NTV'de gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Şimşek, Savunma Sanayii Destekleme Fonu'na yeni kaynak yaratacak paketin amacının çok açık ve net olduğunu söyledi.
"Şu anda bölgemizde ateş var, savaşlar var. Zor coğrafyada yaşıyoruz. Sıkıntılı mahalledeyiz. Bizim caydırıcılığı artırma dışında hiçbir seçeneğimiz yok. Çünkü caydırıcılığı artırırsak bölgedeki ateşten korunma kabiliyetimiz artar." diyen Şimşek, Türkiye'nin savunma sanayisinde çok önemli atılım içerisinde olduğunu kaydetti.
Şimşek, "Cumhurbaşkanı'mızın burada liderliği ve feraseti devreye giriyor. 2000'li yılların başında yerli savunma sanayisi çok cüzi. Türkiye, ihtiyaçlarının yüzde 80'inden fazlasını dışarıdan tedarik ediyor. Bugün tamamen tersine dönmüş. Türkiye, yüzde 80'inden fazlasını şu anda kendisi üretiyor." dedi.
"Ciddi kaynak gerektiriyor"
Savunma Sanayii İcra Komitesinin üyelerinden birisi olduğunu aktaran Şimşek, şöyle devam etti:
"En son toplantıda Savunma Sanayii Başkanlığına yeni birtakım görevler verildi, denildi ki 'Çelik Kubbe inşa edilecek', Türkiye'yi dışarıdan gelecek füzelere ve saldırılara karşı bütün ülkeyi koruyacak hava savunma sistemi. Bunlar gelişmiş teknoloji açısından pahalı sistemler. Biz 5. nesil uçağa uzun süredir para yatırıyoruz. Ürettik, uçuşlarına da başladı. Şimdi motor geliştirilmesi lazım. Şu anda savunma sanayisinde 1000'in üzerinde proje var. Hepsi yüksek teknoloji. Hepsi ileride ihracat kabiliyetimizi, kapasitemizi ciddi şekilde artıracak. Son toplantıda ilave kaynak talebi oluştu.
Dedik ki: 'Bütçede şu anda biz deprem yaralarını sarmakla meşgulüz.' 2023'te Savunma Sanayii Destekleme Fonu'na 90 milyar lira vermişiz. Bu sene bunu 165 milyar lira çıkartmışız. Bunu belki daha da katlamamız gerekecek. Uzun menzilli enstrümanlardan tutun, 5. nesil savaş uçağından tutun, hava savunma sistemleri... Bunlar hepsi pahalı. Tasarımı bir yana geliştirilmesi, üretilmesi, bunlar ciddi kaynak gerektiriyor."
Savunma sanayisinin kaynak ihtiyacı olduğunu, şu anda bütçede deprem yaralarını sarmaya odaklandıklarını, bu nedenle tedbir setinin geliştirilmesinin gündeme geldiğini belirten Şimşek, tedbir setine ilişkin AK Parti'nin yetkili organlarıyla çalışıldığını, bu süreçte enflasyonu artıracak ÖTV, KDV gibi vergi artışlarından uzak durulması gerektiğini dile getirdiklerini söyledi.
"Paketin bir kuruşu bütçeye gelmeyecek"
Bu konunun Meclis'in takdirinde olduğunu belirten Şimşek, şöyle konuştu:
"Parti grubumuz tekrar bazı konuları değerlendirebilir. Bu paket Savunma Sanayii Destekleme Fonu'na kaynak sağlamak üzere hazırlanmış, bütçe açıklarını azaltmak için yapılan bir çalışma değil. Deprem konusu ayrı, savunma sanayisi ayrı. Savunma Sanayii Destekleme Fonu bütçe dışında bir fon. Deprem sonrasında vergiler getirilmiş adına da 'deprem vergisi' denilmiş. Fakat bunlar bir deprem fonunda toplanmamış. Dolayısıyla depreme ilişkin harcamalar bütçeden yapılmış. Bu konuda milletimizin hiçbir endişesi olmasın. Zerre kadar tereddüde mahal yok. Neden? Çünkü bu paketin bir kuruşu bütçeye gelmeyecek. Nereye gidecek? Savunma Sanayii Destekleme Fonu'na gidecek."
Bakan Şimşek, savunma sanayisinin çok öncelikli bir konu olduğuna işaret ederek, "Bazıları siyaseten bunu başka konulara çekmek istiyor. Burada 3 bin 500 firma var. Sadece bir firmayı siyaseten adres göstermek gerçekten çok yanlış. Bu ilave kaynak nereden kaynaklanıyor? Hava savunma sistemleri için kaynaklanıyor. Kim yapacak? Roketsan, Aselsan yapacak, 5. nesil savaş uçağı üretimini kim yapacak? TUSAŞ yapacak. Uzun menzilli füzelere ihtiyacımız var. Kim yapacak? Roketsan yapacak. Bunu alıp başka mecralara çekip, başka çerçevelerde siyaseten bu konuları istismar etmek yakışmıyor." değerlendirmesini yaptı.
TBMM'nin, hangi önerilerin kabul edileceği veya hangi önerilerde değişiklik olacağına bağlı olarak nihai değerlendirmeleri yapacağını, eleştirilere de asla kulak tıkamadıklarını dile getiren Şimşek, şunları söyledi:
"Burada birtakım öneriler gelmiş, bu önerilerden bir teklif oluşmuş ve bu teklif Yüce Meclis'imizin takdirine sunulmuş, tabii ki yapılan değerlendirmeleri dikkate alırız. Bu bütçe ihtiyaçları için hazırlanmış bir tedbir paketi değildir. Bu doğrudan doğruya savunma sanayisi için hazırlanmış ve özel bir fon olduğu için bütçe dışında bir fon olduğu için ademi tahsis ilkesine bir aykırılık yok burada. Neden, çünkü bütçenin dışında. Bütçede olsaydı bu ilke nedeniyle hani buraya harcanıp harcanmayacağı garanti edilemezdi ama şu anda özel bir fon olduğu için bütçe dışında olduğu için bu konuda bir tereddütte mahal yok."
Yeni fonların kurulabildiğini, bu kapsamda Afet Yeniden İmar ile Aile ve Gençlik fonlarının kurulduğunu anımsatan Şimşek, ilkesel olarak bütçe dışı fonları doğru bulmadığına dikkati çekerek, "Bazı fonlar ihtiyaç. Ülkemiz bir deprem bölgesi. Geçen sene deprem sonrası ortaya konulan Afet Yeniden İmar Fonu anlamlı." dedi.
Şimşek, çok sınırlı sayıda fon kurulduğunu ve bu anlamda tekrar 1990'lı yıllara dönüş olmayacağını belirtti.
"İstihdamda en ufak bir sorun yok"
Türkiye ekonomisinin geneline bakıldığında bir yavaşlama bulunduğunu ama iddia edildiği gibi bir daralma olmadığını belirten Şimşek, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:
"Ekonomi istihdam yaratmaya devam ediyor. En son ağustos işsizlik yüzde 8,5'e düştü. Son 1 yıla bakın. Son 12 ayda Türkiye ekonomisi kaç kişiye istihdam sağlamış? 1,1 milyon kişiye istihdam sağlamışız. Son 20 yılın ortalamasına baksanız, yıllık istihdam artışı yaklaşık 700 bin. Yani son 20 yılda ortalama 700 bin civarında istihdam yaratmışken, son 12 ayda 1,1 milyon istihdam sağlamışız ve işsizlik oranı yüzde 8,5'e düşmüş. Dolayısıyla burada istihdamda en ufak bir sorun yok ve biz önümüzdeki 3 yıl için yani 2025-2027 döneminde ortalama 750 bin civarında istihdam yaratmayı hedefliyoruz. Dolayısıyla ekonomideki bütün bu iyileşmeler henüz istihdamdan ödün verme noktasına gelmemiş. Biz yumuşak bir şekilde bir taraftan enflasyonu düşürmeye çalışıyoruz, bir taraftan bütçe dengelerini iyileştirip, bir taraftan Türkiye'nin makro finansal risklerini azaltmışız, bir taraftan da istihdam konusunda hassasiyet göstermişiz."
"Enflasyonu tek haneye düşürmeden asla rahatlamayacağız"
Şimşek, dezenformasyon politikası nedeniyle ekonomide öngördüklerinden daha fazla yavaşlama olması durumunda istihdama yönelik ilave tedbir alacaklarını bildirerek, "Ama bizim için en büyük öncelik kalıcı şekilde yüksek büyümedir. Ama bunun da ön koşulu fiyat istikrarıdır. Biz enflasyonu tek haneye düşürmeden asla rahatlamayacağız, rahatlayamayız." ifadelerini kullandı.
Enflasyonu düşürme sürecinde büyümeden vazgeçileceği varsayımı olduğunu belirten Şimşek, "Biz enflasyonu aşağı indirmezsek, büyüme oranı zaten aşağı gidecek. Kalıcı şekilde refah yaratmanın yolu verimlilikten geçer, inovasyondan geçer. Ama bunun ön koşullarının başında fiyat istikrarı, bütçe disiplini, yapısal reformlar geliyor. Bizim program para ve maliye politikasından ibaret değildir. Kim bunu iddia ediyorsa büyük haksızlık yapıyor. Ya bir zahmet edip bizi dinlesinler ya da şu programı bir okusunlar." diye konuştu.
Bakan Şimşek, şok terapi uygulayıp uygulamadıklarına yönelik soru üzerine, hükümetin depremin yaralarını sarmayı önceliklendirdiğini vurgulayarak, "Geçen sene bütçe açığı yüzde 5,2 idi. Bu açığın 3,6 puanı yani 3'te 2'si deprem harcamaları kaynaklı. Milli gelire oran olarak deprem hariç yüzde 1,6'lık açık yüksek mi? Neye göre yüksek bir açık? Deprem yaralarını sarmayı önceliklendirdik, önceliklendirmeye devam edeceğiz. EYT'yi çıkartırsanız ortada bütçe açığı kalmıyor. Bütçede yoğun bir çaba içerisindeyiz, çok önemli tedbirler aldık." ifadelerini kullandı.
Bütçe açığını daraltarak, yönetilen yönlendiren fiyatlarda hassasiyet göstererek gerekeni yaptıklarını ve yapmaya devam edeceklerini aktaran Şimşek, "Biz daraltıcı bir maliye politikası uyguluyoruz. Önemli olan gelecek enflasyon. Geçen sene bütçe açığını bu sene için yüzde 6,4 öngörüyorduk, yüzde 4,9'da tamamlamışız. Gelecek sene yüzde 3,1 görüyoruz. Büyüme de yavaşlama dahi devam etse yüzde 3 civarı bir açığı yakalamak için elimizden gelen her şeyi yapacağız." değerlendirmesini yaptı.
"Araç kiralamaları yüzde 15 azaldı"
Şimşek, kamuda alınan tasarruf tedbirleriyle kiralık araçların ocak-ekim döneminde yüzde 15 azaltıldığını, personel genişlemesinin durdurulduğunu bildirerek, "Yakında Özelleştirme İdaresi, kamunun mülkiyetindeki araçların satışına başlayacak. En son 1000 civarında araç özelleştirmeye devredilmişti. Biz, kiralamaları inceliyoruz, zaruri kiralamalar dışında izin vermiyoruz. Biz harcamaları kontrol etmeye devam edeceğiz. Hiçbir bakanlık kendisine tahsis edilen harcamaların üzerine çıkamayacak." ifadelerini kullandı.
Cari dengedeki iyileşmeye dikkati çeken Mehmet Şimşek, şunları kaydetti:
"Enerji, sanayi ve dijital dönüşümle bunu kalıcı hale getireceğiz. Cari açığın 10 milyar dolar civarına düşmüş olması bu programın önemli bir çıktısıdır. Brüt rezervlerimiz 98,5 dolar civarından 157 milyar dolar civarına çıktı. Net rezervde 100 milyar doların üzerinde artış var. Türkiye'de rezerv yeterliliğini bir endişe kaynağı olmaktan çıkarttık. Türkiye'nin risk primi geçen sene mayısta 700 baz puanın üzerindeydi. Şu an 270 baz puan. Ülkenin risk priminin 200'ün çok altında olması lazım ama oraya varacağız."
Şimşek, KKM'nin 59 haftadır kesintisiz düştüğünü, Türkiye'nin bilanço risklerinde 200 milyar dolarlık iyileşme olduğunu, Türkiye'nin kredi notunun bu sene 5 kez artırıldığını anımsatarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Dünyada 3 ayrı kuruluş tarafından kredi notu artırılan tek ülkeyiz. Gri listeden çıktık. Program çalışıyor, sonuç veriyor. Milletimiz bize güvensin. Siyaseten farklı bakanlar var. Ama ülkenin başarısını da görmek lazım. Ülke çok mesafe katetti. Takdir ederler, etmezler. Burada bir başarı var. Önemli olan bunun devam etmesi ve bu konuda kararlılık."