Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, yılın son enflasyon raporunu açıkladığı toplantıda, 2025 sonu enflasyon beklentisinde revizyona gidildiğini açıkladı. Karahan’ın sunumuna göre, 2025 yıl sonuna ilişkin beklentiler yüzde 25-29 aralığından yüzde 31-33 aralığına çıkarıldı. 2025 yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 32 olurken, önceki tahmin yüzde 27 seviyesindeydi. Karahan, yıl sonu enflasyon ara hedeflerini ise 2025 için yüzde 24, 2026 için yüzde 16 ve 2027 için de yüzde 9 seviyesinde bıraktıklarını söyledi. Karahan enflasyonun yüzde 70 olasılıkla, 2025 yıl sonunda yüzde 31-33 aralığında gerçekleşmesini beklediklerini açıkladı. 14 Ağustos’ta açıklanan bir önceki raporda 2025 yıl sonu için tahmin aralığı yüzde 25-29 olarak açıklanmıştı.
Gerek TCMB gerekse Orta Vadeli Program’ı (OVP) hazırlayan hükümet, ekonomiye ilişkin, özellikle enflasyon hedef ve öngörülerinde sürekli düzeltme yapmak zorunda kalıyor. Bu durum ne yazık ki enflasyon beklentilerinin de arzu edilen düzeyde düşmesinin önüne geçiyor. Zira piyasa oyuncuları da hane halkları da sene başında konan hedef ve öngörülerin tutmayacağına ve yıl sonuna doğru revize edileceğine kesin gözüyle bakıyor.

REVİZYONDA ‘ZİRAİ DON’ ETKİSİ
Fatih Karahan’ın konuşmasında verdiği mesajlara geri dönersek, Karahan üçüncü çeyrekte talebe ilişkin verilerin bütün olarak talep koşullarının dezenflasyonist düzeyde olduğuna işaret ettiğini ancak son iki ayda enflasyonun Merkez Bankası tahmin aralığının üzerinde gerçekleştiğini dile getirdi. Bu gelişmenin arka planında gıda fiyatları kaynaklı etkilerin ön plana çıktığını söyleyen Karahan, “Gıda dışı tüketici enflasyonunda yavaşlama eğiliminin sürdüğünü görüyoruz” dedi. “Sıkı duruşumuzla ana eğilimdeki düşüşün devamını sağlamakta kararlıyız” diyen TCMB Başkanı, 2025 yıl sonu tahmin aralığının yükseltilmesinde zirai don, kuraklık kaynaklı gıda yönlü unsurlar, küresel ticarete dair belirsizlikler, jeopolitik gerilimlerin enerji ve enerji dışı fiyatlara etkisi, yurt içinde de beklentilerdeki iyileşmenin sınırlı kalması ve hizmet fiyatlarındaki katılığın devam etmesi gibi faktörlerin etkili olduğuna vurgu yaptı.
YURT DIŞI BORCU ALTI YILIN ZİRVESİNDE
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ağustos ayına ilişkin “Özel Sektörün Yurt Dışından Sağladığı Kredi Borcu Gelişmeleri” raporunu yayımladı. Buna göre, eylül sonu itibarıyla, özel sektörün yurt dışından sağladığı toplam kredi borcu, bir önceki çeyreğe göre 9,7 milyar dolar artarak 206,2 milyar dolar oldu. Böylece kredi borcu, Ağustos 2019’dan bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Vadeye göre incelendiğinde, bir önceki çeyreğe göre, uzun vadeli kredi borcunun 10,3 milyar dolar artarak 196,3 milyar dolar, kısa vadeli kredi borcunun (ticari krediler hariç) ise 0,6 milyar dolar azalarak 9,9 milyar dolar düzeyinde gerçekleştiği gözlendi.
VADESİ 1 YILDAN AZ BORÇ 64 MİLYAR $
Bir önceki çeyreğe göre finansal kuruluşların toplam borcu 8 milyar dolar, finansal olmayan kuruluşların toplam borcu ise 1,7 milyar dolar artış gösterdi. Döviz kompozisyonuna bakıldığında, dolar cinsinden borçlanmanın en yüksek paya sahip olduğu görüldü. 196,3 dolar tutarındaki uzun vadeli kredi borcunun yüzde 57,6’sının dolar, yüzde 32,5’inin Euro, yüzde 2,5’inin TL ve yüzde 7,4’ünün ise diğer döviz cinslerinden oluştuğu; 9,9 milyar dolar tutarındaki kısa vadeli kredi borcunun ise yüzde 29,2’sinin dolar, yüzde 19,7’sinin Euro, yüzde 49,0’ının TL ve yüzde 2,1’inin ise diğer döviz cinslerinden oluştuğu görüldü. Eylül sonuna göre özel sektörün yurt dışından sağladığı toplam kredi borcunun bir yıla kadar olan vade dağılımı incelendiğinde, toplam borç tutarının 64,1 milyar dolar olarak kaydedildi.

BÜTÇEDE 10 AYLIK AÇIK 1,4 TRİLYON TL'Yİ AŞTI
Merkezi yönetimin bütçe gerçekleşmeleri, yüksek seviyelerde açık vermeye devam ediyor. Ekim 2025 döneminde verilen 223,2 milyar TL ile 10 aylık bütçe açığı 1,4 trilyon TL’yi aştı. 10 aylık açık, son OVP’de öngörülen tahmini ile uyumlu, ancak kamu mali dengeleri açısından yüksek düzeyde. Son 12 aylık bütçe açığı ise 2,3 trilyon TL seviyesinde gerçekleşti.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre, ekimde aylık bazda 1 trilyon 370,3 milyar TL’lik toplam bütçe gelirine karşılık 1 trilyon 147,1 milyar TL bütçe harcaması yapıldı. Geçen yılın aynı ayına göre gelirlerdeki artış yüzde 49,1’e ulaştı. Öte yandan faizdeki artışın düşük olması nedeniyle, toplam giderler ise yüzde 43,4 artış kaydetti. Böylelikle bütçe açığında geçen yılın aynı ayına göre büyüme yüzde 19,8 oldu.
FAİZ DIŞI HARCAMALAR YÜZDE 48 ARTTI
Ekim ayı bütçe harcamalarının 1 trilyon 212,9 milyar TL’sini personel gideri, cari transferler, mal ve hizmet alımı, sermaye giderleri gibi faiz dışı harcamalar oluşturdu. Söz konusu giderler geçen yılın aynı ayına göre yüzde 48 arttı. Aylık faiz ödemesi ise sadece yüzde 15,6 artışla 157,4 milyar TL oldu. Ekim ayları itibarıyla faiz dışı bütçe açığı yüzde 31,4 artışla 65,8 milyar TL olarak gerçekleşti. Bütçe gelirlerinde ise en büyük kalemi oluşturan vergi tahsilatı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 51,6 artarak 976 milyar TL, diğer gelirler yüzde 36,2 artışla 171,1 milyar TL oldu.
Ocak-ekim döneminde bütçe harcamaları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 42,9 artarak 11 trilyon 592,4 milyar TL’ye ulaştı. Bütçe gelirleri ise yılın 10 ayı itibarıyla yüzde 48,1 artışla 10 trilyon 152 milyar TL’ye yükseldi. Geçen yıl 10 ayda 1 trilyon 260,3 milyar TL olan bütçe açığı, bu yıl aynı dönemde yüzde 14,3 arttı ve 1 trilyon 440,5 milyar TL’ye ulaştı. 10 aylık periyotta 9,8 trilyon TL’lik faiz dışı harcamalar, bütçe harcamalarının yüzde 38,3’ünü oluşturdu. Bu dönemde devletin mal ve hizmet alımları yüzde 47,1 artışla 761,2 milyar, kamu kuruluşlarına mamul mal alımı, gayrimenkul sermaye üretimi, müteahhitlik giderleri, onarım faaliyetleri gibi alanları kapsayan “sermaye giderleri” yüzde 40,7 artışla 895,6 milyar TL kamu kurum ve işletmelerine yapılan “sermaye transferleri” ise yüzde 138,2 artışla 147 milyar TL oldu.

SANAYİ ÜRETİMİNDE SERT DÜŞÜŞ
Sanayi üretimi eylülde aylık bazda yüzde 2,2 azalırken; yıllık bazda ise yüzde 2,9 arttı. Böylelikle büyümenin öncü göstergesinde aylık bazda geçtiğimiz beş ayın en sert düşüşünü yaşadı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, sanayinin alt sektörleri (2021=100 referans yıllı) incelendiğinde, 2025 yılı Eylül ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3,1 arttı, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 2,7 arttı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 5,3 arttı.
AYLIK YÜZDE 2,2 AZALDI
Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2025 yılı Eylül ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 1,2 arttı, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 2,3 azaldı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 2,4 azaldı.