Kovid-19 süreciyle talebin arttığı karavan pazarını inceleyen TOBB sektör meclisleri tarafından hazırlanan raporda, Türkiye'nin mevcut altyapısıyla yerli karavan üretebileceği belirtildi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) sektör meclisleri, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde talebin arttığı karavan sektöründe üretimin yerli olarak yapılabilmesi için teşvik talebinde bulundu.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, TOBB sektör meclisleri tarafından sektörel politika ve stratejilerin oluşturulmasına destek olunması amacıyla Türkiye Karavan Sektörü Durum Analizi Raporu hazırlandı.
Kovid-19 salgınının kamp ve karavan turizmi için itici güç haline geldiği ve salgın sonrasında da hareketli konaklama araçlarına ilginin artmasının beklendiği ifade edilen raporda, karavanların, sağlık endişeleri nedeniyle insanların mesafeleri kendilerinin ayarlayabilmesine imkan tanıdığı için ilgi gördüğü belirtildi.
Raporda, ülkede kamp alanları, motorlu karavan ve karavan tipi treyler (römork) park hizmetleri tesisleri sayısının 226 olduğu ve bu alanların toplam tesisler içindeki payının yüzde 0,9 düzeyinde bulunduğu aktarılarak, kamp ve karavan alanlarının Türkiye'ye gelen yabancı turistler tarafından da tercih edildiği bilgisi verildi.
Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre bu yılın ilk çeyreğinde 6 bin 744'ü çekme 1247'si motokaravan olmak üzere tescilli karavan sayısının 7 bin 991 olduğu bildirilen raporda, bu sayının Türkiye ile benzer ülkeler olan Portekiz'de 28 bini, İspanya'da ise 300 bini bulduğu kaydedildi.
Raporda, sıfır karavan tescil rakamlarında da büyük düşüşler olduğuna işaret edilerek, sıfır araçların yüksek ÖTV nedeniyle tercih edilmediğinin altı çizildi.
Türkiye'de irili ufaklı firmaların karavan imalatında bulunduğu, bunların özellikle araç dönüşümü gerçekleştiren ya da çekme karavan imal eden küçük kuruluşlardan oluştuğu belirtilen raporda, seri üretim yapılmaması nedeniyle üretim maliyetinin yükseldiği vurgulandı.
Raporda, şu ifadelere yer verildi:
"Bu konuda kurumsal firmaların yatırım yaparak ölçek ekonomilerini yakalayabilmeleri, talebin öncelikle iç piyasada sağlanmasıyla mümkün olacaktır. Ülkemiz önemli bir otomotiv ülkesidir. Bu altyapının karavan sektörü için çok önemli maliyet ve lojistik gibi avantajları bulunduğu, ayrıca karavan üretimi konusunda Türk otomotiv sanayisinin kıyaslama (benchmarking) uygulamalarıyla birikmiş teknik ve diğer bilgi birikimlerini kullanabileceği bir alan olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Türkiye, dünyada karavan üretiminde söz sahibi olabilecek bir altyapıya sahiptir. Ülkemizde araç tasarım ve döşemesi konusunda dünyada kendini ispat etmiş firmalar bulunmaktadır. Lüks segmentte yer alan bu firmaların bu konuda ticari olarak gelişme göstermeleri için bazı teşvikler uygulamaya konulabilir. Özellikle yerli üretim yapacak firmalara yönelik ÖTV indirimi gündeme getirilmelidir."
Raporda, tüketicilerin karavana ulaşmasının da hem yasal hem de ekonomik tedbirlerle desteklenmesi önerisinde bulunularak, "Bu konuda Türkiye fark yaratabilecek bir potansiyel barındırmaktadır. Tüketici sayısını artırarak sektörü büyütmek, aynı zamanda büyüyen sektörle ölçeği yakalayarak maliyetlerin düşürülmesi gerekmektedir. İç piyasanın yanında dış piyasada yer alan ülkemize turist olarak gelip karavanla tatilini geçirmek isteyenler için sorun çıkarmayacak, modeli yüksek kiralık karavan bulmak imkansıza yakındır. Ülkemize uçakla gelerek karavan tatili yapmak isteyen turistlere yönelik yatırım yapmak isteyen kurumsal kiralama firmaları, bu yüksek yatırım maliyetleri nedeniyle sektörü büyütücü girişimlerde bulunamamaktadır." değerlendirmesi yapıldı.
Devletin de kamp ve karavan turizmine yönelik altyapıyı geliştirmesi gerektiği vurgulanan raporda, "Her ne kadar düşük maliyetli bir turizm faaliyeti olarak düşünülse de 'glamping' adı verilen lüks kamp alanları da son yıllarda hizmet vermeye başlamıştır. Az sayıda da olsa Türkiye'de yüksek gelir grubuna hitap eden bu tür kamp alanları bulunmaktadır. Yine karavan turizminin geliştirilmesi için karavanların mülkiyetine yatırım yapacak bir girişimci sınıfın varlığı gerekmektedir." ifadeleri kullanıldı.
Raporda, özellikle yurt dışı kaynaklı yapılacak kamp ve karavan turizminin pazarlanmasında seyahat acentelerine önemli görevler düştüğüne işaret edilerek, yabancı turistlerin karavan konusunda öncelikle model yılı ve donanımının yüksek olmasını bekleyeceğine dikkat çekildi.
Kamp ve karavan turizminin gelişmesi için raporda şu önerilerde bulunuldu:
"Yeni kamp alanları ve yeni turizm rotaları belirlenerek, insanların karavan turizmine teşvik edilmesi sağlanmalı. Karavan turizmine yönelik yasal mevzuat güçlendirilmelidir. Alanı uygun benzin istasyonları karavan molalarına (temiz su alım, atık su boşaltım, elektrik alma) uygun hale getirilmeli."
Raporda, karavanlar için uygulanan yüksek ÖTV sorununun da çözülmesi talep edildi. ÖTV oranları, sadece elektrikli motoru bulunan karavanlar için yüzde 5, elektrikli motoru da olan motorlu karavanlar için yüzde 10 ve diğer motorlu karavanlar için yüzde 15 olarak önerildi.
Öte yandan, ekim ayında Resmi Gazete'de yayımlanan Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile yüzde 220 olarak uygulanan ÖTV tutarı yüzde 45'e indirilmişti.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) sektör meclisleri, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde talebin arttığı karavan sektöründe üretimin yerli olarak yapılabilmesi için teşvik talebinde bulundu.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, TOBB sektör meclisleri tarafından sektörel politika ve stratejilerin oluşturulmasına destek olunması amacıyla Türkiye Karavan Sektörü Durum Analizi Raporu hazırlandı.
Kovid-19 salgınının kamp ve karavan turizmi için itici güç haline geldiği ve salgın sonrasında da hareketli konaklama araçlarına ilginin artmasının beklendiği ifade edilen raporda, karavanların, sağlık endişeleri nedeniyle insanların mesafeleri kendilerinin ayarlayabilmesine imkan tanıdığı için ilgi gördüğü belirtildi.
Raporda, ülkede kamp alanları, motorlu karavan ve karavan tipi treyler (römork) park hizmetleri tesisleri sayısının 226 olduğu ve bu alanların toplam tesisler içindeki payının yüzde 0,9 düzeyinde bulunduğu aktarılarak, kamp ve karavan alanlarının Türkiye'ye gelen yabancı turistler tarafından da tercih edildiği bilgisi verildi.
Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre bu yılın ilk çeyreğinde 6 bin 744'ü çekme 1247'si motokaravan olmak üzere tescilli karavan sayısının 7 bin 991 olduğu bildirilen raporda, bu sayının Türkiye ile benzer ülkeler olan Portekiz'de 28 bini, İspanya'da ise 300 bini bulduğu kaydedildi.
Raporda, sıfır karavan tescil rakamlarında da büyük düşüşler olduğuna işaret edilerek, sıfır araçların yüksek ÖTV nedeniyle tercih edilmediğinin altı çizildi.
Türkiye'nin üretim altyapısı var
Türkiye'de irili ufaklı firmaların karavan imalatında bulunduğu, bunların özellikle araç dönüşümü gerçekleştiren ya da çekme karavan imal eden küçük kuruluşlardan oluştuğu belirtilen raporda, seri üretim yapılmaması nedeniyle üretim maliyetinin yükseldiği vurgulandı.
Raporda, şu ifadelere yer verildi:
"Bu konuda kurumsal firmaların yatırım yaparak ölçek ekonomilerini yakalayabilmeleri, talebin öncelikle iç piyasada sağlanmasıyla mümkün olacaktır. Ülkemiz önemli bir otomotiv ülkesidir. Bu altyapının karavan sektörü için çok önemli maliyet ve lojistik gibi avantajları bulunduğu, ayrıca karavan üretimi konusunda Türk otomotiv sanayisinin kıyaslama (benchmarking) uygulamalarıyla birikmiş teknik ve diğer bilgi birikimlerini kullanabileceği bir alan olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Türkiye, dünyada karavan üretiminde söz sahibi olabilecek bir altyapıya sahiptir. Ülkemizde araç tasarım ve döşemesi konusunda dünyada kendini ispat etmiş firmalar bulunmaktadır. Lüks segmentte yer alan bu firmaların bu konuda ticari olarak gelişme göstermeleri için bazı teşvikler uygulamaya konulabilir. Özellikle yerli üretim yapacak firmalara yönelik ÖTV indirimi gündeme getirilmelidir."
"Yabancı turistler için kiralık karavan bulunmuyor"
Raporda, tüketicilerin karavana ulaşmasının da hem yasal hem de ekonomik tedbirlerle desteklenmesi önerisinde bulunularak, "Bu konuda Türkiye fark yaratabilecek bir potansiyel barındırmaktadır. Tüketici sayısını artırarak sektörü büyütmek, aynı zamanda büyüyen sektörle ölçeği yakalayarak maliyetlerin düşürülmesi gerekmektedir. İç piyasanın yanında dış piyasada yer alan ülkemize turist olarak gelip karavanla tatilini geçirmek isteyenler için sorun çıkarmayacak, modeli yüksek kiralık karavan bulmak imkansıza yakındır. Ülkemize uçakla gelerek karavan tatili yapmak isteyen turistlere yönelik yatırım yapmak isteyen kurumsal kiralama firmaları, bu yüksek yatırım maliyetleri nedeniyle sektörü büyütücü girişimlerde bulunamamaktadır." değerlendirmesi yapıldı.
"Lüks kamp alanları da bulunuyor"
Devletin de kamp ve karavan turizmine yönelik altyapıyı geliştirmesi gerektiği vurgulanan raporda, "Her ne kadar düşük maliyetli bir turizm faaliyeti olarak düşünülse de 'glamping' adı verilen lüks kamp alanları da son yıllarda hizmet vermeye başlamıştır. Az sayıda da olsa Türkiye'de yüksek gelir grubuna hitap eden bu tür kamp alanları bulunmaktadır. Yine karavan turizminin geliştirilmesi için karavanların mülkiyetine yatırım yapacak bir girişimci sınıfın varlığı gerekmektedir." ifadeleri kullanıldı.
Raporda, özellikle yurt dışı kaynaklı yapılacak kamp ve karavan turizminin pazarlanmasında seyahat acentelerine önemli görevler düştüğüne işaret edilerek, yabancı turistlerin karavan konusunda öncelikle model yılı ve donanımının yüksek olmasını bekleyeceğine dikkat çekildi.
Kamp ve karavan turizminin gelişmesi için raporda şu önerilerde bulunuldu:
"Yeni kamp alanları ve yeni turizm rotaları belirlenerek, insanların karavan turizmine teşvik edilmesi sağlanmalı. Karavan turizmine yönelik yasal mevzuat güçlendirilmelidir. Alanı uygun benzin istasyonları karavan molalarına (temiz su alım, atık su boşaltım, elektrik alma) uygun hale getirilmeli."
Raporda, karavanlar için uygulanan yüksek ÖTV sorununun da çözülmesi talep edildi. ÖTV oranları, sadece elektrikli motoru bulunan karavanlar için yüzde 5, elektrikli motoru da olan motorlu karavanlar için yüzde 10 ve diğer motorlu karavanlar için yüzde 15 olarak önerildi.
Öte yandan, ekim ayında Resmi Gazete'de yayımlanan Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile yüzde 220 olarak uygulanan ÖTV tutarı yüzde 45'e indirilmişti.