Biyoteknolojik ilaç üreticisi İran merkezli CinnaGen İlaç, 100 milyon dolara mal olan Türkiye yatırımını bu yılın sonunda devreye alacak. Şirket, Türkiye'yi AR-GE ve üretim merkezi yapmayı planlıyor. Türkiye'den 20 ülkeye ihracat yapılması da hedefleniyor.
ÖZLEM BAY YILMAZ
obay@ekonomist.com.tr
Dünyada ilaç sektöründe biyoteknoloji devrimi yaşanıyor. 1994'ten bu yana faaliyet gösteren İran merkezli CinnaGen Grup da bu alana yatırım yapan şirketlerden biri. Ortadoğu ve Kuzey Afrika'nın en büyük biyoteknolojik ilaç firması olan ve 2 bin 300 kişiyi istihdam eden grup, Türkiye'de de yatırıma soyundu.
Tekirdağ'da Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi'ndeki 100 milyon dolarlık yatırım bu yılın sonuna doğru faaliyete geçecek. Şirket, Türkiye'yi AR-GE ve üretim merkezi yapmayı ve beş yılda 20 ülkeye ihracat gerçekleştirmeyi hedefleniyor.
CinnaGen İlaç CEO'su Ferhat Farşi, "Türkiye'de 2019 yılında üretime başlayacağız. Biyoteknolojik ilaç üreticileri arasında dünyada ilk 10'a girmeyi hedefliyoruz. Türkiye'yi bir AR-GE ve üretim merkezine dönüştüreceğiz" diyor.
20 ÜLKEYE İHRACAT
Bugün dünyada 350 milyar dolarlık hacme sahip olan biyoteknolojik ilaç pazarının 2019 yılında 460 milyar doları bulacağı öngörülüyor. Öte yandan dünyada kullanılan ilaçların yüzde 20'lik kısmını oluşturan biyoteknolojik ilaçların oranının hızlı bir şekilde yüzde 40'ları bulması bekleniyor.
Bu alana kayıtsız kalamayan Türkiye'de 2017'de yaklaşık 1,5 milyar dolarlık biyoteknolojik ilaç satışı yapıldı. Bunların yüzde 94'ü yani neredeyse tamamına yakını ise ithal edilen ilaçlardı. Bu tablo birçok şirket gibi İranlı CinnaGen Group'u da Türkiye'de yatırıma yönlendirdi.
Şirket, Türkiye'de ürettiği biyoteknolojik ilaçları ihraç da edecek. Ferhat Farşi, daha tesisleri üretime geçmediği halde Sri Lanka, Cezayir, Moldova, Bosna Hersek, Ürdün, Senegal, Ekvador ve Fas'a ihracat için anlaşma yaptıklarını söylüyor.
Farşi, önümüzdeki beş yılda 20 ülkeye ihracat yapmayı, 2023'te yeni pazarlarla 100 milyon dolarlık ihracata ulaşmayı hedeflediklerini ifade ediyor. Ferhat Farşi, "Türkiye'den 1,5 milyar dolarlık bir pazara ulaşmayı hedefliyoruz" diye konuşuyor.
AR-GE MERKEZİ AÇACAK
Çağın hastalığı kanserden sinir sistemi hastalığı olan MS'e kadar birçok hastalık için biyoteknolojik ilaç üretecek olan şirket, 2018'de AR-GE çalışmalarına 70 milyon dolarlık bütçe ayırdı. Grup, yıllık cirosunun yüzde 20-30'unu AR-GE çalışmalarına ayırıyor.
Bu rakam endüstri ortalamasının çok üzerinde. Ferhat Farşi, Berlin'de AR-GE ve hücre araştırmaları üzerine çalışan merkezleri olduğunu söyleyen Farşi, "Dünyada Top 20'de yer alan biyoteknolojik ilaçlara sahibiz.
Tahran'da da AR-GE merkezimiz var. Türkiye'de Biyofarmasötiklerle ilgili sadece biyoteknoloji alanında faaliyet gösterecek bir AR-GE merkezini yıl sonuna doğru açacağız" diye konuşuyor.
İHRACAT DEĞERİ YÜKSEK
Ferhat Farşi, Türkiye'nin kilogram başına ihracatının 1,37 dolara gerilediğini, ilaçta ise kilogram başına ihracatın 17 dolar civarında olduğunu belirtiyor.
Biyoteknolojik ilacın kilogram değerinin ise 1 milyon dolar civarında olduğuna dikkat çeken Farşi,"İstediğimiz ivmeyi yakalayabilirsek yakında Türkiye'de 3-4 fabrika daha kurmayı hedefliyoruz. AR-GE üretim üssü olarak Türkiye'yi, Güney Kore gibi biyoteknolojide çok iddialı bir yere getirebiliriz” diyor.
ÖZLEM BAY YILMAZ
obay@ekonomist.com.tr
Dünyada ilaç sektöründe biyoteknoloji devrimi yaşanıyor. 1994'ten bu yana faaliyet gösteren İran merkezli CinnaGen Grup da bu alana yatırım yapan şirketlerden biri. Ortadoğu ve Kuzey Afrika'nın en büyük biyoteknolojik ilaç firması olan ve 2 bin 300 kişiyi istihdam eden grup, Türkiye'de de yatırıma soyundu.
Tekirdağ'da Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi'ndeki 100 milyon dolarlık yatırım bu yılın sonuna doğru faaliyete geçecek. Şirket, Türkiye'yi AR-GE ve üretim merkezi yapmayı ve beş yılda 20 ülkeye ihracat gerçekleştirmeyi hedefleniyor.
CinnaGen İlaç CEO'su Ferhat Farşi, "Türkiye'de 2019 yılında üretime başlayacağız. Biyoteknolojik ilaç üreticileri arasında dünyada ilk 10'a girmeyi hedefliyoruz. Türkiye'yi bir AR-GE ve üretim merkezine dönüştüreceğiz" diyor.
20 ÜLKEYE İHRACAT
Bugün dünyada 350 milyar dolarlık hacme sahip olan biyoteknolojik ilaç pazarının 2019 yılında 460 milyar doları bulacağı öngörülüyor. Öte yandan dünyada kullanılan ilaçların yüzde 20'lik kısmını oluşturan biyoteknolojik ilaçların oranının hızlı bir şekilde yüzde 40'ları bulması bekleniyor.
Bu alana kayıtsız kalamayan Türkiye'de 2017'de yaklaşık 1,5 milyar dolarlık biyoteknolojik ilaç satışı yapıldı. Bunların yüzde 94'ü yani neredeyse tamamına yakını ise ithal edilen ilaçlardı. Bu tablo birçok şirket gibi İranlı CinnaGen Group'u da Türkiye'de yatırıma yönlendirdi.
Şirket, Türkiye'de ürettiği biyoteknolojik ilaçları ihraç da edecek. Ferhat Farşi, daha tesisleri üretime geçmediği halde Sri Lanka, Cezayir, Moldova, Bosna Hersek, Ürdün, Senegal, Ekvador ve Fas'a ihracat için anlaşma yaptıklarını söylüyor.
Farşi, önümüzdeki beş yılda 20 ülkeye ihracat yapmayı, 2023'te yeni pazarlarla 100 milyon dolarlık ihracata ulaşmayı hedeflediklerini ifade ediyor. Ferhat Farşi, "Türkiye'den 1,5 milyar dolarlık bir pazara ulaşmayı hedefliyoruz" diye konuşuyor.
AR-GE MERKEZİ AÇACAK
Çağın hastalığı kanserden sinir sistemi hastalığı olan MS'e kadar birçok hastalık için biyoteknolojik ilaç üretecek olan şirket, 2018'de AR-GE çalışmalarına 70 milyon dolarlık bütçe ayırdı. Grup, yıllık cirosunun yüzde 20-30'unu AR-GE çalışmalarına ayırıyor.
Bu rakam endüstri ortalamasının çok üzerinde. Ferhat Farşi, Berlin'de AR-GE ve hücre araştırmaları üzerine çalışan merkezleri olduğunu söyleyen Farşi, "Dünyada Top 20'de yer alan biyoteknolojik ilaçlara sahibiz.
Tahran'da da AR-GE merkezimiz var. Türkiye'de Biyofarmasötiklerle ilgili sadece biyoteknoloji alanında faaliyet gösterecek bir AR-GE merkezini yıl sonuna doğru açacağız" diye konuşuyor.
İHRACAT DEĞERİ YÜKSEK
Ferhat Farşi, Türkiye'nin kilogram başına ihracatının 1,37 dolara gerilediğini, ilaçta ise kilogram başına ihracatın 17 dolar civarında olduğunu belirtiyor.
Biyoteknolojik ilacın kilogram değerinin ise 1 milyon dolar civarında olduğuna dikkat çeken Farşi,"İstediğimiz ivmeyi yakalayabilirsek yakında Türkiye'de 3-4 fabrika daha kurmayı hedefliyoruz. AR-GE üretim üssü olarak Türkiye'yi, Güney Kore gibi biyoteknolojide çok iddialı bir yere getirebiliriz” diyor.