Otomotiv Sanayii Derneğinin (OSD) Yönetim Kurulu Toplantısına video konferansla katılan Varank, yaptığı konuşmada, dünyada hiçbir ülkenin, Kovid-19 salgınına karşı bağışıklık kazanmadığını belirtti.
Salgının insan sağlığına olan doğrudan etkilerinin yanında, ekonomik ve sosyal dengeler üzerinde de tahribat oluşturmaya başladığını belirten Varank, uluslararası ticaret, sermaye hareketleri ve turizmin çok ciddi yaralar aldığını ifade etti.
Varank, yapılan tahminlerin küresel ekonomide son 100 yılın en ağır daralmasının yaşayacağını öngördüğüne işaret ederek, doğal olarak Türkiye’nin de bu süreçten etkilendiğini belirtti.
Böylesine ciddi bir küresel şokta, ülke olarak başarılı bir sınav verildiğine işaret eden Varank, "Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde tüm bakanlıklarımız yekvücut oldu. Emekçiler işini, işverenler de çalışanlarını kaybetmesinler diye istihdam alanında benzersiz adımlar attık." dedi.
Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi kapsamında, kısa çalışma ödeneği ve sosyal destek programları dahil atılan adımlara değinen Varank, "Salgının başından itibaren üreticinin ve emekçinin haklarını en iyi şekilde korumaya özen gösterdik. KOSGEB, TÜBİTAK ve kalkınma ajansları kanalıyla özel destek programları açıkladık. Teknoparklar ve Ar-Ge merkezlerinde uzaktan çalışmayı mümkün hale getirdik. Salgının ülkemizdeki seyri ve sanayicilerin talebi doğrultusunda, fabrikaların temelli kapanması gibi bir yaklaşımımız olmadı." ifadesini kullandı.
"TÜRKİYE POZİTİF AYRIŞTI"
Temel gıda maddelerinden sağlık ekipmanlarına varıncaya kadar Türkiye hiçbir konuda arz sıkıntısı yaşanmadığına dikkati çeken Varank, Türkiye'nin pek çok ülkeden pozitif yönde ayrıştığına işaret etti.
Varank, pek çok ülkenin sahip olamadığı, üretmekte dahi zorlandığı yoğun bakım solunum cihazlarının sadece iki haftada seri üretimini gerçekleştirdiklerini vurgulayarak, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinesinde, Sağlık Bakanlığının iş birliğiyle Arçelik, Aselsan, Baykar ve Biosys tarafından geliştirilen ve testlerden başarıyla geçtikten sonra hastanedeki ilk kullanımlarında hekimlerden tam not alan yerli yoğun bakım solunum cihazının başarı hikayesini anlattı.
OTOMOTİV SEKTÖRÜNDEN 5 TEMEL BEKLENTİ
Varank, sektördeki son dönem gelişmelerini de çok yakından takip etiklerini kaydederek, Almanya, Rusya, İspanya ve Portekiz’de olduğu gibi Türkiye'de de otomotiv fabrikalarının yeniden üretime başlama konusunda önemli sinyaller verdiğine dikkati çekti.
Ramazan ayı boyunca tedbirlere en üst düzeyde uyulursa, bayram sonrasında Türkiye'nin normal hayata geçişini hedeflediklerini vurgulayan Varank, şöyle konuştu:
"Dolayısıyla otomotiv sektörünün de en iyi şekilde yeni normale hazırlıklı olması gerekiyor. Bu noktada da sizlerden 5 temel beklentimiz bulunuyor. İlk olarak, çalışanlarınızın sağlığını güvence altına alın, yeni normale dönüş sürecini çok iyi planlayın. İkinci olarak, atik olun. Talep yeniden canlanmaya başladığında piyasayı en iyi şekilde besleyin. Üçüncü olarak tedarikçi KOBİ'lerinize sahip çıkın. Dördüncü olarak, yerlileşme oranını arttırmaya odaklanın. Son olaraksa, stratejik yatırım hamlelerinde cesur davranmanızı istiyoruz."
Varank, Türkiye'de pek çok start-up girişimi olduğunu, salgınla birlikte bunların büyük bir kısmının da nakit sıkıntısıyla karşılaştığını dile getirerek, OSD üyelerine söz konusu şirketlere yardımcı olmaları tavsiyesinde bulundu.
Elektrikli ve otonom araçlardaki yeni trendleri, Türkiye'deki teknoloji girişimleriyle birlikte yönlendirilebileceğini ifade eden Varank, hatta ana merkezleri ülkeye getirerek, küresel markalara Türkiye'nin imzasının atılabileceğini söyledi.
Varank, 27 Aralık’ta tanıtımı yapılan Türkiye’nin Otomobili ile ilgili çalışmalara aralıksız devam edildiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Kovid-19 tehdidiyle birlikte 15 Mart’tan itibaren Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu da 'home office' çalışmaya başladı ancak bu durum, işlerin ilerleyişinde hiçbir dezavantaj oluşturmadı. Yani yerli otomobil hayalimizde ciddi bir erteleme yok. Ekibimiz, Kore, İngiltere, Almanya, İspanya, İtalya ve ülkemizdeki potansiyel tedarikçilerle görüşmelere devam ediyor. Bu süreçte TOGG klasik orijinal ürün üreticilerine (OEM) göre daha avantajlı bir pozisyona gelmiş oldu. Mevcut OEM’ler içten yanmalı motordan, elektrikli motora geçişi kendi kaynaklarıyla finanse etmeyi planlıyorlardı. Fakat salgınla birlikte bu şirketlerin gelirlerinde yüzde 45’lere varan düşüşler yaşandığı için küresel devler, elektrikli ve otonom araçlara ilişkin yatırımlarını ötelemeye başladılar. Hiç kuşkusuz bu durum Türkiye'ye önemli bir avantaj sağlayacak."
“TÜRKİYE'NİN OTOMOBİLİ FABRİKASIYLA İLGİLİ AKSAKLIK ÖNGÖRMÜYORUZ"
Salgınla birlikte toplumda çevre ve sağlık bilincinin daha da fazla arttığına işaret eden Varank, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Çevreyi kirletmeyen, elektrikli ve bağlantılı bir mobilite ekosistemi kurmanın peşindeyiz. Gemlik’te kurulacak fabrikanın (Türkiye’nin Otomobili) temel atma tarihine ilişkin olarak büyük bir aksaklık da öngörmüyoruz. İmkanlar doğrultusunda süreci değerlendireceğiz. En fazla birkaç haftalık değişiklikler olabilir. Fabrika ÇED raporunu alma aşamasında. Zemin etütleri de muhtemelen 10 gün içerisinde tamamlanacak."
Salgının insan sağlığına olan doğrudan etkilerinin yanında, ekonomik ve sosyal dengeler üzerinde de tahribat oluşturmaya başladığını belirten Varank, uluslararası ticaret, sermaye hareketleri ve turizmin çok ciddi yaralar aldığını ifade etti.
Varank, yapılan tahminlerin küresel ekonomide son 100 yılın en ağır daralmasının yaşayacağını öngördüğüne işaret ederek, doğal olarak Türkiye’nin de bu süreçten etkilendiğini belirtti.
Böylesine ciddi bir küresel şokta, ülke olarak başarılı bir sınav verildiğine işaret eden Varank, "Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde tüm bakanlıklarımız yekvücut oldu. Emekçiler işini, işverenler de çalışanlarını kaybetmesinler diye istihdam alanında benzersiz adımlar attık." dedi.
Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi kapsamında, kısa çalışma ödeneği ve sosyal destek programları dahil atılan adımlara değinen Varank, "Salgının başından itibaren üreticinin ve emekçinin haklarını en iyi şekilde korumaya özen gösterdik. KOSGEB, TÜBİTAK ve kalkınma ajansları kanalıyla özel destek programları açıkladık. Teknoparklar ve Ar-Ge merkezlerinde uzaktan çalışmayı mümkün hale getirdik. Salgının ülkemizdeki seyri ve sanayicilerin talebi doğrultusunda, fabrikaların temelli kapanması gibi bir yaklaşımımız olmadı." ifadesini kullandı.
"TÜRKİYE POZİTİF AYRIŞTI"
Temel gıda maddelerinden sağlık ekipmanlarına varıncaya kadar Türkiye hiçbir konuda arz sıkıntısı yaşanmadığına dikkati çeken Varank, Türkiye'nin pek çok ülkeden pozitif yönde ayrıştığına işaret etti.
Varank, pek çok ülkenin sahip olamadığı, üretmekte dahi zorlandığı yoğun bakım solunum cihazlarının sadece iki haftada seri üretimini gerçekleştirdiklerini vurgulayarak, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinesinde, Sağlık Bakanlığının iş birliğiyle Arçelik, Aselsan, Baykar ve Biosys tarafından geliştirilen ve testlerden başarıyla geçtikten sonra hastanedeki ilk kullanımlarında hekimlerden tam not alan yerli yoğun bakım solunum cihazının başarı hikayesini anlattı.
OTOMOTİV SEKTÖRÜNDEN 5 TEMEL BEKLENTİ
Varank, sektördeki son dönem gelişmelerini de çok yakından takip etiklerini kaydederek, Almanya, Rusya, İspanya ve Portekiz’de olduğu gibi Türkiye'de de otomotiv fabrikalarının yeniden üretime başlama konusunda önemli sinyaller verdiğine dikkati çekti.
Ramazan ayı boyunca tedbirlere en üst düzeyde uyulursa, bayram sonrasında Türkiye'nin normal hayata geçişini hedeflediklerini vurgulayan Varank, şöyle konuştu:
"Dolayısıyla otomotiv sektörünün de en iyi şekilde yeni normale hazırlıklı olması gerekiyor. Bu noktada da sizlerden 5 temel beklentimiz bulunuyor. İlk olarak, çalışanlarınızın sağlığını güvence altına alın, yeni normale dönüş sürecini çok iyi planlayın. İkinci olarak, atik olun. Talep yeniden canlanmaya başladığında piyasayı en iyi şekilde besleyin. Üçüncü olarak tedarikçi KOBİ'lerinize sahip çıkın. Dördüncü olarak, yerlileşme oranını arttırmaya odaklanın. Son olaraksa, stratejik yatırım hamlelerinde cesur davranmanızı istiyoruz."
Varank, Türkiye'de pek çok start-up girişimi olduğunu, salgınla birlikte bunların büyük bir kısmının da nakit sıkıntısıyla karşılaştığını dile getirerek, OSD üyelerine söz konusu şirketlere yardımcı olmaları tavsiyesinde bulundu.
Elektrikli ve otonom araçlardaki yeni trendleri, Türkiye'deki teknoloji girişimleriyle birlikte yönlendirilebileceğini ifade eden Varank, hatta ana merkezleri ülkeye getirerek, küresel markalara Türkiye'nin imzasının atılabileceğini söyledi.
Varank, 27 Aralık’ta tanıtımı yapılan Türkiye’nin Otomobili ile ilgili çalışmalara aralıksız devam edildiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Kovid-19 tehdidiyle birlikte 15 Mart’tan itibaren Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu da 'home office' çalışmaya başladı ancak bu durum, işlerin ilerleyişinde hiçbir dezavantaj oluşturmadı. Yani yerli otomobil hayalimizde ciddi bir erteleme yok. Ekibimiz, Kore, İngiltere, Almanya, İspanya, İtalya ve ülkemizdeki potansiyel tedarikçilerle görüşmelere devam ediyor. Bu süreçte TOGG klasik orijinal ürün üreticilerine (OEM) göre daha avantajlı bir pozisyona gelmiş oldu. Mevcut OEM’ler içten yanmalı motordan, elektrikli motora geçişi kendi kaynaklarıyla finanse etmeyi planlıyorlardı. Fakat salgınla birlikte bu şirketlerin gelirlerinde yüzde 45’lere varan düşüşler yaşandığı için küresel devler, elektrikli ve otonom araçlara ilişkin yatırımlarını ötelemeye başladılar. Hiç kuşkusuz bu durum Türkiye'ye önemli bir avantaj sağlayacak."
“TÜRKİYE'NİN OTOMOBİLİ FABRİKASIYLA İLGİLİ AKSAKLIK ÖNGÖRMÜYORUZ"
Salgınla birlikte toplumda çevre ve sağlık bilincinin daha da fazla arttığına işaret eden Varank, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Çevreyi kirletmeyen, elektrikli ve bağlantılı bir mobilite ekosistemi kurmanın peşindeyiz. Gemlik’te kurulacak fabrikanın (Türkiye’nin Otomobili) temel atma tarihine ilişkin olarak büyük bir aksaklık da öngörmüyoruz. İmkanlar doğrultusunda süreci değerlendireceğiz. En fazla birkaç haftalık değişiklikler olabilir. Fabrika ÇED raporunu alma aşamasında. Zemin etütleri de muhtemelen 10 gün içerisinde tamamlanacak."