DR. ORHAN KARACA
[email protected]
Bu büyüme iç talep kaynaklı olurken, dış talebin büyümeye pek katkısı olmayacak. Böylece ekonomide 2018'in ilk çeyrek dönemine göre 2,5-3 puanlık bir yavaşlama yaşanacak.
ÖNCÜLER NE DİYOR?
Bu tahminimiz ekonomideki büyümeyle yakın ilişkisi olan öncü göstergelerin verdiği sinyallere dayanıyor. Bu sinyalleri şöyle özetleyebiliriz:
- Türkiye'de ekonomik büyümeyle en güçlü ilişkiye sahip olan gösterge sanayi üretimidir. Ekonominin hızlı
büyüdüğü geçen yılın üçüncü çeyreği ile bu yılın ilk çeyreği arasındaki dönemde sanayi üretimindeki artış da çok yüksekti. İkinci çeyrekte ise sanayi üretimindeki artış hız kesti. İlk çeyrekte yüzde 9,9 olan sanayi üretimindeki yıllık artış ikinci çeyrekte yüzde 5,1'e indi. Sanayi üretimindeki bu yavaşlama ekonomik büyümeye de yansıyacak. - Türkiye'de perakende satışlar da ekonomideki büyümeyle güçlü bir ilişkiye sahip. Sanayi üretimi ekonomideki büyümenin gidişatını üretim yönünden izlemeyi sağlarken perakende satışlar ise talep yönünden izlemeye imkan veriyor. İkinci çeyrekte reel perakende satışlarda da önceki çeyrek döneme göre biraz yavaşlama var. İlk çeyrekte yüzde 8,9 olan reel perakende satışlardaki yıllık artış ikinci çeyrekte yüzde 5,7'ye indi. Bu da ikinci çeyrekte ekonomideki büyümenin ilk çeyrektekin-den daha düşük çıkacağı sinyalini veriyor.
- Türkiye'de dış ticaret verileri de ekonomideki büyümenin gidişatını izlemeye imkan verir. Bu veriler ikinci çeyrekteki büyümeye ilişkin olarak sanayi üretimi ve perakende satışlara göre çok daha kötü sinyaller veriyor. İkinci çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre ithalat miktar endeksi yüzde 1,8, ara malı ithalatı miktar endeksi yüzde 1,7 ve tüketim malı ithalatı miktar endeksi yüzde 10,1 düşerken, yatırım malı ithalatı miktar endeksi ise sadece yüzde 1,1 arttı. Bu veriler hem üretimdeki hem de iç talepteki durumun sanayi üretimi ile reel perakende satışların gösterdiğinden daha kötü olabileceğini düşündürüyor. Öte yandan ikinci çeyrekte ihracat miktar endeksinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,4 düşüş olması ise bu dönemde dış talebin ekonomik büyümeye pek bir katkısı olmayacağı anlamına geliyor.
- Son yıllarda Türkiye'de ekonomik büyümeye inşaat yatırımlarının büyük katkısı oldu. Bu nedenle ekonomideki büyümenin gidişatını izlemek için inşaat sektörüne ilişkin verilere de bakmakta fayda var. Elimizdeki veriler iskan izni alınan daire sayısındaki yıllık değişim ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin yüksek olduğuna işaret ediyor. Bu nedenle inşaat sektörüne ilişkin olarak bu göstergeye bakıyoruz. İskan izni alınan daire sayısı ikinci çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre sadece yüzde 0,8 artış gösterdi.
Yani bu gösterge de ikinci çeyrekte ekonomideki büyümenin yavaşladığı sinyalini veriyor.
DÖVİZ VE FAİZ ETKİSİ
- Bütün bu verileri bir arada değerlendirdiğimizde ikinci çeyrekte ekonomideki yüzde 4-5 arasında büyüme çıkmasını beklemek makul görünüyor. Bu da ilk çeyrekteki yüzde 7,4'lük büyümeye göre 2,5-3 puanlık yavaşlama anlamına geliyor. Bu yavaşlama bu dönemde döviz kurları ile faiz oranlarının sıçramasından kaynaklanıyor. Faizlerdeki yükseliş ikinci çeyreğin sonlarına doğru gerçekleştiği için bu dönemdeki büyümeye etkisi sınırlı oldu. Bu yükselişin esas olumsuz etkisi üçüncü çeyrekteki büyümede görülecek.