Bist 100
9530,47
0%
Bist 100
Dolar/TL
32,5259
0,4394%
Dolar/TL
Euro/TL
34,7507
0,5416%
Euro/TL
Euro/Dolar
1,0683
0,0932%
Euro/Dolar
Altın/Gram
2489,45
1,07%
Altın/Gram
Piyasaları
İncele
USD/TRY
Döviz Çevirici
TRY
USD
EUR
Hesapla

Diplomalı çiftçi PepsiCo’ya üretim yapıyor

04 Ekim 2021 | 10:59
Son Güncellenme: 27 Ekim 2022 | 22:23
Diplomalı çiftçi PepsiCo’ya üretim yapıyor
Özlem Bay Yılmaz obay@ekonomist.com.tr

Üsküdar Amerikan Lisesi'nden sonra ODTÜ Gıda Mühendisliği Bölümü'nden mezun olan Ahmet Sümer, yurtdışı ve yurtiçinde iş tecrübesi kazandı. Daha sonra çiftçiliği seçen girişimci Sümer, kendi şirketi Targi'yi kurdu ve cipslik patateste PepsiCo'nun tedarikçisi olmayı başardı.

KOBİ Girişim Eylül 2021 tarihli sayıdan

Tarımın ve tarım girişimciliğinin önemi her geçen gün artıyor. Bu alana yönelen pek çok girişimi var. Bunlar içinde aileden çiftçi olanlar kadar tarım odaklı işlerde fırsat gördükleri için bu alana yönelenler de var. Öte yandan bazıları için ‘diplomalı çiftçi' demek de yanlış olmaz.

1980 Lüleburgaz doğumlu bir çiftçi olan Ahmet Sümer de onlardan biri. Üsküdar Amerikan Lisesi'nden sonra ODTÜ Gıda Mühendisliği Bölümü'nden mezun olan Sümer, Wageningen ve Harvard üniversitelerinde tarımsal uzaktan algılama sistemleri, dore, istatistik ve agribusiness gibi konularda çeşitli mesleki eğitimlere katıldı.

Fransa'da CTCPA, Türkiye'de Nestle ve Tamek firmalarında staj yaptı. ODTÜ - KOSGEB'in girişimcilik kursundan mezun olan ilk öğrencilerinden olan Sümer, edindiği tüm tecrübelerden aldığı cesaretle tarım sektöründe kendi işinin patronu olmaya karar verdi.

Bugün şirketi Targi; cipslik patates, çekirdeklik ay çekirdeği üretiyor. Mısır üretimi ile ilgili de denemeleri var. PepsiCo'nun üreticilerinden olduklarını belirten Sümer, “Hasat döneminde yaklaşık 4-5 hafta boyunca, Türkiye cipslik patates ihtiyacının yaklaşık yarısını biz karşılıyoruz” diyor. Sümer, girişimcilik öyküsünü şöyle anlatıyor:



Girişimci olmadan önceki iş tecrübeleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

Gıda mühendisliğinde okurken birçok ulusal ve uluslararası firmada, Türkiye'de ve Fransa'da stajyapma imkanım oldu. 2003 yılında, hâlâ üniversitede okuyorken, ODTÜ Teknokent'de kendime ait bir firma kurdum. Bu firmada ağırlıklı olarak AB ArGe fonları olmak üzere birçok proje hazırladık ve yönettik.

Tarım / gıda sektöründe yürüttüğümüz birçok projenin yanı sıra farklı sektörlerden birçok proje paydaşı ile çalışmalarımız da oldu. Yaptığımız projelerin toplam bedeli yaklaşık 200 milyon Euro civarında. Babam rahmetli olduktan sonra ana faaliyet konumuz olan tarıma daha çok odaklanmak durumda kaldım.

Sizi kendi işinizi kurmaya yönlendiren ne oldu?

Tarım sektöründe çok ciddi fırsatlar olduğunu düşündüm ve bu düşüncem hâlâ geçerli. Tarım sektörü dediğimiz zaman aklınıza sadece birincil üretim faaliyetleri gelmesin. Bu çiftlikten tüketiciye kadar uzanan bir katma değer zinciri.

Bu katma değer zincirinde, tarımsal girdi tedarikçisi firmalar, gıda sanayi, lojistik firmaları, teknoloji, firmaları, finans kuruluşları gibi birçok paydaşlar var.

ABD’de en son katıldığım bir seminerde tarımsal iş modelleri, trendleri, tehdit ve fırsatları ile ilgili konuları tartışırken katılımcıların yaklaşık yarısının finans/ yatırım sektöründen geldiğini belirtmek isterim. Hem aldığım girişimcilik eğitimi hem de sektördeki fırsatlar, beni kendi işimi yapmaya yönlendirdi diyebilirim.

Tarım sektörünü seçmenizin nedenleri neler?

Tarımda çalışmaya başladıktan sonra ve üretici arkadaşlar ile belirli bir mesai paylaştıktan sonra farklı bir bakış açısı kazanıyorsunuz. Türkiye’deki üretim yapan çiftçilerin çoğunluğu küçük aile işletmeleri.

Bu aileler piramidin en altında olan ve genellikle başka seçenekleri olmayan kişiler. Burada yapılacak her iyi uygulama ve yaratılacak her fark bana inanılmaz bir mutluluk veriyor. İyi uygulamalar deyince senelerdir birlikte çalıştığımız ve sayısız projeye imza attığımız PepsiCo’yu anmadan olmaz. Hem kendim hem de bölge çiftçileri olarak kendilerine teşekkür ederim.

Şirketiniz hakkında biraz bilgi verir misiniz?

Ağırlıklı olarak sözleşmeli tarım ile uğraşan bir şirketiz. Sosyal sorumluluk kapsamında, babamın izinden başlattığımız ‘çiftçi koçu’ projemiz bulunuyor.

Buradaki temel amacımız, çiftçilerin üretime devam etmeleri, çiftçilik mesleğinin itibarının arttırılması, tarafsız ve doğru bilgiye ulaşım imkanlarının arttırılması, veriye dayalı tarım modelleri, sürdürüle-bilir/rejenaratif tarımın desteklenmesi ve üreticilerin sosyal ve kültürel faaliyetlerle desteklenerek, sağlıklı birey ve toplum oluşumuna katkı sağlamak.

İşlerinizin gelişimi nasıl oldu?

Yaklaşık 20 sene kadar önce, ana üretim bölgemiz olan Amasya’da çok çeşitli ürün ekilmezdi. Hem birim alan başına gelirimizi arttırabilmek hem de toprağımızı sağlıklı olarak koruyabilmek için farklı ürün arayışındaydık. Kaderin bir cilvesi ki, PepsiCo da o senelerde üretim yapmak için farklı bölge arayışındaymış.

Öncelikle deneme üretimleri ile başladık. Buradaki en büyük zorluk, kalıplaşmış uygulamaların kırılması ve üreticilerin yeni fikirlere açık olabilmesi. İlk seneler acaba basınçlı sulama sistemleri (yağmurlama sulama) patates bitkisini doyurabilecek mi? diye uzun saatler tartışmalar olduğunu hatırlıyorum. Bu süreci PepsiCo mühendisleri ile birlikte yönettik.

Yurt dışındaki uygulamalardan örnekler vererek, deneme parselleri ile üreticilere nasıl verim ve kalitenin arttırılabildiğini göstererek yaptık bunları. PepsiCo ile ilk başladığımız senelere göre yaklaşık yüzde 40 verim artışı sağladığımızı söyleyebilirim.

Bugün nerede, ne kadarlık alanda tarımla uğraşıyorsunuz?

Ana üretim bölgemiz Orta Karadeniz Bölgesi’nde Amasya ve Tokat. Senelik ihtiyaçlara ve planlamalara göre Çorum, Ankara, Muş, Van gibi bölgelerde de üretim yapabiliyoruz.

“TARIM SEKTÖRÜ BİR DÖNEMECİN EŞİĞİNDE”

“Türkiye’deki tarım sektörünün bir dönemeçte olduğunu düşünüyorum. Sektör orta/uzun vadede iki modelden birine doğru evrilecek gibi duruyor. Birinci model birçok Afrika ülkesinde görülen bir sistem.

Bir kısmı yabancı sermaye olmak üzere, büyük işletmelerin çoğalacağı, tarımsal girdi maliyetlerini kontrol edebilen, verimli çalışabilen, farklı pazarlara ulaşım imkanı daha rahat olanların kazanacağı bir sistem.

İkinci model AB ve ABD karması hibrid bir model. AB’dekine benzer kooperatifler veya ABD’deki gibi girişimci firmalar tarafından desteklenen işletmeler. Verimli çalışan ve katma değer oluşturan bir tedarik zinciri. Sürdürülebilir gelir elde eden küçük aile işletmeleri.”
Etiketler
Manşet2
0
Günün En Çok Okunanları
EKONOMİST YENİ SAYI
Ekonomist Dergisini takip etmek için abone olun.
ABONE OL