Referandum sonrasında piyasalarda hesaplar gözden geçiriliyor. Bundan sonra piyasalar ekonomik reformlara, AB ve ABD'deki gelişmelere, jeopolitik hareketliliklere odaklanacak.
TALİP YILMAZ GÖZDE YENİOVA
tyilmaz@ekonomist.com.tr gyeniova@ekonomist.com.tr
Referandum sonrası piyasaların yönünü analiz etmek ve yatırım stratejilerini ortaya koymak üzere finans şirketlerinin genel müdürleriyle konuştuk. Yatırım araçlarına ilişkin tahminlerini sorduk ve buna göre referandum sonrası şekillenen yeni portföy önerilerini aldık.
Tabloları görmek için görsellere tıklayın.
Aldığımız yanıtlar temkinli bir iyimserlik sinyali veriyor ve dengeli portföy dağılımları öne çıkıyor.Referandum tamamlandı. Resmi sonuçlar henüz açıklanmamakla birlikte sandıktan ‘evet’ kararı çıkmış görünüyor. Piyasalar açısından şimdilik bir siyasi belirsizlik geride kalmış durumda.
Bundan sonra piyasalar ekonomi gündemine daha çok odaklanacak. İşte bu süreçte 2017 yıl sonu için piyasaların yönünü ve yatırım stratejilerini, aracı kurum ve portföy yönetim şirketlerinin genel müdürleriyle konuştuk.
Haberimizde detaylarını bulacağınız bu çalışmada, uzmanlar temkinli iyimserliklerini koruyarak hisse, döviz, sabit getirili TL faiz ağırlıklı bir portföy önerisi yapıyor.
Öneride bulunan her uzman, hisse senedini muhakkak tavsiye ediyor. Ancak hisse oranı çok yüksek tutulmuyor. Döviz tarafında dolar bir adım daha önde. Ancak ‘diğer’ başlığı ile verdiğimiz tarafta Eurobond ve yurtdışı hisse senedi piyasalarının ağırlığı dikkat çekiyor.
Zaten son dönemde yabancı yatırımcıların global hareketliliğe bağlı olarak TL varlıklara yöneldiği, yerli yatırımcının ise döviz pozisyonlarını artırdığı yönünde uzman değerlendirmeleri görüyoruz. TL faiz tarafında mevduat en gözde yatırım aracı olmayı sürdürüyor. Altın da portföylerin olmazsa olmazı durumunda.
YATIRIM ARAÇLARI
Yatırım araçlarına bakıldığında ise borsa tarafında temkinli bir iyimserlik var. Endekste yıl içinde aşağı hareketler olabilir. Ancak yıl sonu için 85.000 altı beklenmiyor.
Yukarıda da 100.000 barajının aşılması zor görünüyor. Dolar/TL tarafında 3,50 altı şimdilik gündemde değil. Bunun yanında iki isim 4,00 TL üstü seviyelerin görülebileceği kanaatinde.
Gösterge faizde de tek haneli seviyeler enflasyon dikkate alındığında zor gibi görünüyor. Altın tarafında ise referandum sonrası TL varlıklarının yükselişine bağlı olarak gram/TL tarafında düşüşler görülüyor.
Ancak artan jeopolitik riskler ons altın tarafını güçlü tutuyor. Bu nedenle gram altında şimdilik 145 TL’nin altı öngörülmezken, yukarıda da 155 TL üstünü bekleyen uzmanlar bulunuyor.
YABANCILAR ALIM YAPTI
Piyasalar için bundan sonraki süreçte en önemli başlık, ekonomik göstergeler ve yapısal reform adımları olacak. Ekonomik reformlar konusunda piyasaya güvenilir sinyaller verilmesi ve yatırımcı güveninin artırılması gerekiyor.
Yabancı yatırımcılar 2017’nin başından bu yana yaklaşık 1,1 milyar dolarlık hisse ve 900 milyon dolarlık tahvil alımı yaptı. Bu iştahın önemli nedenlerinden biri ise küresel yatırımcıların genel olarak gelişmekte olan ülkelere olan ilgisinin ve yatırımlarının artması oldu.
Referandumun geride kalmasıyla birlikte gerek sağlanan mali teşvikler gerekse Kredi Garanti Fonu (KGF) programı dahilinde verilen ciddi miktardaki kredi, büyümeyi ve şirketlerin kârlarındaki artışı destekliyor.
Ata Portföy Genel Müdürü Mehmet Gerz, “Mart başında referandum sonucunun yaratabileceği belirsizlikleri gözönüne alarak yüzde 15’e indirdiğimiz hisse senetlerindeki ağırlığımızı, gördüğümüz daha yüksek getiri potansiyeli nedeniyle yüzde 18’e yükselttik.
Özel sektör tahvil bono ağırlığımızı ise yüzde 29’a indirdik” diyor. Gerz’in önerilerinde mutlak getiri hedefli serbest fon var.
Garanti Yatırım Genel Müdürü Zeki Şen’in portföy dağılımına bakıldığında hisse senedi ağırlığı öne çıkıyor. Öte yandan enflasyonun önümüzdeki aylardan itibaren kademeli düşüş göstereceği ve bunun da faize olumlu yansıyacağı düşüncesiyle ağırlıklarını sabit getirili enstrümanlardan oluşturduklarını söyleyen Şen, “TL’de yıl sonuna doğru hafif bir değer kaybı görüleceği düşüncesiyle halen cazip getirilere sahip USD cinsi Eurobondları da portföyümüze dahil ediyoruz” diye konuşuyor.
FONLAR TERCİH EDİLEBİLİR
Yaptığı değerlendirmede Eurobond ağırlıklı bir portföy önerisinde bulunan TEB Portföy Genel Müdürü Selim Yazıcı, öne çıkabilecek yatırım fonlarını Eurobond borçlanma araçları fonları ve ÖST fonlar olarak gösteriyor.
Yazıcı, bu konuda şunları söylüyor: “ABD tarafında gelen düşük enflasyon verisi ve 10 yıllıklarda faizin yüzde 2,20’lere gelmesi, Türk Eurobondlarında oluşacak bir faiz hareketindeki yukarı yönlü hareketi kısıtlıyor. Ayrıca Türkiye risk priminin (CDS) diğer ülkelere göre yukarıda olması da aşağı yönlü bir hareket için gerekli alanı sağlıyor.
ÖST’ler, likiditesinin devlet tahvillerine göre daha az olması ve değişken faizli seçeneğinin bulunması piyasa oynaklıklarına karşı duyarlılıklarını azalttığı için önemli.”
BORSA TUTUNUYOR
Borsa tarafında yılbaşından bu yana yukarı eğilim devam ediyor. Gelinen noktada yüzde 17 civarında bir prim söz konusu. Borsa, TL bazında 93.000 zirve seviyelerini zorluyor.
Ancak yapılan borsa tahminlerinde yıl sonu için yeni bir ivmeyle yükseliş beklentileri düşük bulunuyor. Fakat aşağı hareketlerin de sınırlı olduğu görülüyor.
Mehmet Gerz, küresel piyasalarda artan jeopolitik risklerle birlikte risk iştahı azalsa da içeride referandum sürecinin atlatılmasıyla TL varlıklarında pozitif ayrışma olabileceğini söylüyor.
Gerz, “Özellikle bankacılık endeksinin öncülüğünde, referandum haftasında negatif haber akışının olduğu tarihte dahi endeks 90.000 üzerinde kalma çabalarını sürdürdü” hatırlatmasını yapıyor.
Ahlatçı Yatırım Genel Müdürü Tuncay Karahan ise referandum sonrası borsa-da yaşanan olumlu havanın kısa vadede sonlanabileceğini, geri çekilmelerin orta vadede 90.000 ve 87.000 seviyelerine doğru gerçekleşebileceğini söylüyor.
Karahan, “Özellikle bankacılık sektöründe ilk çeyrek kârlarının olumlu beklenmesi ve dolar bazlı 25.000 seviyeleri altında göreceli ucuz olan borsaya tekrardan alışların geleceğini düşünüyoruz” diyor.
YÜKSELİŞ SÜRER Mİ?
2017 yılına girilirken risk alma iştahına önemli ölçüde katkı sağlayan ABD kaynaklı vergi teşviki beklentileri, yılın son çeyreğine ötelendi. Bu nedenle hisse piyasalarındaki toparlanma ivme kaybetmeye başladı.
Zeki Şen’e göre nisan-mayıs döneminde küresel tarafta borsalarda politik belirsizlik ve jeopolitik riskler takip edilerek düzeltme eğiliminin sürdüğü, tepki alımlarının sınırlı kaldığı bir eğilim etkili olabilir. Vergi teşviki beklentilerinin yılın son çeyreğine doğru yenden gündeme gelmesiyle birlikte ise yeniden iyimser hava yakalanabilir.
Bu görünümde iç politik belirsizliğin geride kaldığı BIST açısından ekonomik politikalar izlenecek. Zeki Şen, kısa vadeli görünümde TL bazlı zirvenin yenilenmesi ihtimalinin korunduğunu söylüyor. Şen, “Diğer yandan söz konusu seviyeye yönelik fiyatlamaların ise özellikle dış piyasalardaki görünüm nedeniyle kalıcı olmasını beklemiyoruz” diye ekliyor.
MB KARARI BEKLENİYOR
Dolar/TL, referandum sonrası piyasanın ilk günü 3,62’ye kadar geri-lese de sonrasında 3,65’e yöneldi. İç gündemde referandum sonrası gözler TCMB’ye dönmüş durumda. Geçen hafta bir konuşma yapan TCMB Başkanı Murat Çetinkaya, enflasyon görünümü kayda değer bir gelişim gösterene dek sıkı para politikası duruşunun süreceğini belirtti.
Bu hafta gerçekleşecek olan TCBM toplantısı öncesinde Çetinkaya’dan gelen bu açıklamalar, parasal sıkılaşmanın devam edebileceğine yönelik beklentileri artırdı.Enflasyon dinamiklerindeki bozulma para politikasındaki sıkı duruşun devamını gerektiriyor.
Bu noktada, Geç Likidite Penceresi’nde 25-50 baz puan civarında bir artırım gelme ihtimalinin olduğu ifade ediliyor. Bu da TL lehine fiyatlamanın devamını getirebilir.
TCMB’nin sıkı likidite politikasını koruması, dolarda 3,70’li seviyelerin satış fırsatı olarak görülmesine yol açabilir. TCMB’nin 26 Nisan PPK toplantısında sıkılaştırıcı yönde sürpriz bir adım atması ise dolar/TL’yi 3,60’ın altına itebilecek potansiyel bir gelişme olarak görülüyor.
UZUN VADEDE YÖN YUKARI
ABD’de enflasyon beklentilerindeki gerileme ve vergi reform paketine ilişkin umutların şimdilik suya düşmesiyle birlikte gerileyen Dolar Endeksi de Türkiye’de kurlardaki düşüş hareketini destekliyor.
Bununla birlikte kurdaki düşüş hareketinin kısa vadede 3,60 seviyesine doğru devam etmesi beklenebilir. Ancak uzun vade için beklentiler 3,60 üzerinde birleşiyor.
ALB Menkul Genel Müdürü Cihan Aluç, “Küresel tarafta Dolar Endeksi’ndeki gerileme eğilimini düşündüğümüzde TL tarafındaki güçlenme eğilimi devam edebilir.
Ancak bu güçlenmenin devam edebilmesi için küresel tarafta bir şokun yaşanmaması önemli” diyor. Selim Yazıcı da Dolar Endeksi’nin yüzde 4,4 yukarıya gelmesini öngördükleri için dolar/TL’de yıl sonu tahminlerinin 4,05 TL olduğunu söylüyor.
ÇİFT HANE BEKLENTİSİ
Gösterge faizde ise yine enflasyon ve TCMB kararlarına dikkat çekiliyor. Çift haneli seviyede seyreden gösterge faiz için uzmanların tahmini bant aralığı yine yüzde 10,00-12,50 arasında bulunuyor.
TCMB’nin sıkılaştırma politikasına devam etmesi ve enflasyonun düşmesi faizde sakinleşmeye yol açabilir ancak yıl sonu için beklentiler yukarı yöne işaret ediyor.
Referandum sonrası TL varlıklarının yükselişine bağlı olarak gösterge tahvil faizinde sert düşüşler görülmediğini söyleyen Destek Yatırım Genel Müdürü Tuna Yılmaz, “Ancak TCMB’nin ağırlıklı ortalama fonlama maliyetini yüksek enflasyondan kaynaklı artırma ihtimalinin kuvvetlenmesi, gösterge tahvil faizinde düşüşleri beraberinde getirebilir” diyor.
Yılmaz’a göre, en azından yeni hikayeler ortaya çıkmazsa faizde yükselişler sınırlı kalabilir. Gösterge tahvil faizinin de tarihi zirvelere yakın olduğunu belirtelim.
DENGE OLABİLİR
Faiz ve enflasyon dengelerinin yıl sonuna kadar enflasyonda beklenen geri çekilmeyle birlikte dengeleneceğini ve yıl sonu gösterge faizinin mevcut seviyenin biraz daha üzerinde gerçekleşeceğini düşünen uzmanlar bulunuyor.
Kapital FX Genel Müdürü Gökalp İçer, “Yüksek ihtimalle yabancı çıkışı hisse senedi ve tahvilde aynı anda gerçekleşir. Endeksteki konsolidasyona benzer şekilde Türk tahvillerinin de konsolide olmasını bekleyebiliriz” diyor.
Yükselen enflasyonun ve enflasyon beklentilerinin faizleri çift hanede tutmaya devam edeceğini belirten İçer’e göre, 2017’nin başından bu yana tahvillerde yaşanan yüksek oranlı yabancı yatırım girişi, yabancıların halen Türk tahvillerine olumlu baktığını gösteriyor.
ALTINDA GRAM YUKARI
Referandum sonrası TL varlıklarının yükselişine bağlı olarak gram/TL tarafında düşüşler ön plana çıksa da, artan jeopolitik riskler ons altın tarafını güçlü tutuyor. Bu nedenle uluslararası belirsizlikler piyasalarda güvenli varlık talebini belli seviyede bırakabilir.
Dolarda uzun vadeli yükseliş beklentisinden kaynaklı gram/TL’nin düşüşleri sınırlı kalabilir. Jeopolitik gelişmelerle birlikte küresel risk algısındaki artış altın fiyatını kısa vadede destekleme potansiyeline sahip. Ancak dolar/TL’deki yükseliş beklentisi bu hareketi sınırlayabilir.
Gerek Ortadoğu’daki gerekse de Uzakdoğu’daki belirsizlikler kısa dönemde çözülebilecek gibi değil. Avrupa’daki seçim belirsizliklerine İngiltere de eklendi, reel getiriler düşüyor.
Özellikle ABD 10 yıllık tahvil faizleriyle ters korelasyona sahip bir şekilde altının yükselişini görebiliriz. Güvenli limanların revaçta kalmaya devam etmesi de bekleniyor.
155 TL ÜSTÜ BEKLENİYOR
Uzmanlardan aldığımız tahminlere göre ons bazında altında 1.300 dolar seviyesi ön plana çıkarken, gram altın fiyatlarında da 145 TL ve 155 TL üzeri rakamlar telaffuz ediliyor.
Altının savunma aracı olarak her zaman portföylerde kalması gerektiğini ifade eden uzmanlar, gram altında dalgalanmanın da sürebileceğini belirtiyor. Dolayısıyla TL’deki güçlenme ons tarafında bir yükseliş olmadıkça gram altını savunmasız bırakabilir.
Bu koşullarda ons altının 1.320 doların üzerinde hareket etmesi, gram altındaki güçlü seyrin devamı açısından oldukça önemli olarak belirtiliyor. İntegral Yatırım Genel Müdürü Kıvanç Memişoğlu, “Dolardaki gevşeklik ons altında güçlü seyirlere neden olabilir.
Kurun mevcut seviyelerini koruması dikkate alındığında gram altın içeride 155 TL ve üstünü görebilir” diyor. Uzmanlar, yılın geri kalanında kurda ve ons altında geri çekilmelerin gerçekleşeceği dönemlerde 145147 TL aralığının önemli bir destek seviyesi olarak yeni alımlarda değerlendirileceğini düşünüyor.
TALİP YILMAZ GÖZDE YENİOVA
tyilmaz@ekonomist.com.tr gyeniova@ekonomist.com.tr
Referandum sonrası piyasaların yönünü analiz etmek ve yatırım stratejilerini ortaya koymak üzere finans şirketlerinin genel müdürleriyle konuştuk. Yatırım araçlarına ilişkin tahminlerini sorduk ve buna göre referandum sonrası şekillenen yeni portföy önerilerini aldık.
Tabloları görmek için görsellere tıklayın.
Aldığımız yanıtlar temkinli bir iyimserlik sinyali veriyor ve dengeli portföy dağılımları öne çıkıyor.Referandum tamamlandı. Resmi sonuçlar henüz açıklanmamakla birlikte sandıktan ‘evet’ kararı çıkmış görünüyor. Piyasalar açısından şimdilik bir siyasi belirsizlik geride kalmış durumda.
Bundan sonra piyasalar ekonomi gündemine daha çok odaklanacak. İşte bu süreçte 2017 yıl sonu için piyasaların yönünü ve yatırım stratejilerini, aracı kurum ve portföy yönetim şirketlerinin genel müdürleriyle konuştuk.
Haberimizde detaylarını bulacağınız bu çalışmada, uzmanlar temkinli iyimserliklerini koruyarak hisse, döviz, sabit getirili TL faiz ağırlıklı bir portföy önerisi yapıyor.
Öneride bulunan her uzman, hisse senedini muhakkak tavsiye ediyor. Ancak hisse oranı çok yüksek tutulmuyor. Döviz tarafında dolar bir adım daha önde. Ancak ‘diğer’ başlığı ile verdiğimiz tarafta Eurobond ve yurtdışı hisse senedi piyasalarının ağırlığı dikkat çekiyor.
Zaten son dönemde yabancı yatırımcıların global hareketliliğe bağlı olarak TL varlıklara yöneldiği, yerli yatırımcının ise döviz pozisyonlarını artırdığı yönünde uzman değerlendirmeleri görüyoruz. TL faiz tarafında mevduat en gözde yatırım aracı olmayı sürdürüyor. Altın da portföylerin olmazsa olmazı durumunda.
YATIRIM ARAÇLARI
Yatırım araçlarına bakıldığında ise borsa tarafında temkinli bir iyimserlik var. Endekste yıl içinde aşağı hareketler olabilir. Ancak yıl sonu için 85.000 altı beklenmiyor.
Yukarıda da 100.000 barajının aşılması zor görünüyor. Dolar/TL tarafında 3,50 altı şimdilik gündemde değil. Bunun yanında iki isim 4,00 TL üstü seviyelerin görülebileceği kanaatinde.
Gösterge faizde de tek haneli seviyeler enflasyon dikkate alındığında zor gibi görünüyor. Altın tarafında ise referandum sonrası TL varlıklarının yükselişine bağlı olarak gram/TL tarafında düşüşler görülüyor.
Ancak artan jeopolitik riskler ons altın tarafını güçlü tutuyor. Bu nedenle gram altında şimdilik 145 TL’nin altı öngörülmezken, yukarıda da 155 TL üstünü bekleyen uzmanlar bulunuyor.
YABANCILAR ALIM YAPTI
Piyasalar için bundan sonraki süreçte en önemli başlık, ekonomik göstergeler ve yapısal reform adımları olacak. Ekonomik reformlar konusunda piyasaya güvenilir sinyaller verilmesi ve yatırımcı güveninin artırılması gerekiyor.
Yabancı yatırımcılar 2017’nin başından bu yana yaklaşık 1,1 milyar dolarlık hisse ve 900 milyon dolarlık tahvil alımı yaptı. Bu iştahın önemli nedenlerinden biri ise küresel yatırımcıların genel olarak gelişmekte olan ülkelere olan ilgisinin ve yatırımlarının artması oldu.
Referandumun geride kalmasıyla birlikte gerek sağlanan mali teşvikler gerekse Kredi Garanti Fonu (KGF) programı dahilinde verilen ciddi miktardaki kredi, büyümeyi ve şirketlerin kârlarındaki artışı destekliyor.
Ata Portföy Genel Müdürü Mehmet Gerz, “Mart başında referandum sonucunun yaratabileceği belirsizlikleri gözönüne alarak yüzde 15’e indirdiğimiz hisse senetlerindeki ağırlığımızı, gördüğümüz daha yüksek getiri potansiyeli nedeniyle yüzde 18’e yükselttik.
Özel sektör tahvil bono ağırlığımızı ise yüzde 29’a indirdik” diyor. Gerz’in önerilerinde mutlak getiri hedefli serbest fon var.
Garanti Yatırım Genel Müdürü Zeki Şen’in portföy dağılımına bakıldığında hisse senedi ağırlığı öne çıkıyor. Öte yandan enflasyonun önümüzdeki aylardan itibaren kademeli düşüş göstereceği ve bunun da faize olumlu yansıyacağı düşüncesiyle ağırlıklarını sabit getirili enstrümanlardan oluşturduklarını söyleyen Şen, “TL’de yıl sonuna doğru hafif bir değer kaybı görüleceği düşüncesiyle halen cazip getirilere sahip USD cinsi Eurobondları da portföyümüze dahil ediyoruz” diye konuşuyor.
FONLAR TERCİH EDİLEBİLİR
Yaptığı değerlendirmede Eurobond ağırlıklı bir portföy önerisinde bulunan TEB Portföy Genel Müdürü Selim Yazıcı, öne çıkabilecek yatırım fonlarını Eurobond borçlanma araçları fonları ve ÖST fonlar olarak gösteriyor.
Yazıcı, bu konuda şunları söylüyor: “ABD tarafında gelen düşük enflasyon verisi ve 10 yıllıklarda faizin yüzde 2,20’lere gelmesi, Türk Eurobondlarında oluşacak bir faiz hareketindeki yukarı yönlü hareketi kısıtlıyor. Ayrıca Türkiye risk priminin (CDS) diğer ülkelere göre yukarıda olması da aşağı yönlü bir hareket için gerekli alanı sağlıyor.
ÖST’ler, likiditesinin devlet tahvillerine göre daha az olması ve değişken faizli seçeneğinin bulunması piyasa oynaklıklarına karşı duyarlılıklarını azalttığı için önemli.”
BORSA TUTUNUYOR
Borsa tarafında yılbaşından bu yana yukarı eğilim devam ediyor. Gelinen noktada yüzde 17 civarında bir prim söz konusu. Borsa, TL bazında 93.000 zirve seviyelerini zorluyor.
Ancak yapılan borsa tahminlerinde yıl sonu için yeni bir ivmeyle yükseliş beklentileri düşük bulunuyor. Fakat aşağı hareketlerin de sınırlı olduğu görülüyor.
Mehmet Gerz, küresel piyasalarda artan jeopolitik risklerle birlikte risk iştahı azalsa da içeride referandum sürecinin atlatılmasıyla TL varlıklarında pozitif ayrışma olabileceğini söylüyor.
Gerz, “Özellikle bankacılık endeksinin öncülüğünde, referandum haftasında negatif haber akışının olduğu tarihte dahi endeks 90.000 üzerinde kalma çabalarını sürdürdü” hatırlatmasını yapıyor.
Ahlatçı Yatırım Genel Müdürü Tuncay Karahan ise referandum sonrası borsa-da yaşanan olumlu havanın kısa vadede sonlanabileceğini, geri çekilmelerin orta vadede 90.000 ve 87.000 seviyelerine doğru gerçekleşebileceğini söylüyor.
Karahan, “Özellikle bankacılık sektöründe ilk çeyrek kârlarının olumlu beklenmesi ve dolar bazlı 25.000 seviyeleri altında göreceli ucuz olan borsaya tekrardan alışların geleceğini düşünüyoruz” diyor.
YÜKSELİŞ SÜRER Mİ?
2017 yılına girilirken risk alma iştahına önemli ölçüde katkı sağlayan ABD kaynaklı vergi teşviki beklentileri, yılın son çeyreğine ötelendi. Bu nedenle hisse piyasalarındaki toparlanma ivme kaybetmeye başladı.
Zeki Şen’e göre nisan-mayıs döneminde küresel tarafta borsalarda politik belirsizlik ve jeopolitik riskler takip edilerek düzeltme eğiliminin sürdüğü, tepki alımlarının sınırlı kaldığı bir eğilim etkili olabilir. Vergi teşviki beklentilerinin yılın son çeyreğine doğru yenden gündeme gelmesiyle birlikte ise yeniden iyimser hava yakalanabilir.
Bu görünümde iç politik belirsizliğin geride kaldığı BIST açısından ekonomik politikalar izlenecek. Zeki Şen, kısa vadeli görünümde TL bazlı zirvenin yenilenmesi ihtimalinin korunduğunu söylüyor. Şen, “Diğer yandan söz konusu seviyeye yönelik fiyatlamaların ise özellikle dış piyasalardaki görünüm nedeniyle kalıcı olmasını beklemiyoruz” diye ekliyor.
MB KARARI BEKLENİYOR
Dolar/TL, referandum sonrası piyasanın ilk günü 3,62’ye kadar geri-lese de sonrasında 3,65’e yöneldi. İç gündemde referandum sonrası gözler TCMB’ye dönmüş durumda. Geçen hafta bir konuşma yapan TCMB Başkanı Murat Çetinkaya, enflasyon görünümü kayda değer bir gelişim gösterene dek sıkı para politikası duruşunun süreceğini belirtti.
Bu hafta gerçekleşecek olan TCBM toplantısı öncesinde Çetinkaya’dan gelen bu açıklamalar, parasal sıkılaşmanın devam edebileceğine yönelik beklentileri artırdı.Enflasyon dinamiklerindeki bozulma para politikasındaki sıkı duruşun devamını gerektiriyor.
Bu noktada, Geç Likidite Penceresi’nde 25-50 baz puan civarında bir artırım gelme ihtimalinin olduğu ifade ediliyor. Bu da TL lehine fiyatlamanın devamını getirebilir.
TCMB’nin sıkı likidite politikasını koruması, dolarda 3,70’li seviyelerin satış fırsatı olarak görülmesine yol açabilir. TCMB’nin 26 Nisan PPK toplantısında sıkılaştırıcı yönde sürpriz bir adım atması ise dolar/TL’yi 3,60’ın altına itebilecek potansiyel bir gelişme olarak görülüyor.
UZUN VADEDE YÖN YUKARI
ABD’de enflasyon beklentilerindeki gerileme ve vergi reform paketine ilişkin umutların şimdilik suya düşmesiyle birlikte gerileyen Dolar Endeksi de Türkiye’de kurlardaki düşüş hareketini destekliyor.
Bununla birlikte kurdaki düşüş hareketinin kısa vadede 3,60 seviyesine doğru devam etmesi beklenebilir. Ancak uzun vade için beklentiler 3,60 üzerinde birleşiyor.
ALB Menkul Genel Müdürü Cihan Aluç, “Küresel tarafta Dolar Endeksi’ndeki gerileme eğilimini düşündüğümüzde TL tarafındaki güçlenme eğilimi devam edebilir.
Ancak bu güçlenmenin devam edebilmesi için küresel tarafta bir şokun yaşanmaması önemli” diyor. Selim Yazıcı da Dolar Endeksi’nin yüzde 4,4 yukarıya gelmesini öngördükleri için dolar/TL’de yıl sonu tahminlerinin 4,05 TL olduğunu söylüyor.
ÇİFT HANE BEKLENTİSİ
Gösterge faizde ise yine enflasyon ve TCMB kararlarına dikkat çekiliyor. Çift haneli seviyede seyreden gösterge faiz için uzmanların tahmini bant aralığı yine yüzde 10,00-12,50 arasında bulunuyor.
TCMB’nin sıkılaştırma politikasına devam etmesi ve enflasyonun düşmesi faizde sakinleşmeye yol açabilir ancak yıl sonu için beklentiler yukarı yöne işaret ediyor.
Referandum sonrası TL varlıklarının yükselişine bağlı olarak gösterge tahvil faizinde sert düşüşler görülmediğini söyleyen Destek Yatırım Genel Müdürü Tuna Yılmaz, “Ancak TCMB’nin ağırlıklı ortalama fonlama maliyetini yüksek enflasyondan kaynaklı artırma ihtimalinin kuvvetlenmesi, gösterge tahvil faizinde düşüşleri beraberinde getirebilir” diyor.
Yılmaz’a göre, en azından yeni hikayeler ortaya çıkmazsa faizde yükselişler sınırlı kalabilir. Gösterge tahvil faizinin de tarihi zirvelere yakın olduğunu belirtelim.
DENGE OLABİLİR
Faiz ve enflasyon dengelerinin yıl sonuna kadar enflasyonda beklenen geri çekilmeyle birlikte dengeleneceğini ve yıl sonu gösterge faizinin mevcut seviyenin biraz daha üzerinde gerçekleşeceğini düşünen uzmanlar bulunuyor.
Kapital FX Genel Müdürü Gökalp İçer, “Yüksek ihtimalle yabancı çıkışı hisse senedi ve tahvilde aynı anda gerçekleşir. Endeksteki konsolidasyona benzer şekilde Türk tahvillerinin de konsolide olmasını bekleyebiliriz” diyor.
Yükselen enflasyonun ve enflasyon beklentilerinin faizleri çift hanede tutmaya devam edeceğini belirten İçer’e göre, 2017’nin başından bu yana tahvillerde yaşanan yüksek oranlı yabancı yatırım girişi, yabancıların halen Türk tahvillerine olumlu baktığını gösteriyor.
ALTINDA GRAM YUKARI
Referandum sonrası TL varlıklarının yükselişine bağlı olarak gram/TL tarafında düşüşler ön plana çıksa da, artan jeopolitik riskler ons altın tarafını güçlü tutuyor. Bu nedenle uluslararası belirsizlikler piyasalarda güvenli varlık talebini belli seviyede bırakabilir.
Dolarda uzun vadeli yükseliş beklentisinden kaynaklı gram/TL’nin düşüşleri sınırlı kalabilir. Jeopolitik gelişmelerle birlikte küresel risk algısındaki artış altın fiyatını kısa vadede destekleme potansiyeline sahip. Ancak dolar/TL’deki yükseliş beklentisi bu hareketi sınırlayabilir.
Gerek Ortadoğu’daki gerekse de Uzakdoğu’daki belirsizlikler kısa dönemde çözülebilecek gibi değil. Avrupa’daki seçim belirsizliklerine İngiltere de eklendi, reel getiriler düşüyor.
Özellikle ABD 10 yıllık tahvil faizleriyle ters korelasyona sahip bir şekilde altının yükselişini görebiliriz. Güvenli limanların revaçta kalmaya devam etmesi de bekleniyor.
155 TL ÜSTÜ BEKLENİYOR
Uzmanlardan aldığımız tahminlere göre ons bazında altında 1.300 dolar seviyesi ön plana çıkarken, gram altın fiyatlarında da 145 TL ve 155 TL üzeri rakamlar telaffuz ediliyor.
Altının savunma aracı olarak her zaman portföylerde kalması gerektiğini ifade eden uzmanlar, gram altında dalgalanmanın da sürebileceğini belirtiyor. Dolayısıyla TL’deki güçlenme ons tarafında bir yükseliş olmadıkça gram altını savunmasız bırakabilir.
Bu koşullarda ons altının 1.320 doların üzerinde hareket etmesi, gram altındaki güçlü seyrin devamı açısından oldukça önemli olarak belirtiliyor. İntegral Yatırım Genel Müdürü Kıvanç Memişoğlu, “Dolardaki gevşeklik ons altında güçlü seyirlere neden olabilir.
Kurun mevcut seviyelerini koruması dikkate alındığında gram altın içeride 155 TL ve üstünü görebilir” diyor. Uzmanlar, yılın geri kalanında kurda ve ons altında geri çekilmelerin gerçekleşeceği dönemlerde 145147 TL aralığının önemli bir destek seviyesi olarak yeni alımlarda değerlendirileceğini düşünüyor.