Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz Bağlıkaya, Türkiye’nin Rus misafirlerin adeta ikinci vatanları olduğunu belirterek, “Dolayısıyla sezon açılışı Rusya pazarı açısından haziran başına sarkmış olsa da hazirandan başlamak üzere Rusya’dan ülkemize yönelik talebin yüksek olacağını ve sezonun ekim ve kasım aylarını da kapsayacak biçimde sonbahar aylarına uzayacağını öngörüyoruz.” dedi.
Bağlıkaya, Turizm Haftası dolayısıyla sektördeki gelişmelere ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünya genelinde ülkelerin, salgınla mücadele kapsamında sürekli farklılık gösteren birtakım adımlar attığını, farklı dönemlerde çeşitli önlemler aldığını belirtti.
Bu adımlar ve önlemlerin de salgının bölgesel veya küresel seyrine göre dönem dönem değiştiğini ifade eden Bağlıkaya, bu noktada önemli olanın ülkeler ve kurumlar arasındaki iletişimin ve bilgi akışının süreklilik arz etmesi ve alınan önlemlere tüm dünyada uyulması olduğunu söyledi.
Bağlıkaya, Türkiye’de de Kovid-19 salgınının İngiltere varyantının etkili olması gibi etkenler neticesinde artan vaka sayılarının, Rus makamlarının uçuşları askıya alma kararında belirleyici olduğunu aktararak, şunları kaydetti:
“Bu karar, elbette mayıs ayında Rusya’dan ülkemize yönelik olarak beklenen turizm hareketliliğini olumsuz etkileyecektir. Ancak ülkemizde özellikle ramazan dönemi için alınacak sıkı önlemler ve sürecin iyi yönetilmesiyle birlikte yaz sezonuna vaka sayıları azalmış olarak gireceğimizi tahmin ediyoruz. Rusya, çok köklü ve sıkı dostluk ilişkilerimizin olduğu bir ülke ve turizmde de en önemli birkaç pazarımızdan biri. Türkiye, Rus misafirlerimizin adeta ikinci vatanları. Dolayısıyla sezon açılışı Rusya pazarı açısından haziran başına sarkmış olsa da hazirandan başlamak üzere Rusya’dan ülkemize yönelik talebin yüksek olacağını ve sezonun ekim ve kasım aylarını da kapsayacak biçimde sonbahar aylarına uzayacağını öngörüyoruz.”
Türkiye’nin, Rus misafirler için vazgeçilmez bir destinasyon olduğunu anlatan Bağlıkaya, vaka sayılarının azaltılması ile birlikte uçuşların en kısa zamanda yeniden başlatılacağına inandığını vurguladı.
Firuz Bağlıkaya, turizm sektörünün, salgının damgasını vurduğu 2020 yılında iyi bir tecrübe edindiğini, ikili ilişkilerin ve bilgi paylaşımının son derece önemli olduğunun çok iyi anlaşıldığı bir noktaya gelindiğini belirterek, salgın ile ülke sathında topyekûn mücadelenin büyük önem arz ettiğini söyledi.
Bu noktada karşılıklı ve sürdürülebilir iletişimin belirleyici etkenlerin başında geldiğini aktaran Bağlıkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İnanıyoruz ki turizm sezonu bu yıl geç başlasa da salgın sürecinin iyi yönetilmesi ve istenen düzeylerde kontrol altına alınmasıyla ekim, hatta kasım ayları sonuna dek uzayacaktır. Aşılanma çalışmalarının hızlı bir şekilde yürütülmesi, aşı dağıtımının dünya genelinde adil bir şekilde sağlanması ve aşılanmanın başarıya ulaşması halinde, yılın ikinci yarısından itibaren sektörümüzde hareketlilik yaşanacağını düşünüyoruz.”
Bağlıkaya, TÜRSAB olarak salgının başından bu yana sektörde yaşanan gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirterek, bu çerçevede dünyadaki muadil kuruluşlarla düzenli olarak iletişim ve bilgi akışı içinde bulunmanın yanında Türkiye’deki yetkililerle de sektörün sıkıntılarını paylaştıklarını kaydetti.
Bu perspektiften hareketle sezon öncesinde turizm çalışanlarının aşılanması konusunu gündeme getirerek Sağlık Bakanlığı’na başvuruda bulunduklarını anımsatan Bağlıkaya, “Bu girişimlerimiz sonuç verdi ve turizm sektör çalışanlarının aşılanma süreci başladı. Aşılanmanın tamamlanmasıyla birlikte hem çalışanlarımızın hem de misafirlerimizin sağlığının korunmasını hedefliyoruz. Bunun da turizm sezonuna olumlu biçimde yansımasını bekliyoruz.” diye konuştu.
Bağlıkaya, Turizm Haftası dolayısıyla sektördeki gelişmelere ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünya genelinde ülkelerin, salgınla mücadele kapsamında sürekli farklılık gösteren birtakım adımlar attığını, farklı dönemlerde çeşitli önlemler aldığını belirtti.
Bu adımlar ve önlemlerin de salgının bölgesel veya küresel seyrine göre dönem dönem değiştiğini ifade eden Bağlıkaya, bu noktada önemli olanın ülkeler ve kurumlar arasındaki iletişimin ve bilgi akışının süreklilik arz etmesi ve alınan önlemlere tüm dünyada uyulması olduğunu söyledi.
Bağlıkaya, Türkiye’de de Kovid-19 salgınının İngiltere varyantının etkili olması gibi etkenler neticesinde artan vaka sayılarının, Rus makamlarının uçuşları askıya alma kararında belirleyici olduğunu aktararak, şunları kaydetti:
“Bu karar, elbette mayıs ayında Rusya’dan ülkemize yönelik olarak beklenen turizm hareketliliğini olumsuz etkileyecektir. Ancak ülkemizde özellikle ramazan dönemi için alınacak sıkı önlemler ve sürecin iyi yönetilmesiyle birlikte yaz sezonuna vaka sayıları azalmış olarak gireceğimizi tahmin ediyoruz. Rusya, çok köklü ve sıkı dostluk ilişkilerimizin olduğu bir ülke ve turizmde de en önemli birkaç pazarımızdan biri. Türkiye, Rus misafirlerimizin adeta ikinci vatanları. Dolayısıyla sezon açılışı Rusya pazarı açısından haziran başına sarkmış olsa da hazirandan başlamak üzere Rusya’dan ülkemize yönelik talebin yüksek olacağını ve sezonun ekim ve kasım aylarını da kapsayacak biçimde sonbahar aylarına uzayacağını öngörüyoruz.”
Türkiye’nin, Rus misafirler için vazgeçilmez bir destinasyon olduğunu anlatan Bağlıkaya, vaka sayılarının azaltılması ile birlikte uçuşların en kısa zamanda yeniden başlatılacağına inandığını vurguladı.
"Yılın ikinci yarısından itibaren sektörümüzde hareketlilik yaşanacağını düşünüyoruz"
Firuz Bağlıkaya, turizm sektörünün, salgının damgasını vurduğu 2020 yılında iyi bir tecrübe edindiğini, ikili ilişkilerin ve bilgi paylaşımının son derece önemli olduğunun çok iyi anlaşıldığı bir noktaya gelindiğini belirterek, salgın ile ülke sathında topyekûn mücadelenin büyük önem arz ettiğini söyledi.
Bu noktada karşılıklı ve sürdürülebilir iletişimin belirleyici etkenlerin başında geldiğini aktaran Bağlıkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İnanıyoruz ki turizm sezonu bu yıl geç başlasa da salgın sürecinin iyi yönetilmesi ve istenen düzeylerde kontrol altına alınmasıyla ekim, hatta kasım ayları sonuna dek uzayacaktır. Aşılanma çalışmalarının hızlı bir şekilde yürütülmesi, aşı dağıtımının dünya genelinde adil bir şekilde sağlanması ve aşılanmanın başarıya ulaşması halinde, yılın ikinci yarısından itibaren sektörümüzde hareketlilik yaşanacağını düşünüyoruz.”
"Turizm çalışanlarının aşılanması için yaptığımız girişimler sonuç verdi"
Bağlıkaya, TÜRSAB olarak salgının başından bu yana sektörde yaşanan gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirterek, bu çerçevede dünyadaki muadil kuruluşlarla düzenli olarak iletişim ve bilgi akışı içinde bulunmanın yanında Türkiye’deki yetkililerle de sektörün sıkıntılarını paylaştıklarını kaydetti.
Bu perspektiften hareketle sezon öncesinde turizm çalışanlarının aşılanması konusunu gündeme getirerek Sağlık Bakanlığı’na başvuruda bulunduklarını anımsatan Bağlıkaya, “Bu girişimlerimiz sonuç verdi ve turizm sektör çalışanlarının aşılanma süreci başladı. Aşılanmanın tamamlanmasıyla birlikte hem çalışanlarımızın hem de misafirlerimizin sağlığının korunmasını hedefliyoruz. Bunun da turizm sezonuna olumlu biçimde yansımasını bekliyoruz.” diye konuştu.
