Guterres, BM Küresel Kriz Müdahale Grubu'nun hazırladığı borç raporuna ilişkin düzenlediği basın toplantısında, yaklaşık 3,3 milyar insanın eğitim ve sağlıktan çok borç faiz ödemelerine harcama yapan ülkelerde yaşadığına işaret etti.
Bu sürdürülemez borçların çoğunun yoksul ülkelerde yoğunlaşması nedeniyle küresel mali sistem için sistemik bir risk olarak değerlendirilmediğini söyleyen Guterres, piyasaların henüz zarar görmüyor gibi görünebileceğini ancak insanların bundan etkilendiğini ifade etti.
Guterres, dünyanın en fakir ülkelerinden bazılarının, borçlarını ödemekle halklarına hizmet etmek arasında bir tercih yapmaya zorlandığına dikkati çekerek, Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine veya yenilenebilir enerjiye geçişe yönelik temel yatırımlar için neredeyse hiçbir mali alana sahip olmadıklarını anlattı.
Kamu borç seviyelerinin sarsıcı bir şekilde arttığını dile getiren Guterres, "2022'de küresel kamu borcu 92 trilyon dolarla rekor seviyeye ulaştı. Gelişmekte olan ülkeler orantısız bir miktarı omuzluyor." diye konuştu.
"52 ülke ciddi borç sorunu altında"
Guterres, Afrika ülkelerinin ortalama olarak borçlanmaya ABD'den 4 kat ve zengin Avrupa ülkelerinden 8 kat daha fazla ödeme yaptığını belirterek, Uluslararası Para Fonu'na (IMF) göre 36 ülkenin borç sıkıntısı içinde veya yüksek risk altında olduğunu, 16 ülkenin de sürdürülemez faiz oranları ödediğini aktardı.
Toplam 52 ülkenin ciddi bir borç sorunu yaşadığını kaydeden Guterres, "Bu, yaratıldığı dönemin sömürgeci güç dinamiklerini yansıtan, modası geçmiş küresel finansal sistemimize yerleşik eşitsizliğin bir sonucudur." ifadesini kullandı.
Guterres, sistemin, tüm ülkelerin bugünün öngörülemeyen salgın, iklim krizi ve Rusya'nın Ukrayna'yı işgali gibi şoklar dizisini yönetmesine yardımcı olacak bir güvenlik ağı görevini yerine getirmediğine dikkati çekti.
Borcun, kalkınmayı yönlendirebilen ve hükümetlerin halkı korumasını ve onlara yatırım yapmasını sağlayan önemli bir finansal araç olduğuna işaret eden Guterres, "Ancak ülkeler ekonomik olarak hayatta kalabilmek için borçlanmaya zorlandıklarında, borç daha fazla borç yaratan bir tuzağa dönüşüyor." değerlendirmesinde bulundu.
Guterres, bugün yayımlanan raporun zengin karşılaştırmalar ve bağlamla birlikte, BM'nin gelişmekte olan borç krizine ilişkin şimdiye kadarki en ayrıntılı tablosu olduğunu belirterek, aynı zamanda küresel finansal istikrara yönelik yol haritasını da ortaya koyduğunu kaydetti.
Küresel finansal sistemdeki derin reformların bir gecede olmayacağını ifade eden Guterres, "Ancak şu anda atabileceğimiz birçok adım var. Önerilerimiz, savunmasız orta gelirli ülkeler de dahil olmak üzere, ödemelerin askıya alınmasını, daha uzun borç verme vadelerini ve daha düşük oranları destekleyen etkili bir borç tasfiye mekanizmasını içermektedir. Hükümetler, sermaye tabanını artırarak ve çok taraflı kalkınma bankalarının iş modelini değiştirerek kalkınma ve iklim finansmanını ölçeklendirme konusunda hemen şimdi anlaşabilirler." şeklinde konuştu.
Küresel kamu borcu 2000'e göre 5 kattan fazla arttı
Rapora göre, son 10 yılda dünyada kamu borçları artarken, son yıllarda art arda gelen krizler bu eğilimi hızlandırdı.
Küresel kamu borcu geçen yıl 2000'e kıyasla 5 kattan fazla yükselirken, aynı dönemde 3'e katlanan küresel gayrisafi hasılayı geride bıraktı.
Genel devlet iç ve dış borcunu içeren küresel kamu borcu, geçen yıl 92 trilyon dolarla rekor seviyeye çıktı. Bu borcun içinde gelişmekte olan ülkelerin oranı yüzde 30 olarak hesaplandı.
Gelişmiş ülkelerden ABD 2022'de 31 trilyon dolara yaklaşan borcuyla ilk sırada yer aldı. ABD'yi 11,1 trilyon dolarla Japonya, 3,2 trilyon dolarla Birleşik Krallık, 3,1 trilyon dolarla Fransa izledi.
Çin de gelişmekte olan ülkeler arasında geçen yıl yaklaşık 14 trilyon dolarla en yüksek borca sahip ülke oldu. Çin'in ardından 2,8 trilyon dolarla Hindistan, 1,7 trilyon dolarla Brezilya ve 792 milyar dolarla Meksika geldi.