Salgında evlere kapanma süreci, konut tercihlerini de değiştirdi. Kent merkezinde olma isteği yerini doğa içinde olmaya bırakırken, 'doğa temalı' projeler trend haline geldi. Özellikle İstanbul ve Bodrum çevresindeki gayrimenkul projeleri dikkat çekiyor.
LEVENT GÖKMEN DEMİRCİLER
lgokmen@ekonomist.com.tr
Ülkemizde ve dünyada son yıllarda büyük kentlerde kentin ana akslarına, metro, tramvay hatlarına yakın konumdaki evlerde yaşamak öncelikli tercih oluyordu. Koronavirüs pandemisi ile birlikte evlere kapanmamız, iş hayatının evlerden devam ediyor olması, ulaşıma bağımlılığın azalması ve sosyal mesafeyi koruyabilme isteği gibi sebepler konut tercihlerini de değiştirdi.
Tabloyu görmek için görsele tıklayın.
Pandemi öncesinde büyük kentlerde merkezi konumda 40-50 metrekarelik küçük konutlarda otelde yaşar gibi bir yaşam süren birçok insan, artık bu tür konutları tercih etmiyor. Çünkü evde kalınan sürenin uzaması, işlerin evden yürütülüyor olması nefes alınacak alanlara ihtiyaç duyulmasına neden oluyor.
Hele bir de çocuklu aileler için çocuklarını gezdirecek alanların varlığı daha bir önem taşır hale geldi. Bu süreçte kentin çeperlerinde kaldığı için ulaşımın zorluğu nedeniyle pek tercih edilmeyen Büyükçekmece, Ömerli, Bahçeşehir gibi bölgeler öne çıktı.
Konut seçiminde ise geniş bahçelerin, açık hava alanlarının bol olduğu, doğal bir yaşam sunan hatta bahçesi olan doğa temalı projeler popüler hale geldi. Bu konsepti sunan projelere ilgi artarken önümüzdeki dönemde doğa temalı projelerin sayısının giderek artması da bekleniyor.
Mesa'dan Arizon Yapı'ya kadar markalı konut üreticileri bu konsepte uygun projelerini tüketicilere sunuyor. Bu projelerde metrekare fiyatları 7 bin TL'lerden başlayıp projenin niteliğine, yerine ve sunduğu olanaklara göre çok daha yukarılara çıkıyor.
TSKB Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Makbule Yönel Maya, insanların pandemi ile birlikte nefes alabilecekleri, doğa ile yakınlaşabilecekleri doğa temalı projelere yöneldiklerini söylüyor. Maya, son birkaç yıldır insanların bir kısmının kırsala taşındığını bir kısmının da pandemi sonrası artan bir grafikle kent hayatına daha çok doğayla birlikte olarak devam etmek istediklerine dikkat çekiyor.
Pandemide 'Bir arazim olsun içinde yaşayayım ve biraz tarım yapayım' şeklindeki isteklerin arttığına dikkat çeken Maya, şöyle konuşuyor: "Hazır uzaktan çalışma modeli de hayatımıza girmişken şimdi ikisini birleştirerek bir ürün haline getiren projeler nasıl yurtdışında oluyorsa ülkemizde de bu süreçte gündeme geliyor.
İstanbul'a yakın kentin çeperlerinde çok geniş arsa alanlarında bu şekilde konut projesi geliştirmeye yönelik çalışmalar da başlamış durumda."
Bugün pek çok projede yeşil peyzaj, koşu ve yürüyüş parkuru, spor alanları gibi donatılar mevcut. Doğayla bütünleşik projelerin büyük bir kısmında oluşturulan tarla alanlarında organik sebze ve meyve yetiştirmek, zeytin ve üzüm hasadına katılmak da mümkün hale geldi.
Projelerin yeşil alanlarında yürüyüş ve bisiklet yolları, tenis kortu, basketbol ve çok amaçlı spor alanları, çocuk parkları ve dinlenme alanları bulunuyor. Ayrıca proje sakinlerinin bir araya gelebildiği meydanlardan cafelere, marketlere ve spor merkezlerine kadar her türlü donatı da yer alıyor.
Günümüzde bu trende olan talep giderek artarken İstanbul'un trafiğinden, kalabalıktan, insanı boğan betonlaşmadan bunalan ve işlerini esnek olarak yürütebilenler havası temiz ve doğası güzel yerlere taşınmayı seçiyor.
''Pandemi ile birlikte insanların bahçeli ev talebi arttı. İnsanlar artık kalabalıktan uzaklaşmak istiyor. Pandeminin gündelik yaşamdaki etkisi 2022'ye kadar sürecek. Yeşil Yaka Su projemizde 300 civarında villanın tamamına yakını pandemi döneminde satıldı. Büyükçekmece'deki projemizde bir saate yakın trafikte kalıp kent merkezine gidebiliyorsunuz.
Bu da doğa ile iç içe projeleri artırıyor. İçinde bulunduğumuz dönemde İstanbul'a yakın Ömerli gibi bölgelerde iyi firmalarca yapılacak projelerin satış grafiği yüksek olabilir. Mesa olarak Ankara'da da bahçeli ev yapmak için yoğun talep alıyoruz.''
HANGİ BÖLGELER ÖN PLANDA?
Peki doğayla gerçek anlamda bütünleşmiş, rafine bir yaşam sunan projelerde daha çok nerelerde konumlanıyor? Zekeriyaköy'den Kemerburgaz'a, İstanbul'un akciğerleri olarak tanımlanan ormanların yer aldığı bölgeler ile yapılaşmanın henüz boğucu bir noktaya ulaşmadığı Ömerli, Sancaktepe ve Bahçeşehir pandemide altın gibi değerlendi.
Bu bölgelerde yer alan bazı projeler, büyük bir orman ya da koru ile sarmalanmış, az katlı mimarileri ile doğayla iç içe yaşam fırsatı sunuyor. Az katlı, doğayla bütünleşmiş mimarileri, çevreye saygılı uygulamalarla sahip bu projeler, insanların doğayla iç içe yaşamalarına fırsat tanıyor.
Bu projelerde yaşayanlar için çevre köylerden organik yumurta ve süt gibi doğal besinleri temin etmek de kent merkezine göre çok daha kolay oluyor. Kimi projelerde bahçenize meyve-sebzenizi ekmek, her sabah ormanda yürüyüşe çıkmak, köy hayatını deneyimlemek isteyenler için de çevredeki köyleri kolayca gezebilmek de mümkün.
1- Doğayla bütünleşik bir yaşam sunması.
2- Bahçeli villa ya da yatay mimarili, bol yeşil alanlı konutlardan oluşması.
3- Kentin çeperinde ya da sayfiyede konumlanmasına rağmen tüm ihtiyaçları karşılayabilecek donatılara sahip olması.
Bu tür projeler üreten şirketlerden biri de Arizon Yapı. Klasik ev ya da yazlık anlayışından uzak olan Villa'de Piar projesi ile akıllı ev altyapısı uygulanan projede isteğe bağlı olarak, güneş enerjisi ile elektrik üretmek mümkün oluyor. Ayrıca elektrik, su, doğalgaz gibi üniteleri uzaktan yönetilmesini sağlayan proje, ekstra otomasyonların yüklenebileceği akıllı ev modülüne de sahip.
Arizon Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Özden, içinde bulunduğumuz pandemi döneminde bahçeli ya da bahçesiz müstakil evlere talebin çok fazla arttığını vurguluyor. Haziran ayında teslim etmeyi planladıkları Villa'de Piar projelerinde alıcılarını bahçeli doğa evi konseptiyle buluşturacaklarını belirten Özden, depreme uygun, insanların kendine vakit ayırabilecekleri uygun fiyatlı, İstanbul ve çevresinde yaşayanların ikinci ev olarak kullanabilecekleri bir konsept sunduklarını söylüyor.
Doğa temalı proje talebi sadece İstanbul ile sınırlı kalmıyor. Ankara, İzmir, Antalya gibi kentlerde de bu talep giderek artıyor. Bu trende uygun olarak İstanbul, Muğla ve Çanakkale'de hem konut projeleri hem de villa projeleri üretiliyor. Bununla birlikte 'Nefes Asos' gibi kentten uzakta ancak kentin sunduğu tüm imkanları doğa içinde, temiz hava ortamında sunmayı hedefleyen projeler de mevcut.
İstanbul'dan sonra doğa konseptli projelerin büyük bir kısmı Bodrum'da konumlanıyor. Bodrum'da hem yaz hem kış yaşama fırsatı sunan Ant Yapı'nın Anthaven, Mesa'nın Mesa Demirbükü, Aksoy Girişimcilik Enerji ve Turizm A.Ş'nin The Ritz-Carlton Residen-ces projeleri gibi projeler de bulunuyor.
Seba İnşaat'ın yeni projesi Seba Mare Gün-doğan da dört mevsim Bodrum'da yaşamak isteyenler için planlanan bir diğer proje oluyor. Ant Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Okay, insanların doğa özleminin giderek arttığını, pandemi ile kalabalıktan uzaklaşma isteğinin doğa içindeki projelere ilgiyi artırdığını söylüyor.
Seba Mare Gündoğan'ın Bodrum'daki 15'inci konut projeleri olduğunu belirten Seba İnşaat Satış Pazarlama ve Reklam Koordinatörü Lara Keçeli de Bodrum'un huzurlu koylarından birinde huzurlu bir yaşam sunduklarını söylüyor. İnsanların ihtiyaçlarına yönelik her şeyi düşündüklerine dikkat çeken Keçeli, projede, çocuklar için sürekli hijyeni sağlanan oyun alanları, evcil hayvanlar için geniş ve yeşil bahçeler, projeye özel iki adet yarı olimpik havuz, yerden ısıtma ve klima sistemi, dairelere özel 24 saat restoran hizmeti, her daireye özel teras ve kat bahçesi, yetişkinler için lounge alanları gibi donatıların da bulunduğunu vurguluyor.
Doğa temalı ancak kentin tüm hizmetlerini içinde barındıran proje konseptinin geçmişi 1990'lı yıllara kadar uzanıyor. Süzer Ailesi Emlak Bankası ile birlikte Bahçeşehir'i kurmak üzere harekete geçtiği 1990'lı yıllarda bu trendin de öncülüğünü yaptı.
Basın camiasından sanatçılara kadar geniş yelpazede yatırımcı, kentin çeperinde Avrupa standartlarında bir uydu kentte yaşama hayali ile buradan konut ve villa aldı. Habitat ödüllü Bahçeşehir zaman içinde ranta kurban edilse de hala uydu kent olmanın verdiği yeşil alanları ile nefes alma fırsatı sunuyor.
Kemer Country projesi 1990'lı yılların sonunda hayata geçirildiğinde de Nişantaşı'nda yaşayanların büyük bir kısmı İstanbul'a çok yakın bir o kadar da uzak olan bu projeden villa alma yarışına girmişti. İnsanların doğa özlemini gören Eczacıbaşı Gayrimenkul birkaç yıl önce Zekeriyaköy yakınlarında Ormanada projesini geliştirerek bu trendin öncülerinden biri olmuştu.
LEVENT GÖKMEN DEMİRCİLER
lgokmen@ekonomist.com.tr
Ülkemizde ve dünyada son yıllarda büyük kentlerde kentin ana akslarına, metro, tramvay hatlarına yakın konumdaki evlerde yaşamak öncelikli tercih oluyordu. Koronavirüs pandemisi ile birlikte evlere kapanmamız, iş hayatının evlerden devam ediyor olması, ulaşıma bağımlılığın azalması ve sosyal mesafeyi koruyabilme isteği gibi sebepler konut tercihlerini de değiştirdi.
Tabloyu görmek için görsele tıklayın.
METREKARE FİYATLARI NASIL?
Hele bir de çocuklu aileler için çocuklarını gezdirecek alanların varlığı daha bir önem taşır hale geldi. Bu süreçte kentin çeperlerinde kaldığı için ulaşımın zorluğu nedeniyle pek tercih edilmeyen Büyükçekmece, Ömerli, Bahçeşehir gibi bölgeler öne çıktı.
Konut seçiminde ise geniş bahçelerin, açık hava alanlarının bol olduğu, doğal bir yaşam sunan hatta bahçesi olan doğa temalı projeler popüler hale geldi. Bu konsepti sunan projelere ilgi artarken önümüzdeki dönemde doğa temalı projelerin sayısının giderek artması da bekleniyor.
Mesa'dan Arizon Yapı'ya kadar markalı konut üreticileri bu konsepte uygun projelerini tüketicilere sunuyor. Bu projelerde metrekare fiyatları 7 bin TL'lerden başlayıp projenin niteliğine, yerine ve sunduğu olanaklara göre çok daha yukarılara çıkıyor.
GENİŞ ARSALARA KURULUYOR
TSKB Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Makbule Yönel Maya, insanların pandemi ile birlikte nefes alabilecekleri, doğa ile yakınlaşabilecekleri doğa temalı projelere yöneldiklerini söylüyor. Maya, son birkaç yıldır insanların bir kısmının kırsala taşındığını bir kısmının da pandemi sonrası artan bir grafikle kent hayatına daha çok doğayla birlikte olarak devam etmek istediklerine dikkat çekiyor.
Pandemide 'Bir arazim olsun içinde yaşayayım ve biraz tarım yapayım' şeklindeki isteklerin arttığına dikkat çeken Maya, şöyle konuşuyor: "Hazır uzaktan çalışma modeli de hayatımıza girmişken şimdi ikisini birleştirerek bir ürün haline getiren projeler nasıl yurtdışında oluyorsa ülkemizde de bu süreçte gündeme geliyor.
İstanbul'a yakın kentin çeperlerinde çok geniş arsa alanlarında bu şekilde konut projesi geliştirmeye yönelik çalışmalar da başlamış durumda."
Bugün pek çok projede yeşil peyzaj, koşu ve yürüyüş parkuru, spor alanları gibi donatılar mevcut. Doğayla bütünleşik projelerin büyük bir kısmında oluşturulan tarla alanlarında organik sebze ve meyve yetiştirmek, zeytin ve üzüm hasadına katılmak da mümkün hale geldi.
Projelerin yeşil alanlarında yürüyüş ve bisiklet yolları, tenis kortu, basketbol ve çok amaçlı spor alanları, çocuk parkları ve dinlenme alanları bulunuyor. Ayrıca proje sakinlerinin bir araya gelebildiği meydanlardan cafelere, marketlere ve spor merkezlerine kadar her türlü donatı da yer alıyor.
Günümüzde bu trende olan talep giderek artarken İstanbul'un trafiğinden, kalabalıktan, insanı boğan betonlaşmadan bunalan ve işlerini esnek olarak yürütebilenler havası temiz ve doğası güzel yerlere taşınmayı seçiyor.
ERHAN BOYSANOĞLU / MESA HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI "PANDEMİDE 300 BAHÇELİ EV SATTIK"
''Pandemi ile birlikte insanların bahçeli ev talebi arttı. İnsanlar artık kalabalıktan uzaklaşmak istiyor. Pandeminin gündelik yaşamdaki etkisi 2022'ye kadar sürecek. Yeşil Yaka Su projemizde 300 civarında villanın tamamına yakını pandemi döneminde satıldı. Büyükçekmece'deki projemizde bir saate yakın trafikte kalıp kent merkezine gidebiliyorsunuz.
Bu da doğa ile iç içe projeleri artırıyor. İçinde bulunduğumuz dönemde İstanbul'a yakın Ömerli gibi bölgelerde iyi firmalarca yapılacak projelerin satış grafiği yüksek olabilir. Mesa olarak Ankara'da da bahçeli ev yapmak için yoğun talep alıyoruz.''
HANGİ BÖLGELER ÖN PLANDA?
Peki doğayla gerçek anlamda bütünleşmiş, rafine bir yaşam sunan projelerde daha çok nerelerde konumlanıyor? Zekeriyaköy'den Kemerburgaz'a, İstanbul'un akciğerleri olarak tanımlanan ormanların yer aldığı bölgeler ile yapılaşmanın henüz boğucu bir noktaya ulaşmadığı Ömerli, Sancaktepe ve Bahçeşehir pandemide altın gibi değerlendi.
Bu bölgelerde yer alan bazı projeler, büyük bir orman ya da koru ile sarmalanmış, az katlı mimarileri ile doğayla iç içe yaşam fırsatı sunuyor. Az katlı, doğayla bütünleşmiş mimarileri, çevreye saygılı uygulamalarla sahip bu projeler, insanların doğayla iç içe yaşamalarına fırsat tanıyor.
Bu projelerde yaşayanlar için çevre köylerden organik yumurta ve süt gibi doğal besinleri temin etmek de kent merkezine göre çok daha kolay oluyor. Kimi projelerde bahçenize meyve-sebzenizi ekmek, her sabah ormanda yürüyüşe çıkmak, köy hayatını deneyimlemek isteyenler için de çevredeki köyleri kolayca gezebilmek de mümkün.
DOĞA TEMALI PROJELERİN ÜÇ ÖZELLİĞİ
1- Doğayla bütünleşik bir yaşam sunması.
2- Bahçeli villa ya da yatay mimarili, bol yeşil alanlı konutlardan oluşması.
3- Kentin çeperinde ya da sayfiyede konumlanmasına rağmen tüm ihtiyaçları karşılayabilecek donatılara sahip olması.
KENTİN ÇEPERİNDE
Bu tür projeler üreten şirketlerden biri de Arizon Yapı. Klasik ev ya da yazlık anlayışından uzak olan Villa'de Piar projesi ile akıllı ev altyapısı uygulanan projede isteğe bağlı olarak, güneş enerjisi ile elektrik üretmek mümkün oluyor. Ayrıca elektrik, su, doğalgaz gibi üniteleri uzaktan yönetilmesini sağlayan proje, ekstra otomasyonların yüklenebileceği akıllı ev modülüne de sahip.
Arizon Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Özden, içinde bulunduğumuz pandemi döneminde bahçeli ya da bahçesiz müstakil evlere talebin çok fazla arttığını vurguluyor. Haziran ayında teslim etmeyi planladıkları Villa'de Piar projelerinde alıcılarını bahçeli doğa evi konseptiyle buluşturacaklarını belirten Özden, depreme uygun, insanların kendine vakit ayırabilecekleri uygun fiyatlı, İstanbul ve çevresinde yaşayanların ikinci ev olarak kullanabilecekleri bir konsept sunduklarını söylüyor.
Doğa temalı proje talebi sadece İstanbul ile sınırlı kalmıyor. Ankara, İzmir, Antalya gibi kentlerde de bu talep giderek artıyor. Bu trende uygun olarak İstanbul, Muğla ve Çanakkale'de hem konut projeleri hem de villa projeleri üretiliyor. Bununla birlikte 'Nefes Asos' gibi kentten uzakta ancak kentin sunduğu tüm imkanları doğa içinde, temiz hava ortamında sunmayı hedefleyen projeler de mevcut.
BODRUM DA İLGİ GÖRÜYOR
İstanbul'dan sonra doğa konseptli projelerin büyük bir kısmı Bodrum'da konumlanıyor. Bodrum'da hem yaz hem kış yaşama fırsatı sunan Ant Yapı'nın Anthaven, Mesa'nın Mesa Demirbükü, Aksoy Girişimcilik Enerji ve Turizm A.Ş'nin The Ritz-Carlton Residen-ces projeleri gibi projeler de bulunuyor.
Seba İnşaat'ın yeni projesi Seba Mare Gün-doğan da dört mevsim Bodrum'da yaşamak isteyenler için planlanan bir diğer proje oluyor. Ant Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Okay, insanların doğa özleminin giderek arttığını, pandemi ile kalabalıktan uzaklaşma isteğinin doğa içindeki projelere ilgiyi artırdığını söylüyor.
Seba Mare Gündoğan'ın Bodrum'daki 15'inci konut projeleri olduğunu belirten Seba İnşaat Satış Pazarlama ve Reklam Koordinatörü Lara Keçeli de Bodrum'un huzurlu koylarından birinde huzurlu bir yaşam sunduklarını söylüyor. İnsanların ihtiyaçlarına yönelik her şeyi düşündüklerine dikkat çeken Keçeli, projede, çocuklar için sürekli hijyeni sağlanan oyun alanları, evcil hayvanlar için geniş ve yeşil bahçeler, projeye özel iki adet yarı olimpik havuz, yerden ısıtma ve klima sistemi, dairelere özel 24 saat restoran hizmeti, her daireye özel teras ve kat bahçesi, yetişkinler için lounge alanları gibi donatıların da bulunduğunu vurguluyor.
1990'LARDA BAŞLADI
Doğa temalı ancak kentin tüm hizmetlerini içinde barındıran proje konseptinin geçmişi 1990'lı yıllara kadar uzanıyor. Süzer Ailesi Emlak Bankası ile birlikte Bahçeşehir'i kurmak üzere harekete geçtiği 1990'lı yıllarda bu trendin de öncülüğünü yaptı.
Basın camiasından sanatçılara kadar geniş yelpazede yatırımcı, kentin çeperinde Avrupa standartlarında bir uydu kentte yaşama hayali ile buradan konut ve villa aldı. Habitat ödüllü Bahçeşehir zaman içinde ranta kurban edilse de hala uydu kent olmanın verdiği yeşil alanları ile nefes alma fırsatı sunuyor.
Kemer Country projesi 1990'lı yılların sonunda hayata geçirildiğinde de Nişantaşı'nda yaşayanların büyük bir kısmı İstanbul'a çok yakın bir o kadar da uzak olan bu projeden villa alma yarışına girmişti. İnsanların doğa özlemini gören Eczacıbaşı Gayrimenkul birkaç yıl önce Zekeriyaköy yakınlarında Ormanada projesini geliştirerek bu trendin öncülerinden biri olmuştu.