ODE Yalıtım'dan yapılan açıklamaya göre, Türkiye’nin ve dünyanın en büyük depremlerinden biri olarak kayıtlara geçen Kahramanmaraş merkezli felaketin ardından topraklarının büyük bir bölümü deprem kuşağında olan Türkiye'de, en öncelikli konuların başında binalarda deprem güvenliği gelmeye başladı.
Bu farkındalıktan yola çıkan ODE Yalıtım, deprem-su yalıtımı arasındaki ilişkinin bilinirlik seviyesini tespit ederek, bu konuda farkındalık oluşturmak ve binalarda deprem güvenliğindeki öncelikleri ölçmek üzere kapsamlı bir araştırma yaptı. Aksoy Araştırma iş birliğiyle yapılan Su Yalıtımı ve Binaların Deprem Güvenliği Algı Araştırması'na 26 ilden toplam 1.067 kişi katıldı.
Araştırmada çıkan en çarpıcı sonuç, her 100 katılımcıdan 45'inin oturduğu binada su yalıtımı bulunup bulunmadığını bilmediği oldu. Katılımcıların yüzde 34,2'si binasında su yalıtımı olmadığını belirtirken, sadece yüzde 20,4'ü su yalıtımı bulunduğunu bildirdi.
Katılımcılara binalarının bodrum katında veya evlerinde su sızıntısı, küf, rutubet gibi durumların olup olmadığı soruldu. Bu soruya katılımcıların yüzde 64,4'ü "fikrim yok" şeklinde cevap verirken, yüzde 28,4'ü binalarında su sızıntısı, küf gibi problemlerin olduğunu, bunun da en çok iç duvarlarda, bodrumda ve dış duvarlarda görüldüğünü belirtti.
"Sizce yaşadığınız binanın depreme dayanıklılığını azaltan faktörler nelerdir?" sorusuna ise katılımcıların yüzde 17,2'si "kalitesiz malzeme kullanılması", yüzde 14,4'ü "binanın yaşı", yüzde 13,9'u "kolon kesilmesi" olarak yanıt verirken, sadece 2,2'si "su yalıtımı" olduğunu aktardı.
Araştırma kapsamında, su yalıtımı dışında "Ev Seçimi", "Deprem", "Yalıtım Algısı" başlıkları da ele alındı. Katılımcılara iletilen "Yaşayacağınız evi seçerken öncelikleriniz nelerdir?" sorusunda deprem felaketinin etkisi görüldü. İlk kriter yüzde 61,9 ile fiyat olurken, bunu yüzde 57,9 ile deprem güvenliği, yüzde 49,1 ile dairenin bulunduğu kat, yüzde 48,4 ile binanın kat sayısı, yüzde 47,8 ile ısıtma yöntemi ve yüzde 45 ile yalıtım izledi. 18 ila 24 yaş arasında deprem güvenliği ve ısıtma yöntemi fiyatın önüne geçerken, diğer yaş grupları, sosyoekonomik seviye ve cinsiyet kırılımlarında ise sıralama değişmedi.
Zeminin sağlamlığından çok kalitesiz malzeme korkutuyor
Katılımcıların yüzde 10'u 1-4 yıllık, yüzde 19,8'i 5-9 yıllık, yüzde 24,3'ü 10-19 yıllık binalarda oturduğunu belirtti. 20 yıl ve üzeri binalarda oturanların oranı yüzde 43,7 olurken, her 100 kişiden 2'si oturduğu binanın yaşını bilmediğini aktardı.
Araştırmaya katılanların yaşadıkları binanın depreme dayanıklılığını azaltan faktörler sıralamasında ise yüzde 17,2 ile kalitesiz malzeme kullanımı, yüzde 14,4 ile bina yaşı, yüzde 13,9 ile kolonların az olması öne çıktı. Zeminin sağlamlığını katılımcıların yüzde 12'si bir kriter olarak gösterirken, "deprem yönetmeliğine uyulmaması" diyenlerin oranı yüzde 4,1'de kaldı.
Araştırmanın "Deprem" bölümünde, katılımcılara ayrıca Kahramanmaraş depremlerinin ardından yaşadıkları evden taşınmayı düşünüp düşünmedikleri soruldu. Katılımcıların yüzde 30,6'sı düşündüğünü belirtirken, kadınlarda bu oran yüzde 33,8, gençlerde ise yüzde 41,3 olarak ölçüldü.
Taşınmayı en az düşünen kesim ise yüzde 24,7 ile 55 yaş ve üzeri oldu. Taşınmayı düşünenlerin yüzde 49,4'ü oturdukları muhitte kalmak isterken, yüzde 24,2'si oturduğu ilçeden, yüzde 26,4'ü ise oturduğu şehirden taşınmayı düşündüğünü belirtti.
Öte yandan, depremlerin ardından katılımcıların yüzde 62,3'ü oturduğu binanın depreme dayanıklılığını kontrol ettirdiğini veya ettirmeyi düşündüğünü söyledi. Kontrol ettirmeyen ve ettirmeyi düşünmeyen en yüksek kesim ise yüzde 47,9 ise kirada oturanlar oldu.