Rusya ve Ukrayna müzakere heyetlerinin İstanbul'da bir araya geldiği toplantı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açılış konuşmasının ardından başladı. Barış görüşmelerinin sürpriz ismi Roman Abramoviç oldu. ABD'li Wall Street Journal gazetesi kısa süre önce dikkat çeken bir iddia ortaya atmıştı. Ukrayna ile arabuluculuk yapan Abramoviç'in Kiev'de Ukraynalı müzakerecilerle ay başında yaptığı görüşmeden birkaç hafta sonra zehirlenme belirtilerini gösterdiğini öne sürmüştü.
Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisinde başlayan toplantıya, sabah ilk olarak Ukrayna, ardından Rusya heyeti geldi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açılış konuşmasını yapmak üzere geldiği Çalışma Ofisi'ndeki toplantı, konuşmanın ardından başladı.
Toplantı, Rusya ve Ukrayna taraflarının hem heyet başkanları hem de heyetler arası görüşmelerinin ardından sona erdi. Ukrayna tarafının görüşmelerin içeriğine dair basına bilgi vermesi bekleniyor.
Görüşmelere Rus iş insani Roman Abramoviç de katıldı. Rusya ve Ukrayna'da arabuluculuk çalışmaları yürüten Abramoviç, ay başında Moskova ve Lviv'de temaslarda bulunmuştu.
ABD basınında çıkan haberlerde, Amerikan yönetiminin, arabuluculuk çalışmaları nedeniyle Abramoviç'i yaptırım uygulanan "Rus oligarklar" arasına almadığına yer verilmişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılış konuşmasında böylesine kritik bir dönemde heyetleri misafir etmekten, barışı tesis etme yolundaki gayretlerine katkı sağlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Toplantıların ve yapılacak görüşmelerin, Ukrayna ve Rusya ile bölge ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, "Liderlerinizin talimatları doğrultusunda yürüttüğünüz müzakere süreci, barışa dair ümitleri yeşertmiş, tüm dünyayı heyecanlandırmıştır. Görüşmeleri bu kapsamda canıgönülden destekliyoruz." ifadesini kullandı.
Heyetlerin ülkeleri adına büyük bir gayret gösterdiğini ve göstermeye de devam ettiklerini belirten Erdoğan, Ukrayna ve Rusya heyetlerini tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5'inci haftasına giren çatışmaların, dost ve komşu olarak kendilerini derinden üzdüğünü ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Krizin başladığı ilk günden itibaren tırmanmanın önüne geçilmesi amacıyla her düzeyde samimi gayret sarf ettik. Aramızdaki komşuluk, dostluk, insani yakınlık, özellikle bu hukukun gereğini yerine getirmeye çalıştık. Şahsen, kıymetli Devlet Başkanlarınız başta olmak üzere pek çok mevkidaşım nezdinde yoğun diplomasi mesaisi yürüttüm. Dışişleri Bakanım, Milli Savunma Bakanım, Başdanışmanım İbrahim Bey de muhataplarıyla sürekli temas halinde oldular. Söz sahibi olduğumuz tüm uluslararası platformlarda her iki tarafın da hakkını, hukukunu, hassasiyetlerini koruyan, kollayan, gözeten, adilane bir yaklaşım sergiledik. Bölgesinde pek çok acıya şahitlik etmiş bir ülke olarak Karadeniz'in kuzeyinde benzer bir tablonun ortaya çıkmaması için çalıştık, çabaladık."
Türkiye olarak barış ve istikrar için bölgede ve ötesinde sorumluluk üstlenmekten hiçbir zaman kaçınmadıklarını, kaçınmayacaklarını vurgulayan Erdoğan, "Adil bir barışın kaybedeni olmayacağına inanıyoruz. Çatışmanın uzaması hiç kimsenin yararına değildir. Ölen her insan, yıkılan her bina, refah yolunda harcanması gerekirken havaya savrulan, toprağa gömülen her kaynak, ortak geleceğimizden kopartılan bir değerdir." diye konuştu.
Erdoğan, bu trajediyi durdurmanın tarafların elinde olduğunu belirterek, "Bir an önce ateşkesin ve barışın sağlanması herkesin faydasına olacaktır. Artık görüşmelerden somut sonuçların alınması gereken bir döneme girdiğimizi düşünüyoruz. Gelinen aşama itibarıyla heyet üyeleri olarak sizler tarihi bir sorumluluk üstlendiniz. Tüm dünya sizlerden gelecek hayırlı ve müjdeli haberleri bekliyor. Liderlerinizin yönlendirmesiyle barışın temelini atıyorsunuz. İşinizi kolaylaştıracak her türlü katkıya biz hazırız." görüşünü paylaştı.
Bugün Özbekistan'a resmi ziyarette bulunmak üzere Taşkent'e hareket edeceğini hatırlatan Erdoğan, "Ancak Dışişleri Bakanımı ihtiyaç duymanız halinde sizlere gereken desteği vermesi maksadıyla İstanbul'da bırakıyorum. Her iki ülkenin meşru kaygılarını giderecek uluslararası toplumun muteber kabul edeceği bir çözüme ulaşılması mümkündür. Sizlerin, barışın yeniden tesisi için inisiyatif almaktan kaçınmayacağınıza inanıyorum." sözlerini sarf etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin görüşmelerde arabuluculuk rolünün bulunmadığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Ancak sizler talep ettiğiniz müddetçe, ihtiyaç duyduğunuz sürece kolaylaştırıcı imkanları sağlamaya devam edeceğiz. Görüşmelerde zor ve çetrefilli konuları ele aldığınızın elbette farkındayız. Bununla birlikte masadaki önerilerin ve varılacak uzlaşmanın ileride sağlanacak nihai barışın temelini oluşturacağı da muhakkaktır. Sorumluluk duygusu, özveri ve yapıcı bir anlayışla, kalıcı, hakkaniyete dayalı sürdürülebilir bir çözüme ulaşabileceğinize eminim. Sizlerin müzakerelerde sağlayacağınız ilerleme bir sonraki aşama olan liderler düzeyindeki teması da mümkün hale getirecektir. Böyle bir görüşmeye de ev sahipliği yapmaya hazırız. Sizlerin burada bir araya gelmesi bile dünyada ve ülkelerinizde başlı başına bir umut sebebidir. Barışa giden yoldaki gayretlerinizin hayırlı neticelere dönüşmesini temenni ediyorum. Her biri değerli birer dostum olan devlet başkanlarınıza en kalbi selamlarımı iletmenizi sizlerden istirham ediyorum. Yürüteceğiniz müzakerelerde hepinize başarılar diliyorum."
Öte yandan toplantı devam ederken Ukrayna basınına açıklamalarda bulunan Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi Danışmanı Mihail Podolyak, "Kilit konu, Ukrayna için uluslararası güvenlik garantileri konusunda bir anlaşmanın sağlanmasıdır. Ancak böyle bir anlaşma ile savaşı Ukrayna'nın ihtiyaç duyduğu şekilde sonlandırabiliriz." dedi.
Podolyak, müzakerelerin bir gündeminin de birikmiş tüm insani sorunların çözülebilmesi için ateşkesin sağlanması olduğunu vurgulayarak savaş kurallarının ihlalinin artmasının da önemli bir sorun olduğunu kaydetti.
Toplantıda savaş esirlerine muamele konusunun da gündeme geldiğini belirten Podolyak, "Her iki taraf da savaş kurallarına uymalı. Her ihlal vakası ilgili makamca ayrıntılı şekilde araştırılacak ve uygun yasal sonuçları olacaktır." diye konuştu.
İstanbul'daki müzakereler iki gün şeklinde planlandı.
Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisinde başlayan toplantıya, sabah ilk olarak Ukrayna, ardından Rusya heyeti geldi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açılış konuşmasını yapmak üzere geldiği Çalışma Ofisi'ndeki toplantı, konuşmanın ardından başladı.
Toplantı, Rusya ve Ukrayna taraflarının hem heyet başkanları hem de heyetler arası görüşmelerinin ardından sona erdi. Ukrayna tarafının görüşmelerin içeriğine dair basına bilgi vermesi bekleniyor.
Görüşmelere Rus iş insani Roman Abramoviç de katıldı. Rusya ve Ukrayna'da arabuluculuk çalışmaları yürüten Abramoviç, ay başında Moskova ve Lviv'de temaslarda bulunmuştu.
ABD basınında çıkan haberlerde, Amerikan yönetiminin, arabuluculuk çalışmaları nedeniyle Abramoviç'i yaptırım uygulanan "Rus oligarklar" arasına almadığına yer verilmişti.
Erdoğan: Adil bir barışın kaybedeni olmayacağına inanıyoruz
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılış konuşmasında böylesine kritik bir dönemde heyetleri misafir etmekten, barışı tesis etme yolundaki gayretlerine katkı sağlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Toplantıların ve yapılacak görüşmelerin, Ukrayna ve Rusya ile bölge ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, "Liderlerinizin talimatları doğrultusunda yürüttüğünüz müzakere süreci, barışa dair ümitleri yeşertmiş, tüm dünyayı heyecanlandırmıştır. Görüşmeleri bu kapsamda canıgönülden destekliyoruz." ifadesini kullandı.
Heyetlerin ülkeleri adına büyük bir gayret gösterdiğini ve göstermeye de devam ettiklerini belirten Erdoğan, Ukrayna ve Rusya heyetlerini tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5'inci haftasına giren çatışmaların, dost ve komşu olarak kendilerini derinden üzdüğünü ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Krizin başladığı ilk günden itibaren tırmanmanın önüne geçilmesi amacıyla her düzeyde samimi gayret sarf ettik. Aramızdaki komşuluk, dostluk, insani yakınlık, özellikle bu hukukun gereğini yerine getirmeye çalıştık. Şahsen, kıymetli Devlet Başkanlarınız başta olmak üzere pek çok mevkidaşım nezdinde yoğun diplomasi mesaisi yürüttüm. Dışişleri Bakanım, Milli Savunma Bakanım, Başdanışmanım İbrahim Bey de muhataplarıyla sürekli temas halinde oldular. Söz sahibi olduğumuz tüm uluslararası platformlarda her iki tarafın da hakkını, hukukunu, hassasiyetlerini koruyan, kollayan, gözeten, adilane bir yaklaşım sergiledik. Bölgesinde pek çok acıya şahitlik etmiş bir ülke olarak Karadeniz'in kuzeyinde benzer bir tablonun ortaya çıkmaması için çalıştık, çabaladık."
Türkiye olarak barış ve istikrar için bölgede ve ötesinde sorumluluk üstlenmekten hiçbir zaman kaçınmadıklarını, kaçınmayacaklarını vurgulayan Erdoğan, "Adil bir barışın kaybedeni olmayacağına inanıyoruz. Çatışmanın uzaması hiç kimsenin yararına değildir. Ölen her insan, yıkılan her bina, refah yolunda harcanması gerekirken havaya savrulan, toprağa gömülen her kaynak, ortak geleceğimizden kopartılan bir değerdir." diye konuştu.
"Barışın yeniden tesisi için inisiyatif almaktan kaçınmayacağınıza inanıyorum"
Erdoğan, bu trajediyi durdurmanın tarafların elinde olduğunu belirterek, "Bir an önce ateşkesin ve barışın sağlanması herkesin faydasına olacaktır. Artık görüşmelerden somut sonuçların alınması gereken bir döneme girdiğimizi düşünüyoruz. Gelinen aşama itibarıyla heyet üyeleri olarak sizler tarihi bir sorumluluk üstlendiniz. Tüm dünya sizlerden gelecek hayırlı ve müjdeli haberleri bekliyor. Liderlerinizin yönlendirmesiyle barışın temelini atıyorsunuz. İşinizi kolaylaştıracak her türlü katkıya biz hazırız." görüşünü paylaştı.
Bugün Özbekistan'a resmi ziyarette bulunmak üzere Taşkent'e hareket edeceğini hatırlatan Erdoğan, "Ancak Dışişleri Bakanımı ihtiyaç duymanız halinde sizlere gereken desteği vermesi maksadıyla İstanbul'da bırakıyorum. Her iki ülkenin meşru kaygılarını giderecek uluslararası toplumun muteber kabul edeceği bir çözüme ulaşılması mümkündür. Sizlerin, barışın yeniden tesisi için inisiyatif almaktan kaçınmayacağınıza inanıyorum." sözlerini sarf etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin görüşmelerde arabuluculuk rolünün bulunmadığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Ancak sizler talep ettiğiniz müddetçe, ihtiyaç duyduğunuz sürece kolaylaştırıcı imkanları sağlamaya devam edeceğiz. Görüşmelerde zor ve çetrefilli konuları ele aldığınızın elbette farkındayız. Bununla birlikte masadaki önerilerin ve varılacak uzlaşmanın ileride sağlanacak nihai barışın temelini oluşturacağı da muhakkaktır. Sorumluluk duygusu, özveri ve yapıcı bir anlayışla, kalıcı, hakkaniyete dayalı sürdürülebilir bir çözüme ulaşabileceğinize eminim. Sizlerin müzakerelerde sağlayacağınız ilerleme bir sonraki aşama olan liderler düzeyindeki teması da mümkün hale getirecektir. Böyle bir görüşmeye de ev sahipliği yapmaya hazırız. Sizlerin burada bir araya gelmesi bile dünyada ve ülkelerinizde başlı başına bir umut sebebidir. Barışa giden yoldaki gayretlerinizin hayırlı neticelere dönüşmesini temenni ediyorum. Her biri değerli birer dostum olan devlet başkanlarınıza en kalbi selamlarımı iletmenizi sizlerden istirham ediyorum. Yürüteceğiniz müzakerelerde hepinize başarılar diliyorum."
Podolyak: Kilit konu, uluslararası güvenlik garantileri konusunda anlaşma
Öte yandan toplantı devam ederken Ukrayna basınına açıklamalarda bulunan Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi Danışmanı Mihail Podolyak, "Kilit konu, Ukrayna için uluslararası güvenlik garantileri konusunda bir anlaşmanın sağlanmasıdır. Ancak böyle bir anlaşma ile savaşı Ukrayna'nın ihtiyaç duyduğu şekilde sonlandırabiliriz." dedi.
Podolyak, müzakerelerin bir gündeminin de birikmiş tüm insani sorunların çözülebilmesi için ateşkesin sağlanması olduğunu vurgulayarak savaş kurallarının ihlalinin artmasının da önemli bir sorun olduğunu kaydetti.
Toplantıda savaş esirlerine muamele konusunun da gündeme geldiğini belirten Podolyak, "Her iki taraf da savaş kurallarına uymalı. Her ihlal vakası ilgili makamca ayrıntılı şekilde araştırılacak ve uygun yasal sonuçları olacaktır." diye konuştu.
Müzakereler iki gün sürecek
İstanbul'daki müzakereler iki gün şeklinde planlandı.