Çin, ABD ve Avrupa'daki bilim insanları tarafından hazırlanan ve Ulusal Bilimler Akademisi'nin dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, dünya genelinde sera gazı emisyonlarındaki artışın devam etmesi, insanlığı daha önce görülmemiş bir krizle karşı karşıya bırakabilir.
Araştırmaya göre, insan etkisiyle oluşan sera gazı emisyonlarının artışı sonucunda ortalama bir kişinin yaşadığı sıcaklık 2070 yılında 7,5 derece artacak.
Bu durum, 50 yıl sonra dünyadaki tahmini nüfusun yaklaşık yüzde 30'unun, sıcaklığın ortalama 29 derece olduğu bölgelerde yaşaması anlamına geliyor. Söz konusu iklim koşullarına sahip tek yerin küresel kara yüzeyinin yalnızca yüzde 0,8'ini oluşturan Sahra Çölü'nün sıcak bölgeleri olduğu dikkate alındığında, sera gazı emisyonları azaltılmazsa 2070 yılında, gezegenin kara yüzeyinin yüzde 19'u bu iklim koşullarında olacak.
"TEK ÇÖZÜM EMİSYONLARIN HIZLA AZALTILMASI"
Araştırmaya göre, sera gazı emisyonlarının hızla azaltılması söz konusu sıcak koşullara maruz kalacak insan sayısını yarıya indirebilir.
Çalışmanın koordinasyonunu sağlayan araştırmacılardan Wageningen Üniversitesi Profesörü Marten Scheffer, araştırmanın sonuçlarının iklim değişikliğinin de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına benzer şekilde dünyayı değiştirebileceğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Değişimin hızı daha yavaş şekilde ortaya çıkabilir. Ancak küresel salgından farklı olarak, gezegenin büyük bölümünün hayatta kalmanın zor olduğu seviyelerde ısınması ve tekrar soğuyamamaması nedeniyle krizin sonlanmasını sağlayacak bir çözüm bulunamayabilir. Bu durum, yıkıcı nitelikteki doğrudan etkilerinin yanı sıra toplumların oluşabilecek yeni küresel salgınlar gibi krizlerle başa çıkma kapasitesini de azaltıyor. Bunun gerçekleşmesini engelleyebilecek tek çözüm emisyonların hızla azaltılmasıdır."
Exeter Üniversitesi Küresel Sistemler Enstitüsü Direktörü ve İklim Uzmanı Tim Lenton ise küresel ısınmanın engellenmesiyle olası etkilerin büyük ölçüde azaltılabileceğine işaret ederek, "Senaryolarımız, mevcut seviyenin üzerinde gerçekleşen her bir derecelik ısınmanın, bir milyar insanın sıcaklığın dayanılamayacak seviyenin üzerine çıktığı iklim koşullarında yaşaması anlamına geldiğini gösteriyor. Günümüzde, sera gazı emisyonlarının önüne geçmeyi yalnızca parasal terimlerle değil, insani değerlerle ifade edebilmemiz önem arz ediyor." değerlendirmesinde bulundu.
Araştırmaya göre, insan etkisiyle oluşan sera gazı emisyonlarının artışı sonucunda ortalama bir kişinin yaşadığı sıcaklık 2070 yılında 7,5 derece artacak.
Bu durum, 50 yıl sonra dünyadaki tahmini nüfusun yaklaşık yüzde 30'unun, sıcaklığın ortalama 29 derece olduğu bölgelerde yaşaması anlamına geliyor. Söz konusu iklim koşullarına sahip tek yerin küresel kara yüzeyinin yalnızca yüzde 0,8'ini oluşturan Sahra Çölü'nün sıcak bölgeleri olduğu dikkate alındığında, sera gazı emisyonları azaltılmazsa 2070 yılında, gezegenin kara yüzeyinin yüzde 19'u bu iklim koşullarında olacak.
"TEK ÇÖZÜM EMİSYONLARIN HIZLA AZALTILMASI"
Araştırmaya göre, sera gazı emisyonlarının hızla azaltılması söz konusu sıcak koşullara maruz kalacak insan sayısını yarıya indirebilir.
Çalışmanın koordinasyonunu sağlayan araştırmacılardan Wageningen Üniversitesi Profesörü Marten Scheffer, araştırmanın sonuçlarının iklim değişikliğinin de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına benzer şekilde dünyayı değiştirebileceğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Değişimin hızı daha yavaş şekilde ortaya çıkabilir. Ancak küresel salgından farklı olarak, gezegenin büyük bölümünün hayatta kalmanın zor olduğu seviyelerde ısınması ve tekrar soğuyamamaması nedeniyle krizin sonlanmasını sağlayacak bir çözüm bulunamayabilir. Bu durum, yıkıcı nitelikteki doğrudan etkilerinin yanı sıra toplumların oluşabilecek yeni küresel salgınlar gibi krizlerle başa çıkma kapasitesini de azaltıyor. Bunun gerçekleşmesini engelleyebilecek tek çözüm emisyonların hızla azaltılmasıdır."
Exeter Üniversitesi Küresel Sistemler Enstitüsü Direktörü ve İklim Uzmanı Tim Lenton ise küresel ısınmanın engellenmesiyle olası etkilerin büyük ölçüde azaltılabileceğine işaret ederek, "Senaryolarımız, mevcut seviyenin üzerinde gerçekleşen her bir derecelik ısınmanın, bir milyar insanın sıcaklığın dayanılamayacak seviyenin üzerine çıktığı iklim koşullarında yaşaması anlamına geldiğini gösteriyor. Günümüzde, sera gazı emisyonlarının önüne geçmeyi yalnızca parasal terimlerle değil, insani değerlerle ifade edebilmemiz önem arz ediyor." değerlendirmesinde bulundu.