Kuruluşunun 20’nci yılını kutlayan Denizbank, kurucu genel müdürü Hakan Ateş’in liderliğinde Türkiye’nin en büyük beşinci özel bankası konumuna kadar yükseldi.
2016 yılında konsolide bazda aktiflerini yüzde 20, kredilerini yüzde 22, mevduatını yüzde 27 büyüten banka, 2017 yılında da sektörün üzerinde bir büyüme hedefi içinde.
Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde (UEZ) bir araya geldiğimiz Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, 2017 yılında iş ajandasındaki önemli başlıkları Haber Müdürümüz Talip Yılmaz’a anlattı.
Ateş, başlıklar halinde ajandasındaki üç maddeyi şöyle sıraladı:
■ Birincisi, tarım, KOBİ ve hanehalkı başta olmak üzere perakende bankacılık alanında büyümeyi arzu ediyoruz. Emekli bankacılığı konusu bizim için önemli. Kredi Garanti Fonu (KGF) ve Eximbank destekli krediler bizim için çok önemli. Biliyorsunuz, bu yıl nefes kredisini Ziraat Bankası ile birlikte başlatan bankayız. Bunun da ekonomiye itici bir güç olduğunu düşünüyorum. 2017, ekonomideki yaraların sarıldığı bir yıl olacak. Bu yaraları sarmak bizim birinci meselemiz. KOBİ, perakende gibi tabana yayılı alanlar, ekonominin dokusu olduğu için sağlam tutmak öncelikli hedefimiz.
■ İkinci başlık risk emniyeti. Bu çok önemli. Elimizdeki kaynakları en doğru şekilde kullandırmamız gerekiyor. Bir taraftan yaraları sararken bir taraftan da dünyada zor bir dönemden geçiyoruz. Suyun altında nefesimizi tutup 1,5-2 yıl gitmemiz gereken bir dönemdeyiz. 2017 bunun ilk yılı. Problemli kredi yaratmamaya çalışarak, büyük küçük şirket kaybetmeden, mümkün olduğu kadar onları taşıyarak bu dönemi geçirmek durumundayız.
■ Dışarıdan sağlanan kredilerin çevrilmesi, bizim üçüncü sıradaki önemli başlığımız. Yüzde 100’lerle, mümkünse daha fazla oranda çevirmek istiyoruz. Kaynak maliyetleri yurtiçinde pahalanıyor. Yurtdışında da kredi notu düşüşü nedeniyle maliyetlerimiz yükseliyor. Ancak kredi teminini sağlamak öncelikli hedeflerimiz olacak.
KGF konusu sektör için önemli bir konu. Çünkü bu kapsamda sağlanan krediler sermaye yeterlilik rasyosunu etkilemiyor. Bu nedenle bankacılık sektöründe hedefler 3-4 puan yukarı çekilmiş durumda. Türk bankacılık sektöründe yüzde 14-15 civarında bir kredi büyümesi öngörüsü vardı.
Hakan Ateş, “Bizim hedefimiz de sektörün 3-4 puan üzerinde bir büyümeydi. Ancak KGF etkisiyle birlikte sektörün yüzde 17’ler civarında büyümesi bekleniyor. Biz de 2017’de sektörün üzerinde yüzde 20’ler seviyesinde büyürüz. Yeni krediler ve var olan kredilerin yapılandırılmasıyla birlikte sektör ve Denizbank, kredi büyümesinde iyi bir ivme yakalayacaktır” diyor.
Sektörde sorunlu kredi oranı yüzde 3,8 seviyesinde. Varlık yönetim şirketlerine devredilen sorunlu krediler de dikkate alındığında ise bu oran yüzde 4,7 civarında seyrediyor. Perakende sektöründe sorunlu kredilerde vadelerin uzatılması ve KGF gibi faktörlerle bir iyileşme olduğunu söyleyen Hakan Ateş, alarm veren seviyelerde bir sorunun olmadığı yorumunu yapıyor.
Ateş, sektör bazında ise bazı sorunların olduğunu ifade ediyor. Bunların başında da turizm ve denizciliğe dikkat çekiyor. Hakan Ateş, bu alanlarda daha dikkatli olmak gerektiğini söylüyor. Ateş, bankacılık sektörünün bu alanlarda daha yapıcı olması gerektiğini, kamunun da buna destek vermesi gerektiğini sözlerine ekliyor.
2016 yılında konsolide bazda aktiflerini yüzde 20, kredilerini yüzde 22, mevduatını yüzde 27 büyüten banka, 2017 yılında da sektörün üzerinde bir büyüme hedefi içinde.
Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde (UEZ) bir araya geldiğimiz Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, 2017 yılında iş ajandasındaki önemli başlıkları Haber Müdürümüz Talip Yılmaz’a anlattı.
Ateş, başlıklar halinde ajandasındaki üç maddeyi şöyle sıraladı:
■ Birincisi, tarım, KOBİ ve hanehalkı başta olmak üzere perakende bankacılık alanında büyümeyi arzu ediyoruz. Emekli bankacılığı konusu bizim için önemli. Kredi Garanti Fonu (KGF) ve Eximbank destekli krediler bizim için çok önemli. Biliyorsunuz, bu yıl nefes kredisini Ziraat Bankası ile birlikte başlatan bankayız. Bunun da ekonomiye itici bir güç olduğunu düşünüyorum. 2017, ekonomideki yaraların sarıldığı bir yıl olacak. Bu yaraları sarmak bizim birinci meselemiz. KOBİ, perakende gibi tabana yayılı alanlar, ekonominin dokusu olduğu için sağlam tutmak öncelikli hedefimiz.
■ İkinci başlık risk emniyeti. Bu çok önemli. Elimizdeki kaynakları en doğru şekilde kullandırmamız gerekiyor. Bir taraftan yaraları sararken bir taraftan da dünyada zor bir dönemden geçiyoruz. Suyun altında nefesimizi tutup 1,5-2 yıl gitmemiz gereken bir dönemdeyiz. 2017 bunun ilk yılı. Problemli kredi yaratmamaya çalışarak, büyük küçük şirket kaybetmeden, mümkün olduğu kadar onları taşıyarak bu dönemi geçirmek durumundayız.
■ Dışarıdan sağlanan kredilerin çevrilmesi, bizim üçüncü sıradaki önemli başlığımız. Yüzde 100’lerle, mümkünse daha fazla oranda çevirmek istiyoruz. Kaynak maliyetleri yurtiçinde pahalanıyor. Yurtdışında da kredi notu düşüşü nedeniyle maliyetlerimiz yükseliyor. Ancak kredi teminini sağlamak öncelikli hedeflerimiz olacak.
KGF konusu sektör için önemli bir konu. Çünkü bu kapsamda sağlanan krediler sermaye yeterlilik rasyosunu etkilemiyor. Bu nedenle bankacılık sektöründe hedefler 3-4 puan yukarı çekilmiş durumda. Türk bankacılık sektöründe yüzde 14-15 civarında bir kredi büyümesi öngörüsü vardı.
Hakan Ateş, “Bizim hedefimiz de sektörün 3-4 puan üzerinde bir büyümeydi. Ancak KGF etkisiyle birlikte sektörün yüzde 17’ler civarında büyümesi bekleniyor. Biz de 2017’de sektörün üzerinde yüzde 20’ler seviyesinde büyürüz. Yeni krediler ve var olan kredilerin yapılandırılmasıyla birlikte sektör ve Denizbank, kredi büyümesinde iyi bir ivme yakalayacaktır” diyor.
Sektörde sorunlu kredi oranı yüzde 3,8 seviyesinde. Varlık yönetim şirketlerine devredilen sorunlu krediler de dikkate alındığında ise bu oran yüzde 4,7 civarında seyrediyor. Perakende sektöründe sorunlu kredilerde vadelerin uzatılması ve KGF gibi faktörlerle bir iyileşme olduğunu söyleyen Hakan Ateş, alarm veren seviyelerde bir sorunun olmadığı yorumunu yapıyor.
Ateş, sektör bazında ise bazı sorunların olduğunu ifade ediyor. Bunların başında da turizm ve denizciliğe dikkat çekiyor. Hakan Ateş, bu alanlarda daha dikkatli olmak gerektiğini söylüyor. Ateş, bankacılık sektörünün bu alanlarda daha yapıcı olması gerektiğini, kamunun da buna destek vermesi gerektiğini sözlerine ekliyor.
