Filo kiralama sektörü, özellikle 2018'de yaşadığı olumsuzluklarla en dikkat çeken iş sahalarından biri oldu. Yaşanan yoğun rekabet nedeniyle aylık kiralama fiyatlamaları bir araç için ortalama 400450 dolar seviyelerinden 200-250 dolar seviyelerine kadar geriledi.
Bunun yanında kur artışları ile birlikte ilk araç alımlarında maliyetler çok yükselirken, ikinci eldeki stoklar hızlı bir şekilde nakte çevrilemedi.
Sonuçta öz sermayelerinin kat kat üzerinde borçlanan filo kiralama şirketleri, nakit akışında sorunlar yaşadı. Filo kiralama işi otomotivin bir parçası gibi gözükse de aslında sektör temsilcileri, oto kiralama işini bankacılığın bir kolu olarak değerlendiriyor.
Bu isimlerden biri olan Zeplin Car Genel Koordinatörü Hakan Sevim, bankacılığın bir kolu olmanın yanında, bankacılıktan daha iyi bir fon pazarlama yöntemi olduğu iddiasında da bulunuyor.
Sevim, başlıklar halinde bunun nedenlerini şöyle açıklıyor:
İşin finans ayağı ve ekonomik büyüklüğü düşünüldüğünde sektörün teşvik edilmesi gerektiğini anlatan Hakan Sevim, "Uzun dönem firmaları ülkemize doğrudan yatırım getirdiği için çok önemli ve teşvik edilmeleri gerekir" diyor. Sevim'in verdiği bilgiye göre bugün 300 bin araçlık sektör büyüklüğü yaklaşık 7,5 milyar dolara denk geliyor.
Sektörün önemli bir kısmı da yabancı yatırımcılardan oluşuyor. Aslında bu rakamla bile potansiyelin ancak yüzde 30'unun kullanıldığı değerlendirmesini yapan Hakan Sevim, sektörde yaşanan sorunlarla ilgili olarak da şu değerlendirmeli yapıyor:
"Aslında bu şirketlerin batması çok zor. Ancak yönetimsel hatalara ilave olarak bankaların araç konusunda uzmanlaşmamasından da kaynaklı batak oldu. Bankalar, bir sanayi tesisi ile filo kiralama şirketinin bilançosuna benzer şekilde bakmamalı."
Bunun yanında kur artışları ile birlikte ilk araç alımlarında maliyetler çok yükselirken, ikinci eldeki stoklar hızlı bir şekilde nakte çevrilemedi.
Sonuçta öz sermayelerinin kat kat üzerinde borçlanan filo kiralama şirketleri, nakit akışında sorunlar yaşadı. Filo kiralama işi otomotivin bir parçası gibi gözükse de aslında sektör temsilcileri, oto kiralama işini bankacılığın bir kolu olarak değerlendiriyor.
Bu isimlerden biri olan Zeplin Car Genel Koordinatörü Hakan Sevim, bankacılığın bir kolu olmanın yanında, bankacılıktan daha iyi bir fon pazarlama yöntemi olduğu iddiasında da bulunuyor.
Sevim, başlıklar halinde bunun nedenlerini şöyle açıklıyor:
- BASEL kriterlerine göre sektör için öngörülen öz sermaye oranı, bankacılık sektörüne göre daha düşük. Mesala bankacılıkta yüzde 12 ise oto kiralama sektöründe yüzde 8. Fakat Türkiye biraz dalgalı olduğu için minimum yüzde 15 olması iyidir.
- Bankacılıkta kredi battığı zaman anapara da batar, faizi / kâr payı da gider. Ama oto kiralama firmasında aracın 2-3 aylık kirası gidebilir.
- Finansal leasinge göre avantajı kira sonunda mülkiyet kiraya verende kalır. Adından da anlaşılacağı üzere operasyon işi daha profesyonel ellerde yürütülmekte ve hizmetten de para kazanılmakta.
- Bankacılıkta sermaye TL'dir, oto kiralama da araçlardır. Araçların üretimi ve ithali direk dövize bağlı. Devalüasyon gibi durumlarda bankalarda sermaye erimekte iken 3-5 ay içinde araç stok durumuna göre dövize paralel araç fiyatları değerlenmekte.
- Gobal finans kuruluşlarının, operational leasing (Türkiye'de adı filo kiralama şirketleri) firmaları var. Türkiye'de da bunun örnekleri var. Garanti Filo/Garanti Bankası, Deniz Filo/Denizbank, TEB Arval/ TEB gibi. Uzun dönem oto kiralamada finans maliyeti önemli olduğundan, arkada bir banka olması, maliyetleri ve fonlara erişimi nispeten kolaylaştırır. Fakat teknik bilgi, araç tipi, araç alımı ve iyi fiyata satımı, operasyonel maliyet, müşteri istihbaratı, pazarlama da bu işte önem arz ediyor.
İşin finans ayağı ve ekonomik büyüklüğü düşünüldüğünde sektörün teşvik edilmesi gerektiğini anlatan Hakan Sevim, "Uzun dönem firmaları ülkemize doğrudan yatırım getirdiği için çok önemli ve teşvik edilmeleri gerekir" diyor. Sevim'in verdiği bilgiye göre bugün 300 bin araçlık sektör büyüklüğü yaklaşık 7,5 milyar dolara denk geliyor.
Sektörün önemli bir kısmı da yabancı yatırımcılardan oluşuyor. Aslında bu rakamla bile potansiyelin ancak yüzde 30'unun kullanıldığı değerlendirmesini yapan Hakan Sevim, sektörde yaşanan sorunlarla ilgili olarak da şu değerlendirmeli yapıyor:
"Aslında bu şirketlerin batması çok zor. Ancak yönetimsel hatalara ilave olarak bankaların araç konusunda uzmanlaşmamasından da kaynaklı batak oldu. Bankalar, bir sanayi tesisi ile filo kiralama şirketinin bilançosuna benzer şekilde bakmamalı."