Cenk Kaan Gür, 2017'nin sonbaharında Katar sermayeli Alternatif Bank'ın genel müdürlüğü görevini üstlendi. Beş yıllık bir projeksiyon çizdiklerini söyleyen Gür, "Verimli ve kârlı büyüyerek, 2023'te Türkiye'nin en büyük 12'nci bankası olmak istiyoruz" diyor.
TALİP YILMAZ
tyilmaz@ekonomist.com.tr
Katar-Türkiye ikili ilişkilerindeki pozitif hava ile birlikte Katar sermayeli şirketlerin Türkiye'de önemli yatırımları bulunuyor. Bu yatırımlardan biri de Alternatif Bank'ın Commercial Bank tarafından satın alınması oldu.
Katarlı ortakla birlikte bankanın yönetim kuruluna Zafer Kurtul ve Turgay Gönensin gibi iki deneyimli isim girdi. 2017 sonbaharında da Cenk Kaan Gür icranın başına genel müdür olarak atandı ve üst yönetim yeniden yapılandı.
Alternatif Bank, Katarlı ortaktan almakta olduğu sermaye desteğinin de katkısıyla beş yıl içinde en büyük 12'nci banka olmak istiyor. Gür ile Alternatif Bank'ın hedeflerini konuştuk.
Genel müdür olarak 2017 yılının son çeyreğinde göreve geldiniz. Nasıl bir iş planı ortaya koydunuz?
Ekim 2017'de yeni yönetim olarak göreve geldikten sonra beş yıllık bir iş planı ortaya koyduk. Buna göre bankayı sektörde aktif büyüklükte ilk 12'ye sokacak performansı göstermeyi hedefledik. Şu anda 17-18'lerdeyiz. Solo bazda 27 milyar TL, konsolide bazda 30 milyar TL aktif büyüklüğümüz var. Her yıl sektörün üzerinde büyüyeceğiz. Dokuz aylık verilere bakıldığında da kredilerde ve mevduatta sektörün üzerinde büyüme hedefimiz tuttu. Etkin risk yönetimiyle, seçici bir duruşla, müşteriyi anlayarak, basiretli, açık bankacılıkla, uzmanlıkla bunu yaptık. Bunu yapmaya da devam edeceğiz. Özellikle bu sürecin ilk üç yılındaki büyümeler, verimlilik artışı bizim için çok önemli. Sonuçta konsolide aktifimiz büyümelerle 2021'de 70 milyar TL'ler seviyesinde olur.
2018 yılını nasıl kapattınız?
2018, gündüz ve gece kadar farklı iki yarıyıl yaşadı.İkinci yarıdaki dalgalanmanın ardından bir dengelenme yaşanıyor. Bu ortamda sektörde ticari kredilerde yüzde 12 büyümeyle yılın kapatıldığı tahmin ediliyor. Biz ağırlıklı TL cinsi olarak verdiğimiz ticari kredilerde sektörün üzerinde bir büyüme sağladık. 2019 yılında da ticari kredilerde yüzde 17'ler civarında, toplam kredilerde de yüzde 15'ler civarında büyüme sağlarız. Bu büyümelerle yine sektörün üzerinde büyümeler yakalarız.
Bu büyümede ana ortağınızdan sermaye desteği devam edecek mi?
Büyümede sermaye önemli bir durum, çünkü yakıtımız sermaye. Beş yıllık iş planımızda 300 milyon dolar sermaye artışı da vardı. Bunun 50 milyon dolarını 2018'e girerken yaptık. 50 milyon dolarlık bir sermaye artışı daha yapmak üzereyiz. 2019'da 100 milyon dolar ve 2020'de 100 milyon dolar daha olmak üzere üç yılda toplamda 300 milyon dolar ilave sermaye artışı yapacağız.
Commercial Bank of Qatar, bankayı yaklaşık 670 milyon dolara satın aldı. 300 milyon dolar da ilave sermaye desteğiyle birlikte 1 milyar dolara yakın bir yatırım yaptı. Onlar, Türkiye ile ilgili ne düşünüyor?
Sermayedarımızın Türkiye'nin potansiyeline, gücüne, markamıza, yönetimimize güveni tam. Bunu bize ifade ediyorlar, ifade etmenin ötesinde de desteklerini sonuna kadar sunuyorlar. Örneğin, yeni genel müdürlük binamıza taşındık. Mart 2018'de sadece markamızı ve logomuzu değiştirmedik, özümüzü de daha güçlü ifade ettik. Reel sektöre daha fazla destek olma adına adımlarımızı daha güçlü atacağız. Bizim ana ortağımızın önüne koyduğumuz iş planında da tabii ki belli bir büyüme ve kârlılık taahhüdü var. Şu ana kadar da buna uygun ilerliyoruz.
Ticari tarafta dış ticaret ve kurumsal finansman, bireyselde ise özel bankacılık tarafında odağınız olduğunu görüyoruz. Bundan sonra nasıl bir yol haritası olacak?
Bugün bilançoya bakıldığında bireyselin yüzde 2 gibi çok küçük bir payı var. 125 milyon TL'ye çıkan yeni tanımla birlikte KOBİ bankacılığında da varız. Özünde ise katma değer yaratan, işini iyi yapan hemen her sektörden firma ile çalışıyoruz, çalışmaya da devam etmek istiyoruz. Bireysel tarafta 50 şubemizle, mobil bankacılığımızla güçlü bir adım atacağız. Menkul kıymet şirketimizin sermayesini artırarak yatırım bankacılığı ayağını kuvvetlendireceğiz. Dolayısıyla kurumsal ticaride, hem özel bankacılık hem de yatırım bankacılığı tarafında güçlü yönlerimizi ortaya koyuyoruz. Bunu yaparken de müşteriyle daha yakın oluyoruz. 2018 dokuz ayda 28 bin müşteri ziyaret ederek bunu yaptık.
Katar ile Türkiye arasında önemli bir işbirliği var. Alternatif Bank, Katar sermayeli bir banka olarak burada nasıl bir rol üstleniyor?
Katar ile Türkiye arasındaki ticaret yüzde 80 arttı ama Türkiye'nin ihracat ve ithalatındaki oranları çok düşük. Katarlı ve Türk şirketleri tanıştırıp işbirliklerini artırmak, satın almalar konusunda destek olmak istiyoruz. Türkiye'de 70 binin üzerinde ihracatçı firma var. Ancak sadece 476'sı Katar'a ihracat yapıyor. Bu sayıyı artırmak için Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ile çalışacağız. Yine iki ülkenin işbirliğini artırmak adına fuarlar yapılıyor, buralara destek oluyoruz. Böylece 2018'de 100 milyon dolar olan ihracatı, 2019'da 250-300 milyon dolara çıkarmak istiyoruz.
"NPL'DE RİSK YOK"
"Bankacılık sektörünün NPL oranı yüzde 3,3 seviyesinde ki bu oran sektör için iyi bir rasyo. Burada kritik olan konu, ikinci grup kredilerle (risk izlemeye alınan krediler) ilgili söylemler. Bu kredilere bakılarak ilerde NPL oranlarının artabileceği yönünde tahminler yapılıyor.
Bu yaklaşım doğru değil. Grup ikideki her firma NPLye düşecek diye bir şey yok. Çünkü bu firmalar, yapılandırma ile faaliyetine ve borçlarını ödemeye devam ediyor. Bankacılık sistemi, ayakta kalabilecek her firmaya nefes desteği veriyor."
“50’Yİ AŞKIN ŞİRKET KONKORDATO’DAN VAZGEÇTİ”
“Konkordatoda işin etik tarafı da var, ihtiyaç da söz konusu. Bu ayrımı doğru yapmak gerekiyor. Bakıldığında konkordato sürecinde olan 50’nin üzerinde firma, bu süreçten çıkarak bankalarla masaya oturdu ve borçlarını yeniden yapılandırma yoluna gitti.
BDDK ve Bankalar Birliği başta olmak üzere, ortaya yeniden yapılandırma çerçeve anlaşması koyduk. Konkordato kararı aldıran şirketlerden yeniden yapılandırma sözleşmesi imzalayabilecek daha çok firma var.”
TALİP YILMAZ
tyilmaz@ekonomist.com.tr
Katar-Türkiye ikili ilişkilerindeki pozitif hava ile birlikte Katar sermayeli şirketlerin Türkiye'de önemli yatırımları bulunuyor. Bu yatırımlardan biri de Alternatif Bank'ın Commercial Bank tarafından satın alınması oldu.
Katarlı ortakla birlikte bankanın yönetim kuruluna Zafer Kurtul ve Turgay Gönensin gibi iki deneyimli isim girdi. 2017 sonbaharında da Cenk Kaan Gür icranın başına genel müdür olarak atandı ve üst yönetim yeniden yapılandı.
Alternatif Bank, Katarlı ortaktan almakta olduğu sermaye desteğinin de katkısıyla beş yıl içinde en büyük 12'nci banka olmak istiyor. Gür ile Alternatif Bank'ın hedeflerini konuştuk.
Genel müdür olarak 2017 yılının son çeyreğinde göreve geldiniz. Nasıl bir iş planı ortaya koydunuz?
Ekim 2017'de yeni yönetim olarak göreve geldikten sonra beş yıllık bir iş planı ortaya koyduk. Buna göre bankayı sektörde aktif büyüklükte ilk 12'ye sokacak performansı göstermeyi hedefledik. Şu anda 17-18'lerdeyiz. Solo bazda 27 milyar TL, konsolide bazda 30 milyar TL aktif büyüklüğümüz var. Her yıl sektörün üzerinde büyüyeceğiz. Dokuz aylık verilere bakıldığında da kredilerde ve mevduatta sektörün üzerinde büyüme hedefimiz tuttu. Etkin risk yönetimiyle, seçici bir duruşla, müşteriyi anlayarak, basiretli, açık bankacılıkla, uzmanlıkla bunu yaptık. Bunu yapmaya da devam edeceğiz. Özellikle bu sürecin ilk üç yılındaki büyümeler, verimlilik artışı bizim için çok önemli. Sonuçta konsolide aktifimiz büyümelerle 2021'de 70 milyar TL'ler seviyesinde olur.
2018 yılını nasıl kapattınız?
2018, gündüz ve gece kadar farklı iki yarıyıl yaşadı.İkinci yarıdaki dalgalanmanın ardından bir dengelenme yaşanıyor. Bu ortamda sektörde ticari kredilerde yüzde 12 büyümeyle yılın kapatıldığı tahmin ediliyor. Biz ağırlıklı TL cinsi olarak verdiğimiz ticari kredilerde sektörün üzerinde bir büyüme sağladık. 2019 yılında da ticari kredilerde yüzde 17'ler civarında, toplam kredilerde de yüzde 15'ler civarında büyüme sağlarız. Bu büyümelerle yine sektörün üzerinde büyümeler yakalarız.
Bu büyümede ana ortağınızdan sermaye desteği devam edecek mi?
Büyümede sermaye önemli bir durum, çünkü yakıtımız sermaye. Beş yıllık iş planımızda 300 milyon dolar sermaye artışı da vardı. Bunun 50 milyon dolarını 2018'e girerken yaptık. 50 milyon dolarlık bir sermaye artışı daha yapmak üzereyiz. 2019'da 100 milyon dolar ve 2020'de 100 milyon dolar daha olmak üzere üç yılda toplamda 300 milyon dolar ilave sermaye artışı yapacağız.
Commercial Bank of Qatar, bankayı yaklaşık 670 milyon dolara satın aldı. 300 milyon dolar da ilave sermaye desteğiyle birlikte 1 milyar dolara yakın bir yatırım yaptı. Onlar, Türkiye ile ilgili ne düşünüyor?
Sermayedarımızın Türkiye'nin potansiyeline, gücüne, markamıza, yönetimimize güveni tam. Bunu bize ifade ediyorlar, ifade etmenin ötesinde de desteklerini sonuna kadar sunuyorlar. Örneğin, yeni genel müdürlük binamıza taşındık. Mart 2018'de sadece markamızı ve logomuzu değiştirmedik, özümüzü de daha güçlü ifade ettik. Reel sektöre daha fazla destek olma adına adımlarımızı daha güçlü atacağız. Bizim ana ortağımızın önüne koyduğumuz iş planında da tabii ki belli bir büyüme ve kârlılık taahhüdü var. Şu ana kadar da buna uygun ilerliyoruz.
Ticari tarafta dış ticaret ve kurumsal finansman, bireyselde ise özel bankacılık tarafında odağınız olduğunu görüyoruz. Bundan sonra nasıl bir yol haritası olacak?
Bugün bilançoya bakıldığında bireyselin yüzde 2 gibi çok küçük bir payı var. 125 milyon TL'ye çıkan yeni tanımla birlikte KOBİ bankacılığında da varız. Özünde ise katma değer yaratan, işini iyi yapan hemen her sektörden firma ile çalışıyoruz, çalışmaya da devam etmek istiyoruz. Bireysel tarafta 50 şubemizle, mobil bankacılığımızla güçlü bir adım atacağız. Menkul kıymet şirketimizin sermayesini artırarak yatırım bankacılığı ayağını kuvvetlendireceğiz. Dolayısıyla kurumsal ticaride, hem özel bankacılık hem de yatırım bankacılığı tarafında güçlü yönlerimizi ortaya koyuyoruz. Bunu yaparken de müşteriyle daha yakın oluyoruz. 2018 dokuz ayda 28 bin müşteri ziyaret ederek bunu yaptık.
Katar ile Türkiye arasında önemli bir işbirliği var. Alternatif Bank, Katar sermayeli bir banka olarak burada nasıl bir rol üstleniyor?
Katar ile Türkiye arasındaki ticaret yüzde 80 arttı ama Türkiye'nin ihracat ve ithalatındaki oranları çok düşük. Katarlı ve Türk şirketleri tanıştırıp işbirliklerini artırmak, satın almalar konusunda destek olmak istiyoruz. Türkiye'de 70 binin üzerinde ihracatçı firma var. Ancak sadece 476'sı Katar'a ihracat yapıyor. Bu sayıyı artırmak için Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ile çalışacağız. Yine iki ülkenin işbirliğini artırmak adına fuarlar yapılıyor, buralara destek oluyoruz. Böylece 2018'de 100 milyon dolar olan ihracatı, 2019'da 250-300 milyon dolara çıkarmak istiyoruz.
"NPL'DE RİSK YOK"
"Bankacılık sektörünün NPL oranı yüzde 3,3 seviyesinde ki bu oran sektör için iyi bir rasyo. Burada kritik olan konu, ikinci grup kredilerle (risk izlemeye alınan krediler) ilgili söylemler. Bu kredilere bakılarak ilerde NPL oranlarının artabileceği yönünde tahminler yapılıyor.
Bu yaklaşım doğru değil. Grup ikideki her firma NPLye düşecek diye bir şey yok. Çünkü bu firmalar, yapılandırma ile faaliyetine ve borçlarını ödemeye devam ediyor. Bankacılık sistemi, ayakta kalabilecek her firmaya nefes desteği veriyor."
“50’Yİ AŞKIN ŞİRKET KONKORDATO’DAN VAZGEÇTİ”
“Konkordatoda işin etik tarafı da var, ihtiyaç da söz konusu. Bu ayrımı doğru yapmak gerekiyor. Bakıldığında konkordato sürecinde olan 50’nin üzerinde firma, bu süreçten çıkarak bankalarla masaya oturdu ve borçlarını yeniden yapılandırma yoluna gitti.
BDDK ve Bankalar Birliği başta olmak üzere, ortaya yeniden yapılandırma çerçeve anlaşması koyduk. Konkordato kararı aldıran şirketlerden yeniden yapılandırma sözleşmesi imzalayabilecek daha çok firma var.”