Bosch Türkiye ve Orta Doğu Başkanı Daniel Korioth, ulaşımda, inşaat sektöründe ve üretimde hidrojen kullanmanın önemine dikkati çekerek, "Bu yıl Bosch, hidrojen teknolojilerinin geliştirilmesi ve üretimi için yaklaşık 500 milyon avro yatırım yapacak." dedi.
Korioth, AA muhabirine, Bosch'un ulaşım konusunda sunduğu çözümleri, yeşil hidrojen, küresel elektroliz pazarı ve üzerinde çalıştıkları hidrojen motorları hakkında bilgi verdi. Yeşil hidrojenin büyük miktarda yeşil enerji depolama imkanı sunduğu için iklim nötr bir dünya için vazgeçilmez olduğunu vurgulayan Korioth, "Bosch olarak, hidrojeni neredeyse her sektörde kullanmanın mantıklı olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle, biz de bu konuda ilk adımları attık ve şu anda tüm hidrojen değer zincirini kapsayan çözümler sunuyoruz. Hidrojenin üretimi, sıkıştırılması, depolanması ve kullanımı için teknolojiler geliştiriyoruz. Bu yıl Bosch, hidrojen teknolojilerinin geliştirilmesi ve üretimi için yaklaşık 500 milyon avro yatırım yapacak." diye konuştu.
Korioth, geniş çaplı kullanım için gerekli teknolojik olgunluğa ulaşan yakıt hücrelerinin, daha ağır yük ve daha uzun mesafe için tercih edildiğini söyledi.
Yakıt hücrelerinin uzun menzil ve kısa yakıt ikmali süresi sağladığının altını çizen Korioth, aracın yeşil hidrojenle çalıştırıldığında yakıt hücreli güç aktarma sisteminin sıfır yerel emisyon ürettiğini, bu durumun da iklim nötr olduğunu söyledi.
Hidrojen motorlarının mevcut teknolojilerin kullanılabilmesi sayesinde hidrojen ekonomisine daha hızlı bir geçiş sağladığına dikkati çeken Korioth, bu teknolojinin özellikle uzun mesafeli ağır taşımacılıkta ve aynı zamanda tarım ve inşaat makinelerinde kullanıldığında mantıklı hale geldiğini kaydetti.
"2026'dan itibaren ticari araçlar için hidrojen enjektörünün seri üretimine başlayacağız"
"Türkiye için iyi haber ise şu anda Bursa'daki Güç Çözümleri tesisimizde hidrojen motorları için direkt enjektör prototipi üzerinde çalışıyor olmamız." diyen Korioth, "AR-GE mühendislerimiz, hidrojen motorları ve depolama bileşenleri için bir prototip direkt enjektör ve daha yenilikçi ürünler üzerinde özenle çalışıyor. 2026'dan itibaren Bursa'da ticari araçlar için hidrojen enjektörünün seri üretimine başlayacağız." diye konuştu.
Mevcut tablonun hem dinamik hem de karmaşık olduğunu dile getiren Korioth, hidrojenin gelecekteki gelişimini ve kullanımını etkileyen farklı parametreler olduğunu söyledi.
Korioth, iklim nötr bir dünyaya ancak hidrojenle ulaşılabileceğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'nin ana ticaret bölgesi olan Avrupa'nın iklim nötr olabilmesi için hidrojen ekonomisine ihtiyacı var ve sadece 'hidrojen'e hazır' değil, aynı zamanda 'hidrojen rekabet gücü yüksek' olabilmesi için çok daha fazlasını yapması gerekiyor. Avrupa'nın yerli hidrojen üretimine, tedarik zincirlerine ve altyapısına ihtiyacı olduğuna inanıyoruz. Hidrojeni ekonominin tüm sektörlerinde kullanmalıyız, sadece hidrojen çözümleri ya da elektrifikasyon olarak değil, hidrojen çözümleriyle birlikte elektrifikasyon olarak."
Hidrojenin çeşitli ülkelerde, ulaşımda yapılan yeni düzenlemelerle uzun vadede dünya genelinde içten yanmalı motorların oranını azaltacağı ön görüldüğü görüşünü paylaşan Korioth, güç aktarma sistemlerinin, mobilitedeki farklı çözümlerin önemli bir parçası olmaya devam edeceğini, ancak elektrikli araçların yanı sıra hidrojenle çalışan araçların da pazar payı kazanacağına dikkati çekti.
Korioth, şunları kaydetti:
"Bosch için şu anda en olası senaryo, 2030'a kadar dünya genelinde her üç yeni araçtan (binek otomobiller/hafif ticari araçlar) en az birinin, 2035'a kadar ise her iki araçtan birinin tamamen elektrikli olacağı görülüyor. Bosch olarak, yenilenebilir yakıtların kullanımının, elektriklendirilmesi zor veya imkansız olan mobilite uygulamaları ve dünya genelinde mevcut filodaki araçlar için kesinlikle gerekli olduğuna inanıyoruz. Ayrıca, yakıt hücresi veya hidrojen motoru gibi diğer güç aktarma çözümleri, özellikle ticari araç segmentine önemli bir katkı oluşturuyor."
"2030'un sonunda küresel elektroliz pazarının 37 milyar avroya ulaşacağı tahmin ediliyor"
Hidrojene büyük miktarlarda ihtiyaç duyulacağından, Bosch'un hidrojen üretiminde de ön planda yer aldığını anlatan Korioth, 2030'a kadar dünya genelinde hidrojen elektrolizi için 170 gigawatt kurulu kapasite olacağını ve bunun şu anda sahip olunan kapasitenin yaklaşık 25 katı olduğunu açıkladı.
Hidrojen elektrolizi kapasitesinin 2030'a kadar her yıl neredeyse iki katına çıkacağını vurgulayan Korioth, şu bilgileri verdi:
"2030'un sonunda küresel elektroliz pazarının 37 milyar avroya ulaşacağı tahmin ediliyor. Biz de bu pazara katılabilecek kapasitedeyiz ve katılmaya da niyetliyiz. Elektroliz yığınımız 1.25 megavatlık bir çıkış için tasarlanmıştır. Bu, saatte 23 kilogram hidrojen üretimine eşdeğerdir. Modüler bir tasarıma sahip olduğu için Bosch elektroliz yığını ölçeklendirilebilir ve 1.25 megavat ve üzeri üretim yapan daha küçük ölçekli tesislerden büyük, gigawat ölçekli tesislere kadar kullanıma uygundur. Önümüzdeki yıl piyasaya sürülmesi planlanıyor."
Daniel Korioth, Bosch Türkiye olarak, içten yanmalı motorların en sofistike bileşenleri olarak çok önemli bir rol oynayan dizel ve benzin enjeksiyon teknolojilerinde yarım asırlık üretim ve AR-GE deneyimine sahip olduklarının altını çizdi.
"Geleceğin yeteneklerine de odaklanıyoruz"
Korioth, Bursa'daki geliştirme ve sanayileştirme çalışmalarının yanı sıra, Türkiye'deki orijinal ürün üreticilerinin (OEM) hidrojen motoru projelerine de tasarım ve mühendislik desteği verdiklerini belirterek, şöyle devam etti:
"Mobilitede karbon nötrlüğe ulaşmanın yanı sıra, konutları yeşil enerjiyle çalışan ürünlere hazırlamak da Bosch'un stratejik hedefleri arasında yer alıyor. İklimlendirme sektöründe faaliyet gösteren Bosch Home Comfort Grubu'nun Manisa'daki AR-GE merkezi, yüzde 20 hidrojen katkısıyla çalışabilen kazanların testlerini başarıyla tamamladı. AR-GE Merkezi, Bosch Grubu'nun yeşil gaz çözümlerinin geliştirilmesine yönelik küresel projesinde aktif olarak yer alıyor. Bosch Türkiye olarak, mühendislerinin hidrojen alanındaki yetkinliklerinin geliştirilmesine büyük önem veriyoruz. Sadece mühendislerimizin gelişimine katkı sağlamakla kalmıyor, üniversitelerle sürekli işbirliği içinde bulunarak geleceğin yeteneklerine de odaklanıyoruz."
Korioth, Türkiye'nin Ocak 2023 tarihli Ulusal Hidrojen Teknolojileri Stratejisi ve Yol Haritası gibi olumlu sinyallerinin de var olduğuna değinerek, "Türkiye'nin iklim nötr olmak için hidrojen ekonomisine ihtiyacı var ve sadece 'hidrojene hazır' değil, aynı zamanda 'hidrojen rekabet gücü yüksek' olmak için çok daha fazlasını yapması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Korioth, şöyle konuştu:
"Yol haritasının 2035'e yönelik 2 ana hedefi çok önemli, yeşil hidrojen üretim maliyetini, kilogram başına 2,4 doların altına düşürmek ve kurulu elektrolizörlerin güç kapasitesinin 5 gigawatta ulaşmasını sağlamak. Ayrıca yol haritasıyla hidrojen, Türkiye'de öncelikli alanlardan biri olarak resmen ilan edildi. Hidrojen, Türkiye'nin 2053 net sıfır hedefine ulaşması için önemli bir temiz enerji kaynağı olarak görülüyor. Öte yandan, HYSouthMarmara projesi Güney Marmara'da hidrojen ekonomisinin ilk somut adımlarından biri olarak öne çıkıyor. Türkiye yenilenebilir enerji kaynakları alanında da çok güçlü bir konumda, Avrupa'da en yüksek yenilenebilir enerji kurulu gücüne sahip beşinci ülke, dünyada ise 11'inci ülke. Aynı başarının hidrojen alanında da elde edilmesi halinde Türkiye'nin, hidrojen alanında da küresel arenada önde gelen oyunculardan biri olma potansiyeline sahip olacağını düşünüyoruz."