USD/TRY
Döviz Çevirici
TRY
USD
EUR
Hesapla

Altın rekora doymuyor! Yükseliş sürecek mi? Altın yorumları

Altın, 1979’dan bu yana en güçlü yıllık performansını sergilemeye hazırlanıyor. Ons altın, 3.700-4.000 aralığının üst bandını momentumlu bir şekilde geçmeyi başardı. Peki, altın için yorumlar ne?


Altın rekora doymuyor! Yükseliş sürecek mi? Altın yorumları

Hem ons altındaki yukarı yönlü trendin hem de dolar/TL’deki yükselişin etkisiyle gram altın da 5.400 TL'nin üzerinde hareket ediyor. Güçlü talep ve faiz indirimi beklentileriyle yeni hedeflerin artık 4.000 doların üzerinde oluştuğu görülüyor.  Altın fiyatlarında; FED’in faiz indirim süreci, jeopolitik riskler, Dolar Endeksi’nin seyri ile küresel ETF’lerin vemerkez bankalarının talepleri etkili olacak. Uzmanlara göre; başta altın olmak üzere değerli metallere portföylerde ‘denge ve güven unsuru’ olarak mutlaka yer verilmeli.

Ceren Oral Balaban / coral@ekonomist.com.tr

Güçlü rüzgârı arkasında alan değerli metal altın, 30 yılı aşkın süredir en güçlü yıllık performansına doğru hızla ilerliyor. 2.000 dolardan başladığı 2024’ü 2.600 dolardan kapatan ons altın, 2025 yılında ise rekor üzerine rekor kırarak yoluna devam ediyor.

3.700 dolar seviyesinin üzerindeki ilk kapanışını 22 Eylül’de 3.747 dolarla yapan ons altının bu seviyeden 3.800 ve 3.900 dolar dirençlerini aşması ise çok daha kısa bir sürede gerçekleşti. 3.800 dolar eşiğini 29 Eylül’de 3.834 dolar kapanışıyla geçen ons altın, bu tarihten tam bir hafta sonra 6 Ekim kapanışında ise 3.961 dolarla rekorunu tazeledi. 8 Ekim itibarıyla ise ons altın, 4.000 dolar eşiğini de geçti ve yeni zirvelerle ilerlemeyi sürdürüyor. 

YENİ HEDEFLER, 4.000 DOLARIN ÜZERİNİ İŞARET EDİYOR

Gelinen noktada, yıl başından bu yana yüzde 50’den fazla değer kazanan altın, 1979’dan bu yana en güçlü yıllık performansını sergilemeye hazırlanıyor. Son dönemdeki hızlı atakta ve güçlü görünümde ABD’de federal hükümetin kapanmasının yarattığı belirsizliğin ve FED’in güvercin politikalara yöneleceği beklentisinin güçlenmesinin etkili olduğu kaydediliyor. Kapanmanın devam etmesi nedeniyle eylül ayı tarım dışı istihdam verisi ise açıklanmadı. Piyasalarda FED’in yılın kalan iki toplantısında arka arkaya 25 baz puanlık faiz indirimi yapacağı beklentisi öne çıkmış durumda.  Güçlü talep ve FED’in faiz indirimi beklentileriyle ons altında yeni hedeflerin artık 4.000 doların üzerinde oluştuğu görülüyor. Hem ons altındaki yukarı yönlü trendin hem de dolar/TL’deki yükselişin etkisiyle gram altın da 5.400 TL'nin üzerinde hareket ediyor.

Değerli metal altın, dönem dönem düzeltme isteğiyle ve özellikle ABD, FED ve jeopolitik gelişmeler odaklı yoğun haber akışlarının etkisiyle kâr satışlarıyla karşılaşsa da geri çekilmelerin bir ‘alım’ fırsatı olarak sınırlı kalacağına yönelik öngörüler ağırlık kazanmış durumda. Bu kapsamda altın için orta-uzun vadede beklentiler, ‘temel ve teknik dinamikler çerçevesinde yukarı yönlü’ olmaya devam ediyor. 

“‘SİGORTA’ VAZİFESİ GÖRÜYOR”

Altının yanı sıra son dönemde gümüşün performansı da oldukça dikkat çekiyor. 2025’e 30 dolar seviyesinin altında başlayan, eylül ayı başında 40 dolar seviyelerinde hareket eden ons gümüş, 8 Ekim itibarıyla 49 dolar eşiğine dayanmış durumda.

ÜNLÜ & Co Araştırma Bölümü Kıdemli Müdürü Murat Akyol; değerli metallerin bu güçlü yükselişinin arkasında beklenen faiz indirimlerinin ve jeopolitik belirsizliklerin yanı sıra dolardaki zayıflamanın, küresel ticaret koşullarındaki değişimin ve FED’in bağımsızlığına yönelik artan tehditlerin yer aldığını kaydediyor. Diğer taraftan resesyon beklentisi düşük olsa da yatırımcıların kriz dönemlerinde bile değerini göreceli olarak daha iyi koruyan altına ve gümüşe yönelmeyi tercih ettiğinin altını çizen Murat Akyol, “Dolayısıyla portföylerde ‘sigorta’ vazifesi de gören bir varlıktan bahsediyoruz. Tüm bunları üst üste koyduğumuzda yılın başından bu yana gerçekleşen güçlü performansın sürpriz olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz” diye konuşuyor.

ETF’LERE 38 MİLYAR $’LIK GİRİŞ

Uluslararası merkez bankaların değer kaybeden dolara karşı portföylerini çeşitlendirmek ve korunma amacıyla altın alımlarını sürdürmeleri de fiyat artışlarını destekleyen önemli faktörlerden biri konumunda. Dünya Altın Konseyi’nin (WGC) verilerine göre, 2025’in ilk yarısında altına dayalı küresel ETF’lere (borsa yatırım fonları) 38 milyar dolarlık giriş oldu ve toplam fon varlıklarına 397,1 metrik ton altın eklendi. Bu, haziran sonunda toplam varlıkların 3.615,9 tona ulaşmasını sağladı. Ayrıca bu seviye, Ağustos 2022’den bu yana görülen en yüksek düzey.

Çin, Rusya ve Hindistan gibi ülkelerin merkez bankalarının rezervlerini çeşitlendirme amacıyla altın alımlarına devam ettiğini kaydeden Rota Portföy Kıdemli Portföy Yöneticisi Selin Yıldırım’ın verdiği bilgilere göre; yılbaşından bu yana merkez bankaları, resmi altın rezervlerine toplam 415 ton ekleyerek küresel talebin temel unsurlarından biri oldu. Selin Yıldırım, bunun yanı sıra altına dayalı küresel ETF’lere yönelen güçlü talep akabinde bu ETF’lerin yılın ilk yarısında 397 metrik ton alış yapmasının da altının yükselişini desteklediğini belirtiyor.

Bu arada altın piyasasında öne çıkan başlıklardan biri de üretim maliyetlerindeki artış eğilimi oldu. 1.450-1.600 dolar/ons bandına yerleşen bu maliyetlerin, küresel piyasalarda önemli bir maliyet tabanı oluşturduğuna işaret eden Selin Yıldırım, artan maliyetlerin altının kısa ve uzun vadede değerini koruma işlevini destekleyen bir unsur haline geldiğini de not ediyor.

‘YARI PARA’ İŞLEVİ

Altın rekora doymuyor! Yükseliş sürecek mi? Altın yorumları-1

Kuveyt Türk Yatırım Araştırma Direktörü Dr. Kutay Gözgör, merkez bankalarının altına yönelik talep artışının temel nedeninin, ‘jeopolitik riskler’ olduğu kanaatinde. “2025 itibarıyla Asya’da ve Küresel Güney’de hız kazanan de-dolarizasyon kavramı ABD dolarının rezerv para konumunu zayıflatırken, merkez bankalarının ve yatırımcıların ilgisini giderek daha fazla altına yöneltiyor” diyen Kutay Gözgör; BRICS ve ASEAN ülkelerinin yerel para cinsinden ticaret anlaşmalarını hayata geçirmesinin ve 2022’de Rus rezervlerine el konulmasının yarattığı güvensizliğin doların ‘siyasi risk’ taşıdığı algısını güçlendirdiği bilgisini veriyor.

Artık altının yalnızca doların değer kaybına karşı bir koruma aracı değil, aynı zamanda küresel rezerv sisteminde yeniden ‘yarı para’ işlevi üstlenen bir ‘güven unsuru’ haline geldiğinin altını çizen Kutay Gözgör, tarihsel verilerin, portföylerde yüzde 5-10 oranında altın bulundurmanın kriz dönemlerinde kayıpları sınırlarken getirileri de koruduğunu ortaya koyduğuna da değiniyor. Kutay Gözgör’e göre; önümüzdeki dönemde bu güç kazanımının sürüp sürmeyeceği, bunun geçici bir dalga mı yoksa yeni bir parasal düzenin kalıcı bir işareti mi olacağı sorusu kritik önem taşıyacak.

Ons altın ve gram altın fiyatlarında yükseliş isteğinin son çeyrekte de devam etmesini bekleyen Dr. Kutay Gözgör, “ABD dolarındaki değer kaybının süreceği beklentisi ve FED’in beklenenden daha fazla genişleyici para politikası uygulayacağı tahminleri, altın fiyatlarını destekleyen unsur olarak karşımıza çıkabilir. Ayrıca merkez bankalarının jeopolitik riskler nedeniyle fiziksel alımlara devam etmesini bekliyoruz” diye de ekliyor.

“BİRÇOK SEKTÖR FİZİKSEL GÜMÜŞ ALIMINA YÖNELMİŞ DURUMDA”

Peki, ya gümüş? Gümüş fiyatlarının yükselmesinin, ‘ilgili emtianın endüstriyel görünümünden kaynaklandığını’ ifade eden Kuveyt Türk Yatırım Araştırma Direktörü Dr. Kutay Gözgör, konuyla ilgili şu analizi yapıyor: “Endüstriyel tüketim, fiziksel olarak gümüş talebinin artmasına neden oluyor. Aynı zamanda arz-talep dengesine baktığımızda, gümüş arzında eksiklik dikkat çekiyor. Arz eksikliği fiyatların yükselmesinde etkili olurken, altın fiyatlarında olduğu gibi jeopolitik riskler de gümüş fiyatlarını destekliyor. Başta enerji sektörü olmak üzere birçok sektör fiziksel gümüş alımına yönelmiş durumda. İlerleyen süreçte fiziksel alımların devam etmesi gümüş fiyatlarını destekleyebilir. Ayrıca, ABD dolarının görüntüsü gümüş fiyatlarını da yakından ilgilendirmeye devam edecek.” 

İYİ-KÖTÜ SENARYO

Altın rekora doymuyor! Yükseliş sürecek mi? Altın yorumları-2

Global tarafta; ons altının düşük reel faiz beklentisi, zayıf dolar ve jeopolitik belirsizlikler nedeniyle destek bulduğu görülüyor. Tera Yatırım Araştırma Direktörü Mehmet Bilal Bircan; “2025’in son çeyreğinde iyimser senaryoda FED’in faiz indirimlerine devam ederek reel faizlerin aşağıya gelmesi, jeopolitik risklerin sürmesi ve merkez bankalarının altın alımlarına devam etmeleri altında yukarı yönlü hareketlerin devamını getirebilir” diyor.

Mehmet Bilal Bircan’a göre; altın fiyatlarını baskılayabilecek kötü senaryo ise ‘FED’in faiz indirimlerini ertelemesi, ABD’de ekonomik verilerin beklenmedik şekilde iyi gelmesiyle doların öngörülemeyen şekilde güçlenmesi, küresel büyüme beklentilerinin iyileşmesine bağlı olarak risk iştahının artması ve hisse senedi gibi varlıklara yönelim ile jeopolitik risklerin azalmasının güvenli liman varlıklara talebi zayıflatması’ olabilir. Bircan, söz konusu gelişmelerin altında geri çekilme ya da baskılanma yaratabileceği uyarısında bulunuyor. Mehmet Bilal Bircan, 2026 yılına ilişkin ise şunları söylüyor: 

“2026 yılında FED’in faiz indirim döngüsünün devam edip etmeyeceği ve ECB, BoJ ve PBOS gibi diğer merkez bankalarının küresel çapta gevşek para politikası eğilimleri öne çıkarsa, likidite bolluğu ve enflasyon beklentileri yeniden gündeme gelirken altında yükselişler hız kazanabilir. Diğer yandan jeopolitik risklerin masada kalmaya devam etmesi de yine altında yükselişleri destekleyici bir başka faktör.”

FONLARDA DA YÜKSEK GETİRİLER VAR

Hem güvenli liman özellikleri hem de güçlü performansıyla kıymetli maden fonları da 2025’in öne çıkan yatırım araçları arasında yer alıyor. TEFAS’ın verilerine göre; 2 Ocak-7 Ekim 2025 döneminde yatırım fonları kategorisinde, ‘kıymetli madenler şemsiye fonları’ yüzde 74,81’lik getiriyle en çok kazandıran ‘şemsiye fon türü’ konumunda. 

Altın rekora doymuyor! Yükseliş sürecek mi? Altın yorumları-3

2025 son çeyrekte kıymetli madenlerde yukarı yönlü hareketin devam edeceğini öngören RePie Portföy Genel Müdürü Altuğ Dayıoğlu, kâr satışları dolayısıyla yaşanan geri çekilmelerde altına talebin devam ettiğini gözlemlerken hem altın hem de gümüş için ciddi bir kötümserlik taşımadıklarına dikkat çekiyor. “Fiyatlarda yüzde 10 veya üzerindeki çekilmeler eğer makro dinamiklerde önemli bir değişiklik yoksa ‘alım’ fırsatı olmayı sürdürecektir” diyen Altuğ Dayıoğlu’na göre; portföylerde bu fon gruplarına yüzde 25 oranında ağırlık vermek doğru olacaktır.

Altın rekora doymuyor! Yükseliş sürecek mi? Altın yorumları-4

Enflasyonist baskıların, doların diğer para birimlerine karşı değer kaybetmesinin ve özellikle FED’in faiz indirimlerinin altındaki yükselişin devam etmesini sağladığını söyleyen Fonmap Portföy Genel Müdürü Cüneyt Yüngül, “Gümüş fiyatlarının yükselmesinde en büyük etken ise arz açığının dünya piyasalarında etkisini giderek artırması” diyor. Kıymetli madenlere talebin artarak devam edeceğini düşünen Cüneyt Yüngül’e göre; önümüzdeki dönemde riskler göz önüne alındığında yatırımcıların portföylerinde en az yüzde 25 oranında altın bulundurmaları faydalı olabilir.

“ÇEŞİTLENDİRME VE DENGE UNSURU”

Neo Portföy Kurumsal Satış ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Çiğdem Nalbantoğlu, altın ve gümüş fonlarının portföylerdeki öneminin önümüzdeki dönemde de devam edeceğini kaydediyor. Küresel belirsizliklerin ve merkez bankalarının genişlemeci politikalarının kıymetli metalleri cazip kılmaya devam ettiğinin altını çizen Çiğdem Nalbantoğlu, yatırımcılarına önerilerini ise şöyle açıklıyor:

Altın rekora doymuyor! Yükseliş sürecek mi? Altın yorumları-5

“Genel olarak her yatırımcının risk algısı ve getiri beklentisine göre farklılık göstermekle birlikte; daha temkinli yatırımcılar için toplam portföyün yüzde 10-20’sinin altın ve kıymetli maden fonlarında değerlendirilmesi, çeşitlendirme ve risk yönetimi açısından uygun bir yaklaşım olabilir. Risk algısı daha yüksek olan yatırımcılar için ise bu oran yüzde 20-30 seviyelerine kadar çıkarılabilir. Ancak bu noktada olası fiyat düzeltmeleri göz önünde bulundurularak risk yönetimi stratejilerinin dikkatle kurgulanması gerekir. Genel olarak önerimiz; portföylerde kıymetli maden fonlarının ‘uzun vadeli bir denge unsuru’ olarak değerlendirilmesi yönünde.”

“İyi senaryoda gram altın 5.500-6.000 TL’yi test edebilir”

Çiğdem Nalbantoğlu/Neo Portföy Kurumsal Satış ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı 

ALTINDA OLASI FİYATLAMALAR 2025’in son çeyreğinde altın fiyatlarının yönü büyük ölçüde FED’in faiz indirim sürecine, jeopolitik risklere ve dolar endeksinin seyrine bağlı olacak. İyi senaryoda; FED’in genişleme adımlarının hızlanması ve jeopolitik risklerle ortaya çıkan güvenli liman arayışının devamıyla ons altında 4.000-4.500 dolar bandının test edilmesi mümkün. Kötü senaryoda ise güçlü ABD verileri ve doların değerlenmesi ile ons altında 3.400–3.600 dolar bandında düzeltme ve kısa vadeli geri çekilmeler yaşanabilir. TCMB’nin faiz indirim sürecinin başlaması ve yurt içi piyasalardaki olası belirsizlikler ile gram altında ise yıl sonu için 5.500-6.000 TL bandını öngörüyoruz. Ancak küresel altın talebinin azalmasıyla 4.500-4.700 TL bandına geri çekilmeler de yaşanabilir.

GÜMÜŞTE HANGİ BANTLAR İZLENMELİ? Gümüşte de benzer şekilde volatilite yüksek kalacak ancak altınla paralel yönlü hareketin devamını bekliyoruz. Gümrük tarifelerindeki belirsizliklerin azalması ile teknoloji ve sanayi tarafındaki toparlanma, makro büyüme beklentilerinin canlanması ve yatırımcı ilgisinin artması ile ons gümüşte iyi senaryoda 48–55 dolar bandını görmek mümkün olabilir. Talep zayıflar, ekonomiler yavaşlarsa endüstriyel metal olarak görülen gümüşte yukarı yönlü hareket sınırlı kalabilir ve 35-40 dolar seviyesine düşüş gözlemlenebilir.

“Kıymetli maden fonlarına olan ilginin sürmesini bekliyoruz”

Selin Yıldırım/Rota Portföy Kıdemli Portföy Yöneticisi

Altın rekora doymuyor! Yükseliş sürecek mi? Altın yorumları-6

MADENLERİ DESTEKLEYEN UNSURLAR Altındaki yükselişi destekleyen makroekonomik ve jeopolitik gelişmeler gümüş fiyatlarının yükselmesi için de benzer koşulları oluşturdu. Özellikle ilk çeyrekte gümrük vergilerinin risk algısında yarattığı bozulma altın tarafında gümüşe göre daha hızlı fiyatlandı, altın/gümüş paritesi 105 seviyesine yaklaşarak 1970’li yıllardan beri en yüksek değerini gördü. Bu dönemde paritede gümüş lehine düzelmeye altındaki yükseliş de eşlik edince gümüşteki değer kazancı hızlanmaya başladı. Gümüşün kıymetli maden özelliğinin yanı sıra talebinin yarısını yakını da endüstriyel kullanımdan kaynaklanıyor. Özellikle yeşil enerji dönüşümü ve elektrikli araç teknolojilerinde artan kullanım, gümüş ve platin gibi madenler için fiyatları destekleyici bir zemin oluşturuyor.

AŞAĞI YÖNLÜ RİSKLERE DİKKAT Tüm bu dinamiklerin devam ettiği ortamda, 2025’in son çeyreğinde de kıymetli maden fonlarına olan ilginin sürmesini bekliyoruz. Bununla birlikte, piyasa fiyatlamalarının özellikle FED kararları ve jeopolitik gelişmelere karşı oldukça hassas olduğunu unutmamak gerekiyor. Küresel ölçekte doların güçlenmesi, gümrük vergilerinin enflasyon etkilerinin artması ile büyük merkez bankalarının faiz artırım sürecine girmesi gibi hususlar kıymetli madenler için aşağı yönlü riskler oluşturabilir. Sonuç olarak, yatırımcılar risk profillerine bağlı olarak portföy dağılımlarında kıymetli madenlere yer vermeyi değerlendirebilir.

 

 

 

 

 

0

EKONOMİST YENİ SAYI
Ekonomist Dergisini takip etmek için abone olun.
ABONE OL