Türkiye merkezli global yazılım şirketi Etiya, tam da bu anlayışla teknolojiyi doğayla, toplumla ve gelecek nesillerle uyumlu hale getirme vizyonuyla hareket ediyor.
Ekonomist’in 17 - 30 Ağustos 2025 tarihli sayısından
2004’te kurulan Etiya, bugün üç kıtaya yayılan faaliyetleriyle yalnızca yazılım üretmiyor; aynı zamanda sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlayan dijital çözümler geliştiriyor. Şirketin Dönüşüm ve CEO Ofisi Genel Müdür Yardımcısı ve aynı zamanda ‘sürdürülebilirlik lideri’ olan Nazım Efe, bu yaklaşımı şöyle tanımlıyor: “Bizim için sürdürülebilirlik sadece çevresel etkiyi azaltmak değil; kaynak verimliliğini artırmak, süreçleri dijitalleştirerek sürdürülebilir büyümeyi desteklemek ve teknolojiyi daha sorumlu kullanmak anlamına geliyor.”
Etiya’nın yazılım altyapılarının, mikroservis mimarisi ve yapay zekâ destekli sistemlerle yalnızca ihtiyaç kadar kaynak tükettiğini, hem enerji kullanımını hem karbon ayak izini azalttığını belirten Efe, “Otomasyonla desteklenen sistemler, gereksiz sunucu çalışmasını önleyerek çevresel etkileri minimize ederken, işletmelere de verimlilik kazandırıyor” diye ekliyor.
TOPLUMSAL KAPSAYICILIK
Etiya’nın sürdürülebilirlik vizyonu yalnızca çevreyle sınırlı değil. Şirket, toplumsal kapsayıcılığı ve cinsiyet eşitliğini de temel ilkeleri arasına almış durumda. Birleşmiş Milletler’in (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’yle uyumlu şekilde çalışan Etiya, çeşitlilik ve etik teknoloji konularında örnek gösteriliyor. Bu yaklaşımlarının bir sonucu olarak şirketin, ‘2025 Uluslararası Kurumsal Sosyal Sorumluluk Mükemmelliği Ödülleri’nde ‘kapsayıcılık ve cinsiyet eşitliği’ kategorisinde ödüle layık görüldüğünü ifade eden Efe, şöyle devam ediyor: “Yazılımın gücüyle daha dijital, daha verimli ve daha sorumlu bir gelecek inşa etmek mümkün. Etiya olarak teknolojiyi yalnızca bugünün değil, yarının ihtiyaçlarına da yanıt verecek şekilde geliştiriyoruz.”