Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Bölgesel Başekonomisti Kelly, Türkiye'nin dirençli bir ekonomiye sahip olduğunu belirterek, "Şoklardan oldukça hızlı çıktığını düşünüyorum. Bu, 2009 ve 2016'da gördüğümüz bir şey. Aynı şeyi geçen yıl da gördük." dedi.
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Bölgesel Başekonomisti Roger Kelly, AA muhabirine yaptığı açıklamada, salgının Türkiye ekonomisi üzerindeki olası etkileri nedeniyle 2020'nin başında büyüme öngörülerini önce düşürdüklerini, yılın devamında ise yeniden yukarı yönlü revize ettiklerini söyledi.
Roger, "Türkiye'nin oldukça dirençli bir ekonomiye sahip olduğu doğru. Şoklardan oldukça hızlı çıktığını düşünüyorum. Bu, küresel mali krizin ardından 2009'da ve ayrıca darbe girişiminin ardından 2016'da gördüğümüz bir şey. Kesinlikle aynı şeyi geçen yıl da gördük, ekonomi koronavirüs şokundan hızlıca çıktı." diye konuştu.
Ekonominin yeniden büyümeye geçmesinde büyük oranda kapsamlı mali teşviklerin etkili olduğunu ifade eden Kelly, "Türkiye, elbette dünyada bir bütün olarak pozitif büyüme kaydeden çok az ülkeden biriydi. Ancak bu toparlanmanın makroekonomik istikrar açısından bir maliyeti oldu. Merkez Bankasının, rezervlerini lirayı desteklemek için yoğun şekilde kullanmasını gözden kaçırmamamız gerektiğini düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
Roger Kelly, küresel likidite koşullarından Türkiye'nin önümüzdeki dönemde olumlu etkilenebileceğini aktararak, Türkiye'nin her zaman güçlü temellere sahip olduğunu, bunun da Türkiye'yi, yatırım yapmak için çekici bir yer haline getirdiğini söyledi.
Türkiye'de para politikasının değişmesinin memnuniyetle karşılandığını ifade eden Kelly, "Kasım ayından bu yana gördüğümüz değişim veya daha Ortodoks politika ortamı devam ederse yatırımcıların Türkiye'ye ilişkin beklentileri çok iyi olacaktır." dedi.
Kelly, Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal'ın politika faizini yükselterek, tek politika faiz oranına geçişi sağlayarak, Banka'nın şeffaflığını ve iletişimini artırarak doğru adımları attığını söyledi.
Şu anda tahminlerini güncelleme sürecinde olduklarını belirten Kelly, "Bu nedenle kesin rakamlar veremiyorum. Ancak ekonominin bu yıl yüzde 4 ila 5 civarında büyümesini bekliyorum. Sıkı para politikası duruşunun korunması halinde Türkiye ekonomisinin 2022 yılında ise yüzde 4 civarında bir büyüme kaydetmesi bekleniyor." diye konuştu.
EBRD Bölgesel Başekonomisti Kelly, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'ye ilişkin son dönemdeki olumlu açıklamalarını değerlendirirken, şunları kaydetti:
"Türkiye, bu Ortodoks politika ortamını sürdürebilirse, aynı zamanda son birkaç yıldır gördüğümüz krediye dayalı tüketimden yarattığı büyümeden uzaklaşmayı sağlayacak olan yapısal reformları üstlenebilirse ve daha sürdürülebilir büyüme kaynaklarına geçilirse, o zaman periyodik krizlerle sonuçlanan temel makroekonomik kırılganlıklar azalacaktır. Ülke, krizlere karşı daha az eğilimli hale gelecektir. Gerçekten bu tür alandaki reformlar, not yükseltmeleri için durumu destekliyor gibi görünecektir. Reyting kuruluşlarının yaklaşımlarının asimetrik olabildiğini biliyorum. Reytingin artırılması düşürülmesine kıyasla daha zor oluyor. Fitch ve Moody's'ten bu açıklamaların gelmesi pozitif. Umarım daha fazlasını görürüz."
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Bölgesel Başekonomisti Roger Kelly, AA muhabirine yaptığı açıklamada, salgının Türkiye ekonomisi üzerindeki olası etkileri nedeniyle 2020'nin başında büyüme öngörülerini önce düşürdüklerini, yılın devamında ise yeniden yukarı yönlü revize ettiklerini söyledi.
Roger, "Türkiye'nin oldukça dirençli bir ekonomiye sahip olduğu doğru. Şoklardan oldukça hızlı çıktığını düşünüyorum. Bu, küresel mali krizin ardından 2009'da ve ayrıca darbe girişiminin ardından 2016'da gördüğümüz bir şey. Kesinlikle aynı şeyi geçen yıl da gördük, ekonomi koronavirüs şokundan hızlıca çıktı." diye konuştu.
Ekonominin yeniden büyümeye geçmesinde büyük oranda kapsamlı mali teşviklerin etkili olduğunu ifade eden Kelly, "Türkiye, elbette dünyada bir bütün olarak pozitif büyüme kaydeden çok az ülkeden biriydi. Ancak bu toparlanmanın makroekonomik istikrar açısından bir maliyeti oldu. Merkez Bankasının, rezervlerini lirayı desteklemek için yoğun şekilde kullanmasını gözden kaçırmamamız gerektiğini düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
"Türkiye'de para politikasının değişmesi memnuniyetle karşılandı"
Roger Kelly, küresel likidite koşullarından Türkiye'nin önümüzdeki dönemde olumlu etkilenebileceğini aktararak, Türkiye'nin her zaman güçlü temellere sahip olduğunu, bunun da Türkiye'yi, yatırım yapmak için çekici bir yer haline getirdiğini söyledi.
Türkiye'de para politikasının değişmesinin memnuniyetle karşılandığını ifade eden Kelly, "Kasım ayından bu yana gördüğümüz değişim veya daha Ortodoks politika ortamı devam ederse yatırımcıların Türkiye'ye ilişkin beklentileri çok iyi olacaktır." dedi.
Kelly, Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal'ın politika faizini yükselterek, tek politika faiz oranına geçişi sağlayarak, Banka'nın şeffaflığını ve iletişimini artırarak doğru adımları attığını söyledi.
Şu anda tahminlerini güncelleme sürecinde olduklarını belirten Kelly, "Bu nedenle kesin rakamlar veremiyorum. Ancak ekonominin bu yıl yüzde 4 ila 5 civarında büyümesini bekliyorum. Sıkı para politikası duruşunun korunması halinde Türkiye ekonomisinin 2022 yılında ise yüzde 4 civarında bir büyüme kaydetmesi bekleniyor." diye konuştu.
"Reyting kuruluşlarının açıklamaları pozitif"
EBRD Bölgesel Başekonomisti Kelly, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'ye ilişkin son dönemdeki olumlu açıklamalarını değerlendirirken, şunları kaydetti:
"Türkiye, bu Ortodoks politika ortamını sürdürebilirse, aynı zamanda son birkaç yıldır gördüğümüz krediye dayalı tüketimden yarattığı büyümeden uzaklaşmayı sağlayacak olan yapısal reformları üstlenebilirse ve daha sürdürülebilir büyüme kaynaklarına geçilirse, o zaman periyodik krizlerle sonuçlanan temel makroekonomik kırılganlıklar azalacaktır. Ülke, krizlere karşı daha az eğilimli hale gelecektir. Gerçekten bu tür alandaki reformlar, not yükseltmeleri için durumu destekliyor gibi görünecektir. Reyting kuruluşlarının yaklaşımlarının asimetrik olabildiğini biliyorum. Reytingin artırılması düşürülmesine kıyasla daha zor oluyor. Fitch ve Moody's'ten bu açıklamaların gelmesi pozitif. Umarım daha fazlasını görürüz."