Geçen hafta Türkiye gündeminin en önemli başlıklarından biri ABD’de başlayan İran’a ambargonun delinmesiyle ilgili dava süreciydi. Reza Zarrab’ın adını andığı bankalardan biri de Denizbank’tı.
Antalya’da Uluslararası Yedinci Resort Turizm Kongresi’nin ana sponsoru olması nedeniyle burada bir araya geldiğimiz Denizbank’ın genel müdürü Hakan Ateş, hem bu konuya yönelik hem de bankanın turizm alanındaki faaliyetleriyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Sosyal medyada konuya ilişkin çok bilgi sahibi olmadan Denizbank aleyhine yapılan yorumlar için serzenişte bulanan Hakan Ateş, 2004- 2013 Şubat tarihleri arasında Hazine tarafından görevlendirilmiş altın takas bankası olduklarını, bu görevi daha önce İş Bankası’nın yürüttüğünü kaydetti.
Şubat 2013’ten itibaren de bu görevi Kuveyt Türk’ün devam ettirdiğini anlatan Ateş, bu iddianamede Denizbank veya bir personelinin isminin geçmediğini de kaydetti. Bu konuda günlük basında yeteri kadar haber çıktığı için gölgede kalan diğer konuya değinmek istiyoruz. O da Hakan Ateş’in turizm kredilerine yönelik düzenleme
nedeniyle yaptığı uyarılar.
Denizbank, Türkiye’de turizm yatırımlarına kredi verilmesi konusunda en aktif bankalardan biri. 20 milyar dolarlık turizm kredileri içinde Denizbank’ın yaklaşık 3 milyar dolarlık payı bulunuyor.
Sektörün yaşadığı sorunlara rağmen kredi takip rasyosunun düşük olduğunu vurgulayan Ateş, son iki yıldır sektörde yaşanan sorunlara dikkat çekti ve “Bankalar, bu önemli sektörün kredilerini yeniden yapılandırarak gerekli desteği verdi” dedi.
Hakan Ateş’in dikkat çektiği bir diğer konu da muhasebe sistemindeki değişikliklerle ilgili. Uluslararası finansal raporlama standartlarının (UFRS) dokuzuncu maddesi, yılbaşından itibaren değişikliğe uğrayacak. Bu değişiklik nedeniyle bankalar üç ay ödenmeyen kredileri direkt takibe atmak (batık kredi gibi değerlendirme) zorunda kalacak.
Bu düzenlemeyle birçok şirketin zor durumda kalabileceğini söyleyen Ateş, “Özellikle turizm işletmelerinin yapısı gereği sorunlar yaşanabilir. BDDK
ve bakanlık turizm sektöründe ve diğer sektörlerde bu kuraldaki vadeleri esnetebilir. Turizm, stratejik sektör kapsamına alınıp, günlük politikalardan ayrı olarak değerlendirilmeli” dedi. Ateş, bireysel tarafta da bir ay geciken krediler için benzer sorunların yaşanacağını sözlerine ekledi.
Antalya’da Uluslararası Yedinci Resort Turizm Kongresi’nin ana sponsoru olması nedeniyle burada bir araya geldiğimiz Denizbank’ın genel müdürü Hakan Ateş, hem bu konuya yönelik hem de bankanın turizm alanındaki faaliyetleriyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Sosyal medyada konuya ilişkin çok bilgi sahibi olmadan Denizbank aleyhine yapılan yorumlar için serzenişte bulanan Hakan Ateş, 2004- 2013 Şubat tarihleri arasında Hazine tarafından görevlendirilmiş altın takas bankası olduklarını, bu görevi daha önce İş Bankası’nın yürüttüğünü kaydetti.
Şubat 2013’ten itibaren de bu görevi Kuveyt Türk’ün devam ettirdiğini anlatan Ateş, bu iddianamede Denizbank veya bir personelinin isminin geçmediğini de kaydetti. Bu konuda günlük basında yeteri kadar haber çıktığı için gölgede kalan diğer konuya değinmek istiyoruz. O da Hakan Ateş’in turizm kredilerine yönelik düzenleme
nedeniyle yaptığı uyarılar.
Denizbank, Türkiye’de turizm yatırımlarına kredi verilmesi konusunda en aktif bankalardan biri. 20 milyar dolarlık turizm kredileri içinde Denizbank’ın yaklaşık 3 milyar dolarlık payı bulunuyor.
Sektörün yaşadığı sorunlara rağmen kredi takip rasyosunun düşük olduğunu vurgulayan Ateş, son iki yıldır sektörde yaşanan sorunlara dikkat çekti ve “Bankalar, bu önemli sektörün kredilerini yeniden yapılandırarak gerekli desteği verdi” dedi.
Hakan Ateş’in dikkat çektiği bir diğer konu da muhasebe sistemindeki değişikliklerle ilgili. Uluslararası finansal raporlama standartlarının (UFRS) dokuzuncu maddesi, yılbaşından itibaren değişikliğe uğrayacak. Bu değişiklik nedeniyle bankalar üç ay ödenmeyen kredileri direkt takibe atmak (batık kredi gibi değerlendirme) zorunda kalacak.
Bu düzenlemeyle birçok şirketin zor durumda kalabileceğini söyleyen Ateş, “Özellikle turizm işletmelerinin yapısı gereği sorunlar yaşanabilir. BDDK
ve bakanlık turizm sektöründe ve diğer sektörlerde bu kuraldaki vadeleri esnetebilir. Turizm, stratejik sektör kapsamına alınıp, günlük politikalardan ayrı olarak değerlendirilmeli” dedi. Ateş, bireysel tarafta da bir ay geciken krediler için benzer sorunların yaşanacağını sözlerine ekledi.
