GCM Yatırım Genel Müdürü Alper Nergiz, yatırımcıların riskleri dikkate alan daha dengeli portföyler oluşturması gerektiğine dikkati çekti.
Nergiz, küresel piyasalardaki fiyatlamalara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Nergiz, "Küresel enflasyonun nisan ayında da önemli bir sorun olmaya devam ederken, verdiği mesajlar dünyaca dikkate alınan ve politikaları ile piyasaları şekillendiren ABD Merkez Bankası (Fed), Rusya-Ukrayna jeopolitik risk teması sebebiyle para politikası kararlarında geç kaldığı eleştirilerinin artması üzerine, 40 yılın en yüksek enflasyonu ile mücadele etmek adına mesajlarını agresifleştirerek, 28 yıl aradan sonra 50 baz puanlık faiz artışının gerekli olduğunu söyledi. " ifadelerini kullandı.
Fed üyelerinin bankanın 9 trilyon dolar seviyesine yaklaşan bilançosunda aylık 95 milyar dolar, yıllık 1 trilyon doların üzerinde bilanço küçültmeye başlanacağına yönelik verdiği sözle yönlendirme mesajları ile, enflasyon ile mücadele konusunda daha kararlı bir profil çizdiğini belirten Nergiz, tutanaklar içerisinde “resesyon” ya da “stagflasyon” kelimelerinin geçmemesinin, ABD borsalarındaki kayıpların ve düzeltmenin derinleşmesinin önüne geçtiğini aktardı.
Nergiz, nisan ayının 2. haftası başlayacak yılın ilk çeyreğine yönelik bilançoların iyimser bir sonuçla gelme beklentisinin, ABD borsalarının yıl başından bu yana kayıplarını telafi etme senaryosunu gündeme getirebileceğini vurguladı.
Nergiz, 2022 yılının kalan dönemlerinde 6 tane Fed toplantısı söz konusu olduğunu belirterek, piyasa analistlerinin mayıs ve haziran toplantılarında bankanın 50 baz puan faiz artışı gerçekleştirmesini ve yıl sonuna kadarki süreçte 225 baz puanlık faiz artışı yapmasını beklediğini aktardı.
Teorik olarak bu senaryonun da bankanın en az 3 adet 50 baz puanlık faiz artışı anlamına geldiğini dile getiren Nergiz, şunları kaydetti:
"Kovid-19 salgını ile başlayan ve Rusya-Ukrayna jeopolitik risk teması ile devam eden enflasyonist baskının çift haneli rakamlara ulaşma düşüncesi, bankayı daha agresif tonda mesajlar vermeye mecbur bırakmaktadır. Ancak Fed bu agresiflikte aksiyonlarına devam etse dahi 2022 yılında enflasyon üzerinde bir faiz veremeyeceği, yani negatif reel faizde sürece devam edeceği kaçınılmazdır. Bu tutum şahin Fed’e rağmen küresel borsalardaki aşağı yönlü düzeltme ve baskıyı sınırlamaktadır. Türkiye’nin olduğu gibi dünyanın da mücadele ettiği yüksek enflasyon, sonrasında oluşan eksi reel faizler getiri arayışındaki yatırımcıların yeni dönemde borsalara ilgisinin sürmesini sağlayacaktır."
Türkiye’nin gerek Rusya-Ukrayna savaş süreci, gerek Fed’in agresif tonda mesajlarına rağmen globalden ayrışan bir profil ile dikkatleri üzerine çekmeyi başardığının altını çizen Nergiz, yılın ikinci çeyreğine başlanılan bir dönemde BIST’in yılbaşından bu yana yüzde 30’u aşan borsa performansı ile yatırımcılar için cazip bir yer olmayı sürdürdüğünü vurguladı.
Nergiz, 2018 yılından itibaren yabancı hisse çıkışlarının devam etmesi ve yabancı oranının yüzde 37 civarına düşmesine rağmen şirketlerin güçlü bilançoları ve yüksek temettü verimliliğinin devam ettiğini kaydetti.
Bunun yanı sıra halka arzlara olan ilgi ile mevcut geleneksel yatırım araçlarıyla enflasyonun üzerinde getiri sağlamanın zorlaşmasının, yerli yatırımcıların enflasyon ile mücadele konusunda borsayı önemli yatırım araçlarından birisi olarak görmesini sağladığını aktaran Nergiz, "Nitekim kurumlar da bu düşünceden yola çıkarak borsa beklentilerini revize etmektedirler. Borsa İstanbul 100 endeksinde 12 aylık analist beklentileri Bloomberg anketine göre 2 bin 714, yani şu anki cari fiyatlar ile kıyasladığımızda yaklaşık yüzde 10’luk bir potansiyel daha taşımaktadır. Salgın sonrası Türkiye enerji ve ticari geçiş üssü olma yolunda önemli bir fırsat yakalamıştır, Türkiye’nin bölgesindeki jeopolitik risklere rağmen genç ve dinamik nüfusuyla, ihracatını da artırarak güçlü şekilde büyümesini sürdüreceğini umuyor ve inanıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Nergiz, güçlü bilançolu şirketler önderliğinde Borsa İstanbul’daki yükseliş eğiliminin devam edeceğine yönelik beklentilerin yeni dönemde portföylerde hisse ağırlığının devam etmesini sağlayabileceği öngörüsünde bulundu.
Fed piyasalar üzerindeki etkisi sebebiyle yılın kalan dönemindeki hisse tercihlerinde daha seçici ve temkinli olunacağı bir döneme girildiğinin de göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulayan Nergiz, "Temel ve teknik göstergelerin bir arada değerlendirilmesi, kurumların araştırma raporlarının model portföy önerilerinin incelenmesi, önce sektör daha sonra da şirketlerin süzgeçten geçirilerek profesyonel bir bakış açısı ile tercihlerin yapılması, riskin minimize edilebilmesi adına kıymetli bir stratejidir." ifadelerini kullandı.
Nergiz, özellikle Rusya-Ukrayna savaşı sonrası global piyasalarda başta petrol, enerji, gibi emtialar ile buğday, mısır, gibi gıda emtialarının fiyatlarında yaşanan yükselişte küresel risk algısının artması, arz, lojistik ve tedarik zincirlerinde yaşanan zorluklar gibi etkenlerin yer aldığını belirtti.
Rusya’nın petrol, doğal gaz, kömür, alüminyum ve buğdayda, Ukrayna’nın da buğday ve yağlı tohumda önemli tedarikçilerden olmasının da küresel enflasyonu hızlandıran önemli gelişmeler arasında olduğunu vurgulayan Nergiz, şunları kaydetti:
"Kovid-19 salgının arkasından yaşanan savaşın daha da artırdığı küresel enflasyonun seyri, emtia fiyatlarında gelinen yüksek seviyeler, arz ve tedarikte yaşanan sorunlar, Rusya-Ukrayna savaşının ne yöne evirileceğine yönelik belirsizlik, Batı'nın yaptırımları ve süresi, başta Fed olmak üzere merkez bankaların şahinleşen sıkı para politikalarının seyri gibi birçok risk yatırımcıların tercihlerinde daha temkinli hareket etmesi ve dengeli portföy oluşturması gerektiğini gösteriyor. GCM Yatırım olarak Türkiye’de 10. yılımızda, Borsa İstanbul Pay Senedi Piyasası ve Vadeli İşlemler Borsası, avro/dolar, dolar/yen ve sterlin/dolar gibi bir çok parite, S&P500, DOW JONES ve DAX gibi uluslararası borsa endeksleri ve yurtdışı hisse senetleri ile altın, gümüş gibi değerli metaller, petrol ve doğalgaz gibi enerji ürünleri, buğday, mısır gibi her tür emtiadan oluşan toplamda 700’e yakın zengin ürün seçeneği ve 450 personelimizle beraber hem ülkemizde hem de dünya piyasalarında yatırım imkânı sağlıyoruz. Böylece yatırımcılar yurt dışı ve yurt içi piyasalarda işlem gören çok geniş bir finansal ürün seçeneği ile işlem yapabilme imkânı bulunuyor."
Nergiz, küresel piyasalardaki fiyatlamalara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Nergiz, "Küresel enflasyonun nisan ayında da önemli bir sorun olmaya devam ederken, verdiği mesajlar dünyaca dikkate alınan ve politikaları ile piyasaları şekillendiren ABD Merkez Bankası (Fed), Rusya-Ukrayna jeopolitik risk teması sebebiyle para politikası kararlarında geç kaldığı eleştirilerinin artması üzerine, 40 yılın en yüksek enflasyonu ile mücadele etmek adına mesajlarını agresifleştirerek, 28 yıl aradan sonra 50 baz puanlık faiz artışının gerekli olduğunu söyledi. " ifadelerini kullandı.
Fed üyelerinin bankanın 9 trilyon dolar seviyesine yaklaşan bilançosunda aylık 95 milyar dolar, yıllık 1 trilyon doların üzerinde bilanço küçültmeye başlanacağına yönelik verdiği sözle yönlendirme mesajları ile, enflasyon ile mücadele konusunda daha kararlı bir profil çizdiğini belirten Nergiz, tutanaklar içerisinde “resesyon” ya da “stagflasyon” kelimelerinin geçmemesinin, ABD borsalarındaki kayıpların ve düzeltmenin derinleşmesinin önüne geçtiğini aktardı.
Nergiz, nisan ayının 2. haftası başlayacak yılın ilk çeyreğine yönelik bilançoların iyimser bir sonuçla gelme beklentisinin, ABD borsalarının yıl başından bu yana kayıplarını telafi etme senaryosunu gündeme getirebileceğini vurguladı.
Jeopolitik risklere rağmen enflasyonist baskı borsalara ilgiyi sürdürecek
Nergiz, 2022 yılının kalan dönemlerinde 6 tane Fed toplantısı söz konusu olduğunu belirterek, piyasa analistlerinin mayıs ve haziran toplantılarında bankanın 50 baz puan faiz artışı gerçekleştirmesini ve yıl sonuna kadarki süreçte 225 baz puanlık faiz artışı yapmasını beklediğini aktardı.
Teorik olarak bu senaryonun da bankanın en az 3 adet 50 baz puanlık faiz artışı anlamına geldiğini dile getiren Nergiz, şunları kaydetti:
"Kovid-19 salgını ile başlayan ve Rusya-Ukrayna jeopolitik risk teması ile devam eden enflasyonist baskının çift haneli rakamlara ulaşma düşüncesi, bankayı daha agresif tonda mesajlar vermeye mecbur bırakmaktadır. Ancak Fed bu agresiflikte aksiyonlarına devam etse dahi 2022 yılında enflasyon üzerinde bir faiz veremeyeceği, yani negatif reel faizde sürece devam edeceği kaçınılmazdır. Bu tutum şahin Fed’e rağmen küresel borsalardaki aşağı yönlü düzeltme ve baskıyı sınırlamaktadır. Türkiye’nin olduğu gibi dünyanın da mücadele ettiği yüksek enflasyon, sonrasında oluşan eksi reel faizler getiri arayışındaki yatırımcıların yeni dönemde borsalara ilgisinin sürmesini sağlayacaktır."
Türkiye’nin gerek Rusya-Ukrayna savaş süreci, gerek Fed’in agresif tonda mesajlarına rağmen globalden ayrışan bir profil ile dikkatleri üzerine çekmeyi başardığının altını çizen Nergiz, yılın ikinci çeyreğine başlanılan bir dönemde BIST’in yılbaşından bu yana yüzde 30’u aşan borsa performansı ile yatırımcılar için cazip bir yer olmayı sürdürdüğünü vurguladı.
Nergiz, 2018 yılından itibaren yabancı hisse çıkışlarının devam etmesi ve yabancı oranının yüzde 37 civarına düşmesine rağmen şirketlerin güçlü bilançoları ve yüksek temettü verimliliğinin devam ettiğini kaydetti.
Bunun yanı sıra halka arzlara olan ilgi ile mevcut geleneksel yatırım araçlarıyla enflasyonun üzerinde getiri sağlamanın zorlaşmasının, yerli yatırımcıların enflasyon ile mücadele konusunda borsayı önemli yatırım araçlarından birisi olarak görmesini sağladığını aktaran Nergiz, "Nitekim kurumlar da bu düşünceden yola çıkarak borsa beklentilerini revize etmektedirler. Borsa İstanbul 100 endeksinde 12 aylık analist beklentileri Bloomberg anketine göre 2 bin 714, yani şu anki cari fiyatlar ile kıyasladığımızda yaklaşık yüzde 10’luk bir potansiyel daha taşımaktadır. Salgın sonrası Türkiye enerji ve ticari geçiş üssü olma yolunda önemli bir fırsat yakalamıştır, Türkiye’nin bölgesindeki jeopolitik risklere rağmen genç ve dinamik nüfusuyla, ihracatını da artırarak güçlü şekilde büyümesini sürdüreceğini umuyor ve inanıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
BIST’te güçlü bilançolar önderliğinde yükseliş
Nergiz, güçlü bilançolu şirketler önderliğinde Borsa İstanbul’daki yükseliş eğiliminin devam edeceğine yönelik beklentilerin yeni dönemde portföylerde hisse ağırlığının devam etmesini sağlayabileceği öngörüsünde bulundu.
Fed piyasalar üzerindeki etkisi sebebiyle yılın kalan dönemindeki hisse tercihlerinde daha seçici ve temkinli olunacağı bir döneme girildiğinin de göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulayan Nergiz, "Temel ve teknik göstergelerin bir arada değerlendirilmesi, kurumların araştırma raporlarının model portföy önerilerinin incelenmesi, önce sektör daha sonra da şirketlerin süzgeçten geçirilerek profesyonel bir bakış açısı ile tercihlerin yapılması, riskin minimize edilebilmesi adına kıymetli bir stratejidir." ifadelerini kullandı.
Rusya-Ukrayna savaşı küresel enflasyonu hızlandırıyor
Nergiz, özellikle Rusya-Ukrayna savaşı sonrası global piyasalarda başta petrol, enerji, gibi emtialar ile buğday, mısır, gibi gıda emtialarının fiyatlarında yaşanan yükselişte küresel risk algısının artması, arz, lojistik ve tedarik zincirlerinde yaşanan zorluklar gibi etkenlerin yer aldığını belirtti.
Rusya’nın petrol, doğal gaz, kömür, alüminyum ve buğdayda, Ukrayna’nın da buğday ve yağlı tohumda önemli tedarikçilerden olmasının da küresel enflasyonu hızlandıran önemli gelişmeler arasında olduğunu vurgulayan Nergiz, şunları kaydetti:
"Kovid-19 salgının arkasından yaşanan savaşın daha da artırdığı küresel enflasyonun seyri, emtia fiyatlarında gelinen yüksek seviyeler, arz ve tedarikte yaşanan sorunlar, Rusya-Ukrayna savaşının ne yöne evirileceğine yönelik belirsizlik, Batı'nın yaptırımları ve süresi, başta Fed olmak üzere merkez bankaların şahinleşen sıkı para politikalarının seyri gibi birçok risk yatırımcıların tercihlerinde daha temkinli hareket etmesi ve dengeli portföy oluşturması gerektiğini gösteriyor. GCM Yatırım olarak Türkiye’de 10. yılımızda, Borsa İstanbul Pay Senedi Piyasası ve Vadeli İşlemler Borsası, avro/dolar, dolar/yen ve sterlin/dolar gibi bir çok parite, S&P500, DOW JONES ve DAX gibi uluslararası borsa endeksleri ve yurtdışı hisse senetleri ile altın, gümüş gibi değerli metaller, petrol ve doğalgaz gibi enerji ürünleri, buğday, mısır gibi her tür emtiadan oluşan toplamda 700’e yakın zengin ürün seçeneği ve 450 personelimizle beraber hem ülkemizde hem de dünya piyasalarında yatırım imkânı sağlıyoruz. Böylece yatırımcılar yurt dışı ve yurt içi piyasalarda işlem gören çok geniş bir finansal ürün seçeneği ile işlem yapabilme imkânı bulunuyor."