DOLAR
34,89
-0,01%
DOLAR
EURO
36,62
-0,02%
EURO
GRAM ALTIN
3007,95
0,06%
GRAM ALTIN
BIST 100
10058,63
0,00%
BIST 100
USD/TRY
Döviz Çevirici
TRY
USD
EUR
Hesapla

CNN analizi: Ukrayna krizi tırmanırken gözlerin çevrildiği ada

28 Ekim 2022 | 00:36
CNN analizi: Ukrayna krizi tırmanırken gözlerin çevrildiği ada
Rusya-Ukrayna arasındaki gerilimle birlikte Tayvan'la ilgili yorumlar dünya medyasının gündeminde. Çin ise 23 Şubat'ta yapılan açıklamada Rusya'nın Ukrayna'nın doğusundaki ayrılıkçı siyasi yapıları tanımasıyla tırmanan krizin Tayvan sorunu ile benzerliğinin bulunmadığı yönünde açıklama yaptı.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Çunying, 23 Şubat'ta düzenlediği basın toplantısında, Tayvanlı yetkililerin, Ukrayna sorununu, Çin ile ihtilaflı Tayvan'ın durumuna benzettiği, ana karanın güç kullanarak Ada'yı işgal etmesini önlemek için uluslararası toplumun silah tedarik etmesi gerektiğine dair açıklamalarına yönelik soruya yanıt verdi. Ukrayna sorununun gündeme gelmesinden itibaren bazı kişilerin, Tayvan'ı gündeme getirdiğini fakat bunun tarihi bilgi eksikliğinden kaynaklandığını savunan Hua, "Tayvan, elbette ki Ukrayna değildir. Tayvan, daima Çin'in ayrılmaz bir parçası olmuştur. Bu inkar edilmez bir tarihi ve hukuki gerçektir. Tek Çin ilkesi uluslararası ilişkilerde evrensel kabul edilen normdur" ifadesini kullandı.

Hua, Tayvanlı yetkililerin, Ukrayna sorununu kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaya çalışmasının akıllıca olmadığını belirterek, "Tayvan bölgesinde barış, Boğaz'ın iki yasası arasındaki barışçı ilişkileri geliştirerek sağlanabilir, yabancı güçlere silah satışı ve askeri destek için yalakalık yaparak değil. 'Tayvan'ın bağımsızlığı' sonuca ulaşmayacak bir girişimdir. Kimse böyle bir yanılsamaya kapılarak bu konuda hesap hatası yapmamalıdır." diye konuştu.

Tayvan sorununun kökeninin iç savaş olduğunu ve bu nedenle taraflar arasında siyasi cepheleşme bulunduğunu vurgulayan Hua, "Ancak Çin'in egemenliği ve toprak bütünlüğü hiçbir zaman bölünmemiştir ve bölünemez. Bu, Tayvan sorununun statükosudur." değerlendirmesinde bulundu.

CNN ise 'Çinli liderler Ukrayna'yı Tayvan'a bakarak izliyor olabilir' başlıklı makalesinde Ukrayna ve Tayvan arasında benzerlik kurulup kurulamayacağına ilişkin bir analiz yayınladı.

CNN'in analizi ve görüşüne başvurduğu uzmanların yorumları şöyle:

"Herkesin gözü Rusya ile Ukrayna arasında tırmanan krize odaklanmışken, dünyanın diğer bir köşesinde bulunan bir ada, yani Tayvan da dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor. Tayvan örneğinde, Çin Komünist Partisi buranın kendi toprakları olduğunu iddia ediyor ve nihai "yeniden birleşme" istiyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise Rusları ve Ukraynalıları "tek halk" olarak gördüğünü söylüyor ve bu iddiayı gerçekleştirmek için ne kadar ileri gideceği henüz tam olarak belli değil.

Dünya liderleri de, son haftalarda Ukrayna ve Tayvan'ın kaderi arasında bağlantı olduğunu ima eden açıklamalar yapıyor. Tayvan Devlet Başkanı Tsai Ing-wen, Tayvan'ın "Çin'den gelen askeri tehditler ve sindirme" konusundaki deneyimi göz önüne alındığında Ukrayna'nın durumuyla "empati kurabileceğini" söyledi.

Batı'da, İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Cumartesi günü Ukrayna'da olanların yankılarının Tayvan'dan duyulacağını söylerken, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken bu ayın başlarında Avustralya'ya yaptığı bir gezide dolaylı olarak "yaşananları diğerleri de izliyor" dedi.

Son yıllarda, Xi Jinping liderliğinde kendine güvenen bir Çin görüyoruz. İşte bu Çin’in Tayvan'ın kontrolünü ele geçirmek için cesur bir adım atabileceğine dair endişeler artıyor ve Pekin, batılı güçlerin nasıl tepki vereceğine ve bu tepkinin ne kadar şiddetli olduğuna dair işaretler için Ukrayna'daki durumu muhtemelen dikkatle izliyor olacak.

PEKİN'İN STRATEJİSİNİ DEĞİŞTİRMESİ MÜMKÜN DEĞİL

Harvard Üniversitesi Fairbank Çin Araştırmaları Merkezi'nden Lev Nachman, "ABD'nin Ukrayna'ya tepkisi Tayvan ile aynı olmayacak çünkü ABD'nin Tayvan ile onlarca yıldır ilişkisini kurma şekli Ukrayna, Avrupa Birliği veya NATO'ya karşı sorumluluklarından farklı" diyor ve devam ediyor: "Pekin, dünyanın işgale ve olası sınırların yeniden çizilmesine nasıl tepki vereceğini yakından izleyecek olsa da, ki bu muhtemelen Pekin'in kendi jeopolitik hesabını etkileyecektir, Pekin'in stratejisini büyük ölçüde değiştirmesi pek olası değil” diyor.

UZMANLAR FİKRİ PEK DESTEKLEMİYOR

Benzer şekilde, uzmanlar ABD'nin Avrupa'ya odaklanmasının Çin'in Tayvan konusunda harekete geçmesi için potansiyel bir açılım sağlayabileceği fikrini pek desteklemiyor.

'ÇİN'İN BU YIL GÜÇ KULLANACAĞIN İNANMIYORUM'

Londra Üniversitesi SOAS Çin Enstitüsü müdürü Steve Tsang, "Çinlilerin bu yıl Tayvan'a karşı güç kullanacağına inanmıyorum ... (Xi) gerçekten herhangi bir risk almak istemiyor" diyor. Bunun nedeni, üçüncü kez göreve gelmeyi bekleyen Xi’nin başarılı olmayan bir askeri macera ile kendini tehlikeye atmak istememesi olabilir.

ÇİNLİ LİDERLER ABD'NİN TEPKİSİNİN ÇOK FARKLI OLACAĞINI ANLIYOR

ABD-Çin dinamiği, Ukrayna ve Tayvan arasında herhangi bir karşılaştırma girişimini de karmaşıklaştırıyor. New York'taki Dış İlişkiler Konseyi'nde araştırma görevlisi olan David Sacks, Çin'in ABD'nin en zorlu uzun vadeli rakibi ve etki alanlarında ve dünya genelinde ABD çıkarlarına meydan okuyabilecek tek ülke olduğunu söylüyor: "Çin Tayvan'ın kontrolünü ele geçirecek olsaydı, bu onun bölgesel hegemonya kurmasına her şeyden çok yardımcı olurdu. Çinli liderler, ABD için risklerin farklı olduğunu ve tepkisinin muhtemelen çok farklı olacağını anlıyor."

Çin ayrıca, Rusya'nın Ukrayna'daki Rus yanlısı iki ayrı bölge olan Donetsk ve Luhansk’ı bağımsız devletler olarak tanımasının ardından kendisini rahatsız bir pozisyonda buluyor olabilir. Hareket, Birleşmiş Milletler ve diğer dünya liderleri tarafından Ukrayna'nın egemenliğinin ihlali olarak sert bir şekilde eleştirildi ve Putin, Ukrayna'nın yabancı ülkeler tarafından Rusya'yı tehdit etmek için "kullanıldığı" için durumun diğer eski Sovyet devletlerinden "farklı" olduğunu söyledi.

Çin, Rusya'nın NATO'dan gelen güvenlik tehdidiyle ilgili endişelerine sempati duyuyor - çünkü her iki ülke de Batı'nın kendi içişlerine müdahalesi ve güvenliklerine yönelik tehditler olarak gördükleri karşısında giderek daha fazla birleşik bir cephe oluşturuyor. Bu ortaklık, haftalar önce bir Xi-Putin zirvesinde de, halka açık bir şekilde gözler önüne serilmişti.

Çin'in dışişleri bakan yardımcısı Hua Chunying, geçtiğimiz günlerde Pekin'in Ukrayna konusunda ulusal egemenlik ve toprak bütünlüğüne saygı gösterme ilkesiyle çelişen bir tavır aldığını yalanladı. Bir basın brifinginde, bu tür iddiaların "gizli bir amacı olduğunu veya kasıtlı olarak konuları çarpıttığını" söyledi.

Bakanlık, herhangi bir paralellik olup olmadığı sorulduğunda, Ukrayna ve Tayvan'daki durum arasında ayrım yapmayı tercih ediyor. Sözcü Wang, "Tek bir Çin olduğunu ve Tayvan'ın Çin topraklarının ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgulamak isterim. Bu tartışılmaz bir tarihi ve yasal gerçektir. Tek Çin ilkesi, uluslararası ilişkileri yöneten ve evrensel olarak kabul edilmiş bir normdur" diyor.

Anakara Çin ve Tayvan, 70 yıldan uzun bir süre önce Çin iç savaşının sona ermesinden bu yana ayrı ayrı yönetiliyor.

Pekin şimdiye kadar itidal çağrısı yaptı ve bu hafta Ukrayna'daki gelişmelere yanıt olarak diyalog çağrısında bulundu. Harvard'dan Nachman, kendi gündemleri ve Rusya ile mevcut ilişkileriyle, Çin'in Ukrayna'ya nasıl tepki vereceğinin zor bir dengeleme eylemi olacağını ve liderlerinin büyük olasılıkla dikkatli bir şekilde adım atacağını söyledi: "Çin, Rusya'yı desteklemek için katı bir tavır almamak için elinden gelenin en iyisini yapıyor ve aynı zamanda (Ukrayna'da) barış ve diplomasi için bastırıyor."
0
EKONOMİST YENİ SAYI
Ekonomist Dergisini takip etmek için abone olun.
ABONE OL