Hayırseverlik, iletişim dünyasındaki yeni adıyla ‘filantropi’, uzun yıllar sadece ‘veren’ ve ‘alan’ arasındaki çizgide sıkışıp kaldı. Bağışlar, burslar, maddi yardımlar ve sponsorluklarla tanımlanan bu modelin artık geçerliliğini yitirmeye başladığını söylemek yanlış olmaz. Dünya genelinde yükselen yepyeni bir yaklaşım var: Dayanışmacı filantropi...
“Nedir bu dayanışmacı filantropi?” diye merak edenler için hemen açıklayalım: Öncelikle bu modelde hiyerarşi yok. Yani ‘yardım eden’ ile ‘yardım alan’ hiyerarşisi yerini, ortak sorunlara karşı birlikte hareket eden, akıl ve mücadele üreten, uzun vadede ise çözüm bulan, eşitsizlikleri azaltan bir değişime bırakıyor. Bu yaklaşım özellikle ABD ve Avrupa’da hızla yayılıyor. Elbette işin merkezinde gençler var. Onlar, sadece para vermek değil; sosyal adalet, eşitlik, iklim krizi ve insan hakları gibi konularda somut ve kalıcı etki yaratmak istiyor. Hal böyle olunca gençlerin gönlüne girmenin yolu artık yüksek bütçe ve zengin gönüllerin ötesine geçiyor.
Haberin ayrıntıları Ekonomist’in bu haftaki sayısında.
