Kurumsal sosyal sorumluluk (KSS), günümüz iş dünyasında sadece bir zorunluluk değil, aynı zamanda topluma değer katmanın ve sürdürülebilir geleceği şekillendirmenin en önemli yolu. Sektörlerinde pek çok öncü şirket, faaliyetlerini ve başarılarını KSS projeleriyle güçlendirerek toplumun her kesimine dokunuyor. Bu kapsamda bünyelerindeki vakıflar; eğitimden sağlığa, çevreden sosyal hizmetlere kadar geniş bir yelpazede fark yaratan çalışmalar yürütüyor.
Ekonomist’in 25 Mayıs - 7 Haziran 2025 tarihli sayısından
Gıda ve beslenme alanında bilimsel bilgiyi topluma ulaştırma hedefiyle kurulan Sabri Ülker Vakfı (SÜV) da onlardan biri. Çocuklardan sağlık profesyonellerine, bilim insanlarından ailelere kadar geniş bir etki alanına sahip olan vakıf 15yıldır tüm aksiyonlarını ‘toplumun doğru bilgiye ulaşması’ etrafında şekillendiriyor. Vakfın; gıda, beslenme ve sağlıklı yaşam bilincinin gelişmesine katkı sağlamak amacıyla kurulduğunu belirten SÜV Başkanı Dr. Talat İçöz, tüm çalışmalarını, gıda, beslenme ve sağlık alanında uzman akademisyenlerden oluşan bilim kurulunca yürüttüklerini söylüyor.
PROJE 25 İLDE DEVAM EDİYOR
‘Ağaç yaşken eğilir’ ilkesiyle hareket ederek, okul öncesinden dördüncü sınıfa kadar, ilköğretim çağındaki öğrencilere beslenme ve sağlıklı yaşam becerisi kazandırmayı, beslenme ve gıda okuryazarlığı bilincini aşılamayı hedeflediklerini ifade eden İçöz, “Bu hedeften hareketle 2011 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürlüğü iş birliğiyle ‘Yemekte Denge Eğitim Projesi’ni hayata geçirdik. Bugüne dek 7 milyondan fazla öğrenci, ebeveyn ve öğretmene ulaşılan proje, 25 ilde devam ediyor” diyor.
12 BİN DOKTORA ULAŞILDI
Vakıf ayrıca, geleceğimizin teminatı çocuklara ‘Herkes Okusun Diye’ anlayışıyla SÜV Yayınları’nın çocuk kitapları ile ulaşıyor. Akademik ve popüler bilim kategorilerinden de eserlerin basımını yaptıkları yayıncılık çalışmalarıyla bugüne kadar 5 milyondan fazla okuyucuya ulaşmanın mutluluğunu yaşadıklarını dile getiren İçöz, şöyle devam ediyor: “Bilimsel bilgi iletişiminin öneminin bilinciyle de 2017 yılından bu yana ‘Beslenme ve Sağlık İletişimi’ programını yürütüyoruz. Çevrimiçi eğitimlerimizle yaklaşık 12 bin aile hekimi ve iç hastalıkları uzmanına ulaştık. Bu yılki eğitimlerimize eczacıları da dahil ettik, 10 çevrim içi modülle eğitimlerimiz sürüyor.”
BİLGİ KİRLİLİĞİYLE MÜCADELE
Gıda ve beslenme alanında yeterli bilgi sahibi olmayan kişilerce yapılan yanlış açıklamalar, özellikle dijital platformlarda dezenformasyon yaratıyor. Bilgi kirliliğine neden olarak bireylerin sağlıklı yaşam hedeflerine ulaşmaları engelleniyor. Doğru bilgiyi doğru kaynaktan anlaşılır bir şekilde topluma aktarmak amacıyla her yıl düzenledikleri beslenme ve gıda okuryazarlığına yönelik ‘Uluslararası Beslenme, Sağlık Okuryazarlığı ve Eğitim Konferansları’nda uzman isimleri bir araya getirdiklerinden de bahseden İçöz, “Konferansın, bu yıl kasım ayında ‘Beslenme ve Gıdada Kavram Yanılgıları’ başlığıyla düzenleyeceğimiz beşincisi için şimdiden var gücümüzle çalışıyoruz” diyor.
BİLİMSEL ÇALIŞMALAR DESTEKLENİYOR
Gıda, beslenme ve sağlıklı yaşam konularında güncel videolar sunan ‘Geçmiş Olsun TV’ ile de sağlık ve beslenme alanındaki bilgi kirliliğini önlemek amacıyla oluşturulan ‘Bilim Bunu Konuşuyor’ iletişim platformlarıyla bilimsel ve güncel bilgiler toplumla buluşturuluyor. Harvard Üniversitesi bünyesindeki Sabri Ülker Metabolik Araştırmalar Merkezi’nin obezite, diyabet, kalp damar hastalıkları başta olmak üzere genetik ve kompleks hastalıklar üzerine bilim dünyasında ses getiren çalışmalara imza attığına da değinen İçöz, “Ayrıca ‘Sağlıklı Yaşam Merkezi’miz aracılığıyla, çalışma arkadaşlarımızın sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanmasına destek oluyoruz” diye ekliyor.