Revo Capital, 2013 sonunda 66 milyon dolarlık bir fonla ilk kuruluşunu gerçekleştirdi. IFC ve EBRD gibi uluslararası yapıların da içinde olduğu bu fon, teknoloji ve internet odaklı, Getir, Onedio, PayCore, Figopara, VCount, TransferGo, Foriba, Paraşüt gibi 19 girişime yatırım yaptı.
2019 ortalarında ise bu girişimlerinden yerel yazılım şirketi Foriba, finans, vergi yazılımları ve raporlama çözümlerinde dünyanın önde gelen firmalarından ABD kökenli Sovos'a satıldı. Online ön muhasebe girişimi Paraşüt ise sektörün öncü şirketleri Mikro Yazılım ve Zirve Yazılım'ı barındıran DST Teknoloji tarafından satın alındı.
Revo Capital, Covid-19 salgınının yaşandığı bu süreçte, EBRD, EIF, Enerjisa, QNB Finansbank, Yıldız Venturas gibi yatırımcıların katılımıyla 41 milyon Euro ile ikinci fonunu hayata geçirdi. Hedef bir yıllık süreçte bu rakamı 60 milyon Euro'ya çıkarmak.
Bu zorlu süreçte hayata geçirilen bu fonla ilgili planlarını ve yatırım ortamını Revo Capital Yönetici Ortağı Cenk Bayrakdar ile konuştuk.
Ana başlıklar halinde aktarıyoruz.
ZORLU SÜREÇTE ÇIKIŞ STRATEJİSİ
Bu dönemde öncelikli hedeflerimizden biri portföyümüzdeki çok değerli girişimlerin zorlu ekonomik koşullardan başarıyla geçmesini sağlamak. Bunun için Fon I'den kalan rezervimizde 10 milyon dolarlık bir kaynak bulunuyor. Çıkış süreci uzun vadeli bir yaklaşım gerektirdiği için yıl içerisinde tamamlamayı planladığımız iki çıkış üzerinde çalışmayı sürdürüyoruz.
BU SÜREÇTE FIRSAT MI?
Fon II'de son imzamızı dünyanın koronavirüs nedeniyle büyük bir belirsizlik yaşadığı bir dönemde attık. Dünya ekonomisinin daraldığı, belirsizliğin hakim olduğu bir dönemde start up'lar açısından sermayeye erişim çok daha zor. İnsanlar daha iyi bildikleri alanlara yatırım yapmayı ya da nakitte kalmayı tercih edebilir.
Bu anlamda girişimciler açısından bir fırsat yaratabileceğimiz için mutluluk duyuyoruz. Zorlu dönemler aslında inovasyonlar için de zemin hazırlar. Bu anlamda özellikle yaratıcılığı ve girişimci ruhuyla öne çıkan Türkiye'de yeni ve çok anlamlı fikirlerin filizleneceğini düşünüyorum. Yeni başlamış bir fonu yönetiyor olmak da önemli bir avantaj olacak, birçok kişiye destek olabileceğiz.
FONUN İLGİLENDİĞİ SEKTÖRLER
Fonun odağında bulut tabanlı kurumsal çözümler, fintech'ler, dijital pazar yerleri, büyük veri, yapay zeka ve sağlık sektörüne yönelik teknolojiler yer alıyor. B2B bulut teknolojilerinde ilk fon döneminde çok başarılı girişimlerimiz oldu. Burada hala önemli fırsatlar var.
Fintech tarafında özellikle KOBİ bankacılığı alanında fark yaratan ürünlerin ortaya çıkabileceğine inanıyoruz. Bu fonda ilk defa radarımıza giren alan ise sağlık teknolojileri. Burada çıkış noktamız sağlık turizminde Türkiye'nin önemli bir merkez haline gelmesinin yanı sıra uzaktan teşhis ve tedavi konularında yükselen potansiyeldi. Nitekim içinde bulunduğumuz günler de sağlık konusunu gündeme taşıdı.
TÜRKİYE GİRİŞİMCİLİKTE HUB
Türkiye'nin girişimcilik konusunda bir hub olma potansiyeline inanarak ilk günden bu yana yatırımlarımızı iki yönlü düşünüyoruz. Bir yandan Türkiye'de global arenada başarı elde edeceğine inandığımız girişimlere yatırım yaparken, diğer yandan Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde yenilikçi işlere imza atan başarılı şirketleri Türkiye pazarı ile buluşturarak burada büyümelerine destek oluyoruz. Bu anlamda ilk fonda olduğu gibi bu fonda da yatırımlarımızın bir bölümünü bu ülkelere ayıracağız.
2019 ortalarında ise bu girişimlerinden yerel yazılım şirketi Foriba, finans, vergi yazılımları ve raporlama çözümlerinde dünyanın önde gelen firmalarından ABD kökenli Sovos'a satıldı. Online ön muhasebe girişimi Paraşüt ise sektörün öncü şirketleri Mikro Yazılım ve Zirve Yazılım'ı barındıran DST Teknoloji tarafından satın alındı.
Revo Capital, Covid-19 salgınının yaşandığı bu süreçte, EBRD, EIF, Enerjisa, QNB Finansbank, Yıldız Venturas gibi yatırımcıların katılımıyla 41 milyon Euro ile ikinci fonunu hayata geçirdi. Hedef bir yıllık süreçte bu rakamı 60 milyon Euro'ya çıkarmak.
Bu zorlu süreçte hayata geçirilen bu fonla ilgili planlarını ve yatırım ortamını Revo Capital Yönetici Ortağı Cenk Bayrakdar ile konuştuk.
Ana başlıklar halinde aktarıyoruz.
ZORLU SÜREÇTE ÇIKIŞ STRATEJİSİ
Bu dönemde öncelikli hedeflerimizden biri portföyümüzdeki çok değerli girişimlerin zorlu ekonomik koşullardan başarıyla geçmesini sağlamak. Bunun için Fon I'den kalan rezervimizde 10 milyon dolarlık bir kaynak bulunuyor. Çıkış süreci uzun vadeli bir yaklaşım gerektirdiği için yıl içerisinde tamamlamayı planladığımız iki çıkış üzerinde çalışmayı sürdürüyoruz.
BU SÜREÇTE FIRSAT MI?
Fon II'de son imzamızı dünyanın koronavirüs nedeniyle büyük bir belirsizlik yaşadığı bir dönemde attık. Dünya ekonomisinin daraldığı, belirsizliğin hakim olduğu bir dönemde start up'lar açısından sermayeye erişim çok daha zor. İnsanlar daha iyi bildikleri alanlara yatırım yapmayı ya da nakitte kalmayı tercih edebilir.
Bu anlamda girişimciler açısından bir fırsat yaratabileceğimiz için mutluluk duyuyoruz. Zorlu dönemler aslında inovasyonlar için de zemin hazırlar. Bu anlamda özellikle yaratıcılığı ve girişimci ruhuyla öne çıkan Türkiye'de yeni ve çok anlamlı fikirlerin filizleneceğini düşünüyorum. Yeni başlamış bir fonu yönetiyor olmak da önemli bir avantaj olacak, birçok kişiye destek olabileceğiz.
FONUN İLGİLENDİĞİ SEKTÖRLER
Fonun odağında bulut tabanlı kurumsal çözümler, fintech'ler, dijital pazar yerleri, büyük veri, yapay zeka ve sağlık sektörüne yönelik teknolojiler yer alıyor. B2B bulut teknolojilerinde ilk fon döneminde çok başarılı girişimlerimiz oldu. Burada hala önemli fırsatlar var.
Fintech tarafında özellikle KOBİ bankacılığı alanında fark yaratan ürünlerin ortaya çıkabileceğine inanıyoruz. Bu fonda ilk defa radarımıza giren alan ise sağlık teknolojileri. Burada çıkış noktamız sağlık turizminde Türkiye'nin önemli bir merkez haline gelmesinin yanı sıra uzaktan teşhis ve tedavi konularında yükselen potansiyeldi. Nitekim içinde bulunduğumuz günler de sağlık konusunu gündeme taşıdı.
TÜRKİYE GİRİŞİMCİLİKTE HUB
Türkiye'nin girişimcilik konusunda bir hub olma potansiyeline inanarak ilk günden bu yana yatırımlarımızı iki yönlü düşünüyoruz. Bir yandan Türkiye'de global arenada başarı elde edeceğine inandığımız girişimlere yatırım yaparken, diğer yandan Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde yenilikçi işlere imza atan başarılı şirketleri Türkiye pazarı ile buluşturarak burada büyümelerine destek oluyoruz. Bu anlamda ilk fonda olduğu gibi bu fonda da yatırımlarımızın bir bölümünü bu ülkelere ayıracağız.
