Son dönemde yaşanan zorlu ekonomik koşullara, küresel daralmalara ve artan üretim maliyetlerine rağmen 2024 yılını 11,5 milyar dolarlık ihracatla tamamlayan tekstil sektörü, kararlılığı ve üretim gücüyle bir kez daha fark yarattı. Sektördeki bu istikrarlı başarı, İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) tarafından düzenlenen özel bir ödül töreniyle taçlandırıldı. Gecede 564 ihracatçı ödüllendirildi. İTHİB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz’ün ev sahipliğinde gerçekleştirilen törene, Ticaret Bakan Yardımcısı Ö. Volkan Ağar, İstanbul Valisi Davut Gül ve çok sayıda davetli katıldı.
Tekstil sektörünün Türkiye’nin tarihinde çok müstesna bir yere sahip olduğunu kaydeden Ticaret Bakan Yardımcısı Volkan Ağar, “Ancak bu başarıyı sürdürebilmek ayrı bir emek ve dikkat gerektirir. Tüm zorluklara rağmen büyük bir mutlulukla ifade etmek isterim ki, 2025 yılının ilk dört ayına baktığımızda da ihracat artış hızımızın devam ettiğini görmekteyiz. Hep birlikte verdiğimiz emekle 2025 yılını da olumlu bir tabloyla kapatacağımıza inancımız tamdır. Tekstil sektörü yalnızca kendi başına yarattığı değerle değil, aynı zamanda pamuk ve iplik gibi hammaddeleriyle tarım sektörüne; sentetik hammaddeler ve boyar maddeleriyle kimya sektörüne; teknik tekstil ürünleriyle ise savunma, havacılık ve sağlık sektörlerine doğrudan katkı sağlamaktadır. Aynı şekilde perakende, lojistik ve hizmet sektörlerinde de önemli bir rol üstlenmektedir. Bu nedenle kamu olarak tekstil sektörümüzün her zaman yanında olmaya devam ediyoruz.” dedi. Organizasyon kapsamında ödül alan firmaları tebrik eden Volkan Ağar, “Burada toplanmamız yalnızca başarıları ödüllendirmek değil; bu başarıların arkasındaki azim, disiplin ve inancı da takdir etmektir. Tüm zorluklara rağmen üretmeye, geliştirmeye ve büyümeye devam ediyoruz. Hep birlikte daha fazla katma değer üreten, daha sürdürülebilir ve daha rekabetçi bir ülke inşa etmek için çalışıyoruz. Ve bu hedefe ulaşmak için durmadan çaba göstermeye devam edeceğiz.” diye konuştu.
‘ÇOK DAHA İYİ GÜNLER GÖRECEĞİZ’
Yaşanan şartlar altında, dünyada bu kadar hareketliliğin olduğu bir dönemde ayakta durmanın ve ihracat yapmanın çok önemli olduğuna dikkat çeken İstanbul Valisi Davut Gül, “Ama hepinizin yirmi, otuz, hatta kırk yıla yakın geçmişi var. Dünyadaki küresel ticarette yaşanan bu dalgalanmaları en az on defa tecrübe etmişsinizdir. İyi günler gördünüz, kötü günler gördünüz, daha da iyi günler gördünüz. Ancak inanıyoruz ki bundan sonra çok daha iyi günler göreceğiz. Özellikle uluslararası ticaretin ve rekabetin bu kadar kızıştığı bir dönemde, ülkemizin konumu itibariyle bir adım daha öne çıkma şansı doğdu. Bize düşen, bu sürece hazırlıklı olmaktır. Ancak maliyetlerin giderek arttığı bir dünyada, sadece iç piyasadaki rekabet gücüyle maalesef dünya ticaretinden yeterli payı almak mümkün değil. Bu açıdan temiz enerjiye geçiş, geri dönüşüm, markalaşma, model geliştirme, tasarım ve tanınırlık konularında daha fazla gayret göstermemiz gerekiyor. Sadece işçilik üzerinden değil, tüm bu başlıklarda değer yaratarak dünyada daha yüksek bir noktaya çıkmamız şart. Bunu da başarabiliriz.” diye konuştu.
TÜRKİYE’NİN ADINI DÜNYAYA DUYUYORUZ
İhracatçıların bu zorlu şartlarda ihracatta Türkiye’nin adını dünyaya duyurduğunu dile getiren İTHİB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz, “Zor zamanlarda ayakta kalanlar sadece güçlü olanlar değil, değişime en hızlı uyum sağlayanlardır. Son zamanlarda artan küresel durgunluk, artan maliyetler ve daralan taleplerle karşı karşıyayız. Küresel verilere baktığımızda, son üç yılda dünya tekstil sektörü ihracatının 34 milyar dolar, hazır giyim ihracatının ise 24 milyar dolar daraldığını gözlemliyoruz. 2024 yılı da dünya ticareti için dar bir koridordan geçilen zorlu bir yıldı. Ancak biz bu tabloya teslim olmadık. Tüm küresel talep daralmalarına rağmen, geçtiğimiz yıl en önemli pazarlarımız olan Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri pazarlarındaki yerimizi kaybetmedik. Güncel verilere göre, Avrupa Birliği’nin dünyadan tekstil ithalatı yüzde 2,7 oranında düşerken, Türkiye pazarını koruyabilmeyi başardı. Sektörümüz, Avrupa pazarındaki yerini yalnızca korumakla kalmadı, aksine pazar payını artırmayı başardı. En fazla tekstil ihracatı yaptığımız ülkeler arasında ikinci sırada yer alan Amerika Birleşik Devletleri’nin ise sekizinci büyük tedarikçisi konumundayız. Amerika Birleşik Devletleri’ne tekstil ihracatımız 2024 yılında 780 milyon doları aştı. Kısa vadede hedefimiz, Amerika Birleşik Devletleri’nin tekstil ithalatında ilk beş ülke arasına girmektir.” diye konuştu.
‘SEKTÖRÜMÜZÜ YENİDEN KODLAMALIYIZ’
Amerika Birleşik Devletleri ile 100 milyar dolar dış ticaret hedefinde, tekstil sektörünün öncü sektör olmasının, ihracat hedeflerine ulaşmasında stratejik bir eşik olacağını öngördüklerini söyleyen Ahmet Öksüz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu hedefe ulaşmak için klasik yöntemlerle yetinmemeliyiz. Katma değerli üretim, teknik tekstillere yatırım, markalaşma ve sürdürülebilirlik odaklı dönüşüm artık sektörümüzün yeni kodlarıdır. Çünkü artık sadece üretmek değil, akıllı üretmek ve markalı ihraç etmek zorundayız. Rekabet şartlarının değiştiği bu yeni düzende sektörümüzün kendini yeniden tanımlaması gerektiğine inanıyoruz. Krizlerden çıkışın bir diğer anahtarı ise ihracatta pazar çeşitliliğidir. Bu bilinçle sadece yakın coğrafyada değil, dünyanın en uzak köşelerine ticaret heyetleri düzenliyor, küresel fuarlara milli katılımlar organize ediyoruz. Amacımız sadece ihracatı artırmak değil, Türk tekstilinin küresel ölçekte görünürlüğünü ve etkinliğini de artırmaktır. Önümüzdeki dönemde de Çin’den Meksika’ya, Güney Kore’den Kuveyt’e, Şili’den Dubai’ye kadar pek çok stratejik pazarda Türk tekstilinin güçlü varlığını korumaya ve inşa etmeye kararlıyız. İTHİB olarak yalnızca üretmekle kalmıyor, sektörümüzün dönüşümüne yön veriyoruz.”
‘ABD İLE YARIM KALAN PROJEYİ HAYATI GEÇİRMEK İSTİYORUZ’
En fazla tekstil ihracatı yapılan ülkeler arasında ikinci sırada ABD’nin yer aldığına dikkat çeken Ahmet Öksüz, “ABD’nin 8’inci büyük tedarikçisi konumundayız. ABD’ye tekstil ihracatımız 2024 yılında 780 milyon doları aştı. Kısa vadede hedefimiz ABD’nin tekstil ithalatında ilk 5 ülke arasına girmektir. Ancak ihracat verilerimizdeki bu tablo maalesef özellikle son dönemde firmalarımızın kârlılıklarına yansımıyor. Sektörümüz büyük fedakarlıklarla, müşterilerini kaybetmemek için, maliyetine ve hatta zararına ihracatlarını sürdürüyor.” dedi.
Türkiye’nin en önemli hedef pazarı konumundaki ABD’nin tekstil sektörü için her zaman ayrıcalıklı bir çalışma başlığı olduğunun altını çizen Ahmet Öksüz, “2019 yılında ilk Trump döneminde, dönemin Ticaret Bakanı Wilbur Ross ile bir toplantı gerçekleştirmiştik. Tekstil ve konfeksiyon sektörlerimizin stratejik sektörler olarak belirlendiği 100 milyar dolar dış ticaret hedefi projesi bu yeni dönemde çok daha hızlı hayata geçecektir. Ancak yeni dönemde yarım kalan bu projenin yeniden hayata geçirilmesini arzu ediyoruz. Bu konuda kurumlar ve özel sektör olarak üzerimize düşen tüm sorumluluklarda aktif rol almaya hazırız. Amacımız Tercihli Ticaret Anlaşması kapsamında, Tekstil ve hazır giyim sektörlerinde karşılıklı vergilerin kaldırılacağı, kazan-kazan modeli ile bir iş modeli oluşturmaktır.” diye konuştu.
‘YERLİ ÜRETİMİ HAKSIZ REKABETE KARŞI KORUMALIYIZ’
Suriye’de yaşanan gelişmeler hakkında da değerlendirmelerde bulunan Ahmet Öksüz, “Tekstil sektörü olarak bölgedeki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. AB ve ABD’nin Suriye'ye yönelik tüm ekonomik yaptırımları kaldırma kararı alması, tekstil ve hazır giyim sektörlerimiz adına bir fırsattır. Karşılıklı fayda modeliyle Suriye’yi iyi değerlendirmemiz; üretim maliyetlerimizi azaltacağı gibi, Suriye’nin yeniden inşası ve ihyasına vesile olacak. Aynı zamanda Türkiye’deki atıl kapasitelerin devreye girmesi açısından da fayda sağlayacaktır.” dedi.
Yerli üretim ve haksız rekabete karşı sektörün korunması için de çalışmalar yapılması gerektiğine vurgu yapan Ahmet Öksüz, “Bu durum artık her geçen günden daha önemli. ABD’nin ilave gümrük vergilerini açıklaması, Türkiye gibi tekstil ülkelerini, Asya’nın hedef pazarı konumuna taşıdı. Bu çerçevede hali hazırda bakanlığımızın titizlikle çalıştığı trafik sapmasıyla daha etkin mücadele ve ‘Serbest Ticaret Anlaşmaları’nın yeniden gözden geçirilmesi gibi, yerli üretimi etkileyen tüm hususlarda acil eylem planlarına ihtiyaç duymaktayız.” ifadelerini kullandı.
HEDEF 55 BİN ZİYARETÇİ
Texhibition İstanbul fuarı ile ilgili de bilgiler paylaşana Ahmet Öksüz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu fuar, bugün sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da en iddialı tekstil fuarları arasında yer alıyor. Fuarımız, Avrupa’nın en büyük tekstil fuarı konumunda. 2025’in ilk döneminde yaklaşık 25 bin ziyaretçi ağırlayan fuarımız için bu yıl hedefimiz, 55 bin ziyaretçiye ulaşmak. Fuarımızın her geçen yıl büyüyerek dünya çapında daha nitelikli bir konuma ulaşması için çalışıyoruz. Texhibition İstanbul; Türk tekstilinin vitrinidir. Öte yandan talebimiz doğrultusunda Texhibition fuarımıza ‘Prestijli Fuar’ statüsü ve desteği kazandıran Bakan Yardımcımız Volkan Ağar nezdinde, Ticaret Bakanlığımıza bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.”
ÖDÜL ALANLAR
Gecede, 2024 yılı ihracat performanslarıyla öne çıkan firmalar ödüllerine kavuştu. Başarılarıyla sektöre değer katan ilk 10 firma aşağıdaki gibi sıralandı:
- AK-PA TEKSTİL İHR. PAZ. AŞ
- AKSA AKRİLİK KİMYA SAN. AŞ
- KORDSA TEKNİK TEKSTİL AŞ
- ORMO İTH. İHR. AŞ
- FPS TURKEY AMBALAJ SAN. VE TİC. AŞ
- DGS DIŞ TİC. AŞ
- KİPAŞ PAZ. VE TİC. AŞ
- ZORLU DIŞ TİC. AŞ
- TORAMAN TEKS. SAN. VE TİC. AŞ
- ZORLUTEKS TEKSTİL TİC. VE SAN. AŞ
