Bosch'un, Türkiye'de bir dönem ortaklık yapıp sonra sözleşmesini tek taraflı feshettiği müflis şirket Profilo'ya, endüstriyel sabotajla zarara uğrattığı gerekçesiyle 67 milyon 373 bin 233 liralık tazminat ödemesine karar verildi.
Bosch'un (BSH), Türkiye'de bir dönem ortaklık yapıp sonra sözleşmesini tek taraflı feshettiği müflis şirket Profilo'ya (Telra), endüstriyel sabotajla zarara uğrattığı gerekçesiyle 67 milyon 373 bin 233 liralık tazminat ödemesine karar verildi.
AA muhabiri, Profilo Telra Elektronik Sanayi ve Ticaret AŞ'nin 13 Kasım 2012'de, bir dönem ortaklık yaptığı Alman firması BSH (Bosch und Siemens Hausgerate) Ev Aletleri Sanayi ve Ticaret AŞ aleyhine, "ticari ilişkiden kaynaklanan menfi tespit, alım satım tespiti, sözleşmeden kaynaklanan tazminat" talepleriyle açtığı ve Alman şirketin yüksek miktarda tazminat ödemesine yönelik hükümle sonuçlanan dava bilgilerini derledi.
Türkiye'de beyaz eşyadan sonra 1980'li yıllardan itibaren renkli televizyon üretimine geçilmesiyle büyüyen ve çeşitli markaları bünyesinde bulunduran (Profilo, Saba, Telefunken) Telra, 2003'te BSH ile tek satıcılık sözleşmesi imzaladı.
İki şirket arasında sözleşmeyle üstlenilen edimlerin tam ve gerektiği şekilde yerine getirilmediği, Telra'nın sözleşme tarihi olan 2003'ten itibaren sürekli zarara uğradığı gerekçesiyle anlaşmazlıklar yaşanmaya başladı.
Telra'nın pazar payı kaybı ve iflas erteleme başvurusu sonrası BSH 2008'de sözleşmeyi "şirketin satış sonrası servis hizmetlerini yerine getirmediği ve tüketici hakem heyeti kararlarını uygulamadığı" gerekçeleriyle tek taraflı feshetti, Telra'nın iflasına karar verildi ve karar 14 Nisan 2014'de kesinleşti.
HUKUKİ SÜREÇ
Sözleşmeyi 2008'de haksız şekilde feshettiği ve firmayı zarara uğrattığı gerekçesiyle BSH aleyhine, uğranılan zararların tazmin edilmesi talepli dava açan Telra'nın avukatı Serdar Tolga Aras, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne 2012 yılında sunulan dava dilekçesinde, Telra'nın sözleşmenin imzalandığı tarihte yüzde 25 civarındaki pazar payının yüzde 1'lere kadar düştüğü, rakiplerinin pazar payının yükseldiği ve BSH'nin piyasanın tek satıcısı haline gelerek piyasa payını arttırdığını savundu.
Bu süreçte yaklaşık 2 bin kişilik istihdamına son vermek zorunda kalan Telra'nın, Çerkezköy'de 182 bin 571 metrekare yüz ölçümlü arsa ve fabrika binasıyla tüm teçhizatlarının iflas dosyasında, değerlerinin çok altına satıldığı aktarılan dilekçede, "Bir marka uğradığı endüstriyel sabotaj sonrası, bu şekilde yok oldu. BSH ise bu şekilde Telra markasını pazardan silmiş, yerine başka bir markanın kahverengi eşyalarını pazara sokarak, bu markanın Türkiye pazarında bugünkü halini almasını sağladı." denildi.
Dilekçede, sözleşmenin haksız biçimde feshedilmiş olduğunun ve davacı firmanın borçlu olmadığının tespit edilmesi istenirken, feshin gerçekleştiği 27 Mayıs 2008'den sözleşmenin sona erdirilebileceği en erken tarih olan 31 Aralık 2010'a kadar maruz kalınan zararın belirsiz alacak davası çerçevesinde tahsiline karar verilmesi talep edildi.
DAVA DEĞERİ 10 MİLYONDAN 78 MİLYON 793 BİN LİRAYA ÇIKTI
Davalı BSH avukatları tarafından mahkemeye sunulan cevap dilekçesinde ise fesih haksızlığıyla ilgili davanın Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesine açıldığı ve davacı lehine verilen kararın henüz kesinleşmediği, "menfi tespit" davasının da İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesinde görüldüğü hatırlatılarak, bu iki davanın bekletici sorun yapılması istendi.
Dilekçede, davacı firmanın teminat göstermesine ve davanın hem usulden hem de esas yönünden reddine karar verilmesi talep edildi.
İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesindeki yargılama sürecinde dosya, birçok kez bilirkişi heyetlerine gönderildi.
Alınan iki bilirkişi raporunda çelişki olması nedeniyle üçüncü bir heyetten tekrar rapor alındı.
Bu raporda, "davalının 27 Mayıs 2008 tarihli feshinin haksız olduğu" belirtilirken, davacı firmanın sözleşme tarihi 27 Mayıs 2008 tarihinden sözleşmenin sona erdirilmesi gereken tarih olan 31 Aralık 2010'a kadar kadar uğramış olduğu müspet zararın 78 milyon 793 bin 572 lira olduğu kaydedildi.
Bilirkişi raporlarında belirtilen zarar miktarı doğrultusunda davacı taraf avukatı Aras, mahkemeye 25 Aralık 2019'da bir ıslah dilekçesi sundu. Dilekçede, 10 milyon lira olarak açılan belirsiz alacak davasının değerinin, sunulan bilirkişi raporu doğrultusunda 78 milyon 793 bin 572 liralık miktar üzerinden kabul edilmesi talep edildi.
MAHKEME 67 MİLYON 373 BİN LİRA ÖDENMESİNE HÜKMETTİ
Davayı 8 yıl süren yargılama sonrasında karara bağlayan mahkeme heyeti, 27 Mayıs 2008 tarihli fesih ihtarında dayanılan sebebin fesih için haklı bir gerekçe oluşturmadığı sonucuna ulaşıldığını bildirerek, davalının 8 Ekim 2003 tarihli dağıtım sözleşmesini 27 Mayıs 2008'de feshetmesinin haksız olması nedeniyle davacı tarafın haksız fesihten kaynaklanan zararını talep edebileceğini dile getirdi.
Heyet, dağıtım sözleşmenin haksız şekilde feshedildiğinin tespitine ve 67 milyon 373 bin 233,68 liralık zararın, dava tarihi olan 13 Kasım 2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmetti.
Mahkeme, harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin de davacı ve Hazine'ye (harç) verilmesini kararlaştırdı.
Öte yandan davalı firmanın kararın bozulması için istinaf mahkemesine başvurduğu öğrenildi.
Bosch'un (BSH), Türkiye'de bir dönem ortaklık yapıp sonra sözleşmesini tek taraflı feshettiği müflis şirket Profilo'ya (Telra), endüstriyel sabotajla zarara uğrattığı gerekçesiyle 67 milyon 373 bin 233 liralık tazminat ödemesine karar verildi.
AA muhabiri, Profilo Telra Elektronik Sanayi ve Ticaret AŞ'nin 13 Kasım 2012'de, bir dönem ortaklık yaptığı Alman firması BSH (Bosch und Siemens Hausgerate) Ev Aletleri Sanayi ve Ticaret AŞ aleyhine, "ticari ilişkiden kaynaklanan menfi tespit, alım satım tespiti, sözleşmeden kaynaklanan tazminat" talepleriyle açtığı ve Alman şirketin yüksek miktarda tazminat ödemesine yönelik hükümle sonuçlanan dava bilgilerini derledi.
Türkiye'de beyaz eşyadan sonra 1980'li yıllardan itibaren renkli televizyon üretimine geçilmesiyle büyüyen ve çeşitli markaları bünyesinde bulunduran (Profilo, Saba, Telefunken) Telra, 2003'te BSH ile tek satıcılık sözleşmesi imzaladı.
İki şirket arasında sözleşmeyle üstlenilen edimlerin tam ve gerektiği şekilde yerine getirilmediği, Telra'nın sözleşme tarihi olan 2003'ten itibaren sürekli zarara uğradığı gerekçesiyle anlaşmazlıklar yaşanmaya başladı.
Telra'nın pazar payı kaybı ve iflas erteleme başvurusu sonrası BSH 2008'de sözleşmeyi "şirketin satış sonrası servis hizmetlerini yerine getirmediği ve tüketici hakem heyeti kararlarını uygulamadığı" gerekçeleriyle tek taraflı feshetti, Telra'nın iflasına karar verildi ve karar 14 Nisan 2014'de kesinleşti.
HUKUKİ SÜREÇ
Sözleşmeyi 2008'de haksız şekilde feshettiği ve firmayı zarara uğrattığı gerekçesiyle BSH aleyhine, uğranılan zararların tazmin edilmesi talepli dava açan Telra'nın avukatı Serdar Tolga Aras, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne 2012 yılında sunulan dava dilekçesinde, Telra'nın sözleşmenin imzalandığı tarihte yüzde 25 civarındaki pazar payının yüzde 1'lere kadar düştüğü, rakiplerinin pazar payının yükseldiği ve BSH'nin piyasanın tek satıcısı haline gelerek piyasa payını arttırdığını savundu.
Bu süreçte yaklaşık 2 bin kişilik istihdamına son vermek zorunda kalan Telra'nın, Çerkezköy'de 182 bin 571 metrekare yüz ölçümlü arsa ve fabrika binasıyla tüm teçhizatlarının iflas dosyasında, değerlerinin çok altına satıldığı aktarılan dilekçede, "Bir marka uğradığı endüstriyel sabotaj sonrası, bu şekilde yok oldu. BSH ise bu şekilde Telra markasını pazardan silmiş, yerine başka bir markanın kahverengi eşyalarını pazara sokarak, bu markanın Türkiye pazarında bugünkü halini almasını sağladı." denildi.
Dilekçede, sözleşmenin haksız biçimde feshedilmiş olduğunun ve davacı firmanın borçlu olmadığının tespit edilmesi istenirken, feshin gerçekleştiği 27 Mayıs 2008'den sözleşmenin sona erdirilebileceği en erken tarih olan 31 Aralık 2010'a kadar maruz kalınan zararın belirsiz alacak davası çerçevesinde tahsiline karar verilmesi talep edildi.
DAVA DEĞERİ 10 MİLYONDAN 78 MİLYON 793 BİN LİRAYA ÇIKTI
Davalı BSH avukatları tarafından mahkemeye sunulan cevap dilekçesinde ise fesih haksızlığıyla ilgili davanın Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesine açıldığı ve davacı lehine verilen kararın henüz kesinleşmediği, "menfi tespit" davasının da İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesinde görüldüğü hatırlatılarak, bu iki davanın bekletici sorun yapılması istendi.
Dilekçede, davacı firmanın teminat göstermesine ve davanın hem usulden hem de esas yönünden reddine karar verilmesi talep edildi.
İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesindeki yargılama sürecinde dosya, birçok kez bilirkişi heyetlerine gönderildi.
Alınan iki bilirkişi raporunda çelişki olması nedeniyle üçüncü bir heyetten tekrar rapor alındı.
Bu raporda, "davalının 27 Mayıs 2008 tarihli feshinin haksız olduğu" belirtilirken, davacı firmanın sözleşme tarihi 27 Mayıs 2008 tarihinden sözleşmenin sona erdirilmesi gereken tarih olan 31 Aralık 2010'a kadar kadar uğramış olduğu müspet zararın 78 milyon 793 bin 572 lira olduğu kaydedildi.
Bilirkişi raporlarında belirtilen zarar miktarı doğrultusunda davacı taraf avukatı Aras, mahkemeye 25 Aralık 2019'da bir ıslah dilekçesi sundu. Dilekçede, 10 milyon lira olarak açılan belirsiz alacak davasının değerinin, sunulan bilirkişi raporu doğrultusunda 78 milyon 793 bin 572 liralık miktar üzerinden kabul edilmesi talep edildi.
MAHKEME 67 MİLYON 373 BİN LİRA ÖDENMESİNE HÜKMETTİ
Davayı 8 yıl süren yargılama sonrasında karara bağlayan mahkeme heyeti, 27 Mayıs 2008 tarihli fesih ihtarında dayanılan sebebin fesih için haklı bir gerekçe oluşturmadığı sonucuna ulaşıldığını bildirerek, davalının 8 Ekim 2003 tarihli dağıtım sözleşmesini 27 Mayıs 2008'de feshetmesinin haksız olması nedeniyle davacı tarafın haksız fesihten kaynaklanan zararını talep edebileceğini dile getirdi.
Heyet, dağıtım sözleşmenin haksız şekilde feshedildiğinin tespitine ve 67 milyon 373 bin 233,68 liralık zararın, dava tarihi olan 13 Kasım 2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmetti.
Mahkeme, harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin de davacı ve Hazine'ye (harç) verilmesini kararlaştırdı.
Öte yandan davalı firmanın kararın bozulması için istinaf mahkemesine başvurduğu öğrenildi.