Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) üretimi, istihdamı, ihracatı ve cari açığın kapatılmasına katkısı ile ülke ekonomisi için kritik önemi bulunan hazır giyim sektöründe değişim ve dönüşümün başarıyla tamamlanabilmesi için yol haritasını belirledi. Yol haritasında ‘full entegre’ sisteme geçiş, ‘şirket evlilikleri’ ve ‘alıcılarla stratejik ortaklık’ gibi başlıklar dikkat çekiliyor.
Talip Yılmaz tyilmaz@ekonomist.com.tr
Türk hazır giyim sektörünün prestij organizasyonlarından biri olan ve Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği’nin (TGSD) bu yıl 15’incisini düzenleyeceği İstanbul Hazır Giyim Konferansı, küresel modaya yön veren isimlerle dünyanın önde gelen markalarının temsilcilerini İstanbul’da buluşturacak. TGSD Başkanları Ramazan Kaya ve Sanem Dikmen, 5-6 Ekim’deki konferansın tanıtımı için düzenledikleri basın toplantısında sektörün dönüşümü ve küresel ekonomilerde etkileri görülmeye başlanan resesyonun yansımaları ile ilgili değerlendirmelerde bulundular.
TGSD; üretimi, istihdamı, ihracatı ve cari açığın kapatılmasına katkısı ile ülke ekonomisi için kritik önemi bulunan hazır giyim sektöründe değişim ve dönüşümün başarıyla tamamlanabilmesi için yol haritasını belirledi. Yol haritasında ‘full entegre’ sisteme geçiş, ‘şirket evlilikleri’ ve ‘alıcılarla stratejik ortaklık’ gibi başlıklar dikkat çeliyor.
Ramazan Kaya hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün pandemi ile birlikte yeni bir dönüşüm sürecine girdiğini hatırlattı. Dönüşümün temel dinamiğini sürdürülebilirlik ve yeşil üretimin oluşturduğunu belirten Kaya, sektörde kalıcı olmak isteyen firmaların tüm iş süreçlerinde yeşil dönüşümü gerçekleştirmeleri gerektiğini vurguladı. Tekstil ve hazır giyim sektörlerinin kaynak kullanımını en aza indirecek döngüsel sistemleri de birlikte kurmak zorunda olduklarını anlatan Kaya, şunları söyledi:
“Sektör bugüne kadar üç dönüşüm sürecini başarıyla tamamladı. Ben dördüncü dönüşümü de fırsata çevirebileceğimizi düşünüyorum. Ama firmalarımızın öncelikle ‘tamam mı, yoksa devam mı?’ konusunda karar vermeleri gerekiyor. Devam edecek firmalarımıza ışık tutacağına inandığımız 5 maddelik yol haritamız şöyle:
• “Türk hazır giyim sektörü fiyat öncelikli alıcıların ve ürünlerin tedarik merkezi olmaktan uzaklaşarak kalite öncelikli alıcıların tercihi haline gelecek. Bu nedenle üretime daha fazla değer katmak, adet satışından ziyade değere odaklanmak durumundayız.
• Sektör buraya kadar ‘partner entegre sistem’ ile geldi. Artık Çin’de olduğu gibi ‘full entegre’ sisteme geçmemiz, yani iplikçiyi, kumaşçıyı, konfeksiyoncuyu, baskıcıyı, nakışçıyı tek bünyede toplamamız gerekiyor.
• ‘Full entegre’ sisteme geçiş, yeni yatırımı, büyümeyi ve şirketlerin birleşmelerini zorunlu kılıyor. Önümüzdeki süreç şirket evliliklerinin hızlandığı bir dönem olacak.
• Sürdürülebilir üretim ve kapasite artışı için firmalarımız yatırım yapmak durumunda. Mevcut faiz oranları ile yatırımın 10 yıldan önce geri dönüşü neredeyse imkânsız. Bu nedenle sektöre iki yılı geri ödemesiz en az yedi sekiz yıl vadeli finansman kredisi sağlanmalı.
• Sürdürülebilirlik sadece üretimde olmamalı, alıcılarla iş birliklerimizi de stratejik ortaklığa dönüştürerek kalıcı ve sürdürülebilir hale getirebilmeliyiz.”
TGSD Başkanı Sanem Dikmen de sektörün 8 aylık performansı, resesyon beklentisi ve paritenin ihracata yansımalarını değerlendirdi. Hazır giyim sektörünün ocak-ağustos döneminde hem iç pazarda hem de yurt dışında başarılı bir performans ortaya koyduğuna dikkat çeken Dikmen, şunları söyledi:
“Sözkonusu dönemde iç pazar harcamaları yüzde 116,5 artışla 141,67 milyar TL’ye ulaştı. Bu artışın önemli bölümü enflasyondan kaynaklanmakla birlikte iç pazarda reel bir büyüme gerçekleşti. İç pazardaki büyümede turistlerin payının altını çizmek gerekiyor. İhracatta da 8 ayın sonunda geçen yıla oranla yüzde 10,9 artıdayız. Ocak-ağustos dönemini 14.2 milyar dolar ihracat ile kapattık. Parite geçen yılın düzeylerinde olsaydı 8 ayda 15 milyar doların üzerine çıkabilecektik. Paritenin yanı sıra yılın ikinci yarısından itibaren yurt içinde ve yurt dışında daralmayı hissetmeye başladık. Hem tekstilde hem de hazır giyimde kapasite kullanım oranları hızla geriliyor. Anadolu’daki tesislerde reel kapasite kullanımı yüzde 50-60 düzeylerinde. Siparişlere baktığımızda 2023’ün ilk yarısında yüzde 15-20’lik bir daralma sürpriz olmayacak. Bütün bunlara ilave olarak sektör son yıllarda çok ciddi bir kârsızlık sorunu ile mücadele ediyor. Ham madde, enerji ve işçilik maliyetlerindeki artış nedeniyle fiyat tutturmakta zorlanan sektör bazen zararına satış yapmak zorunda kalıyor.”
Türk hazır giyim sektörünün prestij organizasyonlarından biri olan ve Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği’nin (TGSD) bu yıl 15’incisini düzenleyeceği İstanbul Hazır Giyim Konferansı, küresel modaya yön veren isimlerle dünyanın önde gelen markalarının temsilcilerini İstanbul’da buluşturacak. TGSD Başkanları Ramazan Kaya ve Sanem Dikmen, 5-6 Ekim’deki konferansın tanıtımı için düzenledikleri basın toplantısında sektörün dönüşümü ve küresel ekonomilerde etkileri görülmeye başlanan resesyonun yansımaları ile ilgili değerlendirmelerde bulundular.
TGSD; üretimi, istihdamı, ihracatı ve cari açığın kapatılmasına katkısı ile ülke ekonomisi için kritik önemi bulunan hazır giyim sektöründe değişim ve dönüşümün başarıyla tamamlanabilmesi için yol haritasını belirledi. Yol haritasında ‘full entegre’ sisteme geçiş, ‘şirket evlilikleri’ ve ‘alıcılarla stratejik ortaklık’ gibi başlıklar dikkat çeliyor.
“FİRMALARIMIZ ‘TAMAM MI, DEVAM MI?’ KONUSUNDA KARAR VERMELİ”
Ramazan Kaya hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün pandemi ile birlikte yeni bir dönüşüm sürecine girdiğini hatırlattı. Dönüşümün temel dinamiğini sürdürülebilirlik ve yeşil üretimin oluşturduğunu belirten Kaya, sektörde kalıcı olmak isteyen firmaların tüm iş süreçlerinde yeşil dönüşümü gerçekleştirmeleri gerektiğini vurguladı. Tekstil ve hazır giyim sektörlerinin kaynak kullanımını en aza indirecek döngüsel sistemleri de birlikte kurmak zorunda olduklarını anlatan Kaya, şunları söyledi:
“Sektör bugüne kadar üç dönüşüm sürecini başarıyla tamamladı. Ben dördüncü dönüşümü de fırsata çevirebileceğimizi düşünüyorum. Ama firmalarımızın öncelikle ‘tamam mı, yoksa devam mı?’ konusunda karar vermeleri gerekiyor. Devam edecek firmalarımıza ışık tutacağına inandığımız 5 maddelik yol haritamız şöyle:
• “Türk hazır giyim sektörü fiyat öncelikli alıcıların ve ürünlerin tedarik merkezi olmaktan uzaklaşarak kalite öncelikli alıcıların tercihi haline gelecek. Bu nedenle üretime daha fazla değer katmak, adet satışından ziyade değere odaklanmak durumundayız.
• Sektör buraya kadar ‘partner entegre sistem’ ile geldi. Artık Çin’de olduğu gibi ‘full entegre’ sisteme geçmemiz, yani iplikçiyi, kumaşçıyı, konfeksiyoncuyu, baskıcıyı, nakışçıyı tek bünyede toplamamız gerekiyor.
• ‘Full entegre’ sisteme geçiş, yeni yatırımı, büyümeyi ve şirketlerin birleşmelerini zorunlu kılıyor. Önümüzdeki süreç şirket evliliklerinin hızlandığı bir dönem olacak.
• Sürdürülebilir üretim ve kapasite artışı için firmalarımız yatırım yapmak durumunda. Mevcut faiz oranları ile yatırımın 10 yıldan önce geri dönüşü neredeyse imkânsız. Bu nedenle sektöre iki yılı geri ödemesiz en az yedi sekiz yıl vadeli finansman kredisi sağlanmalı.
• Sürdürülebilirlik sadece üretimde olmamalı, alıcılarla iş birliklerimizi de stratejik ortaklığa dönüştürerek kalıcı ve sürdürülebilir hale getirebilmeliyiz.”
YÜKSEK MALİYETLER NEDENİYLE FİYAT TUTTURMAKTA ZORLANIYORUZ
TGSD Başkanı Sanem Dikmen de sektörün 8 aylık performansı, resesyon beklentisi ve paritenin ihracata yansımalarını değerlendirdi. Hazır giyim sektörünün ocak-ağustos döneminde hem iç pazarda hem de yurt dışında başarılı bir performans ortaya koyduğuna dikkat çeken Dikmen, şunları söyledi:
“Sözkonusu dönemde iç pazar harcamaları yüzde 116,5 artışla 141,67 milyar TL’ye ulaştı. Bu artışın önemli bölümü enflasyondan kaynaklanmakla birlikte iç pazarda reel bir büyüme gerçekleşti. İç pazardaki büyümede turistlerin payının altını çizmek gerekiyor. İhracatta da 8 ayın sonunda geçen yıla oranla yüzde 10,9 artıdayız. Ocak-ağustos dönemini 14.2 milyar dolar ihracat ile kapattık. Parite geçen yılın düzeylerinde olsaydı 8 ayda 15 milyar doların üzerine çıkabilecektik. Paritenin yanı sıra yılın ikinci yarısından itibaren yurt içinde ve yurt dışında daralmayı hissetmeye başladık. Hem tekstilde hem de hazır giyimde kapasite kullanım oranları hızla geriliyor. Anadolu’daki tesislerde reel kapasite kullanımı yüzde 50-60 düzeylerinde. Siparişlere baktığımızda 2023’ün ilk yarısında yüzde 15-20’lik bir daralma sürpriz olmayacak. Bütün bunlara ilave olarak sektör son yıllarda çok ciddi bir kârsızlık sorunu ile mücadele ediyor. Ham madde, enerji ve işçilik maliyetlerindeki artış nedeniyle fiyat tutturmakta zorlanan sektör bazen zararına satış yapmak zorunda kalıyor.”