DOLAR
41,27
-0,05%
DOLAR
EURO
48,92
0,74%
EURO
GRAM ALTIN
4896,31
0,24%
GRAM ALTIN
BIST 100
11142,89
1,30%
BIST 100
USD/TRY
Döviz Çevirici
TRY
USD
EUR
Hesapla

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan sosyal konut mesajı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar'ın başkenti Doha'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi'ne katılmasının ardından yurda dönüşünde uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.


Son Güncellenme:
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan sosyal konut mesajı

Sosyal konut projesine ne zaman başlanacağına ilişkin soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, projenin sorumlusunun Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum olduğunu anımsattı.

En kısa zamanda bu konuyla ilgili açıklamanın yapılacağına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

"Özellikle dar gelirli vatandaşlarımızın konut sahibi olmasına yönelik kapsamlı bir hazırlığımız var. Murat Bey onunla ilgili çalışmasını sürdürüyor. 2+1, 3+1 konutlar, bu çalışmaların içerisinde yer alıyor. Ben kendisine işi süratlendirme ve konut edindirme gayretlerimizi ülke geneline yayma talimatını verdim. Özellikle Doğu, Güneydoğu Anadolu'da bu adımı atmak suretiyle fakir fukara, garip gurebanın bu tür konutlara kavuşmasını sağlamak istiyoruz. 

Öte yandan bugüne kadar AK Parti hükümetleri olarak, tam 1 milyon 704 bin konut ürettik. Şu anda ülke genelinde 280 bin sosyal konutun yapımına devam ediyoruz. Dikkat edin, bütün bunları asrın felaketi sonrası yoğun inşa faaliyetlerimiz devam ederken, 11 ilde 450 bin konut inşa ederken yapıyoruz. Şu anda TOKİ'mizle 81 ilde arazi ve arsa araştırmaları, proje çalışmaları ve maliyet belirleme süreçleri devam ediyor. Önümüzdeki ay tüm detayları inşallah halkımızla paylaşacağız."

İSRAİL MESAJLARI

Katar hükümetinin çağrısı üzerine düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Zirvesi'ndeki temaslarını tamamladıklarını belirten Erdoğan, "İsrail, bölgedeki haydutluklarını pervasızca sürdürüyor. Gazze, Suriye, Lübnan, Yemen ve İran'a yönelik saldırılardan sonra bu defa Gazze'de barış müzakerelerini yürüten heyeti Katar'da hedef aldı." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Müzakere heyetinin, bu kalleş saldırının hedefi olması, uluslararası sisteme ve hukuka apaçık bir meydan okumadır. Bu, alçakça saldırı, bağımsız ve barış yanlısı bir ülkenin egemenliğinin aleni ihlalidir. İsrail'in işgalci ve terörist zihniyetinin geldiği noktayı bir kez daha gözler önüne sermektedir. Tüm dünya artık, İsrail'in uluslararası düzene açık bir tehdit teşkil ettiğini görüyor. Türkiye olarak, kardeş Katar'ın ve Filistin halkının yanında olduğumuzu en güçlü şekilde ifade ediyoruz. Bu vesileyle İsrail'in devlet terörüne kurban giden kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum." değerlendirmesinde bulundu.

"Türkiye, her koşulda Filistin davasının bayraktarı olmayı sürdürecektir"

Zirveye, çok sayıda devlet ve hükümet başkanının iştirakini çok anlamlı bulduğunu söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Zirvemiz, İslam dünyasının İsrail saldırganlığına karşı ortak iradesini ve Katar'la olan dayanışmasını güçlü bir şekilde ortaya koymuştur. Bugün kabul ettiğimiz bildiride, İsrail saldırısının tüm İslam devletlerine yönelik olduğunu vurguladık. Ayrıca İsrail'in Filistin halkına karşı insanlık dışı eylemlerini durdurmak için mümkün olan tüm yasal ve etkili tedbirlerin alınması çağrısında bulunduk. Ülkemizin öncülüğünü yaptığı gibi İsrail'le diplomatik ve iktisadi ilişkilerin gözden geçirilmesi dahil ilave tedbirleri değerlendirdik. Zirve vesilesiyle Katar Emiri başta olmak üzere çok sayıda liderle de görüşmelerim oldu. İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi Dönem Başkanı olarak, Filistinli kardeşlerimizin haklarının savunulması noktasında üstümüze düşeni yapmanın gayreti içindeyiz.

25 Ağustos'ta çağrımız üzerine yapılan Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı'nda soykırımcı İsrail'in işgal ve ilhak politikalarına karşı ortak tavrımızı ortaya koyduk. Önümüzdeki günlerde yapılacak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu sırasında da insanlık cephesinin genişlemesini temenni ediyorum. Bu zorlu mücadele hem Filistin halkı hem de uluslararası hukukun ve insanlık onurunun savunulması için hayati bir hal almıştır. Türkiye, her koşulda Filistin davasının bayraktarı olmayı sürdürecektir. Bu, inancımızın ve tarihimizin bize yüklediği bir sorumluluktur. Nihai hedefimiz barışı, adaleti ve insanlık onurunu hakim kılmaktır. Rabb'im yar ve yardımcımız olsun."

"İsrail, zulmünü artırdıkça gerçek yüzü de ortaya çıkıyor"

Bir gazetecinin, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun iki devletli çözüm için New York Bildirgesi'ni 142 "evet" oyuyla kabul ettiğini anımsatarak, "Önümüzdeki hafta siz, Birleşmiş Milletler'de, Genel Kurul'da olacaksınız. Filistin Devleti'ni tanıyacağını ilan eden çok sayıda Batılı ülke var. Dolayısıyla Türkiye'nin çabaları açısından baktığımızda bu bir kırılma mıdır? Filistin davası açısından bunu bir kırılma noktası olarak görür müsünüz ve nasıl etkiler? Bundan sonraki süreçte 'evet' diyenlerin ilk atması gereken adım acaba nedir?" sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:

"İsrail, zulmünü artırdıkça gerçek yüzü de ortaya çıkıyor. Filistin'de yıllardır sistematik bir şekilde devam eden İsrail zulmünü görmezden gelenler dahi, 'artık bu kadar da olmaz' demeye başladılar. BM Genel Kurulu'nda sizin de ifade ettiğiniz gibi, 142 ülkenin 'evet' oyuyla kabul edilen New York Bildirgesi, Filistin meselesinde diplomatik dengeleri kökten değiştiren bir süreç olmuştur. Son dönemde BM oylamalarında çıkan sonuçlar, İsrail'in giderek yalnızlaştığını göstermektedir. Türkiye'nin yıllardır her platformda savunduğu iki devletli çözüm tezi, artık küresel çoğunluğun ortak iradesi haline gelmiştir. Türkiye açısından baktığımızda diplomatik mücadelemizin haklılığı tescillenmiştir. Bir yönüyle BM zemininde alınan bu kararlardaki irade değişiklikleri, İsrail'in soykırım uyguladığının açıkça ortaya çıktığını göstermektedir. Bu, bugüne kadar oylamalarda 'evet' diyenlerin yanında yer almayanların da belki zaman içerisinde 'evet' yönünde oy kullananların arasına katılmasına vesile olabilir. Filistin'in Batılı ülkelerce devlet olarak tanınması, ben inanıyorum ki İsrail'i daha fazla köşeye sıkıştıracaktır. Biz, bir kez daha BM zemininde bunu haykıracağız. Mazlumların çığlığını dünyaya inşallah duyuracağız."

"İsrail, bir dine değil bir sapkın ideolojiye hizmet etmekte"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede "vadedilmiş topraklar" anlayışıyla sınırların yeniden çizilmeye çalışıldığı, fitne ve işgal senaryolarının devreye sokulduğu bir dönemden geçildiği, Türkiye'nin bu senaryolara karşı hangi tutumu takınacağı ve İslam dünyasına bu süreçte mesajının ne olacağının sorulması üzerine, şunları kaydetti:

"Bir defa şunu çok açık net ortaya koyalım. İsrail, bir dine değil bir sapkın ideolojiye hizmet etmektedir. Bu özelliğini bir defa gözden geçirelim. Netanyahu ve çetesi, dünyaya sadece siyonizmin uyduruk masallarını anlatıyor. BM şartı, devletlerin toprak bütünlüğünü, egemen eşitliliğini ve sınırlarının zorla değiştirilmemesini emreder. Bunu görmemiz lazım. Dolayısıyla 'vadedilmiş topraklar' kavramıyla oluşturulan senaryolar, hukuken geçersiz ve meşruiyetten yoksundur. İsrail'i yönetenler kendi radikal anlayışlarını, faşist bir ideolojiye dönüştürmüş bir cinayet şebekesinden başka bir şey değil. Bu yönüyle Netanyahu, Hitler ile ideolojik açıdan adeta akrabadır. Böyle bir özelliği var. Nasıl Hitler, kaydettiği ilerlemenin etkisiyle kendini bekleyen hezimeti göremediyse, Netanyahu da aynı nihai akıbeti yaşayacaktır. Ben buna inanıyorum."

İsrail'in, Müslümanlara, Hristiyanlara olduğu kadar Musevilere de zarar verdiğini vurgulayan Erdoğan, "İsrail'in soykırımlarına karşı çıkan Musevilere kulak verdiğinizde siyonizmin nasıl tehlikeli bir ideoloji olduğunu net bir şekilde görürsünüz. Siyonist İsrail, illa bir yerle irtibatlandırılacaksa o, terörizm ve faşizmdir." diye konuştu.

Erdoğan, "İsrail, inancımıza göre bizim peygamberlerimiz olan Hazreti Musa ve diğer peygamberlerin mübarek hatıralarını ve taşıdıkları ilahi mesajları kirletemez. İslam dünyası, peygamberlerine yönelik bu alçak saldırıya ilimle, irfanla karşılık vermelidir. İslam ülkelerinin kendi aralarında güvenlik, işbirliği, istihbarat paylaşımı ve kriz yönetimi mekanizmaları geliştirmeleri de hayati önemdedir. Ben özellikle Peygamberimizin, 'Ey Allah'ın kulları kardeş olun' çağrısına uyarak kardeşliğimizi pekiştirelim diyorum." sözlerini sarf etti.

0
EKONOMİST YENİ SAYI
Ekonomist Dergisini takip etmek için abone olun.
ABONE OL