USD/TRY
Döviz Çevirici
TRY
USD
EUR
Hesapla

Dijital dönüşüm çağında, yapısal reformları konuşuyoruz

Yapısal reformların yeniden konuşulduğu bu dönemde, dijitalleşme ve yapay zekâ çağında Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek güç, genç beyinlerde ve derin teknoloji girişimlerinde yatıyor.


Dijital dönüşüm çağında, yapısal reformları konuşuyoruz

Değerli okurlar, yaşı uygun olanlar hatırlar. 19 Şubat 2001’de Milli Güvenlik Kurulu toplantısında dönemin başbakanı Bülent Ecevit ile Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer arasında anayasa kitapçığının fırlatılmasıyla patlak veren Türkiye tarihinin en ağır krizlerinden birini yaşadık. Sonrasında Kemal Derviş’in büyük bir transfer olarak Dünya Bankası’ndan gelmesine ve hükümette ekonomi yönetiminin başına geçmesine şahit olduk. Bu süreçte başta finans sektörü olmak üzere, kamu maliyesinin disiplini ve enflasyona yönelik tedbirler, regülasyonlar yapıldı. IMF ile anlaşma sağlandı. Yapılan regülasyonlara rağmen bu kriz 6 Kasım 2002 genel seçimlerinde Ecevit hükümetinin sonunu getirdi ve AK Parti’li süreç başladı.

Kabul etmek lazım ki AK Parti’nin ilk dönemi Kemal Derviş programının uygulanması sayesinde ekonomik olarak daha sağlıklı geçti. Hatta bu dönemde başbakanlık görevini yürüten Erdoğan’ın 2008 global krizi için ‘kriz teğet geçti’ ifadesini doğru buluyorum. Peki sonrası…

Parasal genişlemelerle birlikte 2010’lu yılların ilk dönemini rahat geçirdik. Bu süreçte yapmamız gereken başta eğitim ve hukuk olmak üzere, reformları gerçekleştiremedik. Reel sektörü yeniden yapılandıramadık. Bunun yanında Türkiye’nin ekonomik ve sosyal kalkınmasını hızlandırmak için 1960 yılında kurulan Devlet Planlama Teşkilatı’nı (DPT) 2011 yılında kapattık ve yerine Kalkınma Bakanlığı’nı organize ettik. 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişte, Cumhurbaşkanlığı’nın bünyesinde Strateji ve Bütçe Başkanlığı oluştu. Dönem dönem bürokrasiden, sivil toplum örgütlerinden, iş dünyasından insanlarla bir araya geliyoruz. Dinlediğim şu: Bu yeni yapılanmalar, DPT’nin yerini tutmadı. Reel sektörde odaklı yatırımlar yapılamadı. Sağlanan kaynaklar, doğru yatırımlarda kullanılamadı, inovasyon ve teknoloji yatırımları geri plana düştü. Hem atıl kapasiteler oluştu hem de katma değerli üretim yapılamadı.

2020 pandemisi sonrasında ise dijitalleşme, yapay zeka çok daha fazla bir şekilde hayatımızda yer almaya başladı. Soru şu; Türkiye olarak yapay zeka, dijitalleşme trendini yakalayabilecek miyiz? Yoksa orta gelir tuzağına düşmüş, gelir dağılımı eşitsizliği iyice artmış bir ülke olarak, ekonomik darboğazlarla uğraşmaya devam mı edeceğiz?

Ben Türkiye’nin geleceğine inanıyorum. Çünkü bu ülkenin gençliğine, genç beyinlerine inanıyorum. Genç beyinler, girişimciler, ülkemizi bu darboğazdan çıkarmak için gerekli gayreti ve kudreti sergileyecek. İşte kapak haberimizde bu girişimcilere, parlak beyinlere yer verdik. Artık hızlı büyüyen dijital platformlar değil, derin teknolojiye dayalı bilimsel girişimler de yeni ekonominin temel aktörleri olmaya aday.

‘Deeptech’, diğer bir deyişle ‘derin teknoloji’ olarak adlandırılan bu girişimler; Türkiye’nin geleceğine damga vurmaya adaylar. Editörümüz Burcu Tuvay, öne çıkan 45 deeptech girişiminin hikayesini derledi.

Keyifli okumalar.

0

EKONOMİST YENİ SAYI
Ekonomist Dergisini takip etmek için abone olun.
ABONE OL