USD/TRY
Döviz Çevirici
TRY
USD
EUR
Hesapla

'Tarımda Pozitif Gelecek Sempozyumu'nun 4'üncüsü gerçekleşti

4'üncü Tarımda Pozitif Gelecek Sempozyumu, bu yıl gıda sistemlerinin dönüşümünü tartışmaya açtı. İklim krizi, su kaynağı baskısı ve gıda israfının arttığı bir dönemde; sürdürülebilir, verimli ve dayanıklı üretim modellerinin zorunluluk haline geldiği vurgulandı. Uzmanlar, teknoloji, yenileyici tarım ve su verimliliği çözümlerinin tarımın dönüşümünde belirleyici olacağına dikkat çekti.


'Tarımda Pozitif Gelecek Sempozyumu'nun 4'üncüsü gerçekleşti

PepsiCo Türkiye ve Sürdürülebilirlik Akademisi’nin ev sahipliğinde İstanbul’da düzenlenen 4. Tarımda Pozitif Gelecek Sempozyumu, bu yıl “Gıda Sistemlerini Dönüştürmek” temasıyla İstanbul’da gerçekleştirildi. 

Gıda güvenliğinin sürdürülebilir kalkınma açısından temel meselelerden biri olduğunu ve bunun ancak sürdürülebilir ve dirençli bir gıda sistemi oluşturulmasıyla çözülebileceğini söyleyen PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Ergün Günay, “Bugün gıda söz konusu olduğunda yalnızca üretim değil; erişim, dağıtım ve dayanıklılık alanlarında da ciddi bir sınavla karşı karşıyayız. İklim krizinin etkisiyle bu tablo daha da zorlaşıyor. Biz de  pep+ vizyonumuz doğrultusunda sürdürülebilirliği odağımıza alıyoruz. Pozitif Tarım stratejimizle sözleşmeli çiftçilikten ileri teknolojiye, çiftçi eğitiminden yenileyici tarıma kadar pek çok alanda çalışıyoruz. Bugün Türkiye’de 20 şehirde, toplam 100 bin dekarlık alanda yılda ortalama 250 çiftçiyle sözleşmeli üretim yapıyoruz. Aynı zamanda su verimliliğini artırıyor, toprak sağlığını iyileştiriyor ve çiftçiyi iklim risklerine karşı daha dirençli hale getirmeyi hedefliyoruz. Bu anlayışla 2023’ten bu yana Doğa Koruma Merkezi işbirliğiyle gerçekleştirdiğimiz ‘Bir Damla Bir Dünya’ projemizle 735 milyon su litre tasarruf ettik” diye anlattı. 

Gıdanın üçte biri israf oluyor

Bugün iklim krizinin derinleşmesinin, su kaynaklarının azalmasının ve artan gıda fiyatlarının, tarımın geleceğini her zamankinden daha fazla gündeme taşıdığını belirten Sürdürülebilirlik Akademisi Başkanı Murat Sungur Bursa ise, “Sera gazı emisyonlarının ve doğal kaynak kayıplarının önemli bir bölümü hâlâ geleneksel tarım uygulamalarından kaynaklanıyor. Buna karşın, teknoloji ve bilimin rehberliğinde geliştirilen yeni uygulamalar, daha az kaynakla daha verimli, daha adil ve doğaya dost üretim modellerinin mümkün olduğunu gösteriyor. Dünyada hâlâ açlıkla mücadele ederken, gıdanın üçte biri tarladan sofraya ulaşmadan israf oluyor. Bu tabloyu değiştirmek için gıda sistemlerimizi dönüştürmemiz, üreticiyle tüketici arasındaki bağı yeniden tanımlamamız gerekiyor” diye konuştu. 

Tarımda sürdürülebilirlik konuşuldu

Sempozyumun, "Birlikte Büyümek: Sürdürülebilir Gelecek İçin Çiftçiye Yatırım" başlıklı oturumuna, Dünya Bankası Tarım Ekonomisti Bora Sürmeli, Kredi Kayıt Bürosu’ndan Ömer Faruk Demirhan ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nden Özcan Türkoğlu konuşmacı olarak katıldı. Panelde, tarım sektörünün dönüşümüne yön verecek fırsatlar, riskler ve öncelikler çok boyutlu biçimde ele alındı. 

“Gıda Sistemlerinde Dönüşüm: Dayanıklı Tedarik Zincirleri İçin Teknoloji ve İnovasyon” paneline ise, Lojistik Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Tanyaş, SAP Türkiye’den Tuna Atmaca ve Agrovisio’dan Emre Tunalı konuşmacı olarak katıldı. Panelde, tarımsal üretimden tedarik zincirine uzanan süreçte verimlilik, dayanıklılık ve sürdürülebilirlik konuları ele alındı.  

"Her Damlanın Değeri: Sürdürülebilir Büyüme İçin Suya Yatırım” panelinde ise Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü’nden Asiye Düşünceli, İTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Erdem Görgün ve Wilo Genel Müdürü Duygu Erdem konuşmacı olarak yer aldı. Deloitte’un “Gıdanın Geleceği: 2025–2030 Vizyonu” sunumunun ardından gerçekleştirilen “Gıda Zincirinin Son Halkası: Mutfağı, Tabağı ve İnsanı Bereketli Kılmak” oturumunda da Şef Refika Birgül, memleketimizde ve dünyada israfın önlenmesi için 9 temel adım olduğunu belirtti.

0