Topraksız dikey tarım, iklim krizinin yol açtığı su kıtlığı ve doğal afetlerin tarımsal üretim üzerindeki baskısını azaltmaya yönelik bir alternatif olarak öne çıkıyor.
Bu yöntemle hem enerji tasarrufu sağlanırken, hem de bitki üretiminden yüksek verim alınabiliyor.
1 42 metrekarelik alanda 750 bitki yetiştirildi
TENMAK Nükleer Enerji Araştırma Enstitüsü (NÜKEN) Tarım ve Gıda Araştırmaları Grubu Ziraat Yüksek Mühendisi Aydın Ozan Çetintaş, çalışmalara ilişkin verdiği bilgilerde, TENMAK NÜKEN İklimlendirme Ünitesinde 42 metrekarelik bir alanda 750 adet bitki yetiştirildiğini söyledi.
2 Sistem, 50-60 santim açıklarla kuruluyor
Çetintaş, söz konusu sistemin yaklaşık 50-60 santimlik açıklarla kurulduğunu ancak genel üretimde bunun istenilen düzeyde daha az mesafelere göre ayarlanabildiğini kaydetti.
3 "Yaklaşık 1500 bitkiye kadar çıkabiliyoruz"
Aydın Ozan Çetintaş, "Bu tesiste AR-GE kule dizilimi bulunuyor. Bu haliyle yaklaşık olarak 1500 bitkiye kadar çıkabiliyoruz. 40 metrekarelik bir alan düşünürsek oldukça verimli. Dikey yetiştiricilik dünyada uzun yıllardır uygulanan Türkiye'de belli yerlerde denenen bir sistem. Genel olarak yurt dışından malzemelerin temin edilmesi nedeni ile ilk kurulum maliyetleri yüksek olduğu için çok fazla uygulanan bir üretim çeşidi değil.
Burada topraksız üretim yapılıyor, genellikle dikey tarım sistemlerinde ve topraksız tarımın da ana unsuru köklerin açık bir şekilde bulunması, su ve gübre karışımının da doğal olarak doğrudan köke gelip minimum su, minimum gübre tüketimi, aynı zamanda minimum enerji sarfiyatıyla bitkinin yetişmesi sağlanıyor." ifadelerini kullandı.
4 Yüksek verimlilik elde ediliyor
Çetintaş ayrıca; enerji, su tasarrufu sağlanması ve üretimde çevresel faktörlerin kontrolü ile yüksek üretim verimliliklerine ulaşılabildiğini aktardı.
5 Klasik tarımdan farkını anlattı
Çetintaş, dikey tarım uygulamaları ile klasik tarım arasındaki farkı da şöyle anlattı:
"Bu köke doğrudan gelen gübre ve su sayesinde bitkinin hızlı şekilde verime gelebilmesi ve çok daha kısa sürelerde ürün alınabilmesi temel felsefe. Standartta 40 metrekarelik bir alanda marul üretim yapıyor olsak, yaklaşık 350-500 arası bitkiye ev sahipliği yapabiliyoruz.
Geliştirdiğimiz sistem ile 40 metrekarede 2 metre kule yüksekliğinde 750 bitkiye erişmiş durumdayız. Yaklaşık olarak iki katı yüksekliğe çıkabildiğimiz bir senaryoda daha sık dikim uygulanan bir senaryoda 5 bin bitkiye kadar 40 metrekarelik bir alanda üretim yapabilecek seviyeye gelebiliyoruz."
6 Patent başvurusu yapıldı
TENMAK NÜKEN bünyesinde bulunan sistem için patent başvurusu yaptıklarını da ekledi.
7 "Amaç yerli olarak sistemi üretime kazandırmak"
Çetintaş, patent başvurusunun temel amacının sistemlerin uygulanmasında Türkiye'deki diğer PVC ve damla sulama borularıyla uyum yakalamak ve yerli olarak sistemi tarımsal üretime kazandırmak olduğunun altını çizdi.
8 "Çilek, marul, kuzu kulağı, nane gibi 15 farklı türde ürünleri sisteme adapte etmeye çalışıyoruz"
Aydın Ozan Çetintaş, patent başvurusu için ayrıca şunları söyledi:
"Bunda temel patent başvurusu yapmamızın aslında temel amacı burada geliştirdiğimiz ürünü Türkiye'deki diğer PVC boru ve damla sunma borularıyla uyumlu halde üretilmiş olması ve yedek parçalarında yine buna uygun olup yerli üretim şeklinde yapılabiliyor olması. Aynı zamanda burada yurt dışından gelen ürünlerin çok ciddi maliyetli olması ve üretici için herhangi bir anlam ifade etmemesi. Dolayısıyla yerli ve üstünde denemeleri doğrudan ülkemizde yapılan bir ürünün imalini gerçekleştiriyoruz. Projemizde çilek, marul, kuzu kulağı, nane gibi 15 farklı türde ürünleri sisteme adapte etmeye çalışıyoruz. Adapte olabilen farklı çeşitleri de bulmaya çalışacağız."
9 "Az maliyetli, çiftçi dostu ürün geliştirmiş olduk"
Dünyada uygulamaları bulunan benzer ürünler olduğunu ancak maliyetin yükseldiğini dile getiren Çetintaş, "Burada geliştirdiğimiz üründe, aslında efektif şekilde az maliyetli, çiftçi dostu, ulaşılabilir ürün geliştirmiş olduk. Bitki başı maliyeti yaklaşık 200-250 liraya geliyor ve amortisman olarak da 1-1,5 seneyi buluyor. Öte yandan kapalı bir ortam, kontrollü ortam yapabildiğimiz her bölgede yapabileceğimiz ve 12 ay boyunca verim alabileceğiniz bir yetiştirici çeşidi." dedi.
10 "Türkiye tarımına katkıda bulunmaya çalışıyoruz"
TENMAK NÜKEN Tarım ve Gıda Araştırmaları Grup Sorumlusu Dr. Kadriye Yaprak Kantoğlu da tarım ve gıda ile ilgili araştırmaların Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu çatısı altında ciddi olarak takip edildiğini ve aynı çalışma yapısının Türkiye'de de TENMAK tarafından uygulandığını ifade etti.
Kantoğlu, "Tarım ve gıda alanındaki çalışmaları 1980'li yıllardan beri çok ciddi bir şekilde uygulayan tek kurum olarak TENMAK öne çıkıyor. Bitki ıslahı, gıda güvenliği, bitki besleme, bitki koruma alanında nükleer teknikleri uygulayacak şekilde çalışmalarımıza devam ediyoruz. Tarım Bakanlığı, üniversitelerle ve özel sektörle ortak projeler yürütüyoruz ve Türkiye tarımına katkıda bulunmaya çalışıyoruz" diye konuştu.
11 "Laboratuvarlar uluslararası anlamda iş birliği merkezi haline geldi"
Kantoğlu, TENMAK NÜKEN'in tarım ve gıda araştırmalarına yönelik laboratuvarlarının uluslararası anlamda iş birliği merkezi haline geldiğini belirterek, "Bölgesel olarak diğer ülkelere gerek eğitim, gerek araştırma anlamında destek oluyoruz. Bu da Türkiye adına TENMAK'ın yetkinliğini göstermesi anlamında çok değerli bir gelişme olarak karşımıza çıkıyor." açıklamasında bulundu.