Madencilik ve limancılıkta yaptığı önemli satın almalarla son 10 yılda global piyasalarda önemli bir noktaya gelen Yıldırım Holding, sessiz sedasız yeniden yapılanmaya gitti.
Ekonomist’in 16 Mart-29 Mart 2025 tarihli sayısından
Temelleri 1963 yılına dayanan ve 1995 yılından bu yana ailede ikinci neslin aktif görev aldığı holding geçen yıla kadar yüzde 100’ü Ali Rıza ve Yüksel Yıldırım kardeşler tarafından yönetilirken, bu yıl başında önemli bir yol ayrımına gidildi. İki kardeş, aralarında bir protokol imzalayarak işleri ayırma kararı aldı. Eti Krom’un da dahil olduğu Türkiye’deki enerji, gübre gibi alanları ağabeyi Ali Rıza Yıldırım’ın; Türkiye’de Maslak’taki holding merkezi, Gebze ve Yarımca’daki iki liman ve yurtdışındaki 22 liman ise Yüksel Yıldırım’ın oldu. Bu ayrılığın ardından özellikle yurtdışında metal, maden ve liman işlerine odaklanacağını anlatan CoreX Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Yıldırım ile henüz devam eden bu yeniden yapılanma sürecini ve yeni dönemde dünya ticaretine dair beklentilerini konuştuk.
Eti Krom’un sahibi, Tekfen Holding’in ikinci büyük ortağı oldu
1963’te baba Garip Yıldırım tarafından temelleri atılan Yıldırım Holding Ali Rıza ve Robert Yüksel Yıldırım’ın çabalarıyla bir deve dönüştü. Ailenin ikinci kuşak temsilcisi Ali Rıza Yıldırım ve Yüksel Yıldırım ise işi büyütme kararlarında fikir ayrılığına düşünce holdingdeki varlıkları bölüşerek bu yıl başında ortaklıklarını bitirme yoluna gitti. Yüksel Yıldırım Hollanda merkezli kurduğu CoreX Holding ile yurtdışında büyüme yolculuğuna devam edecek. Ali Rıza Yıldırım ise ARY Holding’i yeni satın almalarla büyütecek. Eti Krom gibi bir devin yanı sıra geçen hafta ARY Holding , Ali Nihat Gökyiğit Yatırım Holding’in tamamını da 4 milyar 9 milyon TL’ye satın aldı. Ali Rıza Yıldırım bu satın alma ile Tekfen Holding’deki hissesini yüzde 19,86 oranına yükseltti. Tekfen’de Kurucu Feyyaz Berker’in ailesi yüzde 25,23 payıyla en büyük ortak olurken, ARY Holding yüzde 19,86’yla ikinci büyük ortak olarak yerini aldı.
Trump’ın ikinci dönemiyle gelen yeni ticaret savaşları, yükselen vergi duvarları küresel ticareti zorluyor. 2025 yılı dünya ticareti ve limancılık hizmetleri açısından nasıl seyredecek?
Dünya genelinde ciddi bir bulanık ortam ve öngörülemezlik var. Avrupa köşeye sıkıştı ve Türkiye’ye yakın olmaya çalışıyor. Putin, Ukrayna üzerindeki baskıyı artırıyor. Trump ile birlikte Çin’in yanı sıra Meksika ve Kanada’da yüksek vergilerle karşı karşıya. Korumacı sürece gidiliyor ve artık globalizasyon sıkıntıya giriyor. Öyle görünüyor ki bölgesellik anlayışı daha yükselecek. Dünyayı siyasiler yönetiyor. Ama bugün güçlü lider yok. Ülkelerin artık birbirine karşı saldırı ve savunma yaklaşımları değişti. Korumacı ekonomi yaklaşımıyla Londra Metal Borsası ile Chicago Borsası arasında fiyat farkları oluşmaya başladı ve bu farklar büyüyecek gibi. Globalizasyon belli noktalarda iyice sekteye uğrayacak ve Çin’in global büyümesi de sıkıntıya girecek. İnsanlar Hindistan yüzde 8 büyür mü diye bakıyor ama böyle bir imkan yok. İş dünyası da belirsizlik ortamında fırsatları görmeye çalışıyor.
Türkiye’nin limancılık tarafında yurtdışında önemli satın almalarla dikkat çeken grubu oldunuz. Böyle bir süreçte sizin rotanız ne olacak?
Kolombiya’dan Brezilya’ya yeni ihaleleri takip ediyoruz. Fakat kendi içimizde yeni süreç yaşanıyor. Ağabeyim Ali Rıza Yıldırım ile bir protokol yaptık. Grubun sahip olduğu şirketleri böldük. Henüz sahiplerine şirketlerin transferleri yapılmadı, bu biraz vakit alacaktır. Ancak artık Yıldırım Holding olarak ilerlemeyeceğiz. Kardeşler olarak kendi kurduğumuz iki ayrı holding çatısında işlerimizi yürüteceğiz.
Yeni holdinglerin adı ve faaliyet alanları hakkında bilgi verir misiniz?
Ben çatı şirketimi; çekirdek işlerimi ifade eden Core kelimesine çarpan ve büyütmek anlamını taşıyan X kelimesini de ekleyerek CoreX Holding olarak belirledim. Ağabeyim ise isminin baş harflerinden oluşan ARY Holding olarak devam edecek. Eti Krom’un da dahil olduğu madencilik, gübre, enerji gibi işleri ve iki liman ağabeyimde olacak. CoreX Holding B.V. bünyesinde ise Gebze Dilovası’ndaki Yılport ve Yarımca’daki limanla birlikte ikisi Türkiye, 22’si yurtdışında olmak üzere toplam 24 liman bulunuyor. Limancılık tarafında Yılport ve Corex Port markalarıyla yoluma devam edeceğim. Türkiye’de iki liman ve Maslak’taki holding merkez binamız dışında hiçbir varlığım kalmadı. Tüm şirketlerim yurtdışında olduğu için grubumuz Hollanda merkezli kuruldu. Birlikte çalıştığımız A takımının önemli bir kısmı CoreX Holding’e geçmiş oldu.
Peki neden böyle bir adım atıldı?
Bu bir yeniden yapılanma oldu. Biz şirketleri bölüştük. Olan varlıkları ağabeyimle yarı yarıya böldük. Kurumsallaşma gereği de böyle olması gerekiyordu. Benim globalde daha fazla büyüme vizyonum vardı. Yurtdışı ağırlıklı büyümek üzere girişimlerim vardı. Bu noktada ortak kararlar alırken de zor oluyordu. Ben şu an çok mutluyum. Yeni dönemde de yıllardır yaptığım gibi metal, madencilik ve limancılık odaklı ilerlemeye devam edeceğim. Kendime büyük hedefler koydum; madencilikte 5 yılda dünyanın 100 şirketi arasına girmek, 10 yılda ise ilk 50 şirket arasına girmeyi planlıyorum.
Maden ve liman işinde hedef pazarlardan söz eder misiniz?
Bildiğiniz gibi Kazakistan’da maden sahalarımız var. Fildişi sahilinde büyük bir nikel madeni satın aldım. Bu madenin ödemesini yaptım. CoreX olarak nikel madenciliğine ilk yatırımı yapmış olduk. Latin Amerika’da nikel madenciliği konusunda görüşmeler yapıyorum. Hedefim nikelde dünyada ilk 5 şirketten biri olmak. Nikelde satın alma konusunda çalışıyorum. Yine Kolombiya’da ferro nikel tesisi için bir ihaleye teklif vereceğiz. Önümüzdeki hafta Brezilya’da bir bakır ihalesi var ve biz de teklif vereceğiz. Altın konusunda da arayışlarım var. Öncelikle madenciliği çeşitlendireceğiz.
Limancılıkta hangi yatırımlarla büyüme planınız var?
Portföyümüzde yeni limanlar eklemek konusunda çalışıyorum. Gana’da bir liman aldık geçen yıl. El Salvador’da liman aldık ve iyi gidiyor. Kolombiya’da bir limanla yüzde 51’ini almak için el sıkıştık. Kolombiya’da bir liman ama biz alıp sıvı ve genel kargonun yanı sıra konteyner, Ro-Ro işlerini de kapsayacak bir yapıya kavuşturmak istiyoruz. Hizmeti çeşitlendirmeyi istiyoruz. Karma yükler elleçlenecek. 100 milyon dolarlık bir bütçeyle almak üzere henüz fiyatta anlaştık, fakat henüz kontratlar yapılmadı. Afrika’da dört liman ile ilgileniyorum. Latin Amerika’da iki ayrı limanla ilgileniyorum. Peru’da liman için devletle görüşüyoruz. Alıp yatırım yapmak istiyoruz. Tabii bunlar birkaç yıl sürecek proje planları. Piyasalar toparlarsa, sonrasında işlerimiz daha büyüyecek ve yatırımlarımız hızlanacaktır. Finansman en büyük sorun tabii. Nakit para bulmak güç, Türk bankaları para veremiyor. Yurtdışındakilerde riskler konusu nedeniyle sıkıntıda. Açıkçası Türk şirketlerinin yurtdışında satın alma ve yatırım konusunda işleri hiç kolay değil.
Büyüme vizyonunuz ve hedeflerinizden söz eder misiniz?
Benim rotam metal, maden ve liman işleri odağında ilerlemek ve yurtdışı olacaktır. Ağırlıklı yurtdışında Afrika, Latin Amerika, Orta Asya, Avrupa ve Amerika’da iş yapmaya devam edeceğim.
Bu süreç satın alma veya satış için nasıl dönem?
Dünyada bir sürü şirket tökezliyor. Sermaye, nakit sıkıntısı, karsızlık nedeniyle şirket satışlarını hızlandığı görülüyor. 2025-2026 yılı şirket satın alma ve birleşmede çok büyük işlemlere sahne olacak. Parayı bulursak biz de elbette metal, maden ve limancılıkta satın alma ile ilerleyeceğiz.
“Hedefim Samsunspor’u Avrupa’ya taşımak”
Yedi yıl önce Samsunspor’un tamamını alan Yüksel Yıldırım, Fransa’da Dunkerque Kulübü hisselerinin yüzde 85’ini de satın aldı. Her iki takımın da bulundukları ligde üçüncü sırada yer aldıklarını anlatan Yüksel Yıldırım, Samsunspor Kulübü Başkanı olarak şunları söylüyor: “Hedefim Samsunspor’u Türkiye’nin ilk 5 takımı arasındaki yerini sürdürülebilir kılmak. GS, FB, BJK ve Trabzonspor’dan sonra Samsunspor’u beşinci takım olarak kabul edilmesi hedefim. Camia ve ekonomik büyüklük, sıralama olarak zaten en büyük beş içindeyiz. Bunu sürdürülebilir kılmak istiyorum. Şu an Beşiktaş’ın 6 puan önünde üçüncü sıradayız. Bu sezon, böyle biterse Avrupa’ya da gidebileceğiz. Tarihinde ilk defa Samsunspor, Avrupa kupasına katılmış olacak. Alt yapı yatırımlarını yaptım, takımı güçlendirmek için çalışıyorum. Küme düşme korkusu olmayan büyük takımlara kafa tutan ve Türkiye futboluna yön veren bir kulüp olmak istiyoruz. Kulüplerin geliri yok ve hep borç içindeler. Ödenekler konusunda TV yayınları, bilet, forma satışları, stat içindeki ve formadaki reklam gelirleri var. Fakat bu gelirler elbette yeterli olmuyor. Bu yıl da mesela kulüp 20 milyon Euro zararda ve yine ben ödeme yapacağım.”