Değerli okurlar,
Yaklaşık 20 milyon öğrenci ders başı yaparken, aileler ise cep yakan eğitim masraflarıyla karşı karşıya. Biz de bu sayımızda giriş haberimizi artan eğitim maliyetlerine ayırdık. Yeri gelmişken, eğitim ücretleri konusunda yaşadığım bir anekdotu paylaşmak istiyorum: Yurt dışında profesyonel olarak çalışan, bahar aylarında ise Türkiye’den aldığı teklifle geri dönen bir yöneticiyle bir araya geldim. İki çocuğunu, yurt dışındaki okulun üç katı fiyatına İstanbul’da okula yazdırdığını anlattı. Bunu söyleyince aklıma Türkiye ile İngiltere arasında üniversite fiyatları karşılaştırması haberi geldi. Üniversitelerde bile iki kat fiyat farkları ile karşılaşıyoruz.
Öğrencilerimiz hayli zor sınav odaklı bir eğitim öğretim süreci yaşarken, bir yandan da 544 okuldan toplam 719 öğrencinin tam puan aldığı LGS sınavıyla yüzleşiyor. Şaibe konusu mutlaka derinlemesine araştırılmalı ve en azından öğrencilerin ve velilerin içi rahat olmalı. Tabii ki eğitimde fırsat eşitliği sağlanabilmeli. Sonuç itibarıyla öğrencilerimize zihin açıklığı diliyorum.
Değerli okurlar, bu sayıda kapak haberini piyasalara ayırdık. Piyasa uzmanlarının sonbahar stratejilerini mercek altına aldık. Yine borsa haberinde aracı kurumların hisse önerilerini derledik. Yatırımlarına yön verecekler için uzmanların kapsamlı görüşlerini aktardık. Bu önerileri BES fonlarınızdaki dağılımı yönetirken de kullanmanızı dikkatinize sunuyorum. Çünkü yüksek enflasyonist ortamda gelir elde etmenin yanında, var olan birikimleri daha dikkatli yönetmek de büyük önem kazanıyor. Yurt dışında ve yurt içinde yaşanan ve yaşanması muhtemel birçok gelişme piyasalarda hareketliliğe neden olabiliyor.
Türkiye’de piyasaların dayanıklılığının artmasında yerli kurumsal yatırımcıların artan BES ve yatırım fonu büyüklükleriyle önemli bir yere sahip olduğunu görüyoruz. Bunun yanında yabancı yatırımcılar da piyasalar için önemli. Ancak son yıllarda yabancı yatırımcının Türkiye’de piyasalara ilgisinin azaldığını, yabancı takasının gerilediğini gördük. Yabancı yatırımcı ilgisinin sürdürülebilir olması için Türkiye’de siyasi ve makroekonomik istikrarın korunması, şeffaf ve öngörülebilir finansal politikaların uygulanması, şirketlerin güçlü bilanço ve şeffaf raporlama göstermesi gerekiyor. Geçmişte bunu yapmıştık. Hala da yapabiliriz. Yeter ki bunun için ülke olarak mücadele edelim.
Sağlıkla kalın.