USD/TRY
Döviz Çevirici
TRY
USD
EUR
Hesapla

Louvre Müzesi'ndeki soygunda 1976 detayı: Tesadüf mü, kopya mı?

Dünyanın gündeminde Paris'teki ünlü Louvre müzesinde yaşanan 7 dakikalık soygun var. Fransız emniyeti ve istihbaratı soyguncuların peşinde.


Louvre Müzesi'ndeki soygunda 1976 detayı: Tesadüf mü, kopya mı?

Dünyanın en çok ziyaret edilen müzesi olan ve sadece 2024 yılında 8,7 milyon ziyaretçiye ev sahipliği yapan Louvre Müzesi'ndeki soygun tüm Fransa'yı şoke etmiş durumda. Uzmanlardan ise dikkat çeken yorumlar var:

1 AKILLARA 1976 YILINI GETİRDİ

AKILLARA 1976 YILINI GETİRDİ

Le Figaro TV’de konuşan kriminolog Alain Bauer, müzedeki güvenliğin 'akıcılık' yani ziyaretçi akışının kolaylığı uğruna feda edilmesini eleştiriyor. 

Bauer,"Dün açık pencereye yapılan yakın çekimi dikkatle izlerken, o pencerenin 1976’dan beri değiştirilip değiştirilmediğini merak ettim! 1976’da, X. Charles’ın kılıcı aynı salondan, aynı koşullarda ve aynı pencereden çalınmıştı. Not olarak belirtmek gerekir ki, o eser hâlâ bulunamadı. O tarihten bu yana, müzelerde hırsızlıklar maalesef sıkça yaşanıyor" diyor.

Alain Bauer ayrıca şunu da ekliyor: “Louvre’un güvenlik planı 30 yıldır yangın güvenliği koşullarını göz ardı ediyor. Malların korunması açısından durum daha da kötü.”

2 1976'DA NE OLMUŞTU?

1976'DA NE OLMUŞTU?

Pazar günü yaşanan soygun ile 1976'da yine aynı salonda yani Apollon Galerisi'nde yaşanan soygunun benzerliği gerçekten de çok dikkat çekiyor. New York Times, 1976 tarihli sayısında o dönem yaşanan soygunu şöyle haberleştirmiş:

Bugün şafak vakti üç maskeli hırsız Louvre Müzesi’ne girerek, Kral X. Charles’a ait paha biçilemez elmaslarla süslü kılıcı vitrinden çaldı.

Müze sözcüsünün açıklamasına göre, hırsızlar sarayın cephesini temizleyen işçiler tarafından kurulan metal iskelenin üzerine tırmandı ve ikinci kattaki parmaklıksız pencereleri kırarak içeri girdi. Cam vitrini kıran hırsızlar, Fransız Kralı’na ait kılıcı alıp, üzengilerini ve eyerini geride bıraktı.

Sözcü, 1824’te Frederic Bapst tarafından Charles’ın taç giyme töreni için yapılan bu kılıcın “tarihi önemi nedeniyle herhangi bir maddi değerle ölçülemeyeceğini” belirtti. Sözcüye göre hırsızlar bu tür bir nesneyi satamazdı, ancak üzerindeki elmasları söküp hızlıca elden çıkarabilirlerdi.

Hırsızlar iki güvenlik görevlisini sopayla dövüp Fransa’nın taç mücevherlerinin sergilendiği Apollo Salonu’na koştu. Gürültüden haberdar olan üçüncü bir güvenlik görevlisi ise hemen polisi aradı. Otomatik alarm sistemi, hırsızların müzede kalıp başka eserleri aramasını engelledi ve onlar da geldikleri yoldan kaçtılar.

3 SADECE AN MESELESİYDİ

SADECE AN MESELESİYDİ

Çalınan sanat eserlerini bulma konusunda uzman olan Christopher Marinello ise Louvre’un hedef alınmasının “sadece bir zaman meselesi” olduğunu ve sırada Birleşik Krallık’taki müzelerin olabileceğini söylüyor.

Marinello’ya göre çeteler artık cesaretlenmiş durumda. Marinello bu sorunun yalnızca Paris’le sınırlı olmadığını söylüyor ve şu yorumları yapıyor: "Avrupa’nın dört bir yanında faaliyet gösteren çeteler var ve onları durdurmak için yeterince şey yapılmıyor… Bu sadece bir zaman meselesiydi. Daha küçük müzeleri hedef alıyorlardı. Eğer Louvre’u soyabildilerse, her yeri soyabilirler".

4 KÜLTÜREL MİRASA ZERRE ÖNEM VERMİYORLAR

KÜLTÜREL MİRASA ZERRE ÖNEM VERMİYORLAR

Marinello, çetelerin altınları “sadece eritmek için”, elmasları ise maddi değerleri için hedef aldığını; “eserlerin bütünlüğüne ve yok ettikleri kültürel mirasa zerre önem vermediklerini” söylüyor.

5 NAPOLYON'A AİT OLUP OLMAMASIYLA İLGİLENMİYORLAR

NAPOLYON'A AİT OLUP OLMAMASIYLA İLGİLENMİYORLAR

Marinello, kurumların acilen uyanması gerektiğini söylüyor: Bu nesneler için kasa inşa etmeye başlamalılar; aksi halde çalınacak, eritilecek ve Lamborghini ya da uyuşturucu almak için kullanılacaklar. Küçük müzeler bunu yapamıyorsa belki de koleksiyonlarını, güvenliği daha güçlü müzelere devretmeli. Bir eserin III. Napolyon’a ait olup olmamasıyla ilgilenmiyorlar. Bu onlar için hiçbir şey ifade etmiyor. Tek önemsedikleri şey hızlı para.

6 'CEZALAR CAYDIRICI DEĞİL'

'CEZALAR CAYDIRICI DEĞİL'

Marinello, Louvre’un güçlü güvenlik önlemlerine rağmen hedef alınmasının, çetelerin “giderek daha cüretkâr” hale geldiğini gösterdiğini belirtti ve şunları söyledi: Sistem işlemiyor… Cezalar yeterince caydırıcı değil… Polisler hayal kırıklığı içinde, savcılar da aynı şeyi söylüyor çünkü bu insanları koyacak yer yok.”

Sanat kurtarma uzmanı, müzelerin bütçe kesintileri nedeniyle daha savunmasız hale geldiğini, suçluların da bunun farkında olduğunu ve “ödüllerin risklerden açıkça daha cazip hale geldiğini” vurguladı.

7 İSVİÇRELİ UZMANIN İKİ TEORİSİ

İSVİÇRELİ UZMANIN İKİ TEORİSİ

İsviçreli sanat hukuku uzmanı Andrea Raschèr İsviçre gazetesi Blick'te dikkati iki gruba çekmiş ve "Söz konusu olabilecek kişiler örneğin eski özel kuvvetler üyeleri ya da organize suç içindeki büyük ailelerin mensupları olabilir. Bu büyük olasılıkla içeriden biri tarafından organize edilmiş bir işti. Hırsızların şantiye üzerinden müzeye girmiş olması, grubun yardım aldığını güçlü biçimde gösteriyor. Bu yardım müzede çalışan birinden ya da inşaat firmalarından biri aracılığıyla gelmiş olabilir" diyor.

Çetenin profesyonelliğine rağmen Raschèr, yakalanabilecekleri konusunda umutlu: "Kritik faktör her zaman insandır. Bir grubun içinde her zaman zayıf bir halka vardır ve o kişi hata yaptığında bu tutuklamaya yol açabilir".

8 DAKİKA DAKİKA SOYGUN / SAAT 09:30

DAKİKA DAKİKA SOYGUN / SAAT 09:30

CNN'nin derlemesine göre saat 09.00 sularında Louvre 30 dakikadır ziyarete açıktı. Polis, Paris’in merkezindeki Quai François Mitterrand’da bulunan bir görgü tanığından, Louvre’un dışında şüpheli kişilerin bulunduğuna dair bir ihbar aldı. Motosiklet kaskı takan iki kişi scooterlarla olay yerine gelirken, sarı ve turuncu yelek giymiş diğer iki kişi yük asansörü bulunan bir kamyonun içinde oturuyordu. Yerel polis ekipleri bölgeye sevk edildi.

9 SAAT 09.34

SAAT 09.34

Hırsızlar, bölgeyi trafik konileriyle çevreleyip güvenli hale getirdikten sonra yük asansörünü çalıştırdı. Ardından iki kişi, bir merdivenle ikinci kattaki balkona tırmandı. Sarı yelek giyen bu kişiler, elde taşınan bir kesme ve spiral kullanarak pencereyi kırdı ve Apollo Galerisi’ne girdi. Louvre’un en görkemli salonlarından biri olan bu galeri, Fransız kraliyet mücevherleri de dâhil olmak üzere paha biçilemez eserleri barındırıyor.

10 SAAT 09.37

SAAT 09.37

Kırılan vitrinler alarmı tetikledi. Galeride bulunan beş müze çalışanı “güvenlik protokolünü” devreye sokarak kolluk kuvvetlerine haber verdi. Paha biçilmez eserleri çalan hırsızlar, kırık pencereden kaçarak merdivenden aşağı indi ve scooterlarla kaçtı. 
 

11 İÇERİDE 4 DAKİKA KALDILAR

İÇERİDE 4 DAKİKA KALDILAR

Fransız polisi, hırsızların içeride dört dakika kaldıklarını ve saat 09.38'de dışarıda bekleyen iki scooter'a binerek kaçtıklarını bildirdi. Kültür Bakanlığı, soyguncuların dışarıda araçlarını ateşe vermeye çalıştığını ancak müze çalışanlarının müdahalesiyle engellendiğini söyledi.

12 ZAMANLA YARIŞ

ZAMANLA YARIŞ

Art Recovery International’ın CEO’su Chris Marinello, Fransız yetkililerin zamana karşı yarıştığını söyledi. Ona göre taçlar kolayca parçalanabilir ve küçük parçalar hâlinde satılabilir. Marinello, hırsızların bu mücevherleri olduğu gibi tutmayacağını; aksine onları parçalara ayırarak değerli metalleri eriteceğini, taşları yeniden keseceğini ve böylece izlerini gizlemeye çalışacaklarını söylüyor.

13 'MONA LİSA'NIN ÇALINMASINDAN BİLE AĞIR'

'MONA LİSA'NIN ÇALINMASINDAN BİLE AĞIR'

Eric Anceau, Lorraine Üniversitesi’nde çağdaş tarih profesörü. Le Monde'un haberine göre 19. yüzyıl Fransa ve Avrupa tarihi, özellikle de II. İmparatorluk Dönemi ve III. Napoléon üzerine uzman.

Anceau şu yorum yapılıyor:

"Bu hırsızlık, dünyanın en ünlü müzesinde gerçekleştiği için yalnızca Fransa’da değil, tüm dünyada derin bir yankı uyandırdı. Tıpkı 2019’daki Notre-Dame yangını gibi. Ancak fark şu: Notre-Dame felaketinden sonra olağanüstü bir seferberlik ve yeniden inşa süreci yaşanmıştı. Ne yazık ki bu son hırsızlık olayı telafisi mümkün olmayan bir kayıp olabilir".

"Louvre geçmişte de birkaç kez hırsızlığa uğramıştı, ancak bu olay en ciddi olanı. Hatta 1911’deki Mona Lisa hırsızlığını bile aşıyor; çünkü o zaman Leonardo da Vinci’nin tablosu iki yıl sonra bulunmuştu ve Mona Lisa henüz bugünkü ününe sahip değildi. Oysa pazar günü çalınan mücevherlerin sembolik değeri çok daha yüksek".

14 NELER ÇALINDI?

NELER ÇALINDI?

Le Parisien’e göre hırsızlar Napolyon ve İmparatoriçe Eugénie’ye ait dokuz mücevheri çaldı. Ancak bir tanesi, kaçış sırasında müze çevresinde bulundu. Le Parisien'e göre çalınan tarihi eserler şöyle:

  • Kraliçe Marie-Amélie ve Kraliçe Hortense’e ait takı setinin taç kısmı
  • Aynı setin safir gerdanlığı
  • Aynı setin safir küpesi
  • Marie-Louise’in takı setine ait zümrüt kolye
  • Aynı setin zümrüt küpe çifti
  • “Relik broş” olarak bilinen bir broş
  • İmparatoriçe Eugénie’nin tacı
  • İmparatoriçe Eugénie’nin göğüs broşu

15 ÇALINAN TAÇ BULUNMUŞTU

ÇALINAN TAÇ BULUNMUŞTU

Fransa Kültür Bakanı Rachida Dati, Louvre Müzesi'nden çalınan eserlerden birinin soygun mahalline yakın bir yerde bulunduğunu bildirdi. Dati, "Mücevher soygun mahalline yakın bir yerde düşürülmüş" ifadelerini kullanırken, bulunan parçanın "inceleme altında" olduğunu belirtti.

Le Parisien'e göre bulunan eser İmparatoriçe Eugénie’nin tacı. Taç, 1.354 elmas ve 56 zümrütten oluşuyor. Hırsızların Louvre’un “İkinci İmparatorluk’un görkeminin sembolü” olarak tanımladığı bu tacı düşürdüğü sanılıyor.

Habere göre İmparatoriçe Eugénie’nin tacı, ünlü müzenin yakınlarında, kutusuyla birlikte ancak hasar görmüş halde bulundu. Napolyon III’ün eşi Eugénie’nin tacı, Fransız imparatorluk döneminin zarafet sembollerinden biri olarak kabul ediliyor.

16 BİR DÖNEM MONA LİSA DA ÇALINMIŞTI

BİR DÖNEM MONA LİSA DA ÇALINMIŞTI

Louvre Müzesi uzun yıllar önce de soygun haberleriyle gündeme gelmişti. En ünlüsü 1911’de Leonardo da Vinci’nin başyapıtı Mona Lisa’nın çalınmasıydı. Tablo o dönem bu kadar ünlü değildi. Şaşırtıcı derecede kolay bir şekilde çalınmıştı. Peki, nasıl?

Mona Lisa'yı çalan İtalyan Vincenzo Peruggia idi. Louvre Müzesi tarafından, bazı ünlü eserler için koruyucu cam kutular hazırlaması amacıyla işe alınmıştı. Eserler arasında Mona Lisa da vardı. CNN'e göre bir gece müzede bir dolabın içine saklandı sonra tabloyu yerinden çıkardı, iş önlüğünün altına gizledi ve binadan elini kolunu sallayarak çıkmak üzereyken kapının kilitli olduğunu fark etti.  O sırada oradan geçen bir tesisatçı kendi anahtarıyla kapıyı açınca işi artık çok kolaylaşmıştı.

Tablonun kaybolduğu 24 saat sonra anlaşılabildi, çünkü o dönemde eserler sık sık fotoğraf ya da temizlik için yerlerinden alınıyordu. Güvenlik çok çok zayıftı.

Tablo, yaklaşık 2 yıl sonra Peruggia'nın Floransa'daki otel odasında bulundu. 32 yaşındaki Peruggia, tablonun “İtalya’ya ait olduğu” gerekçesiyle onu ülkesine geri götürdüğünü savundu.

Mona Lisa ise bugün hala Louvre Müzesi'nde kurşun geçirmez camların arkasında sergileniyor. Dünyanın en ünlü tablosu olan Mona Lisa, her yıl milyonlarca kişi tarafından ziyaret ediliyor.

1998'DEKİ HIRSIZLIK

Müzede 1998’de ise 19. yüzyıl sanatçısı Camille Corot’ya ait bir tablo çalındı. Eser kimse fark etmeden duvardan sökülüp alınmıştı. Tablo hâlâ bulunamadı.

0
EKONOMİST YENİ SAYI
Ekonomist Dergisini takip etmek için abone olun.
ABONE OL