÜLLE TÜRKİYE İHRACATÇILAR MECLİSİ (TİM) BAŞKANI
"TTM VERİMSİZ KALDI, KAPATTIK"
Türk şirketleri ABD ambargolarının etkisi ile İran pazarından çekilmeye başlarken, yurt dışında ilk kez İran'ın başkenti Tahranda açılan “Türk Ticaret Merkezi” de faaliyetlerine son verdi. Merkez, Temmuz 2017'de iki ülkenin ekonomi bakanları tarafından resmi törenle açılmıştı.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, İran'a açılan ilk Türk Ticaret Merkezi'nin kapatılmasına ilişkin olarak, “Türk Ticaret Merkezlerinde, ilk projemiz olan İran çok verimli olmadı. Burayı kapatma kararı alındı” diyor.
TİM olarak yurtdışında açılan ilk ‘Türk Ticaret Merkezi'nin başarılı olması için ellerinden geleni yaptıklarını vurgulayan Gülle, şunları söylüyor: “İran kapandı diye Türk Ticaret Merkezlerini bakış negatifliğine düşürmek haksızlık olur. Bir salkımdan bir üzümü çıkartır geri kalanını yemeye devam edersiniz, bir üzüm yüzünden tüm salkımı kaldırıp atmazsınız.”