DR. IŞIL KESKİN ŞAHAN
Her zamankinden daha erken bilgisayarlarımızın başındayız, çünkü sabah işe gitmeler akşam işten dönmeler bir süredir yok. E-postalara daha sonra yanıt vermiyoruz, çünkü çalışma masamızın başında daha uzun süreli zaman geçiriyor olduk. İş ve ev hayatı arasında “geçiş” için belirlenmiş bir zaman dilimi neredeyse bulunmuyor. Hep buradayız, hep “erişilebilir” durumdayız.
Şu sıralar ofislere dönüş planlarının dikkate alınmaya başlandığı günlerdeyiz. Bu durum şirketlerin iş-yaşam dengesi yaklaşımını yeniden düşünmek için heyecan verici bir fırsat sunmakta.
Bu noktada iki soru sanırım önemli gözüküyor:
- Evden çalışma deneyimleriyle pekişen iş süreçleri yeniden ofis ortamına taşındığında yeni bir bakış açısı ve hatta yeni bir düşünsel farkındalık hali nasıl benimsenebilir.
- İş ve yaşam “entegrasyonu” nun yerine bu iki döngüde de “etkili olmak” ve “odağında kalmak” için çaba sarf eden bir şirket kültürü nasıl oluşturulur?
İş-Yaşam Dengesi veya İş-Yaşam Entegrasyonu Yaklaşımları Neden Başarısız Oldu?
Mesleki ve kişisel yaşamlarımız arasındaki ilişkiyi tanımlamak her zaman zor olmuştur. Bu açıklamanın doğru yapılması son derece önemlidir, çünkü günümüz dünyası iş ve ev yaşamını bir bütün olarak yaşamımızı tanımlar hale gelmiştir.
İş-yaşam dengesi kavramı, profesyonel ve kişisel yaşamlarımızı yapay olarak birbirinden ayırır. Oysa günümüz dünyasında ofiste işler için “müsait” evde ise “müsait olmama” halimiz ve bu iki hal arasındaki sınırlar ortadan kalkmıştır. E-posta uyarıları ve whatsup mesajları ile sabah-akşam hatta saat farkı gözetmeksizin iş yaptığımız küresel dünyada-gece-gündüz demeden yalnızca bir telefon veya bir mesaj uzaklıkta olduğumuz bir dünyada- iş-yaşam dengesi yaklaşımının uzun zamandan beri işe yaramadığı bir gerçek. Özellikle son dönemlerde evden çalışma deneyimlerimiz gösteriyor ki sürekli erişilebilir ve bağlantılı halde olmamız her zaman daha yüksek kaliteli işlerin ortaya çıktığına işaret etmiyor.
Bu durumda bir başka bakış açısını ortaya koymak yerinde olur gözüküyor: İş Yaşamı Etkililiği ve İş Yaşamı Odaklılığı. Bu tam tersi de olmalı: İş Dışı Yaşam Etkililiği ve İş Dışı Yaşam Odaklılığı. Denge, çalışmak ve kişisel ihtiyaçlar için belirli bir zamanı kendimize ve ailemize ayırmak için harika bir bakış açısı sunuyor. Entegrasyon, iş ve yaşam arasında bir tür kesintisiz, bütünsel bir akış sunmak anlamına geliyor.
Örneğin: Toplantıdan ayrıldıktan hemen sonra bir konferansa katılmak, ekip sunumunu dinlemek, daha sonra gün sonrası antrenmanına dahil olmak, akşam çocukların ödevleriyle ilgilenmek vb.- tüm bunları yaparken zihinsel refah veya zihinsel yorgunluklar göz önünde bulundurulmuyor.
Pratikte bu durumun kariyer süreçlerinde işe yaramadığı çok açık. Oysaki iş yaşamını “etkili kılmak", kişisel ve mesleki öncelikleri enerji verici, daha fazla netlik ve odaklılık getirecek şekilde bir hizaya getirmek yani “odağında kalmak (focusing)" ile ilgilidir.
İş Yaşamı Etkililiği ve İş Yaşamı Odaklılığını Artırmak için Neler Yapılabilir?
İşbirliği süresine (ve ortak çalışma alanına) öncelik verin.
Teknoloji, teknolojinin getirdiği kolaylıklar ne kadar iyi olursa olsun, topluluğun, dostluğun ve paylaşılan ortak amaçların yerini alması çok gerçekçi gözükmüyor. Şirketinizde çalışan ekip arkadaşlarının ofise güvenli ve kademeli bir şekilde geri getirmek çalışma alanında bulunmanın iş hedefleri üzerinde çok büyük bir etkiye sahip olabileceği aşikâr.
Pandemiden önce bile, birçok şirket daha esnek çalışma saatlerini uygulamaya başlamış ve ofiste geçirilen zamanın her zaman iş kalitesiyle eşit olmadığını görmüştü. Şimdi önümüzde güvenli bir biçimde fiziksel mesafeyi korurken daha işbirlikçi ekip çalışmasını desteklemek için çalışma alanlarının ve görev tanımlarının yeniden düzenlenmesini düşünerek bunu bir adım daha ileriye taşımak için bir fırsat var.
Bu şu şekilde olabilir: çalışanların solo görevleri yerine getirmeye odaklandıkları günlerde evden veya dilerlerse ofisten çalışmalarına izin veren, çalışanları ne zaman ve nerede çalışacaklarını seçmelerini teşvik eden çalışma biçimleri eşzamanlı olarak devreye alınabilir.
Empati ile yönetin.
Ekip çalışanlarınızdan birinin kişisel ihtiyaçları için bir gün ayırmasına izin verir misiniz? Bu, ister doktor randevusu, ister çocuğunun okulunun ilk günü olsun çalışanların kişisel ihtiyaçlarının iş yeri tarafından kabul etmesi kendilerini rahat hissettikleri anlamına gelir. Çalışanlar ihtiyaç duydukları konularda çekinmedikleri ve kendilerini rahat hissettikleri durumlarda, çalışmalarına daha fazla odaklanabilecekler ve daha verimli daha etkili işler ortaya çıkaracaklardır.
Unutulmaması gereken bir diğer nokta ise etkili bir biçimde işe odaklanarak yapılan bir çalışmanın süresi çoğu zaman birkaç saati geçmez. Dolayısıyla sabahtan akşama kadar geçirilecek bir zamanın çoğunlukla etkili ve odaklanarak çalışma ile ilgisinin bulunmadığı çok net biçimde görülmektedir.
Çalışma süresi içinde sadece çalışmak için kullanacağınız bir ortam hazırlayın.
Özellikle evden çalışmalara devam edileceği zamanlarda buralar çalışma dışında yemek, sosyalleşmek, TV izlemek vb. etkinlikler için kullanılmamalıdır.
Plan ve program yapılmalı.
Gündelik plan yapmak her türlü iş için verimliliği artırmanın önemli koşullarından biridir. Günlük programlar çoğunlukla araya başka işlerin girmesiyle kesintiye uğrayabilir. Ancak çalışmaların evden sürdürüleceği zamanlarda “yapılanmış bir plana” her zamankinden daha fazla ihtiyaç bulunmaktadır.
Böyle bir programın içinde çevrede kısa yürüyüş, çocuklarla oyun, evdekilerle kısa sosyalleşme veya özel maillerin cevaplanması için kullanılacak birkaç dinlenme arası yer almalıdır. Dinlenme araları film/video izlemek veya sosyal medyada gezinmek için kesinlikle kullanılmamalıdır.
Ofise dönmeye hazırlandığımız ve ofislere dönmeye başladığımız şu günlerde iş ve özel yaşamları basit bir soru ile başlayarak yeniden tasarlayabiliriz. “Ne yaparsak çalışanların işte ve evde daha etkili olmasına yardımcı olabiliriz?” İş ve iş dışı yaşamda ayırdığımız tüm zamanlarda “etkili olmaya” ve özellikle de “odağında kalmaya” özen göstermek gerekiyor. İşte ancak o zaman gerçek anlamda “iş-yaşam denge”sinden bahsetmek mümkün hale geliyor.