Türkiye’nin dünya çapında bir denizcilik ülkesi olma amacına katkı sunmak hedefiyle yola çıkan Bodrum Denizcilik’in, 150 yıllık köklü geçmişe sahip TÜV Austria Grubu’na yaptığı teklifle TÜV Austria Marine şirketi kuruldu. Bodrum Denizcilik’in pazarı iyi tanıması, iş modeli ve sektörel ihtiyacı tespit edebilmesi TÜV Austria Grubu’nun bu işe Türkiye’den başlamasında etkili oldu.
TÜV Austria Grubu ve Bodrum Denizcilik ortaklığında Türkiye’de kurulan TÜV Austria Marine, dünyanın dört bir yanındaki yatlar için ekspertiz, test ve laboratuvar, eğitim ve sertifikasyon hizmetleri çerçevesinde danışmanlık ve denetim hizmeti veriyor. Pazar büyüklüğü ICOMIA 2020 raporu verilerine göre; 920 milyon dolar olan sektörün pazar payının bu yıl 1,5 milyar dolara yaklaştığı öngörülüyor. Tekne imalatı, deniz motorları üretimi, tekne malzemeleri üretimi, servis sağlayıcıları gibi bileşenlerden oluşan sektör büyüklüğünün ise 5 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Charter, hizmet sağlayıcıları, bakım onarım, marina hizmetleri, eğitim, sigorta, ikinci el satış gibi konuları da içeren sektörde TÜV Austria Marine yat ekspertizinde alıcı ve satıcı arasında en sağlıklı koşullarda işlemlerin yapılmasını sağlayacak.
Şirket, bu iş için geliştirdiği yazılım programını kullanarak ekipman analiz test sonuçlarını laboratuvar testine gönderip çıkan sonuçları rapor olarak sunacak. Bu raporun kapsamını ihtiyaçlar doğrultusunda sürekli güncelleyecek.
“TÜV Austria Grubu 150 yıllık Know-How’ıyla Türkiye denizlerinde”
TÜV Austria Grubu’nun Türkiye’de yaptığı yatırımı değerlendiren TÜV Austria Marine Genel Müdürü Can Polat, “TÜV Austria Group’un 150 yıllık köklü geçmişinde elde ettiği global ve kurumsal deneyimi ile ortaya çıkan Know-How’ı, Bodrum Denizciliğin sektör tecrübesi ve vizyonuyla birleştirerek Türkiye’ye önemli bir yatırım yaptığını düşünüyoruz. Bu misyonla hareket ederek kaliteli, objektif ve bağımsız bakış açımızı yat ekspertizine yönlendirerek Türkiye’de bu işin ana kriterlerini bağımsız denetleme öğelerini oluşturacağız. Bugün denizcilik sektörü katma değeri en yüksek alanlardan biridir. Türkiye’de başlattığımız bu girişimin ülkemize katma değer sağlayacağını düşünüyoruz.
Şu anda sadece Türkiye değil tüm dünya enflasyonla mücadele etmektedir. Ülke ekonomisinin büyümesinde yabancı yatırımın önemi büyüktür. Pandemi sonrasında özellikle tedarik zincirindeki bozulmanın dengeleri değiştirmesi ve ülkeleri enflasyonist bir döneme sokması, Türkiye açısından bakıldığında jeopolitik konumu gereği büyük fırsatları beraberinde getirmektedir. Türkiye güçlü ve gelecek vadeden bir ekonomiye sahip. Biz Türkiye’yi sadece tek bir ülke olarak değil, Avrupa ve Asya arasındaki köprü konumu, Orta Asya ve Orta Doğu bölgelerindeki önemli pazarlara açılan bir “giriş kapısı” olarak görüyoruz. Ortağımız olan Bodrum Denizciliğin Türkiye’de faaliyet göstermesi, bu pazarı iyi tanıması, iş modeli ve sektörel ihtiyacı tespit edebilmesi bizim bu işe Türkiye’den başlamamızda rotamızı oluşturdu” dedi.
“Uluslararası standartlarda hizmet anlayışı ile 3 yıl içinde Global’de olacağız”
Türk denizcilik sektörüne uluslararası ölçekte danışmanlık ve denetim hizmetleri vermeyi hedeflediklerini söyleyen Can Polat, “Ekspertiz, test ve laboratuvar hizmetleri ile eğitim ve sertifikasyon hizmetlerimizle tarafsız ve objektif çözümler sunuyoruz. Bu kapsamda; çözüm ortağı olduğumuz tüm denizcilik sektörü paydaşlarına verdiğimiz hizmetlerde bağımsız finansal yapımızla kaliteyi ve güveni önceleyen tarafsız bakış açısıyla çalışıyoruz. Bodrum’dan başlattığımız hizmetlerle edindiğimiz tecrübe ve deneyimimizle hedefimiz önümüzdeki 3 yıl içinde uluslararası denizlerde olmak. Uluslararası ölçekte kurumsal yapıda hizmet veren bir şirket konumuna gelmek. Türkiye burada başlangıç noktası olacak ardından da öncelikle Yunanistan, İtalya ve Hırvatistan’da faaliyet göstermeyi planlıyoruz. Burada odaklandığımız konu denetleme alanında ülkelere ve kurumlara göre farklılık gösteren kriterleri belirleyip onları uluslararası kabul görmüş standartlar ve normlar haline getirebilmektir. Bu hedefle; denizcilik sektörüne getireceğimiz standartlar ve yenilikçi ürünler ile sektördeki rakiplerimizden ayrışacak ve hedef odaklı paydaşlarımıza hizmet vermeyi istiyoruz” şeklinde konuştu.
“Denizcilik sektöründe trendleri takip eden değil belirleyen olacağız”
TÜV Austria Grubu’nun verdiği hizmetler ile tüm paydaşlarında yüzde 100 güven oluşturan bir dünya şirketi olduğunu ve yıllardır büyüyen bu mirası Bodrum Denizcilikle birlikte TÜV Austria Marine’e yansıtacaklarını ifade eden Can Polat, konuşmasına şöyle devam etti:
“Dünyada her geçen gün büyüyen yatçılık alanında yat üreticilerinin ve kullanıcılarının çözüm ortağı olma ve denizcilik sektöründe ihtiyaç görülen alanlarda, paydaşlarımız için kurumsal bakış açısıyla kişilerden bağımsız olarak yürüyen çözümler geliştireceğiz. Öyle düşünüyorum ki; bizi rakiplerimizden öne çıkartacak konulardan biri budur. İkincisi bizim bunu yapabilmek için uluslararası bir Know-How’a sahip olmamızdır. Diğer ayırıcı unsur arkamızda tüm yatırımlarında finansmanını kendisi sağlayan finansal özgürlüğünü elde etmiş ve bunun getirdiği tarafsız bakış açısına sahip çatı kuruluşumuzun varlığıdır. Rakiplerimizden ayrışacağımız diğer bir konu da dijitalleşen dünyada trendlerin gerisinde kalmamak için yazılımsal alt yapı hizmetlerine verdiğimiz destek ve önemdir. Türkiye’den başlayıp bu sektörün ihtiyacına yönelik ürün geliştirmek hedefiyle giriş yaptığımız bu pazarda, öncelikle Bodrum’dan başlayarak Türkiye’deki denizcilik faaliyetleri bulunan lokasyonları kapsayacak şekilde sektörün paydaşlarına hizmet vereceğiz. Şu anda teknelerin bulunduğu yere göre karada ve denizde mobil ekiplerimizle hizmet veriyoruz. Bunlar dışında sahip olduğumuz ve akredite olan laboratuvarlarda test ve analiz hizmetleri sunuyoruz.”
“TÜV Austria Marine ile denizlerde dijital dönüşüm”
Akdeniz çanağının önemli bir turizm destinasyonu olan Türkiye’nin yat alım-satım piyasasında yoğunluk yaşadığı ve bu süreçte “uzman görüşü” ve “ekspertiz” hizmetlerinin kritik öneminin ortaya çıktığını söyleyen Polat, “Biz sektörde tespit ettiğimiz bu ihtiyaçlara çözüm sunabilmek için, ülkemizde ilk defa yapılacak olan “sistem-yazılım” modelini hayata geçirmek için çalışıyoruz. Türkiye’de ve dünyada işler hale getirmeyi planladığımız kişilerden bağımsız kurumsal düzeyde kuracağımız sistem ve bu sistemi işletecek yazılım programı ile ekspertizde öncü olacağız. Bu sistemle kurumsal ve global vizyona sahip olarak sektör paydaşlarına hizmet vereceğiz. Bu başarı hikayesini Türkiye’de oluşturup dünyaya yaymak ise en büyük hedefimiz olacak. Bizim elimizdeki veriye göre, Türkiye’de 100 bin civarında yat var. Bu 100 bin yatın 85 bini Ege Denizi bölgesinde yer alıyor. Bunun da yaklaşık yüzde 25’i yabancı bayraklı. Burada sağlıklı ilerleyebilmek için öncelikle bu konuda veri toplamamız gerekiyor. Çünkü sadece Türkiye’de değil tüm dünyada bu konuda veri havuzu kısıtlı” dedi.
“Kaliteli hizmet anlayışını eğitimle sürdürülebilir kılmaya devam ediyor”
Sektörde hizmet veren değişik çalışma alanlarına bakıldığında öğrenme biçiminin geleneksel yöntemlerle olduğunu söyleyen Can Polat, “Denizcilikte ana temanın “yardımlaşma” olup, doğru iş gücü eğitim desteği ile çözülebilir. TÜV Austria Akademi ile çeşitli sektörlerde sunduğumuz eğitim tecrübesi ile şimdi de denizcilik sektöründe “Marine Akademi” ile tüm paydaşlara farklı eğitimler sunmayı hedefliyoruz. Kaliteli hizmet vermenin devamında bu hizmetin sürdürülebilir olması da ancak yetkin uzmanlar eliyle oluşup devam edebiliyor. 150 yıllık deneyime sahip olan grubumuz eğitim konusunda çok güçlü bir Know-How’a sahiptir. Biz bu bilgi birikimini kullanarak denizcilik sektörünün tüm paydaşlarına eğitim ve belgelendirme hizmeti sunuyoruz” şeklide konuştu.