Ekonomist ve Capital dergileri Türk markalarının globalleşme yolculuğuna Globalleşen Markalar Zirvesi ile ışık tuttu. Online olarak yapılan ve büyük ilgi gören zirvede Türkiye’den global arenaya uzanan markaların liderleri bu yoldaki stratejilerini ve yeni dönem hedeflerini paylaştılar. Türk Markalarının Globalleşme Yolculuğu başlıklı panelde yer alan konuşmacılar, dinleyicilere önemli mesajlar verdiler.
Türkiye ekonomisinin önde gelen markaları dünyaya açılma stratejilerini Global Markalar Zirvesi’nde masaya yatırdılar. Ekonomist ve Capital dergileri tarafından online olarak herkese açık düzenlenen zirvede, Türkiye’den global arenaya uzanan markaların yöneticileri, markalarını güçlü tutma stratejilerini ve yeni dönem planlarını paylaştılar. Açılış konuşmalarını Ekonomist Dergisi Yazı İşleri Müdür Talip Yılmaz, GittiGidiyor Genel Müdürü ve eBay MENA Bölge Direktörü Öget Kantarcı, Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı, Flormar CEO’su Matthieu Gomart’ın yaptığı zirve güçlü markaların global olma stratejilerine ve bu yoldaki deneyimlerine ışık tuttu. Açılış konuşmalarının ardından yapılan Türk Markalarının Globalleşme Yolculuğu başlıklı panelde ise, Koç Üniversitesi Pazarlama Bölümü akademisyeni Prof. Dr. Ayşegül Özsomer Tunalı, Mavi Jeans CEO’su Cüneyt Yavuz, Doğanlar Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı, Memorial Sağlık Grubu CEO’su Uğur Genç önemli değerlendirmelerde bulundular.
https://twitter.com/EkonomistDergi/status/1351803941168836610?s=20
Her biri alanının önde gelen ismi olan konuşmacıların global şirket olma yolculuklarında karşılaştıkları zorluklar ve bu yolda izledikleri stratejilere dair verdikleri mesajları sizin için derledik…
Koç Üniversitesi Pazarlama Akademisyeni Prof. Dr. Ayşegül Özsomer Tunalı: Globalleşme yolculuğuna bir adım geriden bakacak olursak fiyat odaklılığı yerine kaliteli üretim, güçlü iletişim, AR-GE’ye yatırım yapan şirketlerin sadık müşteri kitlesiyle markalarını geleceğe daha güçlü taşıdıklarını görüyoruz. Güçlü markaların kalite algısı daha yüksektir ve müşteriler bu markalara pozitif ayrımcılık yaparlar. Burada önemli bir konuya değinmek istiyorum, markalarımız globalleşme yolculuğunda tek tek mücadele veriyor. Sektörel sinerjiyi yakalayamadığımızı görüyorum. Globalleşmede sektörel kaldıraç imkanını yakalamak önemlidir. Bunu yapabiliriz. Bir diğer önemli konu şu, başarılı markalarımızı erken sattığımızı düşünüyorum. Bir de yeni satış kanallarının fırsat ve tehditlerine iyi bakmak gerekiyor. Taklit ürün veya düşük fiyatlı ürünlerin kendine yer bulduğu dijital kanal satışlarda güçleniyor. Müşteri yeni ürünleri deneyimlemeye açık bir süreçte bu büyük fırsat ve tehditleri beraberinde getiriyor.
https://twitter.com/EkonomistDergi/status/1351809702221524993?s=20
Mavi Jeans CEO’su Cüneyt Yavuz: Tekstil ülkesi olarak Mavi gibi bir markanın çıkması tesadüf değil. Markaya yatırım, müşteri ile güçlü iletişim ve hedef pazarların doğru seçilmesiyle bu noktaya geldik. Biz çok oluyoruz derken belli markaları alt ettiğimizi söyledik. İzleyen süreçte ise zamanın ruhunu yakalayarak markanın sürdürülebilirliği için çalıştık. Değişimi yakalayabilmek çok değerli, bir diğeri de rahatlamamak yani sürdürülebilir olmak çok önemli. Biz bu süreçte e-ticaret ve e-ihracatla büyümek üzere alt yapımızı kurduk. Direk müşteriye ulaşabileceğimiz için daha hızlı büyüme fırsatı görüyoruz. Buradaki hız bize güç veriyor. Kanal değişimi risklerle birlikte fırsatta sunuyor. Bu tempoyla daha hızlı büyüyeceğiz. En büyük sermayemiz olan dijital zekamızı daha iyi kullanarak daha büyüyeceğiz. Bu süreçte en büyük önceliğimiz sürdürülebilirlik. Dijitalleşme ve e-ticaret gibi yeni kanallarla bir kırılma yaşıyoruz ve yeni fırsatlar var, fakat dünya kaynaklarının hızla tükeniyor olması da önemli bir risk. Biz Mavi olarak 17 ay önce vegan, geri dönüşümlü ürünler ve daha az su tüketen ürünlere yöneldik. Birkaç yılda çevreye minimum zarar veren şirket olacağız. Dünyaya iyi olup çok daha verimli olacağız. İşin gerçeği bunu yapabilen markalar gelecekte ayakta kalacak. Bunu başaracağımıza inanıyorum.
Doğanlar Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan: Türkiye’de mobilyada sektöründe markalaşma 1990’larda başladı. Bugün dünyada ilk sekiz ülkeden biriyiz. Bizim markalaşma hikayemize bakarsak, 2008 yılında başlayan Turquality ve 2012’de yabancı bir fonla kurduğumuz ortaklığın markalaşma ve kurumsallaşmamıza önemli bir katkısı oldu. Kelebeği de bünyemize kattık. Kitlesel bir marka yaparak küresel marka yolculuğunu başlattık. 35 bin mobilyacının olduğu pazarda halka açık iki markadan biriyiz. Türkiye’nin 500 Büyük Şirketi arasında ise sektörde yer alan üç şirketten biriyiz. Güçlü marka olmada farklılaşmak çok önemlidir. Biz tasarımla farklılaşmayı yakaladık. İki yıllık garanti süresini yedi yıla çıkardık ve rakiplerden ayrıştık. Dolayısıyla bugün yurtdışı pazarlarda büyümemize devam ederek globalleşme yolculuğumuzu sürdürüyoruz. İngiltere ve Amerika’da da markalaşmaya devam edeceğiz. Fakat ben asıl fırsatın Afrika'da olduğunu düşünüyorum. Öte yandan sektöre baktığımızda 1 milyar dolar üzerinde olan hiçbir marka yok. Bu noktada ölçek sıkıntısı olduğunu söylemek gerekiyor. Bugünlerde global arenada daha güçlü adımlar atmak için sektör olarak neler yapabileceğimizi konuşmaya başladık. Devletin sektörel dış ticaret şirketlerini yapılandırması gerekiyor. Sektörlerin dışarıda büyümeleri için desteklenmesi gerekiyor.
Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı: Dünyada ekonomiyi taşıyan şirketlerin önemli bir kısmı aile şirketleridir. Burada sürdürülebilirliğin önemi ortaya çıkıyor. Biz aile şirketinin nesillere aktarımını sağlayabilmek ve geleceğe nasıl taşıyacağımıza odaklandık. 12 yılda iki ayrı fon ile bu yapıyı oluşturduk. Hep yüzde 51 hisseyi ailede tuttuk. Profesyonel yönetimle ilerliyoruz. Zirveye tırmanmak iyi düşünmeyi gerektirir. Globalleşmede de iyi düşünüp, büyük resmi görüp öyle hamle yapmak gerekiyor. Globalleşme yolculuğuna çıkan bir marka samimi olmalı, yaptığı işlere güvenmeli ve mutlaka bir konuda uzman olmalı. Bir de elbette sektörün ortak bir dille sunulması bir fırsattır. Böyle olduğunda markalar arasındaki omuz omuza duruşa aradan giremiyorsunuz. Markalaşmada inovasyon ve tasarım yatırımıyla farklı ürünler üretmek patentlerle bunu korumak, yüksek marka gücüyle müşterilerle sürekli iletişim halinde olmak da başarıyı getirecek önemli unsurlardır.
https://twitter.com/EkonomistDergi/status/1351816889140436994?s=20
Memorial Sağlık Grubu CEO'su Uğur Genç: 20 yıllık bir kurum olarak hizmet sektöründe marka olmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla diğer alanlara göre işimiz biraz daha zor. İnsan emeğine dayalı ilerliyoruz. Memorial olarak 167 ülkeden 35 bin hastaya ülkemizden hizmet verdik. 80 milyon dolar döviz geliri sağladık. Diğer hastanelerle bu alandaki hizmetler 1 milyar dolara ulaşıyor. Bizim en büyük hamlemiz Azerbaycan ofisini açmak oldu. Yurtdışında önemli bir başarı elde ettik. En önemli konu insan kaynağı. Biz İyi doktor, hemşire ve iyi bir alt yapıyı kurduk. Yurtdışından doktorlar geldiler, 6 ay eğitim gördüler. Kendi hekimlerimizin özel tedavileri var. Tedavi gören hastaların kulaktan kulağa memnuniyeti yaymaları da bizim markalaşma yolculuğumuzda önemli payı oldu. Tabii pandemi bizi olumsuz etkiledi. Yabancı hastalar ülkeye girmemeye başladılar o nedenle olumsuz etki gördük. Fakat e-doktor sistemi ile sanal muayene imkanı sunduk. Bir de pandemi süresince, doktorlarımız dünya kanallarına bağlanıp Türkiye’nin pandemi sürecini anlattılar. Bu da markalaşmada önemli bir etki sağladı.
Türkiye ekonomisinin önde gelen markaları dünyaya açılma stratejilerini Global Markalar Zirvesi’nde masaya yatırdılar. Ekonomist ve Capital dergileri tarafından online olarak herkese açık düzenlenen zirvede, Türkiye’den global arenaya uzanan markaların yöneticileri, markalarını güçlü tutma stratejilerini ve yeni dönem planlarını paylaştılar. Açılış konuşmalarını Ekonomist Dergisi Yazı İşleri Müdür Talip Yılmaz, GittiGidiyor Genel Müdürü ve eBay MENA Bölge Direktörü Öget Kantarcı, Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı, Flormar CEO’su Matthieu Gomart’ın yaptığı zirve güçlü markaların global olma stratejilerine ve bu yoldaki deneyimlerine ışık tuttu. Açılış konuşmalarının ardından yapılan Türk Markalarının Globalleşme Yolculuğu başlıklı panelde ise, Koç Üniversitesi Pazarlama Bölümü akademisyeni Prof. Dr. Ayşegül Özsomer Tunalı, Mavi Jeans CEO’su Cüneyt Yavuz, Doğanlar Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı, Memorial Sağlık Grubu CEO’su Uğur Genç önemli değerlendirmelerde bulundular.
https://twitter.com/EkonomistDergi/status/1351803941168836610?s=20
Her biri alanının önde gelen ismi olan konuşmacıların global şirket olma yolculuklarında karşılaştıkları zorluklar ve bu yolda izledikleri stratejilere dair verdikleri mesajları sizin için derledik…
Koç Üniversitesi Pazarlama Akademisyeni Prof. Dr. Ayşegül Özsomer Tunalı: Globalleşme yolculuğuna bir adım geriden bakacak olursak fiyat odaklılığı yerine kaliteli üretim, güçlü iletişim, AR-GE’ye yatırım yapan şirketlerin sadık müşteri kitlesiyle markalarını geleceğe daha güçlü taşıdıklarını görüyoruz. Güçlü markaların kalite algısı daha yüksektir ve müşteriler bu markalara pozitif ayrımcılık yaparlar. Burada önemli bir konuya değinmek istiyorum, markalarımız globalleşme yolculuğunda tek tek mücadele veriyor. Sektörel sinerjiyi yakalayamadığımızı görüyorum. Globalleşmede sektörel kaldıraç imkanını yakalamak önemlidir. Bunu yapabiliriz. Bir diğer önemli konu şu, başarılı markalarımızı erken sattığımızı düşünüyorum. Bir de yeni satış kanallarının fırsat ve tehditlerine iyi bakmak gerekiyor. Taklit ürün veya düşük fiyatlı ürünlerin kendine yer bulduğu dijital kanal satışlarda güçleniyor. Müşteri yeni ürünleri deneyimlemeye açık bir süreçte bu büyük fırsat ve tehditleri beraberinde getiriyor.
https://twitter.com/EkonomistDergi/status/1351809702221524993?s=20
"Dijital zekamızı kullanarak daha hızlı büyüyeceğiz"
Mavi Jeans CEO’su Cüneyt Yavuz: Tekstil ülkesi olarak Mavi gibi bir markanın çıkması tesadüf değil. Markaya yatırım, müşteri ile güçlü iletişim ve hedef pazarların doğru seçilmesiyle bu noktaya geldik. Biz çok oluyoruz derken belli markaları alt ettiğimizi söyledik. İzleyen süreçte ise zamanın ruhunu yakalayarak markanın sürdürülebilirliği için çalıştık. Değişimi yakalayabilmek çok değerli, bir diğeri de rahatlamamak yani sürdürülebilir olmak çok önemli. Biz bu süreçte e-ticaret ve e-ihracatla büyümek üzere alt yapımızı kurduk. Direk müşteriye ulaşabileceğimiz için daha hızlı büyüme fırsatı görüyoruz. Buradaki hız bize güç veriyor. Kanal değişimi risklerle birlikte fırsatta sunuyor. Bu tempoyla daha hızlı büyüyeceğiz. En büyük sermayemiz olan dijital zekamızı daha iyi kullanarak daha büyüyeceğiz. Bu süreçte en büyük önceliğimiz sürdürülebilirlik. Dijitalleşme ve e-ticaret gibi yeni kanallarla bir kırılma yaşıyoruz ve yeni fırsatlar var, fakat dünya kaynaklarının hızla tükeniyor olması da önemli bir risk. Biz Mavi olarak 17 ay önce vegan, geri dönüşümlü ürünler ve daha az su tüketen ürünlere yöneldik. Birkaç yılda çevreye minimum zarar veren şirket olacağız. Dünyaya iyi olup çok daha verimli olacağız. İşin gerçeği bunu yapabilen markalar gelecekte ayakta kalacak. Bunu başaracağımıza inanıyorum.
"Yurtdışı ile globalleşme adımlarımızı hızlandırdık"
Doğanlar Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan: Türkiye’de mobilyada sektöründe markalaşma 1990’larda başladı. Bugün dünyada ilk sekiz ülkeden biriyiz. Bizim markalaşma hikayemize bakarsak, 2008 yılında başlayan Turquality ve 2012’de yabancı bir fonla kurduğumuz ortaklığın markalaşma ve kurumsallaşmamıza önemli bir katkısı oldu. Kelebeği de bünyemize kattık. Kitlesel bir marka yaparak küresel marka yolculuğunu başlattık. 35 bin mobilyacının olduğu pazarda halka açık iki markadan biriyiz. Türkiye’nin 500 Büyük Şirketi arasında ise sektörde yer alan üç şirketten biriyiz. Güçlü marka olmada farklılaşmak çok önemlidir. Biz tasarımla farklılaşmayı yakaladık. İki yıllık garanti süresini yedi yıla çıkardık ve rakiplerden ayrıştık. Dolayısıyla bugün yurtdışı pazarlarda büyümemize devam ederek globalleşme yolculuğumuzu sürdürüyoruz. İngiltere ve Amerika’da da markalaşmaya devam edeceğiz. Fakat ben asıl fırsatın Afrika'da olduğunu düşünüyorum. Öte yandan sektöre baktığımızda 1 milyar dolar üzerinde olan hiçbir marka yok. Bu noktada ölçek sıkıntısı olduğunu söylemek gerekiyor. Bugünlerde global arenada daha güçlü adımlar atmak için sektör olarak neler yapabileceğimizi konuşmaya başladık. Devletin sektörel dış ticaret şirketlerini yapılandırması gerekiyor. Sektörlerin dışarıda büyümeleri için desteklenmesi gerekiyor.
"Globalleşme yolculuğuna çıkan marka samimi olmalı"
Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı: Dünyada ekonomiyi taşıyan şirketlerin önemli bir kısmı aile şirketleridir. Burada sürdürülebilirliğin önemi ortaya çıkıyor. Biz aile şirketinin nesillere aktarımını sağlayabilmek ve geleceğe nasıl taşıyacağımıza odaklandık. 12 yılda iki ayrı fon ile bu yapıyı oluşturduk. Hep yüzde 51 hisseyi ailede tuttuk. Profesyonel yönetimle ilerliyoruz. Zirveye tırmanmak iyi düşünmeyi gerektirir. Globalleşmede de iyi düşünüp, büyük resmi görüp öyle hamle yapmak gerekiyor. Globalleşme yolculuğuna çıkan bir marka samimi olmalı, yaptığı işlere güvenmeli ve mutlaka bir konuda uzman olmalı. Bir de elbette sektörün ortak bir dille sunulması bir fırsattır. Böyle olduğunda markalar arasındaki omuz omuza duruşa aradan giremiyorsunuz. Markalaşmada inovasyon ve tasarım yatırımıyla farklı ürünler üretmek patentlerle bunu korumak, yüksek marka gücüyle müşterilerle sürekli iletişim halinde olmak da başarıyı getirecek önemli unsurlardır.
https://twitter.com/EkonomistDergi/status/1351816889140436994?s=20
"E-doktor yurtdışındaki hastalarımıza bile ulaştık"
Memorial Sağlık Grubu CEO'su Uğur Genç: 20 yıllık bir kurum olarak hizmet sektöründe marka olmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla diğer alanlara göre işimiz biraz daha zor. İnsan emeğine dayalı ilerliyoruz. Memorial olarak 167 ülkeden 35 bin hastaya ülkemizden hizmet verdik. 80 milyon dolar döviz geliri sağladık. Diğer hastanelerle bu alandaki hizmetler 1 milyar dolara ulaşıyor. Bizim en büyük hamlemiz Azerbaycan ofisini açmak oldu. Yurtdışında önemli bir başarı elde ettik. En önemli konu insan kaynağı. Biz İyi doktor, hemşire ve iyi bir alt yapıyı kurduk. Yurtdışından doktorlar geldiler, 6 ay eğitim gördüler. Kendi hekimlerimizin özel tedavileri var. Tedavi gören hastaların kulaktan kulağa memnuniyeti yaymaları da bizim markalaşma yolculuğumuzda önemli payı oldu. Tabii pandemi bizi olumsuz etkiledi. Yabancı hastalar ülkeye girmemeye başladılar o nedenle olumsuz etki gördük. Fakat e-doktor sistemi ile sanal muayene imkanı sunduk. Bir de pandemi süresince, doktorlarımız dünya kanallarına bağlanıp Türkiye’nin pandemi sürecini anlattılar. Bu da markalaşmada önemli bir etki sağladı.