USD/TRY
Döviz Çevirici
TRY
USD
EUR
Hesapla

İki ilçedeki 20 bin deprem için bir yorum var

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özgür Karaoğlu, Balıkesir'in Sındırgı ile Kütahya'nın Simav ilçelerinde etkili olan depremlerin tektonik ve magmatik etkenlerin karışımı "hibrit" bir sistem sonucu meydana gelmiş olabileceğini söyledi.


Son Güncellenme:
İki ilçedeki 20 bin deprem için bir yorum var

Volkan sismolojisi alanında çalışmalar yürüten Prof. Dr. Karaoğlu, AA muhabirine, son dönemdeki depremlerin birbirine yakın Sındırgı ve Simav çevresinde yoğunlaştığını, bu alanda toplam 20 bini aşkın sarsıntı kaydedildiğini ifade etti.

Bu depremlerden bazılarının bilinen bir fay hattı üzerinde değil, daha önce herhangi bir fayın haritalanmadığı alanlarda gerçekleştiğini aktaran Karaoğlu, bu nedenle bölgedeki sarsıntıların alışılmışın dışında, Santorini ve çevresindeki depremlerle benzer özellikler gösterdiğini anlattı.

- "Bölgenin güneyinde volkanik faaliyetler var"

Karaoğlu, Sındırgı'da depremlerin yoğunlaştığı bölgenin güneyinde Miyosen dönemi volkanlarının yer aldığını dile getirerek, "Bu bölgede bazı araştırıcılar, herhangi bir volkanizmanın olmadığını söylese de aslında bu bölgenin güneyinde çeşitli havzalar var ve bu havzalar Miyosen dönemi volkanlarıyla bilinmekte. Dolayısıyla daha önce bu bölgenin güneyinde volkanik faaliyetler var." diye konuştu.

Depremlerin dar bir alanda yoğunlaşması, fay sistemlerinden uzak gerçekleşmesi ve bölgede geçmişte volkanik faaliyetlerin yaşanmış olması dikkate alındığında burada magmatik etki olasılığının araştırılması gerektiğini vurgulayan Karaoğlu, şunları kaydetti:

"Depremler tektonik ve magmatik etkenlerin karışımı hibrit bir sistem sonucu meydana gelmiş olabilir. Yer altındaki magma, bölgedeki kırık sistemlerinin içinden geçerken hem dikine hem de yatay şekilde hareket ediyor. Tıpkı camın içinde bir şeyi iter gibi kendine yeni çatlaklar açıyor. Bu çatlaklar da küçük depremlere neden olmuş olabilir. Tüm bunlardan dolayı burada hibrit bir sistem olduğunu düşünüyorum. Magma zorluyor, var olan su, akışkan ve jeotermal sistem, eski kırık sistemlerinin çalışması için oldukça kolay bir ortam hazırlıyor. Buralarda sürekli, pek azı fay sistemlerinde, çoğu fay sistemlerinden biraz daha uzak depremleri görmeye başlıyoruz."

Karaoğlu, bu konunun bilimsel olarak incelenmesi için çeşitli üniversite ve ilgili kurumlardan uzmanlardan oluşan bir ekip kurduklarını ve burada bir jeofizik çalışması gerçekleştirmeyi planladıklarını ifade etti.

- "Magma sokulumunu test etmemiz gerekiyor"

Çalışmalar sonucunda magma sisteminin ya da sistemlerinin olup olmadığını belirleyebileceklerini düşündüğünü aktaran Karaoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Sındırgı ve Simav'da iki farklı alanda eş zamanlı olarak bu depremlerin meydana gelmesi yalnızca tektonik kuvvetlerle açıklanabilecek olaylar silsilesi değildir. Bundan dolayı magma sokulumunu çok ciddi bir şekilde test etmemiz gerekiyor. Magmanın gelmesi, burada mekanik olarak kabuğu zorlaması depremleri meydana getirebildiği gibi hiçbir kırığın olmadığı, hiçbir fayın olmadığı alanlarda ama var olan fay sistemlerinde bu zorlama neticesinde orada var olan jeotermal ve akışkanların o fay sistemlerinde dolaşırken onları hareket ettirmesi yeni depremlere yol açmasına sebep olmuştur diye düşünüyorum. Dolayısıyla ana motor güç, burada magmanın yerleşmesi ve yüzeye yakın yerleşmesidir."

0
EKONOMİST YENİ SAYI
Ekonomist Dergisini takip etmek için abone olun.
ABONE OL