DOLAR
35,96
0,21%
DOLAR
EURO
37,34
-0,13%
EURO
GRAM ALTIN
3309,36
0,40%
GRAM ALTIN
BIST 100
9842,15
0,00%
BIST 100
USD/TRY
Döviz Çevirici
TRY
USD
EUR
Hesapla

İhracatın 2025 rotası: 15 dev sektörün ihracat stratejileri

Maliyet artışı ve kur baskısıyla geçen yıl rekabetçilikte ciddi bir sınav veren Türkiye ihracatçıları, 2025’e 280 milyar dolarlık hedefle girdi.

17 Şubat 2025 | 23:18
İhracatın 2025 rotası: 15 dev sektörün ihracat stratejileri

Kur seviyesi ile maliyetler arasındaki makasın bir miktar kapanmasının yanı sıra ticaret diplomasisinin güçlendirilmesini, gümrük süreçlerinin kolaylaştırılmasını ve ihracat finansmanının uygun hale getirilmesini bekleyen ihracatçılar, bu yıl yeni pazarlardaki fırsatlara odaklanacak.

Ekonomist’in 2 - 15 Şubat 2025 tarihli sayısından

AYŞEGÜL SAKARYA PEHLİVAN / asakarya@ekonomist.com.tr
LEVENT GÖKMEN DEMİRCİLER / lgokmen@ekonomist.com.tr
ÖZLEM BAY YILMAZ / obay@ekonomist.com.tr
SİBEL ATİK / satik@ekonomist.com.tr
BURCU TUVAY / btuvay@ekonomist.com.tr

İhracat açısından zor bir yıl olarak geride kaldı. Girdi maliyetleriyle kur arasındaki makasın açılması nedeniyle geçen yıl rekabetçilikte ciddi bir sınavı geride bırakan ihracatçı, bu yıl da aynı sorunlarla boğuşacak gibi. Asya’daki rakiplerinden yüzde 40-50, Avrupa’daki bazı ülkelerden ise yüzde 15-20 pahalı noktaya gelen Türkiye ihracatçısı, fiyat tutturamadığı alanlarda günden güne rekabetçiliğini kaybederken, bu yıl döviz kurunda bir miktar artışın rahatlama yaratabileceği ifade ediliyor.

2024 yılını 262 milyar dolar ihracat geliri elde edilirken, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ihracatçının hızını kesen engeller kalktığında bu yıl 280 milyar dolarlık hedefe işaret ediyor. İçeride artan maliyetler ve kur baskısıyla ciddi sıkıntı yaşayan ihracatçılar, dışarıda ise yükselen korumacılık duvarları, fiyat tutturamama, tedarik yollarındaki sıkıntıları aşmaya çalışırken yeni pazarlarla da fırsatları yakalamaya çalışıyor.

Maliyetler, katma değerli üretim ve kur baskısıyla rekabetçiliğini korumaya çalışan ihracat dünyasının 2025 rotasını çizmek üzere her bir sektöre ışık tuttuk. Türkiye ihracatını omuzlayan 15 sektör lideri, hedeflerini Ekonomist okuyucularıyla paylaştı. İhracatın önde gelen sektörlerinin 2025 planları şöyle:

OTOMOTİV
REKABET ZORLAŞIYOR

Otomotiv sanayicileri Türkiye’nin ihracat yolculuğunda geçen yıl yine liderliği üstlendi. 37 milyar doları bulan ihracatla ilk sırada yer alan otomotiv sektörü, geleceğinden endişeli. Küresel otomotiv talebinin yavaşladığı dönemde artan maliyetler nedeniyle rekabet gücü hızla aşınan sektörün hem ihracatta hem de iç pazarda kan kaybı hızlandı. Avrupalı üreticilerin rekabete karşı yüksek maliyetli ülkelerden düşük maliyetli ülkelere kaymaya çalıştığı bir dönemde Türkiye’nin otomotiv üretim maliyetlerinde Romanya ile aynı seviyeye gelmesi ise rekabette önemli bir tehdit olarak görülüyor. Sektör temsilcileri, yerli sanayicinin rekabet gücünü koruyabilmesi ve daha büyük kayıplar yaşanmaması için çözüm arayışında.

Otomotiv Sanayii Derneği’nin (OSD) verilerine göre, 2024 yılında otomotiv üretimi yıllık bazda yüzde 7 azalarak 1 milyon 365 bin adete geriledi. Geçen yıl ihracat ise dolar bazında 2023 yılına göre yüzde 3 artarak 37 milyar dolara dayandı. Aralık ayında otomotiv ihracatında adet bazında yüzde 6 gerileme yaşanması dikkat çekerken, bir diğer önemli nokta ise 2024’te ithal otomobil satışları yıllık bazda yüzde 5 artış gösterirken, yerli otomobil satışlarının yüzde 7 azalması oldu. Sektör 2025 yılında rekabetçilik zorluklarına rağmen 38 milyar dolarlık ihracat hedefliyor. Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Albert Saydam, “2025’te Avrupa Birliği’nin yeni regülasyonlarına uyum sağlamak ve ana sanayinin platform projelerinde yeni iş hacimleri, sektörün temel öncelikleri arasında yer alıyor” diyor.

Çinli elektrikli araç üreticisi BYD’nin Türkiye’ye yaptığı yatırımın ciddi bir fırsat sunduğunu belirten Saydam şunları kaydediyor: “Bu hedeflere ulaşmak adına, BYD ile iş birliği fırsatlarını değerlendirmek ve BYD’ye üretim yapan Çinli şirketlerle temasa geçmek, kazan-kazan ortamı yaratmamız açısından büyük bir önem taşıyor. Ayrıca, yerli üretimi teşvik etmek ve uluslararası iş birliklerini güçlendirmek yol haritamızın temel taşları olacaktır.”

ADİL PELİSTER / İKMİB

KİMYA
NİTELİK VE ÇEŞİTLİLİK ARTACAK

2024 yılında gerçekleştirdiği 30,8 milyar dolarlık ihracatla Türkiye’nin en fazla ihracat gerçekleştiren ikinci sektör kimya sektörü, 2025 yılına yeni hedeflerle güçlü bir adım attı. 2025 yılında yüksek katma değerli ihracat parolasıyla nitelikli ürünlerle pazar çeşitliliğini artırmaya odaklanacak kimya ihracatçıları, 35 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmak için çalışacak ve İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin (İKMİB) çizdiği yol haritasıyla dünyayı arşınlayacak. Bu yıl 25 ülkeye yönelik 47 ihracat organizasyonu gerçekleştirecek İKMİB, ABD’den Almanya’ya, Pakistan’dan Avustralya’ya kadar 16 alt sektöre yönelik uluslararası katılımlı ihracat organizasyonlarıyla kimya ihracatçılarına güç katmayı hedefliyor. Kimya ihracatında nitelik ve çeşitliliği artırarak dünya çapındaki fırsatlara odaklanacaklarını söyleyen İKMİB Başkanı Adil Pelister, “Kurulan Kimya Teknoloji Merkezi ihracatçılarımıza hem zaman hem maliyetten tasarruf sağlayacak. Ülkemizin cari açığının azalmasına da ilk etapta yıllık ortalama 12,5 milyon dolar katkı sunacağız” diyor. Ayrıca Türk Kozmetik Sektörünün Marka Oluşumu ve Tanıtımı Turquality Projesi’nin de Ticaret Bakanlığı tarafından onaylandığı bilgisini veren Pelister, “Bu proje ile ABD, Çin ve İtalya gibi yüksek potansiyele sahip pazarlarda daha da güçlenmeyi hedefliyoruz” diye konuşuyor.

KUTLU KARAVELİOĞLU / MİB

MAKİNE
TRUMP VERGİLERİ ETKİLİ OLACAK

Türkiye’nin katma değerli üretim ve ihracat yolculuğunun en önemli alanlarından biri de makine sektörü. Geçen yılı 28,3 milyar dolar ihracatla kapatan sektörün bu yıl da mevcudu koruma hedefi bulunuyor. IMF’nin dünya ekonomisinin 2025’te potansiyelinin altında kalarak yüzde 2,8 kadar büyüyeceği tahmini, makine teçhizat yatırımlarının bu yıl da sınırlı kalacağına işaret ediyor. Trump’ın koyacağını vaat ettiği ilave gümrük vergilerinin küresel ticareti yüzde 8-10 düzeyinde daraltabileceğini kaydeden Makine İhracatçıları Birliği (MİB) Başkanı Kutlu Karavelioğlu, bütün dünyaya sirayet edebilecek bir korumacılık furyasının neticesinde tekrar yükselişe geçen enflasyon ve yüksek faiz ortamıyla yatırımların düşük seviyede kalabileceğini söylüyor. Öte yandan Suriye’nin, Ukrayna’nın ve Filistin’in uluslararası mali programların desteğiyle yeniden imarı ve kısıtlanan Rusya ve İsrail pazarının açılması gibi muhtemel gelişmeleri izleyeceklerini anlatan Karavelioğlu, “Geçen yıl ihracatımızdaki daralmanın yüzde 17,1 olduğu Rusya’daki gelir kaybımız 400 milyon dolara ulaştı. İsrail’le ticaret yasağının da makine ihracatımıza 250 milyon dolar kadar menfi etkisi oldu. NATO güvencesi azalan Avrupa’nın savunma sanayi kapasitesini artırma çabalarını dikkate aldığımızda, bu bölgede de pandemiden bu tarafa çok güçlenen rekabetçiliğimizi sınama fırsatı bulacağımızı düşünüyoruz” diye konuşuyor.

AHMET ÖKSÜZ / İTHİB

TEKSTİL
HEDEFTE ABD PAZARI VAR

İhracatın lokomotiflerinden tekstil sektörü ise, 2023 yılında yaşanan deprem felaketi başta olmak üzere, küresel ticarette yaşanan daralma, yüksek enflasyon ve üretim maliyetlerinde yaşanan yüksek artışlardan olumsuz etkilenen sektörlerde arasında yer aldı. 2024’te sektörün ana sorunu küresel ölçekte yaşanan durgunluk oldu. AB ve ABD gibi dünyanın en büyük tekstil pazarlarında büyük oranda kayıplar yaşandığını söyleyen İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz, bu kayba rağmen, en büyük ihracat pazarları olan AB ve ABD’de pazar paylarını koruyabildiklerini belirtiyor. Geçen yıla göre yüzde 1,3’lük kayıp yaşayarak 2024 yılını 11,5 milyar dolarlık ihracatla kapatan tekstil sektörü 2025 yılından ise umutlu. 2025 için 12 milyar dolarlık bir ihracat hedefi belirleyen sektör, küresel daralmanın etkilerinin azalmasıyla 2025 yılının ikinci yarısından itibaren pozitif ayrışabileceğini öngörüyor. “Avrupa’ya olan coğrafi yakınlığımız ve tedarik hızımız bizim için avantaj yaratıyor” diyen Öksüz, Avrupa’nın yanı sıra henüz potansiyelin altında kalan Meksika, Fas, Güney Kore, Suudi Arabistan gibi ülkelere fuar ve ticaret heyetleri organize ederek yeni pazarlara giriş konusunda adım atacaklarını belirtiyor. Öksüz, tekstil ve hazır giyim sektörlerinin 2025 yılını 80 milyar doların üzerinde üretim hacmine ulaşmasını hedeflediklerini söylüyor.

MUSTAFA PAŞAHAN / İHKİB

HAZIR GİYİM
KUR NEDENİYLE FİYAT TUTTURAMIYOR

Moda endüstrisi açısından son iki yıl zorlu geçerken, 2022’deki 21,2 milyar dolarlık rekorun ardından hazır giyim ihracatı da iki yıldır daralıyor. 2024’ü 17,9 milyar dolarla kapatan sektörün, iki yılda 3 milyar doların üzerinde bir kaybı var. İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkan Yardımcısı Mustafa Paşahan, geçen yıl asıl sorunun Türkiye’de maliyetlerle kur arasındaki makasın açılmasından kaynaklandığına dikkat çekiyor. Girdi maliyetlerindeki yüksek artışlara rağmen döviz kuru yatay seyrettiği için fiyat tutturmakta zorlanan sektör, üretim maliyetlerinde dolar bazında Asya’daki rakiplerin göre yüzde 40-50, Avrupa’daki bazı ülkelere göre yüzde 15-20 daha pahalı hale geldi. Bu nedenle rekabet gücünü kaybettiklerini belirten Paşahan, ihracattaki gerilemeye paralel olarak, üretimin ve istihdamın da daraldığını söylüyor. 2022’nin sonunda 738 binin üzerine çıkan istihdam, Ekim 2024 itibarıyla 581 bin civarına geriledi. Yani iki yılda yaklaşık 157 binden fazla istihdam kaybı yaşandı. Ulusal ve küresel konjonktür birlikte değerlendirdiğinde 2025 için çok iyimser bir tablo olmadığını belirten Paşahan, yaptıkları projeksiyona göre iyimser tahminle bu yılı 19 milyar dolar civarında bir ihracatla kapatacaklarını söylüyor. Toplam hazır giyim ihracatının yüzde 70’ini Avrupa’ya yapan hazır giyim sektöründe alternatif pazar arayışları devam ediyor. Özellikle AB pazarında rekabetçiliğini güçlendirecek adımlar atmayı hedefleyen sektör, sürdürülebilir üretim ve yeşil dönüşümde hızlanarak bu avantajlarımıza bir yenisini daha eklemek için yoğun bir mesai yürütüyor.

ELEKTRİK VE ELEKTRONİK 
FİYAT REKABETİ ARTACAK

Elektrik ve elektronik sektörü, Türkiye ihracatından aldığı yüzde 7,4’lük pay ile 2024’ü 16,9 milyar dolar ihracat ve bir önceki yıla göre yüzde 3’lük ihracat artışıyla dördüncü ihracatçı sektör olarak tamamladı. En büyük ihracat pazarı olan Avrupa’da ve Birleşik Krallık’ta daralma sürüyor. Bu durum özellikle beyaz eşya ve tüketici elektroniği piyasalarında büyük fiyat rekabeti yaratıyor. Ayrıca Pan Avrupa Akdeniz Menşe Kümülasyonu Sistemi’nin (PAAMK) yürürlüğe girmesiyle Avrupa’da bu sektörlerde yaşanan fiyat rekabetini artıracak.

Elektrik ve Elektronik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Güven Uçkan, son dönemde konjonktürün de etkisiyle büyük ilerleme kaydeden elektrik üretim, dağıtım ve kablo alt sektörlerinde bu yıl yine iyi bir performans yakalayacaklarını öngörerek 18,4 milyar dolarlık bir ihracat hedefi belirlediklerini söylüyor. Sektörün odaklanması gereken stratejik pazarlar arasında ana ihracat pazarları Avrupa ve Orta Doğu başı çekiyor. Sektörün toplam ihracatının yarısından fazlası AB ve Birleşik Krallık’a yapılıyor. Bu bölgede yüksek teknoloji ürünlerine talep ve yeşil dönüşüm projeleri kapsamında yenilikçi çözümlere ihtiyaç artıyor. Güven Uçkan, en önemli ihracat pazarı olan AB’de sahip olunan rekabet avantajını ve ihracat gücünü kaybetmemek açısından Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun AB’nin GDPR rejimine uyumlu hale getirilmesi ve GDPR uyumlu ülke olmak için diplomatik süreçlerin ivedilikle başlatılmasını önemsediklerini belirtiyor. 2025’te geleneksel pazarların dışında, MENA bölgesi, Güney Amerika ve Asya-Pasifik’teki ülkelere heyetler düzenleyeceklerini vurgulayan Uçkan, “Orta vadede ihracatımızın yapısının yüksek teknoloji lehine değişeceğine inanıyoruz. Firmalarımızın finansmana erişiminin kolaylaştırılması ve rekabetçi bir döviz kurunun varlığını çok önemli görüyoruz” diyor.

VEYSEL YAYAN / TÇÜD

DEMİR-ÇELİK
VERGİ FIRSAT YARATABİLİR

Küresel çelik talebinde yaşanan daralmaya rağmen, 2024 yılında ihracat pazarlarında güçlü bir toparlanma gösteren Türkiye çelik sektörü, 2024 yılını 16 milyar dolarlık ihracatla kapattı. Üretim kapasitesini artırıp, ihracatta da pazar çeşitliliğini genişletmeye ve katma değerli ürünlere odaklanan sektörün özellikle AB’nin yanında; Kuzey Afrika, Latin Amerika ve BDT’ye ihracatı hızlı artış gösterdi. Yerli girdi tedarik politikaları sayesinde, ihracatın olumlu gelişmeler yaşadığını ve toplamda çelik ürünleri ihracatının 13 milyon ton civarında gerçekleştiğini aktaran Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Veysel Yayan, “Çelik ürünleri ihracatındaki artışın 2025 yılında da devam etmesi ve ihracatın yaklaşık 16,5 milyon ton seviyesinde olması öngörülüyor. Diğer taraftan, Türkiye’nin geleneksel pazarlarının yanı sıra, Uzakdoğu/Güney Asya, Güney Amerika gibi yeni pazarlara yönelim ile ihracatın genişlemesi ve çeşitlenmesi hedefleniyor” değerlendirmesini yapıyor. Yayan ABD’nin Meksika, Brezilya ve Japonya’dan ithal edilen çeliğe yönelik yüzde 25’lik vergi muafiyetini kaldırılmasının ise Türkiye için bir avantaj oluşturabileceğini sözlerine ekliyor.

AHMET TİRYAKİOĞLU / TİM

HUBUBAT, BAKLİYAT
GIDA FİYATLARI 5 YILIN EN DÜŞÜĞÜNE GELECEK

Türkiye ihracatının en önemli kalemlerinden biri olan hububat bakliyat yağlı tohumlar ve mamulleri sektörü, 2023 yılında 12,5 milyar dolara ulaşmıştı. Sektör 2024 yılında ise bir miktar gerilemeyle 11 milyar 915 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Bisküvi, buğday unu, makarna, bitkisel yağlar ile şekerli ve kakaolu ürünler başta olmak üzere temel gıda ürünlerini kapsayan hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri sektöründe hem talep hem de tedarik süreçlerindeki hareketliliği dengeli bir şekilde yönetmeye çalıştıklarını ileten TİM Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Tiryakioğlu, 2025 yılı için 13 milyar dolar ihracat hedefi belirlediklerini kaydediyor. 2024 genelinde yüksek faiz ortamındaki daralmanın, temel bir ihtiyaç olarak gıdaya olan talebi etkilemediğini aktaran Tiryakioğlu “Girdi fiyatlarında en yüksek maliyet gıda sektöründe olduğu için gıda ürünleri fiyatlarındaki artış hızı arzu edilen ölçüde yavaşlamadı. Fakat dünyadaki petrol bolluğuna bağlı olarak, enerji fiyatlarında bir iyileşme söz konusu. Dünya Bankası da Emtia Piyasaları Görünüm Raporu’nda bu durumun 2025’te küresel gıda fiyatlarını son 5 yılın en düşük seviyesine gerileteceğine işaret ediyor” şeklinde konuşuyor. 

KAZIM TAYCI / İHBİR

İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı ise, 2025 yılını da yaklaşık 4 milyar dolarlık ihracat ile kapatmayı hedeflediklerini söylüyor. Yağışların devam etmesi durumunda bu yıl 21 milyon tonluk bir üretim hedeflediklerini kaydeden Taycı, alternatif pazar arayışları konusunda ise şu bilgileri veriyor: “Avrupa ve Asya’daki bir kişinin tüketimi ile ABD’deki bir kişinin tüketimi arasında özellikle çikolata ve şekerli mamullerde yaklaşık dört katlık bir fark var. ABD, bu ürünlerde ülkemizi tercih ediyor. Japonya-Güney Kore’ye de sektörel ticaret heyeti düzenleyecek ve ihracatımızı daha da artırarak bu ülkelerin raflarında kalıcı olmak için çalışacağız.”

AYHAN GÜNER / MİB

MÜCEVHER
YENİ TESİSLERLE KAYIP KAPANACAK

Dünyanın en güçlü mücevher endüstrileri arasında yer alan Türk mücevher sektörü hem müşteri hem de üretim gücü açısından ciddi bir kan kaybı yaşadı. 2024 yılını 7,4 milyar dolarlık ihracatla tamamlayan sektör, bu yıl oluşturduğu stratejiler ve devlet destekleriyle 2023 yılı seviyelerine geri dönmeyi hedefliyor. Stratejilerinin öncelikle dünya ile aynı fiyatlardan hammadde almak, üretim gücünü artırmak ve kaybettiği pazarları, müşterileri geri kazanmak olduğunu vurgulayan Mücevher İhracatçıları Birliği (MİB) Başkan Yardımcısı Ayhan Güner, 2025 sonunda 2023 yılındaki 7,6 milyar dolar ihracat rakamını ve miktarını yakalamayı hedeflediklerini belirtiyor. ABD, Birleşik Arap Emirlikleri, Hong Kong, Meksika, Türk Cumhuriyetleri, AB ülkelerinin yanı sıra Meksika, Panama, Singapur, Dubai ve Hong Kong pazarlarına da odaklanacaklarını söyleyen Güner, 2025 stratejilerine ilişkin şunları ekliyor: “Sektörümüz, dünyanın en büyük mücevher üretim üssü olan Kuyumcukent gibi üç yeni üretim üssü daha kurdu ve devreye aldı. Çok ciddi bir planlamayla hem Kuyumcukent hem de bu yeni üretim üslerinin önümüzdeki yıllarda daha verimli çalışmasını hedefliyoruz. Kaybettiğimiz 100 binin üzerindeki nitelikli ustalarımızı ve kapanan üretim noktalarını yeniden açılması için çalışmalarımıza devam edeceğiz.”

EYÜP BATAL / İMİB

MADEN
HEDEF 10 MİLYAR DOLAR

2024 yıl sonu itibarıyla, 2023 yılında 5,7 milyar dolar olan maden ihracatı yaklaşık yüzde 5 oranında bir artış göstererek 6 milyar doları aştı. Madencilik konusunda gelişmiş ülkeler seviyesinde üretim yapabilmesiyle birlikte yıllık ortalama 6 milyar dolar ihracatı, 10 milyar dolar seviyelerine çıkartmayı hedeflediklerini söyleyen İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Batal, ana pazarlar olan Çin ve AB pazarlarında oluşmuş olan açık nedeniyle ticaret heyeti programları ile ihracatçıların önünü açmaya devam edeceklerini belirtiyor. Yeni pazarlar için ise Afrika ve Güney Asya gibi bölgelerde araştırmalarını sürdürdüklerini ifade eden Batal, 2025 yılında madencilik faaliyetlerinde toplumla bir mutabakat arayışı içerisinde çalışmalar yürütmek istediklerini vurguluyor.

AHMET GÜLEÇ / MOSFED

MOBİLYA
KATMA DEĞERLİ ÜRÜNLERE ODAKLANDI

Artan hammadde fiyatları, işçilik ücretleri ve döviz kurlarındaki baskı nedeniyle 2024 yılında zor günler geçiren mobilya sektörü 2024 yılını bir önceki yıla yakın bir seviyede, 4 milyar 549 milyon dolar ihracatla kapattı. 2025 yılı için 5 milyar dolar ihracat hedefi koyan sektör, katma değerli üretim ve yeni pazarlara odaklanarak büyüme planlıyor. 2025 yılında mobilya ihracatında karşılaşabilecek en büyük engeller arasında; finansmana erişimde yaşanan zorluklar, enerji ve ham madde maaliyetlerindeki artışlar, ekonomik dalgalanmalara karşı KOBİ’lerin kırılgan yapısı ve küresel ticaretteki yoğun rekabet yer alıyor. Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) Başkanı Ahmet Güleç, “Tüm bu zorluklara rağmen sektörümüzün geniş bir ihracat ağına sahip olması, yüzde 80 gibi yüksek bir yerli üretim oranına dayanması, sürekli artan tasarım gücü ve giderek katma değerli ürünlere yönelmesi zorlukların üstesinden gelebileceğimize dair ümidimizi güçlendiriyor” diyor. 2028 yılı için 12 milyar dolarlık ihracat hedefi koyan mobilya sektörü, ihracatta fark yaratmak için tasarım ve yenilikçi projelere yöneliyor. Katma değerli ihracata odaklanan sektör, kilogram başına 3,57 dolar olan ihracat değerini 6 dolara çıkartmayı hedefliyor.

ERDEM ÇENESİZ / ÇCSİB

ÇİMENTO, CAM, SERAMİK
SURİYE, GAZZE VE UKRAYNA ÖNEMLİ

Çimento, cam, seramik ve toprak ürünleri sektörleri de konjonktürel gelişmeler nedeniyle bu yıl büyük fırsatlara gözünü dikti. Özellikle Suriye, Gazze ve Ukrayna’da çatışmaların sonlanmasının bu sektörlere büyük fırsatlar sunması bekleniyor. Ayrıca dünyanın en büyük ekonomilerine sahip olan ABD ve AB ülkeleri, yüksek satın alma gücü ve gelişmiş pazar yapılarıyla bu sektörler için önemli bir potansiyel sunuyor. Hedef pazarlar başta olmak üzere global ekonomik gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda çimento sektörünün ihracatının 2024’teki performansını koruması, bunun yanında cam sektöründe yüzde 6,5 ve seramik sektöründe yüzde 7,5 oranında ihracat artışı bekleniyor. Bu bağlamda seramik sektörü için 2025 geri dönüş yılı olarak adlandırılıyor. Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracat catçıları Birliği (ÇCSİB) Başkanı Erdem Çenesiz, ihracat hedeflerine ulaşmak için belirledikleri stratejik pazarlarda rekabet güçlerini artırarak, pazarlama faaliyetlerini güçlendirerek, kalite ve standartlara önem verip Yeşil Mutabakat’a hazırlanarak ilerleyeceklerini vurguluyor. Çenesiz, “Bu sayede ülkemiz ekonomisine katkı sağlarken, sektörlerimizin de sürdürülebilir büyümesini sağlayacağız. Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği olarak ihracatın gelişmesine katkı sağlayacak faaliyetleri koordine ederken üyelerimizin karşılaştığı sorunların çözümü için de temasları sürdürmekteyiz” diyor.

ÇETİN TECDELİOĞLU / İDDMİB

DEMİR DEMİR DIŞI METALLER
HEDEFLER İÇİN FAİZ VE KUR KRİTİK

Demir ve Demir Dışı Metaller sektörü, 2025’te planlanan faiz indirimleri ve kurun rekabetçi seviyeye gelmesiyle birlikte ihracatın çift haneli büyüme ve 14 milyar dolar seviyesine gelmesini hedefliyor. İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu, “Birlik olarak ihracatta çift haneli büyüme hedefine ulaşmak için bu yıl Ticaret Bakanlığı’nın da tayin ettiği hedef ülkelerdeki faaliyet sayılarını artıracağız” diyor. Tecdelioğlu, 2025 yılında hedef ülkelere yönelik alım heyetleri, fuar katılımları, milli katılım organizasyonları, sektörel ticaret heyetleri, UR-GE faaliyetleri, sektör toplantıları ve konferans katılımları olmak üzere toplamda 94 faaliyet planladıklarını vurguluyor. İDDMİB bünyesinde başta Avrupa, Kuzey Amerika ve Arabistan coğrafyası olmak üzere Güney Amerika, Kuzey Afrika ve Asya’da yeni ihracat pazar çalışmaları yapılacak.

TUNÇ KORUN / İSKİD

İKLİMLENDİRME
SAHRA ALTI AFRİKA FIRSATLARI

Türkiye iklimlendirme sektöründe ise 2025 yılı ihracat hedefinin 7,8 milyar dolar seviyelerinde olacağı öngörülüyor. Bu hedef doğrultusunda hem mevcut pazarlarda etkinliğini artırmak hem de yeni pazarlara giriş yapma hedefinde olan sektör, özellikle Ortadoğu ve Afrika’ya yönelik ihracatta büyüme bekliyor. Enerji verimliliği, yenilikçi teknolojiler ve sürdürülebilir çözümlerle dünya pazarında daha fazla yer edinenin mümkün olduğunu söyleyen İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği (İSKİD) Yönetim Kurulu Başkanı Tunç Korun, “Türkiye klimada Avrupa’nın üretim üssü haline geldi. Bireysel split klimalarda yurt içi hacim ilk defa 2 milyonlar mertebesine ulaştı. Bununla birlikte ihracat kısmı da artış gösterdi. 2025 için de bu rakamların artmasını bekliyoruz” diyor. Son 5 yıl değerlendirildiğinde sektör ihracatının yüzde 60 arttığına işaret eden Korun, şunları dile getiriyor: “Avrupa ülkeleri yüzde 53’lük ihracat oranı ile en önemli pazar konumunda. Rusya ve Kafkasya toplam ihracatımızın yüzde 19’unu oluşturuyor. Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın sona ermesi veya yumuşaması, ihracatımıza pozitif yansıyacak. Ortadoğu ve Afrika ülkelerine de ihracatımız her geçen yıl artıyor. Hızla büyüyen şehirleşme ve altyapı projeleri, özellikle Sahra Altı Afrika’da fırsatlar sunuyor. Körfez ülkelerinde artan inşaat projeleri ve enerji yoğun altyapı yatırımları nedeniyle HVAC çözümlerine yüksek talep bulunuyor.”

SAVUNMA
İSTİKRARLI BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR

Savunma sanayii sektörü ise, sürdürülebilir ihracat hedefleri doğrultusunda önemli başarılara imza atmaya devam ediyor. 2024 yılı boyunca yüksek katma değerli ürünlerle gerçekleştirilen ihracat, sektörün küresel pazarda büyümesini ve Türkiye’nin savunma sanayii alanındaki konumunu güçlendirdi. 50’nin üzerinde uluslararası ofis ile dünya çapında geniş bir müşteri ağına ulaşan Türkiye’nin 2024 yılında savunma ve havacılık sanayii ihracatı, NATO ve hizmet ihracatları dahil olmak üzere yüzde 29’luk bir artışla 7,154 milyar dolara ulaşarak yeni bir rekora imza attı. Bu rakam sektörün, 2024 hedefi olan 6,5 milyar doların yüzde 11 üzerinde gerçekleşti.

Toplamda 300’e yakın Türk savunma sanayii ürünü, 180’e yakın ülkeye ihraç edildi. En çok satış ise Avrupa’ya yapıldı. Avrupa’dan en fazla talep, İHA’lar, akıllı füzeler, kara araçları, silah kuleleri, askeri gemiler, uçak ve helikopter yapısalları ile radar ve simülatörlere geldi. Yalnızca büyük ölçekli firmalarla sınırlı kalmayıp, KOBİ’lerin de ihracat sürecine aktif olarak katılması sağlandı. Savunma sanayisinde AR-GE bütçesi geçen yıl toplamda 3 milyar dolara yaklaşırken, yerlilik oranı yüzde 80’i aştı. Ayrıca 100 milyar doları geçen proje hacmi, 2023’e göre yüzde 29’luk artış gösterdi. Savunma sanayisinde faaliyet gösteren 2 bin 400 firması, 100 bine yakın çalışanı ve bin 100’ü aşkın aktif projesi bulunan Türkiye, geçmiş dönemlere kıyasla en fazla NATO projesine de yine geçen yıl başvurdu. 2025 yılında da ihracat yapan şirket sayısının artırılması ve ihracatın sektörün sürdürülebilirlik stratejisi haline getirilmesi planlanıyor. Bu yıl 7,3 milyar dolarlık ihracat yapmayı hedefleyen sektör, önümüzdeki iki yıl içinde ise ihracatını çift hanelere ulaştırmayı bekliyor.

PROF. DR. ÖMER BOLAT / TİCARET BAKANI

“2025’te 269 ticaret heyeti programı yapacağız”
İhracatta 2025 Yılı Eylem Planı’nı açıklayan Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, bu planda ticaret diplomasisinin güçlendirilmesi, gümrük süreçlerinin kolaylaştırılması ve ihracat finansmanının uygun hale getirilmesinin bulunduğunu kaydetti. Ticaret Bakanı Bolat, 77 maddeden oluşan eylem planına göre, bu yıl 269 ticaret heyeti programı yapacaklarını, 85 alım heyeti organizasyonu gerçekleştireceklerini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu: “65 yurt içi fuara, 330 yurt dışı fuara, 1650 bireysel fuar katılımı destekleriyle ihracatçılarımızın yanında olacağız. 50 adet UR-GE projesini hayata geçireceğiz ve küresel tedarik zinciri (KTZ) programı çerçevesinde 40 adet yeni KTZ projesini hayata geçireceğiz. 12 bin adet de pazara giriş belgesine yönelik yeni ve genç ihracatçılara destek vereceğiz. Bunun dışında 61 yeni şirketin 63 markasını da marka ve Turquality kapsamına alacağız. Böylece yeni 61 şirket ve 63 markayla birlikte toplamda 355 şirketin 380 markasını desteklemeyi hedefliyoruz. Bu yıl 8 bin 500 yeni ihracatçımıza yeşil pasaport vermeyi, bilgilendirme faaliyetlerimizde 30 bin kişinin katılmasını hedefliyoruz.”

MUSTAFA GÜLTEPE / TİM BAŞKANI

“Enflasyon ve kur paralel hareket etmeli”
“2024’te girdi maliyetleriyle kur arasındaki makasın açılması rekabetçiliğimizi kaybetmemize neden oldu. Aynı durum hâlâ devam ediyor. En azından bu yıl enflasyonla kurun paralel hareket etmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu yıl çok daha ciddi sorunlarla karşı karşıya kalabiliriz. Türkiye’de üretim maliyetleri çok yüksek. Dolar bazında Asya’daki rakiplerimizden yüzde 40-50, Avrupa’daki bazı ülkelerden yüzde 15-20 pahalıyız. Birçok sektörde fiyat tutturamadığımız için günden güne rekabetçiliğimizi kaybediyoruz. İhracatçı için kısa vadede girdi maliyetleriyle döviz kurunu dengelemenin dışında bir çözüm yolu görünmüyor. Biz 2025’le birlikte bu sorunların aşılacağını umut ediyoruz. Hızımızı kesen engeller kaldırılırsa 2025’te 280 milyar dolarlık hedefe emin adımlarla koşabiliriz. 2028’de 375 milyar dolarlık mal ve 200 milyar dolarlık hizmet ihracatı hedefimiz var. Bu hedeflere ulaşabilmemiz için ihracatımızı her yıl çift haneli büyütebilmeliyiz. Uzun vadeli hedeflerimiz için yeni pazarlara odaklanırken, yeşil dönüşüm konusunda yatırım yapıyoruz.”

SÜLEYMAN SÖNMEZ / TÜRKONFED BAŞKANI

“Meydan okumaları lehimize çevirebiliriz”
“2025’in ihracat açısından büyük fırsatları ve bazı önemli zorlukları bir arada barındıracağını öngörüyoruz. İhracatçılarımızın yüksek üretim maliyetleri ile finansmana ve krediye erişim zorlukları devam ediyor. Küresel tedarik zincirlerindeki kırılganlıklar ve artan korumacılık politikaları, ihracatçılarımız için ciddi meydan okumalar yaratıyor. Ancak doğru stratejik planlamalar ve güçlü bir koordinasyonla bu zorlukları aşıp süreci lehimize çevirebiliriz. Özellikle ABD’nin Çin’e yönelik sınırlamaları ihracatçılarımız için yeni alanlar yaratabilir. Bu noktada Ticaret Bakanlığımızın geçtiğimiz günlerde yayımladığı, ihracatçılarımızın karşılaştığı sorunlara yönelik çözüm önerilerini içeren 77 maddelik İhracatta 2025 Yılı Eylem Planı’nın kararlılıkla uygulanması büyük önem taşıyor. Bu dönemde, Ortadoğu’daki yeniden yapılanma süreci de bölgedeki ticari ve ekonomik varlığımızı güçlendirmemiz adına fırsat sunuyor. Ana pazarımız Avrupa için ise sürdürülebilirlik ve çevre dostu üretime odaklanmalıyız. AR-GE yatırımlarına odaklanmalı, yüksek teknoloji ihracatımızın toplam ihracat içindeki payını artırmalıyız.”

MAHMUT ASMALI / MÜSİAD BAŞKANI

“Pazar ve ürün çeşitliliğine odaklanmalıyız“
"2024’ün zorlu koşullarına rağmen ihracatın ılımlı da olsa artış göstermesi Türkiye ekonomisinin dayanıklılığını bir kez daha gözler önüne sermiştir. Böylece son 6 yılın 5’inde ihracat rekoru kırılmış oldu. Bilindiği gibi bu dönemde yalnızca Covid-19 etkisiyle geçen 2020 yılında ihracat hacmimiz daralmıştı. Bu çerçevede son üç yıldır kesintisiz bir şekilde genişleyen ihracat hacmimiz, 2025 yılına dair en büyük motivasyonumuz. Elbette ihracatçılarımızın salgın döneminden bu yana dış pazarlarda elde ettikleri kazanımları korumalarını ve kısa vadeli dalgalanmalardan asgari oranda etkilenmelerini sağlamak için döviz kurlarındaki değişimin enflasyonla uyumlu biçimde gerçekleşmesi önem arz etmekte. Halihazırda toplam ihracatımızın yaklaşık yüzde 42’sini AB ülkeleriyle olan ticaretimiz oluşturuyor. Böylece AB ekonomilerinde gözlenen durgunluk dış talebimizde gözle görünür bir durgunluğa sebep oluyor. Bu bağlamda pazar ve ürün çeşitliliği konusundaki çalışmalarımızı da yoğunlaştırmalıyız. Bu kapsamda Ticaret Bakanlığımızın ‘uzak ülkeler’ stratejisini oldukça kıymetli buluyoruz.”

0


  • ALTIN GRAM - TL 3309,36 0,4%
  • ALTIN ONS 2861,07 0,16%
  • BIST 100 9842,15 0%
  • DOLAR/JAPON YENI 151,807 0,181%
  • DOLAR/KANADA DOLARI 1,43132 0,05348%
  • DOLAR/RUS RUBLESI 97,41 0,5499%
  • DOLAR/TURK LIRASI 35,9637 0,2095%
  • EURO/DOLAR 1,0379 -0,0924%
  • EURO/TURK LIRASI 37,3395 -0,1302%
  • STERLIN/DOLAR 1,24305 -0,06954%
EKONOMİST YENİ SAYI
Ekonomist Dergisini takip etmek için abone olun.
ABONE OL