Moda endüstrisi, çevresel etkileriyle küresel ölçekte ciddi bir tehdit oluşturmaya devam ediyor. Birleşmiş Milletler Çevre Programı’na (UNEP) göre, sektör küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 2 ila yüzde 8’inden sorumlu ve bu oran, tüm uluslararası uçuşlar ve deniz taşımacılığının toplamından daha fazla. Ayrıca, moda sektörü yılda yaklaşık 215 trilyon litre ile dünya genelindeki su kaynaklarının yüzde 20’sini tüketiyor. Bu miktar, 86 milyon olimpik yüzme havuzuna eşdeğer. Öte yandan her yıl üretilen 100 milyar giysinin yaklaşık 92 milyon tonu çöplüklere veya yakma tesislerine gönderiliyor.
Ekonomist’in 8 - 21 Haziran 2025 tarihli sayısından
Hızlı moda, düşük maliyetli üretim, tek kullanımlık trendler ve şeffaf olmayan tedarik zincirleriyle bu dev sektör, iklim kriziyle mücadelede en problemli alanlardan biri olarak öne çıkıyor. Ancak bu tabloyu değiştirmek için adım atan şirketlerin sayısının her geçen gün artıyor olması ise umut verici. Türkiye lüks moda sektörünün öncü markalarından Beymen Group da onlardan biri. Grup, yayınladığı ilk sürdürülebilirlik raporu ile bu alanda hem bir farkındalık eşiği yaratıyor hem de somut uygulamalarla sorumluluğu üstleniyor.
GENİŞ YELPAZEDE DÖNÜŞÜM
Raporla ilgili değerlendirmesinde iklim krizinin sadece çevreyi değil, iş modellerini de kökten etkilediğine dikkat çeken Beymen Group CEO’su Elif Çapçı, “Lüks moda ve tekstile dokunan her alanda varız. Türkiye’deki tedarikçi ekosistemi için çok önemli bir yere sahibiz. Dolayısıyla etki gücümüz de, yaratacağımız dönüşümle değişimi hızlandırma gücümüz de ve elbette sorumluluğumuz da çok büyük” diyor. Çapçı, ‘Beymen Promise’ çatısı altında başlattıkları sürdürülebilirlik yolculuğunun BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı referans aldığını vurgularken; tasarımdan üretime, tüketici alışkanlıklarından geri dönüşüme kadar geniş bir yelpazede dönüşüm hedeflediklerini belirtiyor.
RAPORU 7 ÇALIŞMA GRUBU HAZIRLADI
Beymen, yedi ayrı çalışma grubu ile yürüttüğü sürdürülebilirlik çalışmalarını Global Reporting Initiative (GRI) standartlarına uygun biçimde hazırladığı raporla, yalnızca lüks moda değil, aynı zamanda etik, çevreci ve toplumsal sorumluluğa sahip bir kurum olma kararlılığını da yansıtıyor. Rapora göre, grubun 2030 yılına kadar ‘sıfır atık’ hedefine ulaşma misyonu doğrultusunda, Beymen Campus, cadde mağazaları ve merkez depo için sıfır atık belgesi alınırken, 922 ton atık, geri dönüştürülmüş bulunuyor. Toplam plastik ambalajların içerisindeki geri dönüştürülmüş plastik oranı ise yüzde 12,9 olarak belirlenmiş. Toplam 45 ton üstü geri dönüştürülmüş plastik kullanan grup, plastik atıkların azaltılmasını ve döngüsel ekonominin desteklenmesini sağlıyor.
19 TEDARİKÇİ İLE YOLLARINI AYIRDI
‘Beymen Group Private Label’ koleksiyonlarının yüzde 32’sinin sürdürülebilir ürünlerden oluştuğunu belirten Çapçı, “Kumaş atıklarının ipliğe dönüştürülmesi için başlattığımız geri dönüşüm projesi kapsamında, lüks ürün kalitesinden ve dayanıklılığından ödün vermeden üretilen battaniyelerde, yüzde 50 oranında geri dönüştürülmüş iplik kullanıldı. Döngüsel modada vizyonumuzla hayata geçirdiğimiz ikinci el satış platformu ‘Beymen Reborn’ aracılığıyla ise 2 bin 983 çanta ve bin 452 ayakkabı, yeni sahipleriyle buluştu. Temizlik ve tadilat hizmetiyle ürün ömrünün uzatılması hedeflenen ‘Beymen Repair’ projesini de devreye aldık” diye anlatıyor.
Grubun tüm yerel tedarikçilerinin yüzde 68’inin, stratejik ve kilit tedarikçilerinin ise yüzde 94’ünün çevresel, sosyal ve yönetişim alanlarındaki (ESG) denetimlerden geçtiğini söyleyen Çapçı, “Yeterli performans gösteremeyen 19 tedarikçiyle iş ilişkimizi sonlandırdık” diyor. Öte yandan geçen yıl enerji tüketiminin yüzde 3’ünü yenilenebilir kaynaklardan karşılayan grup, bu oranı 2030’da yüzde 30’a çıkarmayı hedefliyor. Geçen yıl kadın çalışan oranı yüzde 44 olan grubun, 2030 hedefi ise bu oranı yüzde 50’ye çıkarmak.
