DOLAR
34,88
0,05%
DOLAR
EURO
36,76
0,37%
EURO
GRAM ALTIN
3044,45
-0,05%
GRAM ALTIN
BIST 100
10058,47
0,00%
BIST 100
USD/TRY
Döviz Çevirici
TRY
USD
EUR
Hesapla

ABD’de rekor enflasyon: Türkiye’yi nasıl etkiler?

27 Ekim 2022 | 23:49
ABD’de rekor enflasyon: Türkiye’yi nasıl etkiler?
ABD'de 2021 Aralık'ta yüzde 7 olarak gerçekleşen yıllık enflasyon, Haziran 1982'den bu yana en yüksek seviyeye çıktı. Zaten enflasyonla mücadele için işgücü piyasasının odağını fiyatlar önceliğine doğru kaydırmış durumda olan ABD Merkez Bankası FED’in, enflasyonun son 40 yılın en yüksek artışını kaydetmesiyle 16 Mart’taki toplantısında faiz artışına gitmesin kesin gözüyle bakılıyor. Peki, bu durum ABD’nin ve birçok gelişmekte olan ülkenin (GOÜ) aksine, yüksek enflasyona rağmen sıkılaşma politikası yerine gevşek politika izleyen ve faiz indirimlerine devam eden Türkiye’de nasıl bir etki yaratabilir?

Ceren Oral Balaban / [email protected]

Bu hafta piyasaların merakla beklediği ve yakından takip ettiği ABD Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verileri açıklandı. ABD'de yıllık enflasyon 2021 Aralık'ta yüzde 7 olarak kaydedildi. Böylece yıllık enflasyon, Haziran 1982'den bu yana en yüksek seviyeye çıktı. Yani 2021’de tüketici fiyatları neredeyse 40 yılın en yüksek artışını kaydetti. Bunun FED'in faiz artırımlarının 2021 Mart’ta başlamasına zemin hazırlayan ‘kızgın bir enflasyon zeminine’ işaret ettiği kaydediliyor.

Enflasyonla mücadele için işgücü piyasasının odağını fiyatlar önceliğine doğru kaydıran FED, sıkılaşmanın ilk adımlaması olarak 2021 Aralık’ta 120 milyar dolarlık tahvil programında aylık indirimi ikiye katlayarak 30 milyar dolara çıkarmıştı. Bu da alımların iki ay sonra sonlanması anlamına geliyor. Ayrıca FED Başkanı Powell; salı günü Senato Bankacılık Komitesi önünde yaptığı konuşmasında, mevcut enflasyon koşulları var olduğu sürece faiz artırımlarının beklenebileceğinin de altını özellikle çizdi. Bu nedenle de FED’in mart ayı toplantısında faiz artırması çok yüksek ihtimal olarak görülüyor.

16 MART’TA FAİZ ARTIŞI GELEBİLİR


Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan; 16 Mart’taki FED toplantısında bir dizi faiz artırımı serisinin başlamasına yönelik beklentinin FED fon vadeli işlemleri tarafında da iyice ağırlıklandırılmış durumda olduğu bilgisini veriyor. Yüksek verilerin tahvil getirilerini de mevcut eğiliminde tutacağını kaydeden Erkan; 14-15 Aralık FOMC tutanaklarında güçlenen ekonomi ve yüksek enflasyonun faiz artırımlarının beklenenden erken ve hızlı gerçekleşmesine neden olabileceği vurgusunun öne çıktığını söylüyor. “Ancak FED açısından işin fiyatlara dâhil olmayan kısmı bilanço müdahalesi. Bunu ne sertlikte ve ne ölçüde yapacak, halen belli değil” diyen Erkan; TÜFE’nin normalleşmesine ilişkin gerek talebin sönümlenmesi, gerekse de arz sorunlarının hafiflemesi kaynaklı beklentiler olduğundan söz ediyor.

FED üyelerinin çoğunluğu enflasyonun bozucu etkilerinden kaçınılması gerektiğini düşünüyor. Powell’ın dediği gibi; bir yandan enflasyonla mücadele ederken bir yandan da ekonomik büyümeye zarar vermemek olgusu gözetilecek. Powell’ın da bu konuda şimdilik limitleri yukarı çekmekten kaçındığını aktaran Erkan; Powell’in “Yüksek enflasyon ABD’deki ekonomik toparlanma için ciddi bir tehdit ve enflasyonu soğutmak için daha agresif faiz artırımlarına ihtiyaç duyması halinde FED bunu yapacaktır” açıklanmasının oldukça önemli olduğunun da altını çiziyor. Bu noktada FED’in 26 Ocak toplantısında bilanço küçültme stratejisine ilişkin vereceği ayrıntılar takip edilecek.


TÜRKİYE’DE DURUM FARKLI


Enflasyon verisine ilişkin ayrıntılar ve FED’e yönelik beklentiler böyleyken mevcut durumun gelişmekte olan ülke piyasalarına ve Türkiye’ye de önemli yansımaları olacak gibi görünüyor. FED’in faiz artışına kesin gözüyle bakılırken neredeyse tüm GOÜ’ler de geçen yıl başladıkları faiz artırımlarına devam ediyor. Ancak Türkiye’de durum farklı. Türkiye’de TÜFE, 2021 Aralık’ta aylık bazda yüzde 13,58 artarken, yıllık bazda yüzde 21,31’den yüzde 36,08’e yükselse de TCMB, yüksek enflasyona rağmen gevşek para politikasına devam ediyor. Bu ortamda FED’in izleyeceği politikaların Türkiye piyasalarına etkisinin olumsuz olması beklenirken bu olumsuzluğun daha az veya daha fazla olması ise izlenecek politikalarla şekillenecek.

Baştürk Finansal Danışmanlık Kurucusu ve Stratejist Rıdvan Baştürk, ekonomist.com.tr okuyucuları için ABD’de 1982’den beri en büyük yıllık artışı kaydeden enflasyonun ve bunun karşısında FED’in alacağı aksiyonların GOÜ piyasalarına ve TL varlıklarla olası etkilerini değerlendirdi.

“FED’İN İZLEYECEĞİ POLİTİKALAR GOÜ’LERİ NEGATİF ETKİLEYECEK”


AGRESİF SIKILAŞMA POLİTİKASI: ABD’de manşet enflasyon yüzde 7’ye ulaşarak yaklaşık son 40 yılın en yükseğine geldi. Gelecek aylarda da enflasyonda yükselişlerin devamı beklenebilir. Enflasyondaki yükseliş ABD’yi rahatsız ediyor. Hem siyasi kanattan hem de FED’den bu konu ile ilgili endişeli açıklamalar geliyor. Bu neticede FED, varlık alım programını 2022 Mart ayında bitireceğini 2021 Aralık ayı toplantısında açıkladı. Özellikle yeni yıl ile birlikte FED’in daha agresif bir sıkılaşma politikası izlemesi bekleniyor. Mart ayında bitecek olan tahvil alım programının ardından bir faiz artırımı gelebilir. Yıl içerisinde de üç faiz artırımı en muhtemel senaryo olacak. Bunlara ek olarak 8,8 trilyon dolar civarındaki bilançonun daraltılması da gündemde. Özetle FED, enflasyondaki yükselişin önüne geçmek için ne gerekiyorsa yapacak.

GOÜ’LERDEN SERMAYE ÇIKIŞLARI OLABİLİR: Bu aşamada ABD dışına da bakmak gerekiyor. İngiltere, 2021 Aralık ayında faiz artırdı. Kanada Merkez Bankası destekleri kesti, faiz artırımı bekliyor. Neredeyse tüm gelişmekte olan ülkeler (GOÜ) de geçen yıl başladıkları faiz artırımlarına devam ediyor. Tabii rezerv para birimi dolar olduğu için burada FED’in atacağı adımlar daha önemli olacak. Yukarıda bahsettiğim adımların atılacağını düşündüğümüzde bu durum özellikle GOÜ’lerden sermaye çıkışlarına neden olabilir. Bu süreci kimin daha az veya daha fazla hasar ile atlatacağı ise ülkelerin politikalarıyla alakalı olacaktır.

TCMB’NİN POLİTİKASI BENİMSENMEDİ: Türkiye’de ÜFE yüzde 80’lere yaklaştı. TÜİK’in enflasyonu yüzde 36’ya işaret etse de hissedilen enflasyon daha yukarılarda. Kaldı ki yeni yıl ile birlikte yapılan önemli zamlar ÜFE’yi ve TÜFE’yi gelecek aylarda da yukarı taşıyabilir. Fakat TCMB’nin bu aşamada sıkılaşma politikası yerine gevşek politika izlediğini ve faiz indirimleri yaptığını görüyoruz. Her ne kadar TCMB faiz indirse de piyasa faizleri yükselmeye devam ediyor. Bu da piyasaların TCMB’nin politikasını benimsemediğini gösteriyor.

MEVDUATLARDA DÖVİZİN PAYI YÜKSEK: FED başta olmak üzere tüm dünya sıkılaşırken, yurtiçinde yüksek ÜFE ve TÜFE’ye rağmen TCMB’nin düşük faiz politikası izlemesi yıl içerisinde negatif etkiler yaratabilir. Yabancı yatırımcıların da Türkiye’den uzun süredir çıkış yaptığını görüyoruz. Mevduatlarda ise dövizin payı yüksek kalmaya devam ediyor. Kısacası, FED’in izleyeceği politikalar GOÜ’ler için negatif etki yapacak. Bu negatifliğin daha az veya daha fazla olması ise izleyeceğimiz politikalar ile şekillenecek.
0


  • ALTIN GRAM - TL 3044,45 -0,05%
  • ALTIN ONS 2714,61 -0,1%
  • BIST 100 10058,47 0%
  • DOLAR/JAPON YENI 152,467 -0,085%
  • DOLAR/KANADA DOLARI 1,41468 -0,11438%
  • DOLAR/RUS RUBLESI 105,21 -0,0402%
  • DOLAR/TURK LIRASI 34,8828 0,0494%
  • EURO/DOLAR 1,0506 0,1258%
  • EURO/TURK LIRASI 36,7561 0,37%
  • STERLIN/DOLAR 1,27635 0,13258%
EKONOMİST YENİ SAYI
Ekonomist Dergisini takip etmek için abone olun.
ABONE OL