Alptekin Yıldız, Alparslan Özarpat, Orçun Özkan ortaklığında kurulan Ofix.com, internet üzerinden ofis malzemeleri satan bir platform. Ofix.com Kurucu Ortağı Alptekin Yıldız, dijital dünyadaki gelişimi görerek yurtdışında yaptırdıkları araştırma sonrasında Ofix.com'u kurduklarını söylüyor.
Levent Gökmen Demirciler
Dijital dünya her geçen gün biraz daha büyüyor. Özellikle pandemi sürecinde sosyal mesafe kavramının hayatımıza girmesi, ürün ve hizmetlerin artık 'tek tıkla' alınması devrini de başlatmış oldu. Aslında bu eğilimi daha önceden okuyup bu alanda yatırımlar yapan girişimciler de var.
Ofix.com'un kurucuları, üçü de mimar olan Alptekin Yıldız, Alparslan Özarpat, Orçun Özkan da bu girişimciler arasında yerlerini alıyorlar. Dijital dünyadaki gelişimi görüp yurtdışında yaptırdıkları araştırma sonrasında 2013 yılında Ofix.com'u kuran üç ortak, bu girişimle internet üzerinden ofis malzemeleri satmaya başladı.
12 BİN AKTİF MÜŞTERİYE HİZMET VERİYOR
Kurulduğu günden bu yana sürekli büyüyen Ofix.com, bugün 150 çalışanı, 5000 metrekarelik deposu ile aylık 12 bin aktif müşterisine hizmet veriyor. Yedi farklı kategorideki 7 bini aşkın ürünü satışa sunan platform, Türkiye'nin her noktasına hizmet verebiliyor.
Ankara, Bursa ve Trakya bölgelerinde müşteri temsilcilikleri bulunan Ofix. com'un en kuvvetli olduğu bölge İstanbul ve çevresi. İstanbul dışında Trakya ve Sakarya bölgesine de kendi araçları ile dağıtım yapan şirket, siparişlerin yüzde 65-70'ıni bu bölgelerden alıyor. Ofix.com Kurucu Ortağı Alptekin Yıldız ile şirketi ve çalışmalarını konuştuk.
Ofix.com'un kuruluş öyküsünden bahseder misiniz?
Alptekin Yıldız, Alparslan Özarpat, Orçun Özkan olmak üzere üç ortağız ve üçümüz de mimarız. 2007 yılından bu yana altı farklı şirket kurduk. Hepsinin öyküsü de 'bir ihtiyaca yanıt vermesiyle' başladı. Ofix'te de öyle oldu. İsminden de anlaşılacağı üzere Ofix, ofis malzemeleri satan ve hedefinde ofislerin, küçük ve orta ölçekli şirketlerin olduğu bir kuruluş.
İlk şirketimiz olan YOO Mimarlık'ın 2010'lu yılların başında birçok farklı noktada şantiyesi bulunmaktaydı. Şantiyelerde işler şu şekilde başlamadan önce şantiyeyi yönetecek ekip için geçici ofisler kurarız. Bu süreçte de masadan sandalyeye, yazıcıdan su sebiline, su ısıtıcısından çaya kahveye, kırtasiye malzemesinden fotokopi kağıdına kadar her türlü malzemeyi ofise getirmemiz gerek.
Şantiyelerin sayısı fazla olunca bu mobilizasyonu yapmak bizi bir hayli yormuştu ve şu soruyu sormuştuk kendimize: "Bu ürünlerin hepsini tek noktadan tedarik etsek ve birileri bunları bizim için sahaya getirse olmaz mı?" Ve bir araştırma yaptık.
Yurtdışında özellikle Amerika'da bu işi yapan 1-2 büyük şirket bulduk. (Staples - Office Depot) Ama ülkemizde bu anlamda bir şirket yoktu. Böyle bir ihtiyacın burada da olduğunu görerek bu işe girme kararı aldık.
İlk kuruluşunuzda ofis malzemeleri ile başladınız. Ürün yelpazeniz genişledikçe başka ürünler de katıldı mı?
Evet. Son dönemde gerek salgının yarattığı ekonomiden gerekse değişen tüketim alışkanlıklarından kaynaklı temel ihtiyaç maddelerinin kullanımında ciddi bir artış var. Sağlığımızı korumak açısından hijyen çok önemli.
Maske, eldiven, dezenfektan, kolonya, ıslak mendil, sıvı sabun, tuvalet kâğıdı, havlu kâğıt, deterjan, çamaşır suyu ve karton bardak, tabak, plastik çatal, bıçak gibi kullan-at ürünlerin e-ticaret kategorisinde satışında bir hayli artış var. Bunun yanı sıra çay, kahve, şeker, su, atıştırmalık ürünler de bu ara çok rağbet gören ürünler.
Pandemi ile birlikte sosyal mesafe kavramının hayatımıza girmesiyle internet üzerinden satışlarda bir artış söz konusu. Dijital bir platform olarak siz nasıl bir değişim gözlemliyorsunuz?
Normalde bizde satışı çok olan çay, kahve, şeker, havlu kâğıt, tuvalet kâğıdı gibi ürünlerin satışında pandemi ile yüzde 200'e yakın bir artış var. Bunun yanı sıra maske, eldiven, dezenfektan gibi daha az satılan ürünlerde ise yüzde 500'lük bir artış mevcut.
Sadece mart ayında ilk vaka duyulduğundan itibaren 14 gün içerisinde yaklaşık 40 bin adet maske sattık. Teknoloji, mobilya ve kırtasiye malzemelerinin genel olarak kullanımında bir düşüş olsa da bunların içerisinde bazı ürünlerin satışında artış olduğunu söyleyebilirim. Okulların da mart ayında kapanmasından sonra evler hem okul hem de ofis oldu.
Özellikle yazıcı, kartuş, tekerlekli ofis sandalyesi, bilgisayar yükseltici vb. ergonomi ürünleri gibi ürünlerde de gözle görülür bir artış var. Bazı kategorilerde düşüş yaşasak da temel ihtiyaç maddelerinin kullanımındaki artış son 30 gündeki ciromuzun yüzde 15 civarında artmasına sebep oldu.
Dijital dünyada yer edinip başarılı olmanızın sırrı nedir?
Ofix olarak ürünleri müşterilerimize en hızlı şekilde ulaştırma iddiamız var. Bizim iyi bir lojistik ekibimiz ve hızlı bir dağıtım ağımız var. Özellikle İstanbul içerisinde verilen siparişleri bir gün sonra kapınıza getiriyoruz. Yaşadığımız şu ortamda bu önemli bir şey. Marketlerden verdiğiniz siparişler bile 3-4 günden önce kapınıza gelmiyor. Ya da birden çok ürün aldığınızda her birinin ayrı ayrı kargo şirketleri size ulaşması haftaları bulabiliyor.
Ofix.com olarak sektörde kuvvetli olduğunuz alanlar neler?
Lojistik ağımızın yanında yazılım altyapımız da çok kuvvetli ve bu alan en çok yatırım yaptığımız alanların başında geliyor. On binlerce müşterimize birebir özel faydalar sunabiliyoruz. Her müşterinin talebi farklı olabiliyor. Bir müşterimiz 'Ben sadece bu ürünleri alacağım.
Bunların dışındaki ürünleri personelime gösterme' derken, Bir başka müşterimiz 'Benim atölye kısmım çok kalabalık. Çay, şeker ve karton bardak tüketimim çok fazla. O ürünlerin özelinde ekstra indirim istiyorum' diyebiliyor. Biz de her müşterimiz için yazılım alt yapımızda 'özel kesim' çözümler yaratabiliyoruz.
Pandemi sürecini şirket olarak kendi içinizde nasıl yönetiyorsunuz?
Her ne kadar müşterilerimizle birebir olarak ilgilensek de biz özünde bir yazılım şirketiyiz. Yazılım departmanımızda 15 kişi çalışıyor. Salgının başladığı ilk günlerde ofis çalışanlarımızın virüsten etkilenmemesi için bizde ofis çalışanları olarak evden çalışma modeline geçtik. Bu süreçte yazılım ve IT ekibimizin desteği yadsınamaz. Herkes evden teknolojinin nimetlerinden sonuna kadar yararlanarak toplantılar yapıp sanki ofiste çalışıyormuş gibi hayatlarına devam etti ve ediyor.
Süreci yönetirken teknoloji ne kadar yanınızda?
Özellikle müşteri ilişkileri departmanımız evden müşteriler ile iletişime geçip onların tüm ihtiyaçlarını sanki ofisten çalışırmışçasına kolayca karşılayabiliyorlar. Arka planda kullandığımız yazılım ile de günlük tüm akışı rahatlıkla görüp anlık müdahaleleri evden çok rahat yapabiliyoruz.
Teknoloji dünyasında geleceğe ilişkin öngörüleriniz nelerdir?
Yeni bir dönemden geçiyoruz. Bu devirde herkesin yaptığı işi sorgulaması ve geleceği iyi okuması gerek. Bu Ofix için de geçerli. Krizler çoğu zaman birçok şirket için bir fırsata dönüşebilir. Bugüne kadar kurumsal şirketlere hizmet veren Ofix için bireysele kaymak evleri hedeflemek doğru bir strateji olabilir. Niyetimiz bu yönde devam etmek ama sonuçlarını zaman gösterecek. Şu dönemde pozitif olmak çok önemli ama gerçeklere de gözlerimizi kapatmamalıyız.
E-ticaret sektörünün büyümesi konusunda neler düşünüyorsunuz? Pandemi etkisi ile e-ticaret büyüyor. Bu alanda olmayanlara önerileriniz neler?
E-ticaretin hacmi her geçen yıl artsa da genel ticaretteki payı hala yüzde 4-5 civarlarında. E-ticaret, şu an için bir fırsat gibi gözüküyor. Konvansiyonel iş yapan herkes 'e-ticarette olmalıyım' fikrine daha çok sarılacak. Ne iş yapıyorsanız yapın müşteri tarafında alışkanlık yaratmadığınız sürece hayatta kalma şansınız yok.
Geçirdiğimiz şu süreç insanların dijitali ve e-ticaret şirketlerini alışkanlığa dönüştürecekleri bir süreç olacak. Bugüne kadar marketlere giderek alışveriş yapan biri artık interneti kullanmak zorunda. Hayat normale döndüğünde insanların birçoğu bu alışkanlığından vazgeçmeyecek. Yaptığımız işi dijitale taşımak için geç kalmamalıyız.
Ofix.com'un pazarlama stratejisinden bahseder misiniz?
Sattığımız ürünler açısından bakarsak evet biz perakende ürünleri satıyoruz ama bu ürünleri tüketiciden ziyade kurumlara satıyoruz. Bu doğrultuda tüm şirketler, kurumlar, ofisler bizim hedef kitlemiz. Bizim gibi şirketler için doğru tabir aslında kurumsal perakende olabilir. Kurumsal perakende de olsak günün sonunda herkesin sattığı ürünleri satıyoruz. Kâr marjları belli ve rekabet var. Bizim en ucuz olma gibi bir amacımız yok. Ama fiyatlarımız rekabetçi.
Stratejimiz problem çözmek. Bu ürünleri alan her şirketin kaygısı en ucuzunu almak olmuyor. Çünkü sattığımız ürünler şirketlerin genel giderlerinde listede en alta yazılan ama tedariki en zahmetli ürünler. Tüm ürünleri tek noktadan almak bir avantaj.
Özellikle çoklu noktalı yerler yönetiyorsanız misal Türkiye genelinde 55 mağazası olan bir tekstil şirketiyseniz ve tüm mağazaların tedarikini merkezden yapmak istiyorsanız Ofix size güçlü yazılım desteği sunabiliyor. Kısıtlı listeler, özel fiyatlar merkezden onay gibi e-ticaret sitelerinde genelde muhatap bulamıyorsunuz, bulsanız da işiniz görülmüyor. Bizde müşteri ilişkileri departmanı çok kuvvetli ve 30 saniye içerisinde dönüş yapıyoruz.
Sattığınız ürünlerin cironuzdaki dağılımı nasıl?
Ciro dağılımına baktığımızda yüzde 50 gıda-temizlik, yüzde 40 kırtasiye, yüzde 10 teknoloji ve mobilya oluşturuyor. Her sektörden müşterimiz var ama ana hedefimizde hep ofisler, KOBİ'ler var. Bir de çoklu perakende noktaları. Geçen yıl 6 bin 420 farklı ürün satmışız. Bunlardan ilk 50'sı ciromuzun yüzde25'ini oluşturuyor. Fotokopi kâğıdı tek başına cironun yüzde10'unu yaparak ilk sırada yer alıyor.
E-ticarette önemli konulardan biri de iade oranı. Sizde iade oranı nedir?
Ambalajı bozulmadığı sürece bir ürünü 14 gün içerisinde iade edebilirsiniz. Ama bizde iade oranı çok düşük yok sayabilirsiniz. Çünkü insanlar bilmedikleri ürünü almıyor. Bundan önce aynı ürünü sayısızca sipariş etmiş zaten. Bir de tüketim malzemesi olduğu için 'Bunu da fazla almışım gerek kalmadı hadi iade edeyim' demiyor çünkü nasılsa kullanacak er ya da geç. Açıkçası bizde müşteriyi bu konuda çok üzmüyoruz.
Çevre bilincinin arttığı bir dönemdeyiz. Şirket olarak bu konuda siz ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Türkiye'nin ofis sarf malzemeleri pazarında WWF-Yeşil Ofis sertifikası alan ilk ve tek şirketiyiz. Aynı zamanda doğa dostu kategorisi ile ilgili olabilecek tüm ürünleri sitemizde satışa sunuyoruz.
2013’TE KURULDU
2013 yılında hayata geçen ve ‘Ofiste yoksa Ofix’te var’ sloganıyla yoluna devam eden Ofix.com, kırtasiye, teknoloji, kartuş / toner, gıda, temizlik, mobilya ve yapı market ürünleri gibi ofislerin temel ve genel ihtiyaçlarını karşılamak amacı taşıyan online bir ofis marketi olarak faaliyet gösteriyor.
Müşterilerine yedi kategori altında 7 bini aşkın ürün sunan Ofix.com, güçlü saha ekibi ve filo yapısıyla bir günde siparişleri adrese teslim ediyor. Ofix.com, iade güvencesi, satış sonrası hizmetleri ve KOBİ’lere özel kurumsal platformuyla güvenilir alışverişin kapılarını açıyor. Ayrıca Ofix.com, Türkiye’nin ‘Yeşil Ofis’ sertifikasına sahip ilk ve tek online ofis marketi olma özelliğiyle birçok sosyal sorumluluk projelerini de beraberinde yürütüyor.
Levent Gökmen Demirciler
Dijital dünya her geçen gün biraz daha büyüyor. Özellikle pandemi sürecinde sosyal mesafe kavramının hayatımıza girmesi, ürün ve hizmetlerin artık 'tek tıkla' alınması devrini de başlatmış oldu. Aslında bu eğilimi daha önceden okuyup bu alanda yatırımlar yapan girişimciler de var.
Ofix.com'un kurucuları, üçü de mimar olan Alptekin Yıldız, Alparslan Özarpat, Orçun Özkan da bu girişimciler arasında yerlerini alıyorlar. Dijital dünyadaki gelişimi görüp yurtdışında yaptırdıkları araştırma sonrasında 2013 yılında Ofix.com'u kuran üç ortak, bu girişimle internet üzerinden ofis malzemeleri satmaya başladı.
12 BİN AKTİF MÜŞTERİYE HİZMET VERİYOR
Kurulduğu günden bu yana sürekli büyüyen Ofix.com, bugün 150 çalışanı, 5000 metrekarelik deposu ile aylık 12 bin aktif müşterisine hizmet veriyor. Yedi farklı kategorideki 7 bini aşkın ürünü satışa sunan platform, Türkiye'nin her noktasına hizmet verebiliyor.
Ankara, Bursa ve Trakya bölgelerinde müşteri temsilcilikleri bulunan Ofix. com'un en kuvvetli olduğu bölge İstanbul ve çevresi. İstanbul dışında Trakya ve Sakarya bölgesine de kendi araçları ile dağıtım yapan şirket, siparişlerin yüzde 65-70'ıni bu bölgelerden alıyor. Ofix.com Kurucu Ortağı Alptekin Yıldız ile şirketi ve çalışmalarını konuştuk.
Ofix.com'un kuruluş öyküsünden bahseder misiniz?
Alptekin Yıldız, Alparslan Özarpat, Orçun Özkan olmak üzere üç ortağız ve üçümüz de mimarız. 2007 yılından bu yana altı farklı şirket kurduk. Hepsinin öyküsü de 'bir ihtiyaca yanıt vermesiyle' başladı. Ofix'te de öyle oldu. İsminden de anlaşılacağı üzere Ofix, ofis malzemeleri satan ve hedefinde ofislerin, küçük ve orta ölçekli şirketlerin olduğu bir kuruluş.
İlk şirketimiz olan YOO Mimarlık'ın 2010'lu yılların başında birçok farklı noktada şantiyesi bulunmaktaydı. Şantiyelerde işler şu şekilde başlamadan önce şantiyeyi yönetecek ekip için geçici ofisler kurarız. Bu süreçte de masadan sandalyeye, yazıcıdan su sebiline, su ısıtıcısından çaya kahveye, kırtasiye malzemesinden fotokopi kağıdına kadar her türlü malzemeyi ofise getirmemiz gerek.
Şantiyelerin sayısı fazla olunca bu mobilizasyonu yapmak bizi bir hayli yormuştu ve şu soruyu sormuştuk kendimize: "Bu ürünlerin hepsini tek noktadan tedarik etsek ve birileri bunları bizim için sahaya getirse olmaz mı?" Ve bir araştırma yaptık.
Yurtdışında özellikle Amerika'da bu işi yapan 1-2 büyük şirket bulduk. (Staples - Office Depot) Ama ülkemizde bu anlamda bir şirket yoktu. Böyle bir ihtiyacın burada da olduğunu görerek bu işe girme kararı aldık.
Evet. Son dönemde gerek salgının yarattığı ekonomiden gerekse değişen tüketim alışkanlıklarından kaynaklı temel ihtiyaç maddelerinin kullanımında ciddi bir artış var. Sağlığımızı korumak açısından hijyen çok önemli.
Maske, eldiven, dezenfektan, kolonya, ıslak mendil, sıvı sabun, tuvalet kâğıdı, havlu kâğıt, deterjan, çamaşır suyu ve karton bardak, tabak, plastik çatal, bıçak gibi kullan-at ürünlerin e-ticaret kategorisinde satışında bir hayli artış var. Bunun yanı sıra çay, kahve, şeker, su, atıştırmalık ürünler de bu ara çok rağbet gören ürünler.
Pandemi ile birlikte sosyal mesafe kavramının hayatımıza girmesiyle internet üzerinden satışlarda bir artış söz konusu. Dijital bir platform olarak siz nasıl bir değişim gözlemliyorsunuz?
Normalde bizde satışı çok olan çay, kahve, şeker, havlu kâğıt, tuvalet kâğıdı gibi ürünlerin satışında pandemi ile yüzde 200'e yakın bir artış var. Bunun yanı sıra maske, eldiven, dezenfektan gibi daha az satılan ürünlerde ise yüzde 500'lük bir artış mevcut.
Sadece mart ayında ilk vaka duyulduğundan itibaren 14 gün içerisinde yaklaşık 40 bin adet maske sattık. Teknoloji, mobilya ve kırtasiye malzemelerinin genel olarak kullanımında bir düşüş olsa da bunların içerisinde bazı ürünlerin satışında artış olduğunu söyleyebilirim. Okulların da mart ayında kapanmasından sonra evler hem okul hem de ofis oldu.
Özellikle yazıcı, kartuş, tekerlekli ofis sandalyesi, bilgisayar yükseltici vb. ergonomi ürünleri gibi ürünlerde de gözle görülür bir artış var. Bazı kategorilerde düşüş yaşasak da temel ihtiyaç maddelerinin kullanımındaki artış son 30 gündeki ciromuzun yüzde 15 civarında artmasına sebep oldu.
Dijital dünyada yer edinip başarılı olmanızın sırrı nedir?
Ofix olarak ürünleri müşterilerimize en hızlı şekilde ulaştırma iddiamız var. Bizim iyi bir lojistik ekibimiz ve hızlı bir dağıtım ağımız var. Özellikle İstanbul içerisinde verilen siparişleri bir gün sonra kapınıza getiriyoruz. Yaşadığımız şu ortamda bu önemli bir şey. Marketlerden verdiğiniz siparişler bile 3-4 günden önce kapınıza gelmiyor. Ya da birden çok ürün aldığınızda her birinin ayrı ayrı kargo şirketleri size ulaşması haftaları bulabiliyor.
Ofix.com olarak sektörde kuvvetli olduğunuz alanlar neler?
Lojistik ağımızın yanında yazılım altyapımız da çok kuvvetli ve bu alan en çok yatırım yaptığımız alanların başında geliyor. On binlerce müşterimize birebir özel faydalar sunabiliyoruz. Her müşterinin talebi farklı olabiliyor. Bir müşterimiz 'Ben sadece bu ürünleri alacağım.
Bunların dışındaki ürünleri personelime gösterme' derken, Bir başka müşterimiz 'Benim atölye kısmım çok kalabalık. Çay, şeker ve karton bardak tüketimim çok fazla. O ürünlerin özelinde ekstra indirim istiyorum' diyebiliyor. Biz de her müşterimiz için yazılım alt yapımızda 'özel kesim' çözümler yaratabiliyoruz.
Pandemi sürecini şirket olarak kendi içinizde nasıl yönetiyorsunuz?
Her ne kadar müşterilerimizle birebir olarak ilgilensek de biz özünde bir yazılım şirketiyiz. Yazılım departmanımızda 15 kişi çalışıyor. Salgının başladığı ilk günlerde ofis çalışanlarımızın virüsten etkilenmemesi için bizde ofis çalışanları olarak evden çalışma modeline geçtik. Bu süreçte yazılım ve IT ekibimizin desteği yadsınamaz. Herkes evden teknolojinin nimetlerinden sonuna kadar yararlanarak toplantılar yapıp sanki ofiste çalışıyormuş gibi hayatlarına devam etti ve ediyor.
Süreci yönetirken teknoloji ne kadar yanınızda?
Özellikle müşteri ilişkileri departmanımız evden müşteriler ile iletişime geçip onların tüm ihtiyaçlarını sanki ofisten çalışırmışçasına kolayca karşılayabiliyorlar. Arka planda kullandığımız yazılım ile de günlük tüm akışı rahatlıkla görüp anlık müdahaleleri evden çok rahat yapabiliyoruz.
Teknoloji dünyasında geleceğe ilişkin öngörüleriniz nelerdir?
Yeni bir dönemden geçiyoruz. Bu devirde herkesin yaptığı işi sorgulaması ve geleceği iyi okuması gerek. Bu Ofix için de geçerli. Krizler çoğu zaman birçok şirket için bir fırsata dönüşebilir. Bugüne kadar kurumsal şirketlere hizmet veren Ofix için bireysele kaymak evleri hedeflemek doğru bir strateji olabilir. Niyetimiz bu yönde devam etmek ama sonuçlarını zaman gösterecek. Şu dönemde pozitif olmak çok önemli ama gerçeklere de gözlerimizi kapatmamalıyız.
E-ticaret sektörünün büyümesi konusunda neler düşünüyorsunuz? Pandemi etkisi ile e-ticaret büyüyor. Bu alanda olmayanlara önerileriniz neler?
E-ticaretin hacmi her geçen yıl artsa da genel ticaretteki payı hala yüzde 4-5 civarlarında. E-ticaret, şu an için bir fırsat gibi gözüküyor. Konvansiyonel iş yapan herkes 'e-ticarette olmalıyım' fikrine daha çok sarılacak. Ne iş yapıyorsanız yapın müşteri tarafında alışkanlık yaratmadığınız sürece hayatta kalma şansınız yok.
Geçirdiğimiz şu süreç insanların dijitali ve e-ticaret şirketlerini alışkanlığa dönüştürecekleri bir süreç olacak. Bugüne kadar marketlere giderek alışveriş yapan biri artık interneti kullanmak zorunda. Hayat normale döndüğünde insanların birçoğu bu alışkanlığından vazgeçmeyecek. Yaptığımız işi dijitale taşımak için geç kalmamalıyız.
PAZARLAMA STRATEJİSİ NASIL?
Ofix.com'un pazarlama stratejisinden bahseder misiniz?
Sattığımız ürünler açısından bakarsak evet biz perakende ürünleri satıyoruz ama bu ürünleri tüketiciden ziyade kurumlara satıyoruz. Bu doğrultuda tüm şirketler, kurumlar, ofisler bizim hedef kitlemiz. Bizim gibi şirketler için doğru tabir aslında kurumsal perakende olabilir. Kurumsal perakende de olsak günün sonunda herkesin sattığı ürünleri satıyoruz. Kâr marjları belli ve rekabet var. Bizim en ucuz olma gibi bir amacımız yok. Ama fiyatlarımız rekabetçi.
Stratejimiz problem çözmek. Bu ürünleri alan her şirketin kaygısı en ucuzunu almak olmuyor. Çünkü sattığımız ürünler şirketlerin genel giderlerinde listede en alta yazılan ama tedariki en zahmetli ürünler. Tüm ürünleri tek noktadan almak bir avantaj.
Özellikle çoklu noktalı yerler yönetiyorsanız misal Türkiye genelinde 55 mağazası olan bir tekstil şirketiyseniz ve tüm mağazaların tedarikini merkezden yapmak istiyorsanız Ofix size güçlü yazılım desteği sunabiliyor. Kısıtlı listeler, özel fiyatlar merkezden onay gibi e-ticaret sitelerinde genelde muhatap bulamıyorsunuz, bulsanız da işiniz görülmüyor. Bizde müşteri ilişkileri departmanı çok kuvvetli ve 30 saniye içerisinde dönüş yapıyoruz.
Sattığınız ürünlerin cironuzdaki dağılımı nasıl?
Ciro dağılımına baktığımızda yüzde 50 gıda-temizlik, yüzde 40 kırtasiye, yüzde 10 teknoloji ve mobilya oluşturuyor. Her sektörden müşterimiz var ama ana hedefimizde hep ofisler, KOBİ'ler var. Bir de çoklu perakende noktaları. Geçen yıl 6 bin 420 farklı ürün satmışız. Bunlardan ilk 50'sı ciromuzun yüzde25'ini oluşturuyor. Fotokopi kâğıdı tek başına cironun yüzde10'unu yaparak ilk sırada yer alıyor.
E-ticarette önemli konulardan biri de iade oranı. Sizde iade oranı nedir?
Ambalajı bozulmadığı sürece bir ürünü 14 gün içerisinde iade edebilirsiniz. Ama bizde iade oranı çok düşük yok sayabilirsiniz. Çünkü insanlar bilmedikleri ürünü almıyor. Bundan önce aynı ürünü sayısızca sipariş etmiş zaten. Bir de tüketim malzemesi olduğu için 'Bunu da fazla almışım gerek kalmadı hadi iade edeyim' demiyor çünkü nasılsa kullanacak er ya da geç. Açıkçası bizde müşteriyi bu konuda çok üzmüyoruz.
Çevre bilincinin arttığı bir dönemdeyiz. Şirket olarak bu konuda siz ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Türkiye'nin ofis sarf malzemeleri pazarında WWF-Yeşil Ofis sertifikası alan ilk ve tek şirketiyiz. Aynı zamanda doğa dostu kategorisi ile ilgili olabilecek tüm ürünleri sitemizde satışa sunuyoruz.
2013’TE KURULDU
2013 yılında hayata geçen ve ‘Ofiste yoksa Ofix’te var’ sloganıyla yoluna devam eden Ofix.com, kırtasiye, teknoloji, kartuş / toner, gıda, temizlik, mobilya ve yapı market ürünleri gibi ofislerin temel ve genel ihtiyaçlarını karşılamak amacı taşıyan online bir ofis marketi olarak faaliyet gösteriyor.
Müşterilerine yedi kategori altında 7 bini aşkın ürün sunan Ofix.com, güçlü saha ekibi ve filo yapısıyla bir günde siparişleri adrese teslim ediyor. Ofix.com, iade güvencesi, satış sonrası hizmetleri ve KOBİ’lere özel kurumsal platformuyla güvenilir alışverişin kapılarını açıyor. Ayrıca Ofix.com, Türkiye’nin ‘Yeşil Ofis’ sertifikasına sahip ilk ve tek online ofis marketi olma özelliğiyle birçok sosyal sorumluluk projelerini de beraberinde yürütüyor.