Fas uyruklu Bouchra (Büşra) Labrahmi Çeşmeci, Fransa Cannes'da işletme yönetimi okuduktan sonra 2014'te Türkiye'de yüksek lisansını tamamladı. İstanbul'dan ayrılamayan Çeşmeci, bir Türk ile evlenip ülkemize yerleşti. Sağlık turizmi projelerinin satışında çalıştıktan sonra Paraguas Alüminyum şirketini kurarak girişimci oldu. Şimdi dünyaya açılmak üzere çalışmalar yürütüyor.
Levent Gökmen Demirciler
[email protected]
KOBİ Girişim Şubat 2021 tarihli sayıdan
Eğitim için rotasını Türkiye'ye çevirip evlenip ülkemize yerleşen gençlerin hikayesini son yıllarda sıkça duyar hale geldik. Bunlardan biri de 30 yaşındaki Fas uyruklu Bouchra (Büşra) Labrahmi Çeşmeci. Fransa Cannes'da işletme yönetimi okuduktan sonra 2014 yılında Türkiye'ye gelerek Aydın Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü'nde yüksek lisansını tamamladı.
Fakat İstanbul'dan ayrılamadı. Sağlık turizminde iş buldu. Sonra kulvar değiştirerek The House Residence , Brandium Residence ve Fortis Sinanlı Kadıköy gibi projelerin yurtdışı satışlarında görev aldı. 7Hills Investments ve Real Estate in Turkey şirketlerinin Yönetim Kurulu Başkanı Serhat Çeşmeci ile evlendi.
Paraguas Alüminyum şirketini kuran genç girişimci, İngilizce, Arapça, Türkçe, Fransızca ve İspanyolca olmak üzere beş dil biliyor. Bouchra (Büşra) Labrahmi Çeşmeci ile girişiminin hayat bulma serüvenini konuştuk.
Girişiminizin hayata geçme öyküsünü anlatabilir misiniz?
Sağlık turizminde kendi işimi kurmak istedim ama işler istediğim gibi gitmedi. Sonrasında alüminyum ve gölgelendirme sistemleri alanında üretim ve ticaretini yapan bir firmada 18 ay ihracat müdürü olarak çalıştım. Yurtdışı bağlantıları üstlendim, seyahatlere çıktım.
Bir yılda Avrupa Ülkeleri, Kuzey Afrika Ülkeleri, Körfez Ülkeleri, Balkanlar dahil olmak üzere 15'ten fazla ülkeye seyahat ettim. Kurduğum bağlantılar ve işin gidişatı bana farklı bakış açıları kazandırdı. Pandemide tüm dünyanın eve kapanması işime yaradı. Ne yapmalıyım? Kendi işimi nasıl yaparım? diye düşünürken eşim Serhat Çeşmeci'nin desteğiyle Haziran 2020'de üretim atölyesini kurdum.
Yeni şirketin ismi İspanyolca ‘şemsiye' anlamına gelen ve içinde ‘para' kelimesi geçtiği için Paraguas Alüminyum oldu. İşi kurarken pergola ve modern gölgelendirme sistemlerini imal edebilen Suriye asıllı Yahya isminde bir usta ile tanışıp birlikte hareket etme kararı verdik.
Türkiye'de piyasaların olumsuz gitmesi üzerine ihracata yöneldik. Tekniği ve imalatı Yahya Usta, alım, satış, ihracat, idare ve diğer tüm konuları ben üstlendim. İkimizin de özellikle Arap ülkelerinde ciddi bir portföyümüzün olması yakın coğrafyada yollarımızı açtı. Yaptığımız işlerden memnuniyet yeni müşteriler kazandırdı. Altı ay gibi kısa bir sürede 13 ülkeye yaklaşık 200 bin dolarlık ihracat yaptık.
Hedefleriniz neler?
Hedefimiz 2021 sonunda 5 milyon dolarlık ihracat rakamına ulaşmak ve 20 kişilik bir ekip olmak. Öncelikli hedefimiz para kazanmak değil, ilerlemek ve katma değer üretmek. Örneğin sistemleri güneş enerjisi ile çalışan pergola sistemi yaptık, geliştirmeye uğraşıyoruz.
Ortağım Yahya yenilik peşinde. Süre belirtmiyoruz ama sektörde ilk beşe girmek istiyoruz. Türk olmamam da bazı işleri zorlaştırıyor. Bir iş kadınının sanayide dolaşmak yerine masasında oturmasını bekliyorlar. Oysa üretimin tam kalbinde olup iş bitiminde ürünlerin tıra yüklenmesini takip ederken çocuk gibi seviniyorum.
Sektörünüzden bahseder misiniz?
Türkiye'de sektör tente, branda, gölgelendirme ve alüminyum sistemleri olarak var. Bazı firmalar yenilik yapmak yerine alım satımı ve yurtdışında gördüklerini kopyalamayı tercih ediyor. Yine birçoğu bir kerede para kazanmak istiyor. Satış sonrası diye bir anlayış tam gelişmemiş, verilen sözler tam tutulmuyor.
Herkes ucuzun peşinde. Merdiven altı firmalar düşük fiyatla iş alıyor ve devamı gelmiyor. Buna çok üzülüyorum. Çünkü yapılan işler Türkiye'nin aynası demek. Yabancılar bizi kalitesiz işlerle tanısın istemiyoruz. Sektörde iyiler var ama birbirleri ile irtibatları yok. İtalya ve İspanya bu alanda çok ileri. Firma olarak biz hem onları takip ediyor, hem de kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz.
Ürünleriniz nerelerde kullanılıyor?
Yazlık evlerden yeni projelere, teraslardan turistik tesislere, restoranlardan nitelikli yapılara kadar çok fazla kullanım alanı bulunuyor. Bahçelerde, teras katlarda ve balkonlarda pergola kullanımı yaygınlaşıyor. Kış bahçeleri gibi alanlarda son kullanıcıya hitap ediyor.
Projeler bittikten sonra ek olarak yaptırılıyor ve evlere değer katıyor. Pandemi ile dış alan kullanımı artınca özellikle ticari ünitelerde mekan bölme işleri bu alanı ilgilendirir oldu. Giyotin, rolling roof, biyoklimatik, çift cam, katlanır cam ve pergola sistemleri kullanılıyor.
O kadar ileri ki sistemler... Cep telefonu uygulamaları ile dünyanın her yerinden sistemleri yönetebiliyorsunuz. Ayrıca çöllere istenen boyutta aktivite çadırları bile kurabiliyoruz. Örneğin Libya'ya ihraç ettiğimiz her birisi 150-200'er metrekarelik 6 büyük çadırı biz yolladık ve orada sahra hastanesi olarak kullanıldı.
Üretiminizi kendiniz yapıyorsunuz. Kimlere, nerelere satışınız var?
İmalata başlarken ödemenin yarısını almak zorundayız. Ödeme sorunundan dolayı yurtiçiyle çalışmayı tercih etmiyoruz. Büyüdükçe düşüneceğiz bu tarafı.
Mesaimiz yurtdışından yana. Kaliteli ve nitelikli ürünlerle Türkiye'yi iyi tanıtmak istiyoruz. Azerbaycan, Türki Cumhuriyetler, Bosna Hersek gibi ülkelere açılacağız. Ortadoğu, Afrika ve Avrupa'da belli ülkeleri seçtik. Oralara ağırlık vereceğiz. Örneğin, Malta küçük bir ülke ama potansiyeli çok yüksek., tam bir gelişim aksı.
Kendi ülkeniz olan Fas ile ilgili bir planınız var mı?
Fas piyasasında uygun fiyat deyince akla Türk ve Çin malları gelir. Biz Türk malını tercih ederiz. Türkiye benim ikinci vatanım. İki ülke arasında güçlü bir ticaret köprüsü kuracağım.
Sadece kendi alanımda değil, ihtiyaç duyulan her konuda iki ülkeye de kazandıracağım. İşimin dışına çıkmak istemiyorum ama müşterinin başka isteği olursa geri çevirmiyoruz. İş bitirmek için pencere, kapı, ıslak zemin gibi ihtiyaç duyulan istekleri de karşılıyoruz.
Cephe sistemleri yapabiliyoruz. Bu alanda işleri paylaşır ve herkesle proje ortaklığı yapabiliriz. Aldığımız işleri farklı ülkelerdeki distribütörlerimiz ile paylaşarak çözüyoruz. Bu tip projelerde tamamen Türk inşaat malzemesi kullanıyoruz.
Distribütörlük çalışmalarınız da var. Bu konuda neler hedefliyorsunuz?
Evet. 2020 Aralık ayında Mısır'a ilk distribütörlüğümüzü verdik. İki ülke birleşse, Türki Cumhuriyetler ve Macaristan'da eklendiğinde yakın coğrafyada 800 milyondan fazla insana hitap ederiz. Çünkü Afrika inanılmaz gelecek vaat ediyor. Pazar Tanca Limanı'ndan başlıyor.
Cebelitarık'ın altından tren yolu yapılması düşünülüyor. Dolayısı ile Fas'tan tüm Afrika'ya Türk Malı satabiliriz. Bunu hedefliyorum. Salgından sonra Kuzey Afrika ülkelerine seyahate gideceğim. Tercihimiz yerli malı ama can alıcı malzemelerin bir kısmı ithal.
İthal kumaş kullanıyoruz, daha çok İtalya'dan. İhraç mallarında müşteri Türk kumaşı istemiyor. İmalatta kumaş ile profilleri birleştiren fitil sistemi, yerli kumaşlara yapışmıyor. Ürünler uzun ömürlü olmuyor. Rengi atıyor ve hava şartlarına göre parçalanıyor. Bu nedenlerle siparişlerde istenmiyor. Kumaş ve motor dışında tüm aksesuarlarda Türk malı varsa onu tercih ediyoruz. Tabi sanayinin de kendini geliştirmesi ve bir şeyler yapması gerekiyor.
Önümüzdeki dönem için ajandanızda başka ne var?
Yeni iş arkadaşları ile büyüyeceğiz. İşe mimar alıp cephe sistemleri geliştireceğiz. Bizim işimiz ince işçilik gerektiren ve sürekli müşteri ile irtibatta bulunulması gereken bir alan. Biz son kontrolü bile üç kere yaparız. Montajı müşteriye görüntülü olarak telefonda anlatıyorum. Satış sonrasına önem vermek ve bu alanda iyi olmak istedim. En başta beni hırslandıran bu oldu zaten.
"Artık Avrupa Çin'den mal almıyor"
“Pandemi süreci ve sonrasında hiçbir ülke Çin’e ulaşamadı, mal alamadı ve alınacak mallara güvenmedi. Artık Avrupa Çin’den mal almıyor, Türkiye’den mal istiyor. Herkes Türkiye’ye yüklendi.
Şu an alüminyum üreten Türk fabrikalardaki talebe yetişilemiyor. Kapasite fazlası çalışmalarına rağmen, mal almakta uzun kuyruklar oluşuyor. Türkiye bu talebi beklemiyordu. Fiyatlarda fahiş yükseliş oldu. Bu da her şeyde olduğu gibi ürün fiyatlarına yansıdı.”
Levent Gökmen Demirciler
[email protected]
KOBİ Girişim Şubat 2021 tarihli sayıdan
Eğitim için rotasını Türkiye'ye çevirip evlenip ülkemize yerleşen gençlerin hikayesini son yıllarda sıkça duyar hale geldik. Bunlardan biri de 30 yaşındaki Fas uyruklu Bouchra (Büşra) Labrahmi Çeşmeci. Fransa Cannes'da işletme yönetimi okuduktan sonra 2014 yılında Türkiye'ye gelerek Aydın Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü'nde yüksek lisansını tamamladı.
Fakat İstanbul'dan ayrılamadı. Sağlık turizminde iş buldu. Sonra kulvar değiştirerek The House Residence , Brandium Residence ve Fortis Sinanlı Kadıköy gibi projelerin yurtdışı satışlarında görev aldı. 7Hills Investments ve Real Estate in Turkey şirketlerinin Yönetim Kurulu Başkanı Serhat Çeşmeci ile evlendi.
Paraguas Alüminyum şirketini kuran genç girişimci, İngilizce, Arapça, Türkçe, Fransızca ve İspanyolca olmak üzere beş dil biliyor. Bouchra (Büşra) Labrahmi Çeşmeci ile girişiminin hayat bulma serüvenini konuştuk.
Girişiminizin hayata geçme öyküsünü anlatabilir misiniz?
Sağlık turizminde kendi işimi kurmak istedim ama işler istediğim gibi gitmedi. Sonrasında alüminyum ve gölgelendirme sistemleri alanında üretim ve ticaretini yapan bir firmada 18 ay ihracat müdürü olarak çalıştım. Yurtdışı bağlantıları üstlendim, seyahatlere çıktım.
Bir yılda Avrupa Ülkeleri, Kuzey Afrika Ülkeleri, Körfez Ülkeleri, Balkanlar dahil olmak üzere 15'ten fazla ülkeye seyahat ettim. Kurduğum bağlantılar ve işin gidişatı bana farklı bakış açıları kazandırdı. Pandemide tüm dünyanın eve kapanması işime yaradı. Ne yapmalıyım? Kendi işimi nasıl yaparım? diye düşünürken eşim Serhat Çeşmeci'nin desteğiyle Haziran 2020'de üretim atölyesini kurdum.
Yeni şirketin ismi İspanyolca ‘şemsiye' anlamına gelen ve içinde ‘para' kelimesi geçtiği için Paraguas Alüminyum oldu. İşi kurarken pergola ve modern gölgelendirme sistemlerini imal edebilen Suriye asıllı Yahya isminde bir usta ile tanışıp birlikte hareket etme kararı verdik.
Türkiye'de piyasaların olumsuz gitmesi üzerine ihracata yöneldik. Tekniği ve imalatı Yahya Usta, alım, satış, ihracat, idare ve diğer tüm konuları ben üstlendim. İkimizin de özellikle Arap ülkelerinde ciddi bir portföyümüzün olması yakın coğrafyada yollarımızı açtı. Yaptığımız işlerden memnuniyet yeni müşteriler kazandırdı. Altı ay gibi kısa bir sürede 13 ülkeye yaklaşık 200 bin dolarlık ihracat yaptık.
Hedefleriniz neler?
Hedefimiz 2021 sonunda 5 milyon dolarlık ihracat rakamına ulaşmak ve 20 kişilik bir ekip olmak. Öncelikli hedefimiz para kazanmak değil, ilerlemek ve katma değer üretmek. Örneğin sistemleri güneş enerjisi ile çalışan pergola sistemi yaptık, geliştirmeye uğraşıyoruz.
Ortağım Yahya yenilik peşinde. Süre belirtmiyoruz ama sektörde ilk beşe girmek istiyoruz. Türk olmamam da bazı işleri zorlaştırıyor. Bir iş kadınının sanayide dolaşmak yerine masasında oturmasını bekliyorlar. Oysa üretimin tam kalbinde olup iş bitiminde ürünlerin tıra yüklenmesini takip ederken çocuk gibi seviniyorum.
Sektörünüzden bahseder misiniz?
Türkiye'de sektör tente, branda, gölgelendirme ve alüminyum sistemleri olarak var. Bazı firmalar yenilik yapmak yerine alım satımı ve yurtdışında gördüklerini kopyalamayı tercih ediyor. Yine birçoğu bir kerede para kazanmak istiyor. Satış sonrası diye bir anlayış tam gelişmemiş, verilen sözler tam tutulmuyor.
Herkes ucuzun peşinde. Merdiven altı firmalar düşük fiyatla iş alıyor ve devamı gelmiyor. Buna çok üzülüyorum. Çünkü yapılan işler Türkiye'nin aynası demek. Yabancılar bizi kalitesiz işlerle tanısın istemiyoruz. Sektörde iyiler var ama birbirleri ile irtibatları yok. İtalya ve İspanya bu alanda çok ileri. Firma olarak biz hem onları takip ediyor, hem de kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz.
Ürünleriniz nerelerde kullanılıyor?
Yazlık evlerden yeni projelere, teraslardan turistik tesislere, restoranlardan nitelikli yapılara kadar çok fazla kullanım alanı bulunuyor. Bahçelerde, teras katlarda ve balkonlarda pergola kullanımı yaygınlaşıyor. Kış bahçeleri gibi alanlarda son kullanıcıya hitap ediyor.
Projeler bittikten sonra ek olarak yaptırılıyor ve evlere değer katıyor. Pandemi ile dış alan kullanımı artınca özellikle ticari ünitelerde mekan bölme işleri bu alanı ilgilendirir oldu. Giyotin, rolling roof, biyoklimatik, çift cam, katlanır cam ve pergola sistemleri kullanılıyor.
O kadar ileri ki sistemler... Cep telefonu uygulamaları ile dünyanın her yerinden sistemleri yönetebiliyorsunuz. Ayrıca çöllere istenen boyutta aktivite çadırları bile kurabiliyoruz. Örneğin Libya'ya ihraç ettiğimiz her birisi 150-200'er metrekarelik 6 büyük çadırı biz yolladık ve orada sahra hastanesi olarak kullanıldı.
Üretiminizi kendiniz yapıyorsunuz. Kimlere, nerelere satışınız var?
İmalata başlarken ödemenin yarısını almak zorundayız. Ödeme sorunundan dolayı yurtiçiyle çalışmayı tercih etmiyoruz. Büyüdükçe düşüneceğiz bu tarafı.
Mesaimiz yurtdışından yana. Kaliteli ve nitelikli ürünlerle Türkiye'yi iyi tanıtmak istiyoruz. Azerbaycan, Türki Cumhuriyetler, Bosna Hersek gibi ülkelere açılacağız. Ortadoğu, Afrika ve Avrupa'da belli ülkeleri seçtik. Oralara ağırlık vereceğiz. Örneğin, Malta küçük bir ülke ama potansiyeli çok yüksek., tam bir gelişim aksı.
Kendi ülkeniz olan Fas ile ilgili bir planınız var mı?
Fas piyasasında uygun fiyat deyince akla Türk ve Çin malları gelir. Biz Türk malını tercih ederiz. Türkiye benim ikinci vatanım. İki ülke arasında güçlü bir ticaret köprüsü kuracağım.
Sadece kendi alanımda değil, ihtiyaç duyulan her konuda iki ülkeye de kazandıracağım. İşimin dışına çıkmak istemiyorum ama müşterinin başka isteği olursa geri çevirmiyoruz. İş bitirmek için pencere, kapı, ıslak zemin gibi ihtiyaç duyulan istekleri de karşılıyoruz.
Cephe sistemleri yapabiliyoruz. Bu alanda işleri paylaşır ve herkesle proje ortaklığı yapabiliriz. Aldığımız işleri farklı ülkelerdeki distribütörlerimiz ile paylaşarak çözüyoruz. Bu tip projelerde tamamen Türk inşaat malzemesi kullanıyoruz.
Distribütörlük çalışmalarınız da var. Bu konuda neler hedefliyorsunuz?
Evet. 2020 Aralık ayında Mısır'a ilk distribütörlüğümüzü verdik. İki ülke birleşse, Türki Cumhuriyetler ve Macaristan'da eklendiğinde yakın coğrafyada 800 milyondan fazla insana hitap ederiz. Çünkü Afrika inanılmaz gelecek vaat ediyor. Pazar Tanca Limanı'ndan başlıyor.
Cebelitarık'ın altından tren yolu yapılması düşünülüyor. Dolayısı ile Fas'tan tüm Afrika'ya Türk Malı satabiliriz. Bunu hedefliyorum. Salgından sonra Kuzey Afrika ülkelerine seyahate gideceğim. Tercihimiz yerli malı ama can alıcı malzemelerin bir kısmı ithal.
İthal kumaş kullanıyoruz, daha çok İtalya'dan. İhraç mallarında müşteri Türk kumaşı istemiyor. İmalatta kumaş ile profilleri birleştiren fitil sistemi, yerli kumaşlara yapışmıyor. Ürünler uzun ömürlü olmuyor. Rengi atıyor ve hava şartlarına göre parçalanıyor. Bu nedenlerle siparişlerde istenmiyor. Kumaş ve motor dışında tüm aksesuarlarda Türk malı varsa onu tercih ediyoruz. Tabi sanayinin de kendini geliştirmesi ve bir şeyler yapması gerekiyor.
Önümüzdeki dönem için ajandanızda başka ne var?
Yeni iş arkadaşları ile büyüyeceğiz. İşe mimar alıp cephe sistemleri geliştireceğiz. Bizim işimiz ince işçilik gerektiren ve sürekli müşteri ile irtibatta bulunulması gereken bir alan. Biz son kontrolü bile üç kere yaparız. Montajı müşteriye görüntülü olarak telefonda anlatıyorum. Satış sonrasına önem vermek ve bu alanda iyi olmak istedim. En başta beni hırslandıran bu oldu zaten.
"Artık Avrupa Çin'den mal almıyor"
“Pandemi süreci ve sonrasında hiçbir ülke Çin’e ulaşamadı, mal alamadı ve alınacak mallara güvenmedi. Artık Avrupa Çin’den mal almıyor, Türkiye’den mal istiyor. Herkes Türkiye’ye yüklendi.
Şu an alüminyum üreten Türk fabrikalardaki talebe yetişilemiyor. Kapasite fazlası çalışmalarına rağmen, mal almakta uzun kuyruklar oluşuyor. Türkiye bu talebi beklemiyordu. Fiyatlarda fahiş yükseliş oldu. Bu da her şeyde olduğu gibi ürün fiyatlarına yansıdı.”